#21
|
|||
|
|||
Mayonez Kavanozu ve 2 Fincan Kahve:
Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman
24 saat kısa gelmeye başlarsa, O zaman *mayonez kavanozu ve 2 fincan kahveyi* hatırlayiniz! Bir gün bir profesör, masasının üzerinde birkaç kutu olduğu halde felsefe dersindedir.Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir mayonez kavanozunu alır ve içerisini tenis topları ile doldurur.Ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar. Öğrenciler ittifakla kavonozun dolduğunu ifade ederler,Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar,Onlar da evet" doldu derler. Tekrar profesör masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar,Öğrenciler de koro halinde "evet" derler. Bu sefer profesör masanın *altında* hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek "eveet" diyerek; ben "Bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım" der. Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; dininiz,ibadetleriniz, aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir. Şayet diğer şeyleri kaybetseniz de, bu *önemli şeyler* kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs. Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. "Şayet kavanoza önce kum doldurursanız..." diye, anlatmaya devam eder, "çakıl taşlarına ve özellikle de tenis toplarına yeterli" yer kalmaz.Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arzeden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sıhhatinize dikkat edin. Eşinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur. Bu ara bir öğrenci parmağını kaldırır ve sorar; "Pekiyii, o iki fincan kahve nedir?" Profesör gülerek: "Bu soruyu sorduğuna sevindim. Hayatınız ne kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve içecek kadar vakit ayırın!" * |
#22
|
||||
|
||||
|
#23
|
||||
|
||||
Su
"Greater Idaho Falls" bilim fuarında bir lise öğrencisi, yöre insanlarını hazırladığı projeyi imzalamaya davet etti. Delikanlı; "dihydrogen monokside" adlı maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, mümkün olmadığı takdirde çok sıkı kontrolünü istiyordu. Maddenin zararlarını duvarlara astığı afişle açıklıyordu:
Yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir. Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur. Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir. Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar. Erozyona yol açar. Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır. Ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur. Bir saat içinde tam 50 bilim fuarı meraklısı insan, delikanlının kampanya açtığı standı ziyaret etti. 43 kişi yasaklama isteğini şiddetle desteklediler. 6 kişi kararsız kaldı. Sadece bir kişi yasaklanması istenen "dihydrogen monokside"nin H2O yani hayatın can damarı "su" olduğunu söyledi. Lise öğrencisinin bu projesi "ne kadar kolay aldatılabiliyoruz" yarışmasının birincisi ilan edildi...! Delikanlı: "Amacım, kolayca saptırılmış, saçma bilimsel cümleciklerle insanların nasıl yanlış koşullandırılabileceklerini göstermekti" dedi. |
dentist kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (10-05-2006) |
#24
|
||||
|
||||
Çok soğuk bir kış günü padişah,tebdil-i kıyafet gezmeye karar vermiş.
Yanına baş vezirini alıp yola çıkmış.Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş. Padişah,ihtiyarı selamlamış: "Selamunaleykum ey pir'i fani ..." "Aleykumselam ey serdar'i cihan..." Padişah sormuş: "Altılarda ne yaptın?" "Altıya altı katmayınca,otuz ikiye yetmiyor..." Padişah gene sormuş: "Geceleri kalkmadın mı?" "Kalktık...Lakin.ellere yaradı..." Padişah gülmüş: "Bir kaz göndersem yolar mısın?" "Hemde ciyaklatmadan..." Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar.Padişahbaşvezire dönmüş: "Ne konuştuğumuzu anladın mı?" "Hayır padişahım..." Padişah sinirlenmiş: "Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım." Kotkuya kapılan başvezir,padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş.Bakmış adam hala orada çalışıyor. "Ne konuştunuz siz padişahla..." Adam,başveziri şöyle bir süzmüş