Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Halka açık hikayeler...(Erzincan Lisesi bahçesinden) - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Halka açık hikayeler...(Erzincan Lisesi bahçesinden)
Konudaki Cevap Sayısı
15
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
13427

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #1  
Eski 17-06-2010, 14:02
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Arrow Halka açık hikayeler...(Erzincan Lisesi bahçesinden)

Bu topicde, sadece aralarında yazışan Erzincan lisesi 1986 mezunu arkadaşların izni ile onlara ait bazı alıntılar aktarılacaktır. Topic tüm bahçe üyelerinin yorumuna ve yazımına açıktır.

Topic kontrolü Oğuzhan'a aittir. (Bu paylaşımı için bahçe adına kendisine teşekkür ederim.)
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
ChinaDex (18-03-2023), janus (18-06-2010), Master (17-06-2010)
  #2  
Eski 17-06-2010, 14:07
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı dentist ve Lise bahçesinden alıntısına izin veren arkadaşlarıma teşekkürlerimle...

Bu kısımda aktaracağım hikayeler, anlatan arkadaşların başından geçmiş hikayeler olup Erzincan Lisesi 1986 topicinde paylaşıp güldüğümüz anıları içerir genel olarak . Umarım beğenirsiniz.


Alıntı:
Türker Özdemir´isimli üyeden Alıntı
Anlatacağım bu hikaye gerçektir. Tıpkı bebek sahilide elle balık tutmam gibi. Ama inanılası zor şeyler anlatıyorum. Sonunda bu gidişle "Oturup bir çay içtim" desem, bana "O kadar da değildir artık! " diye tepki göstereceksiniz gibi geliyor.. Neyse gelelim gerçek hikayemize..

İsa ve Hayriye karı-koca öğretmendirler. Kilise (yerden tam emin değilim) tatil yapmaya gelirler. Öğretmenevinde kalmaktadırlar. Hayriye hocahanım şehrin sokaklarını turlarken seyyar bir satıcıda tam da uzun süredir aradığı gibi bir buluz görür ve satın alır. Öğretmenevine dönünce buluzun defolu olduğunu fark eder. Bir sonraki gün gezerken buluzu yanına almıştır. Seyyar satıcıyı görürse buluzu değiştirecektir.

Gerçekten de seyyar satıcıyı görür. Defoyu gösterir ve değiştirmek istediğini söyler. (Bundan sonrası diyalos şeklinde yazayım)

Seyyar Satıcı:
-- Abla elimde aynısından yok valla. Depodan almam lazım. Ben depoya gidince yanıma aynısından alayım. Sen de yarın gel değiştir.

Hayriye Hoca:
-- Yarın buraya gelemem. Sonraki gün ayrılıyoruz zaten. Şimdi değiştirmen lazım.

Seyyar Satıcı:
-- Peki abla. Sen tezgahın başında dur. Ben koşup gidip 10 dakkaya yenisini getireyim.

Hayriye Hoca kabul eder. Seyyar satıcı uzaklaşır. Hayriye hoca beklemeye başlar. Bir kaç dakika sonra ortalık aniden hareketlenir. Tüm seyyar satıcılar panik içinde sağa-sola koşuşturmaya başlar. Kaçın Zabıta geliyor !. Hayriye hoca bir kaç saniye ne yapacağını bilemez.. Sonra ani bir kararla kendine emanet edilen seyyar satıcının arabasını iteleyerek ara sokaklara doğru kaçmaya başlar.

Üstünde şık giyisiler, kolunda çantası ve ayağında topuklu ayakkabıları ile zabıtan en hızlı kaçanda Hayriye hocadır. Çünkü MAL EMANETTİR !

İşte tesadüf hazretleri burada devreye girer. Tam da o esnada İsa Hocanın bir arkadaşı halk otobüsü içinde ordan geçmektedir. Adam Hayriye hocayı görür, hemen tanır. Ama gözlerine inanamaz ! Arkada zabıtalar önde seyar satıcılar, nerdeyse en önde Hayriye hoca elinde bir seyyar tezgahla zabıtadan kaçıyor.

Hemen İsa Hocayı arar.

Arkadaşı:
-- İsa Hocam. Merhaba yenge hanımı gördüm ama,

İsa Hoca:
-- Ne yapıyor, alışveriş mi ?

Arkadaşı :
-- İnanmayacaksın ama elinde bir seyyar araba var, zabıtadan kaçıyor.

İsa Hoca:
-- Yok canım yanlış görmüşsündür. Hayriye niye zabıtadan kaçsın.Sen nerdesin peki?

Arkadaşı:
-- Ne yanlışı abi hala görüyorum. Hayriye hoca bu ! Ve hala kaçıyor. Ben halk otobüsündeyim. Haber vereyim dedim. Başı dertte galiba !

İsa hoca ne düşüneceğini bilemez. Hayriye hocayı cepten arar, ancak cevap alamaz. İyice meraklanır ve hemen çarşıya doğru yola çıkar......

Bu arada zabıta tehdidi geçmiştir. Ancak Hayriye hoca kaybolmuştur. Daha doğrusu arabayı ilk aldığı yeri karıştırır. Elinde seyyar araba ile aramaya başlar. Seyyar satıcı geri gelir. Ortada ne tezgah vardır, ne müşteri.. Kandırıldığını mallarını çalındığını düşünür. Panik içinde arabasını arar.. Bu sırada taksi ile olay yerine intikal etmiş olan İsa hoca eşini aramaktadır. Hayriye hocayı görür önünde bir seyyar satıcı arabasını itelemektedir.

İsa Hoca:
-- Hayriye sen ne yapıyorsun. Sen zamandır benden gizli bu işi yapıyorsun. Kafayı yiyecem. 2-3 günlüğüne buraya geldik. Ne çabuk ayarladın arabayı ? Malı nerden aldın ? Rüya mı bu ya..

Hayriye Hoca nefees nefesedir. Daha cevap veremeden seyyar satıcı çıkar ortaya.

Seyyar Satıcı :
-- Abla nerdesin sen ya.. Sana güvendim. Senin bana yaptığına bak. Ver arabamı. Allah allah ya ne insanlar var...

İsa Hoca:
-- Hayriye bu adam kim. Ortağın mı ? Patronun mu ? Neler dönüyor anlamıyorum. Hayriyeeee.

Hayriye Hoca:
-- İsa Allah aşkına bir dur ya. Bir sabret !.. Kardeşim sen de kes bağırmayı. Kimsenin malını çaldığı yok. Al malını. Canım çıktı, koşmaktan..

İşte böyle !. Sonra herşey açığa çıkar. Seyyar satıcı Hayriye hocaya teşekkür eder. İsa hoca rahat bir nesef alır. Satıcı yoluna gider.

Cümlesi cümlesine doğru olamayabilir, ama ol-vaka böyle vuku bulmuştur. Biz çok gülmüştük. Umarım sizde beğenmişsinizdir.

Sağlıcakla kalın.
Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
abk (20-06-2010), account (17-06-2010), ChinaDex (26-11-2022), dentist (17-06-2010), egowizerunufo (05-10-2021), Master (17-06-2010), nomeames (17-06-2010), Süvari (17-06-2010), Türker Özdemir (17-06-2010)
  #3  
Eski 20-06-2010, 15:51
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
abk´isimli üyeden Alıntı
sevgili oğuzhan; bir hikaye de benden,

2000'de şırnakta askeri hastanede askerlik yapıyorum. er-erat, onların yakınları haricinde GKK'ların (geçici köy korusu) kendisi ile bakmakla yükümlü ana-babası, çoluk ve çocuklarına da bakıyoruz.
23-24 yaşında bembeyaz tenli GKK eşi 6-7 aylık gebe bir kadıncağız geldi. şikayetini söyledi. ben de genç gördüğümden herhalde, "ilk gebelik mi?" diye sordum.
gevrekçe gülerek "hayııır, üçüncü bu" dedi.
ben de "hanım, sen DOĞUM KONTROLÜ diye bir şey duymadın mı?" diye hayretle sordum.
kadın hemen iki eliyle kocaman olmuş göbeğini gösterip "işte geldim ya DOĞUM KONTROL ettirmeye!" demesin mi?
.
Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (20-06-2010), Master (21-06-2010), neron (21-06-2010)
  #4  
Eski 20-06-2010, 15:52
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
Türker Özdemir´isimli üyeden Alıntı
Sevgili 6-Mat-A,

Babalar günü nedeniyle, babamın hayatından bir hikaye aktarmak isityorum. Olay babamın ortaokul dönemlerinde vuku buluyor.

Karsta kışlar uzun geçer. Uzun kış gecelerinde büyükler mistik ve dini hikayeler anlatırlar. Bu hikayelerin bir kısmıda, karda ve tipide mahsur kalan insanların hikayeleridir. Hikayelerde baş rolü boz atlı Hz. Hızır oynar. Halkın Hızır aleyisselama sevgisi bir başkadır. O, darda kalanların kurtarıcısı mübarek bir zattır. Zaman-zaman iyi insanların mekanını ziyaret ettiğine inanılır.

Yine Hızır hikayelerinin anlatıldığı bir akşamın sabahında babamın aklına bir şaka gelir. Geceden taze kar yağmıştır. Yerde pürüzsüz çarşaf gibi bir ince bir kar örtüsü vardır. İki amcasının oğlu ile planı uygulamaya koyarlar. Uğur olsun diye kapıya asılan kadana (çok iri büyük at) nalı indirilir. İki tırmık sapı birleştirilerek uzun bir sırık elde edilir. Sırığın ucuna bir ip, ipin ucunada nal bağlanır. Arkadan damın üzerine çıkılır, at nalı kapının önündeki karın üzerine (tıpkı atın ayak izleri gibi) dört yere bastırılır.

Sonra babamın babası uyanır, dışarı çıktığında taze karın üzerindeki nal izlerini görür. Evin önüne bir at gelmiş olsa izlerin devamı olurdu. Demen heyecanla bağırır. "Koşun gelin, komşulara haber verin. Bozatlı Hızır evimize gelmiş." Ev halkı ve komşular koşup gelirler. Köye bir heyecan dalgası yayılır. Dedem heyecandan, babam ise korkudan titremektedir. Kendilerinin yaptığı bir anlaşılırsa... Gerisini düşünmek bile istemez babam. Dedem ise evi Hızır tarafından ziyaret edilen biri olarak çok heyecanlı ve mutludur. "Hey mübarek uçarak gelmiş. Atını nallarına kurban olduğum evime gelmiş."

Derken babamın dedesi ve civarın önemli din alimi Molla Şamil çağrılır. Gelir, nal izlerini inceler. Hızır aleyisselamın ziyarete geldiğini doğrular. Hemen bir oğlak kurban edilir. Molla Şamil her nal izinin yanında ayrı ayrı dua okur. Nala değmiş karlar, özenle toplanıp suya karıştırılarak hastalara ve çocuklara içirilir.

Olayın bu kadar büyümesi üzerine; babam ve suç ortakları kurban etini yiyerek susma haklarını kullanırlar. Aradan yıllar geçmesine rağmen gerçeği anlatmazlar. Dedem ve yanındakiler bu mucizeye o kadar inanmıştır ki, kimse bu büyüyü bozmak istemez. Bu olay yaklaşık 50 yıl boyunca gizlenir. Molla Şamil 1972 de 105 yaşında, oğlu Musa dedem ise 2005 yılında 95 yaşında bu mucizevi olaya tanık olmuş insanlar olarak rahmetli olurlar.

Ol hikaye böyledir... Bütün babaların babalar günü kutlu olsun.
.
Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
<filiz> (30-06-2010), account (21-06-2010), dentist (20-06-2010), egowizerunufo (05-10-2021), janus (29-06-2010), Master (21-06-2010), neron (21-06-2010), ohoraka (06-10-2021), Ramo (29-06-2010), RogerSor (05-10-2021)
  #5  
Eski 28-06-2010, 21:40
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
Ümit OSKAY´isimli üyeden Alıntı
.................................................. ..........................................
Aşağıda bu aralar meşhur bir fıkra var dikkatli oku fıkrada sadece bir kişi suçsuz (senin gibi) diğerlerinin hepsi bir şekilde suçlu (bizim gibi).

Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var... Karakuşi Kadı, fırıncıya 'Ben bunu aldım' demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.

Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: 'Hani bizim ördek?' Fırıncı boynunu büküp 'Uçtu' deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış... Gayrimüslim de peşinde kovalıyor... Bir duvardan atlarken, bilmeden öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadının karşısına çıkarmışlar.

Kadı sırayla sormuş....

Ördeğin sahibi, 'Bu adam ördeğimi hiç etti' diye şikayet etmiş

Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş: 'Ne yaptın bu adamın ördeğini?'

Fırıncı 'Uçtu' demiş.

Kadı, kara kaplı defterini açmış: "Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar 'Uçar' anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil" diyerek fırıncının beraatına karar vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş...

Onun şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: 'Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla...'

Davacı 'Ne olacak?' diye sorunca

Karakuşi Kadı, 'Şimdi' demiş, 'Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.'

Tabii gayrimüslim şikayetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da Karakuşi Kadı, 'Tamam' demiş, 'Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.'

Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş.

Kadı dönmüş Yahudi'ye: "Senin şikayetin ne? Bre..."

Yahudi ellerini açmış, 'Ne diyeyim kadı efendi' demiş, 'Adaletinle bin yaşa sen, e mi !'
.
Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (29-06-2010), janus (29-06-2010), Master (28-06-2010), neron (29-06-2010), ohoraka (06-10-2021), Ramo (29-06-2010)
  #6  
Eski 07-07-2010, 11:21
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
Nurdan ZORLUTUNA´isimli üyeden Alıntı
Sizlere bir Banu AVAR yazısı sunuyorum. Hani Isvec'e kafa tutan, hükümeti eleştiren ve ardından TRT'den kovulan Banu AVAR'dan. Iyi okumalar.

Bu Gidişin Başı Var, Bir De Sonu…

Bu gidişat çok önceden belirlenmişti! 100 yıl önce bugün hedeflenmişti!

Yıl 1912. Amerikan başkanı Woodrow Wilson .. Türkiye’yi param parça eden ünlü Wilson ilkelerine adını veren kişi… Türkiye sınırları içine bir Kürdistan ve bir Ermenistan haritaları çizen Amerikan başkanı.. Bakın ne diyor:

‘Amerikan kapitalizminin temel hedefi, zayıf ülkelerin hammaddelerini ve ulusal pazarlarını açık birer kapı olarak tutmaktır. Bunun için diplomasi ve gerekirse zor kullanılmalıdır…’


Geçenlerde Dışişleri Bakanı işte bu Wilson’ın adıyla anılan ödüle layık görüldü… :arrow:

Wilson’ın 100 yıl önceki planı neydi? Petrol coğrafyasına bir Kürt ve bir Ermeni Devleti oturtmak…

O zaman ince ince hesapladıkları , Türkiye’yi bölme ve yutma hayalleri gerçekleşmedi. Kuyruklarını ardlarına kıstırıp bir daha gelmek üzere gittiler…

Türkler inanılmaz şartlarda yaptıkları savaştan galip çıktılar. Yedi Düvel buna ağızları köpürerek ‘Türk Mucizesi’ dediler..

Ardından yepyeni bir ülke kuruldu. Türkler ulusal kaynaklarına sahip çıkıyorlardı. Ardı ardına fabrikalar açtılar. Uçaklar , Arabalar yaptılar. Madenlerini işlemeye başladılar, Petrol aradılar…Tarıma yol verdiler, yurttaşlar yarattılar.

Ama içerde işi bozulanlar vardı. Onlar kullanıma hazırdı.. … Kürt Sait isyanı Lozan’da Musul meselesi masadayken, Dersim İsyani, Hatay için direnilirken tezgahlandı.

Batıya hayran ayran budalaları!

1930’lardan itibaren koyun postlarına bürünmüş ‘uzmanlar’ genç cumhuriyeti ziyaret etmeye başladı.. Her şey yeniden kurulurken maskeli sırtlanlar Ankara’da boygösterdi .. Tanzimat kafalı Batıya ayran budalası gibi hayran ‘münevverler’, yabancı emeller için uygun arazi şartları sağladı. 1938’de milletin önderi öldü ve geride kalanlar hemen Batı’ya koştu! İngiliz ve Fransızlarla üçlü anlaşma imzalandığında , Gazi Paşa’nın ölümünün üzerinden 5 ay geçmemişti. Gazi paşa’yı ‘anlamayıp sadece inananlar’ asıllarına rücu ettiler.

2. Paylaşım Savaşına kadar ‘ecnebi uzmanlar’ yurdun tüm açık yaralarına dair raporlarını hazırladılar…

2. Dünya savaşı ile bir süre ara verdiler.. Yalta’da yeni bir düzen kuruldu artık Avrupa’nın mührünü Amerika alacaktı

Savaşın sonunda ‘yeni dünya’ sırtlanları İsmet İnönü’yü bir sömürge anlaşmasına daha razı ettiler. Marshall yardımı çerçevesinde imzalanan anlaşma, Kurtuluş’dan 24 yıl sonra Türkiye’yi esir etti.

Önce Dünya Bankası ve İMF denetimine girdik. Sonra NATO’ya alındık Bedelini Korede kanla ödeyecektik. Üstüne üstlük ‘Canım Amerika!’ diye şarkılar söyledik!

Hollywood filmleri seyrettik, Dean Martin, Frank Sinatra dinledik..

1956’da küresel elitin önde gelen ismi, Rockefeller, ABD başkanı Eisenhower’a: ‘Türkler oltada balık! Yeme ihtiyaçları yok!’ diyordu.. Sonra Ortadoğu’daki yüksek idealleri için, işlerine gelen hükümetleri iktidarda tutmak işlerine gelmeyenleri devirmek amacıyla yardım fonlarının kullanılacağı’ karara bağlanıyordu..

1966’da NATO haberalma tesislerine kapıyı açtık. Tüm istihbaratımızı ABD’ye devrettik.

1971’de ‘Büyük Türkiye’ hayallerimizin bedelini birbirimizi kırdırarak ödettiler Ardından bir darbeyle işi bitirdiler!

Uslanmayıp 1974’de Kıbrıs barış harekatını yapınca ASALA terörünü başımıza bela ettiler! Ama biz yılmadık, müttefikimize daha sıkı sarıldık..

1980’de Sovyetlerle sanayi işbirliği, hızlı sanayi atılımları sürerken bir CIA darbesiyle daha sarsıldık..

1984’de Türkiye ağır sanayi hamlelerine Güneydoğu Anadolu Projesini ekledik. PKK ile ödüllendirildik!

Sevr Hortladı!

100 yıllık Kürt devleti hayali paketlenip Türkiye’nin önüne kondu. Ve SEVR HORTLADI, kabusumuz oldu.

Fulbright burslarıyla yetiştirdikleri liderleri getirip ülkemizin başına koydular…

1991’de başa geçirdikleri Turgut Özal’a kukla bir Kürt devleti için ilk adımları attırdılar.

Çekiç Güç kontrolünde bir Kürdistan devletinin tohumunu attılar..

Irak’ın kuzeyi güvenli bölge ilan edildi ve PKK Çekiç Güç kontrolünde pamuklar içinde yetiştirildi!

Derken Özal, ‘Bir Türk-Kürt Federasyonu’ndan’ bahsediverdi!

Bu arada on binlerce vatan evladı yitirildi….

1995’de Avrupa Birliği ‘Kürt Sorununu askeri tedbirlerle ortadan kaldıramazsınız!’ diyordu. İçerdeki besleme koro onaylıyordu. Bu ülkenin has vatandaşları Azınlık konumuna oturtuldu…

Aynı anda Türkiye’nin Gümrük Birliği ile eli kolu bağlandı! Yani tüm gelirlerine el kondu, üretimi durduruldu, terörle mücadelede deli gömleğine sokuldu.

1999’da Apo Türkiye’ye verildi. Artık İmralı’dan terörü yönetecekti!

Vatan evladı ölmeye devam etti!

2002'de Türkiye’ye bir sessiz darbe yapılacak, oyunun son perdesi sahnelenecekti. . Küresel elit, Sevr hükümleri karşılığında AKP’ye iktidar koltuğunu verdi!

2004’de Avrupa Birliği Uyum Yasaları önümüze geldi… Bu yasalarla ellerimiz arkadan bağlanıyor, teröriste ise ‘VUR!’ deniyordu.

Vurmaları için gerekli tüm silahlar, Irak ve Güneydoğuya NATO uçaklarıyla aktı…Ordunun sınır ötesi harekatı sınırlandırıldı. İstihbaratımız ABD ve İsrail istihbaratının içinde eridi ve kayıplarımız, 10 yıl içinde 50 kat arttı.

Eşzamanlı olarak Bölgesel Kalkınma ajansları, ikiz yasalar ve yerel ‘iktidar’ girişimleri teröre zemin hazırladı.

Medya vasıtasıyla zehir enjeksiyonu had safhadaydı. Basın tümüyle işgal altında ve köşe başlarını tutanlar. ‘Sahiplerinin sesi’ olmaya can atmaktaydı!

Üniversiteler şirketleşmeyi tamamlıyorlardı . İşbirliği yapan akademisyenler rüyalarında göremeyeceği imkanlarla donatıldı.

2007’de Amerikan istihbaratçıları ndan oluşan bir ekip Ankara’ya yuvalandı.

Gözleri gören, kulakları duyan, burnu koku alan helal süt emmiş vatan evlatları kralın çıplak olduğunu yazıp çizdiler. Ortalığa korku salındı. Konuşmaya başlayanlar dinlendi, terörle mücadelede üstün hizmeti olanlar Silivri’ye davet edildi..(!)

Artık ‘YETER’ diyenler…

Şimdi geldiğimiz noktada her şey apaçık ortada! Düşman belli..Hem de 100 yıldan beri, hiç değişmedi.

Çokuluslu şirketlerin kontrolünde ABD ve Avrupa Birliğinin elitleri, ve onların denetimindeki mali ve siyasi kurumlar, İMF, Dünya bankası, NATO! Ve tabii içerde onların planlarını yürürlüğe koyan işbirlikçi hükümetler !. Artı Sivil Toplum diye altımızı oyan ajanlar ve onların maşalarının ucunda sallananlar…

Hepsini toplasanız 10 bin kişiyi bulmazlar!

Geride 72 milyon var. İşsiz ve yoksul bırakılmış, dini ve etnik olarak parçalanmış, şehit düşmüş, gazi olmuş, kan kusan, göz pınarları akan 72 milyon..

Psikolojik savaşın her türlüsüyle karşılaşmış, çok hırpalanmış, örselenmiş ama sağduyusunu kaybetmemiş, sabrı defalarca denenmiş bir millet… Sessiz ama derinden, son anda ‘YETER’ diyen…İşte bu nedenle ZALİMler bu milletten korkuyor ve oyun üzerine oyun kuruyor.

Bu millet artık Terörün Washington ve Brüksel’den fışkırdığını biliyor. Batıyla ittifak yapanların, eşbaşkan olanların bu kan kaybını durduramayacağı nı da!

Eylül'deki referandum halkın bu bilincinin keskin bir göstergesi olacaktır.. Halk gücünün farkına vardığı zaman başka bir dönem başlayacaktır!

Allah tüm şehitlerimize RAHMET eylesin!!! Onların kanı yerde kalmayacak!

Banu AVAR, 21 Haziran 2010

.
Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (07-07-2010), iqirujezo (06-10-2021), Master (31-07-2010)
  #7  
Eski 07-07-2010, 11:22
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
dy´isimli üyeden Alıntı
BiR BANU AVAR YAZISI...na cevabimdir.‏

Sevgili Nurdan, bu yazinin ne hikmetse internet ortaminda paylasim sitelerinde vs surekli dolasiyor olmasina gicik oluyordum benim de goruslerimi yazmam icin vesile oldun tesekkur ediyorum oncelikle. Lutfen en azindan bizler oyuna gelmeyelim. Bu yazinin bizlerin gundemine bile girebilmis olmasina gercekten sasiriyorum. Tarihi bilmemek, en az tarihi carpitmak kadar tehlikelidir ki bulundugumuz noktanin gercek sebebi tam da budur.

Banu Avar belliki TRT’den kovuldugu icin AKP’ye cakmis ama bunu yaparken “alayina gider” yapmis. Yazidaki bilgilerden hangilerini duzeltmekle baslayayim diyorum ama neresinden tutsan elinde kalir. 3.sinif kahvehane edebiyati ile insanlarin ilkel duygularini kabartmak en basitinden bugune kadar uygulanan senaryolarin ta kendisidir.

Sormak lazim bu hanimefendiye, tek suclari amerikan emperyalizmine hayir demek olan, 6 filo defol diyen, tek bir insana kursun atmamis vatansever gencler hapislerde isgencelerden gecerken -ki simdi sinirda cicekle terorist karsilaniyor- idam edilirken neredeydi bu halk? Tersine 3 kelleye 3 kelle diye rovans cigliklari atmadilar mi? Ki yazida bahsettigi meshur marshall yardimi Inonu’nun degil Menderes’in icraatidir. Bunun gibi tarihsel yanlislara girmiyorum bile. Emperyalizm 1.dunya savasinda basaramadigini 2.dunya savasinda Turkiye’yi savasa sokarak basarmak istemis ama diplomasi dahisi kabul edilen Inonu’nun kritik manevralari ile bu oyun bozulmusken, O’nu batinin usagi olarak gostermek hangi cesit aklin urunudur belli degil.

Hangi halktan bahsediyoruz? Bu davar surusu ne vakit halk olabilmeyi basarmis ki? Hangi mucadeleyi
Vermis aydinlanma ve gelisme icin? Tek bir becerimiz vardi, o da askeri beceri. Kurtulus savasi da bu yuzden kazanilabildi. Gazi butun devrimleri de “halka ragmen” yapmistir bu gercegi de kimse unutmasin. Toplumlara tepeden inme verdigin haklarin hicbirisini bunye kabul etmez. Nitekim ortada sonuc. 80 sene sonra herkes kufrediyor ulkeyi kurtaran kahramanlara. Kimse kusura bakmasin bu “halk”tan bir cacik olmaz.

Evet 100 senedir bu topraklarda ayni senaryo devam ediyor. Iktidari ele gecirmek icin Asiret reislerini milletvekili, belediye baskani hatta bakan yap sonra da o bakanlarla bolgeyi kalkindirmak icin toprak reformu, gap vs yap, kuslar bile guler buna ama bizim davar surusu alkislasin..

tamam verelim guneydoguyu kurtlere bakalim kac tane kurt ankaradaki koltugunu, istanbuldaki kosklerini, fabrikalarini saraylarini birakip silopiye gidecek? Yazacaksa bunu yazsin Banu Avar..kimse kendini kandirmasin, kimse kandirilmis filan degil bu memlekette, herkes bilerek ve isteyerek yapiyor her ne halt yapiyorsa. Egriyi dogruyu bu cagda bile hala anlamayan varsa birak sarhosu devrilsin.

Gavur parasiyla bes para etmez denilen “devletci, kapali” ekonomimizi, buyuyecegiz, amerika gibi olacagiz diyerek imf’nin kucagina oturtup memleketi enflasyon ve develuvasyonla tanistiran buyuk devlet adami Menderes bugun mezardan ciksin parti kursun, %60 ile iktidar olmazsa ben essegim diye taksimde aniririm. Bu “halk” mi YETER diyecek? Dedi demesine ama ismet pasaya yeter deyip menderesi secti.

Okuma yazma orani hala %70’lerde olan bir toplumdan bahsediyoruz. O da hizlandirilmis yalandan kurslar ve istatistikler marifetiyle. Bunlar mi tarihi bilecek karar verecek?

Kimse de abartmasin, kuresel guclerin gozunde oyle buyuk ve onemli filan da degiliz. Kurtlere, ermenilere, araplara, hintlilere, afganlilara hatta afrikadaki zencilere ne kadar onem veriyorlarsa bize de o kadar..

Kimsenin de seni parcalamaya niyeti yok merak etme. Enayi mi emperyalizm, yakinda 100 milyon olacak nufusa kisi basina 10 dolarlik mal satsa her yil, hesabini siz yapin, niye kargasa yaratip bozsun bu duzeni. Emperyalizmin tek derdi sen iste bu cesit konularla ilgilen, yahu biz niye uretim yapmiyoruz, niye bugdayi bile 10000 km oteden ithal ediyoruz diye dusunme, tusiad’in degerli sanayicileri su satsin marketcilik yapsin fakat senin aklina hic gelmesin bu nasil sanayicilik diye, messi insan mi diye tartis, demet akalin’in kocasi ibne mi diye kafa yor bunu istiyor. Sen de hala pkk’yi kim destekliyor, ermenistanla sinir kapisi acilsin mi onu tartisiyorsun. Sinir kapisini bosver kicin acikta haberin yok. Banu Avar gibileri de neye hizmet etmis oluyor bir daha dusunun bakalim.

Birbirinden sahane 36 cesit koftesi bulunan Turk mutfagina sahipken coluk cocuk oturmus McDonald’s yerken kahrolsun pkk kahrolsun amerika diyorsunuz.
Afiyet olsun.

dy
Yirmibeshaziranikibinon-istanbul
.
Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
ChinaDex (27-01-2024), dentist (07-07-2010), janus (08-07-2010), Master (31-07-2010)
  #8  
Eski 30-07-2010, 19:23
Oğuzhan - ait Avatar
Oğuzhan Oğuzhan bağlı değil
6-MAT-A (2110)
PhotobucketImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox ExtensionImage Source,Photobucket Uploader Firefox Extension Kıdemli Albay
 
Üyelik Tarihi: Jan 2010
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 584/556
306 Mesaj ına 718 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı ile Cevapla
Oğuzhan kullanıcısına teşekkür edenler
account (31-07-2010), janus (11-08-2010), Master (31-07-2010)
  #9  
Eski 05-10-2021, 06:35
Desmondsaupe Desmondsaupe bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2021
Bulunduğu Yer: Zimbabwe
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 186/0
27 Mesaj ına 341 Kere teşekkür edildi
Desmondsaupe - ICQ üzerinden Mesaj gönder Desmondsaupe - AİM üzerinden Mesaj gönder Desmondsaupe - YAHOO üzeri ndenMesaj gönder Send a message via Skype™ to Desmondsaupe
Tanımlı -

Alanın birçok bölüme nazaran daha düşük krediyle mezun ediyor. Yüz yüze eğitimin alttan ders falan olmadan sorunsuz bitiyorsa, zorunlu dersin de olmadığına göre; tebrik ederim mezunsun. Ortak, seçmeli veya başarılı dersler meselesine takılma. Şuan mezuniyet şartlarını taşıyorsun.

Bundan sonraki süreçte, mezuniyetin için ilk yüz yüze eğitim tamamlandı diye sistemde yazacak, daha sonra mezuniyet taraması vs. prosedürleri yapılacak. Yani durumunun mezun öğrenci olması bir süre alabilir...
Alıntı ile Cevapla
Desmondsaupe kullanıcısına teşekkür edenler
cleanVot (07-10-2021)
  #10  
Eski 05-10-2021, 06:36
Desmondsaupe Desmondsaupe bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2021
Bulunduğu Yer: Zimbabwe
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 186/0
27 Mesaj ına 341 Kere teşekkür edildi
Desmondsaupe - ICQ üzerinden Mesaj gönder Desmondsaupe - AİM üzerinden Mesaj gönder Desmondsaupe - YAHOO üzeri ndenMesaj gönder Send a message via Skype™ to Desmondsaupe
Tanımlı -

Test
Alıntı ile Cevapla
Desmondsaupe kullanıcısına teşekkür edenler
cleanVot (07-10-2021)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:22 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce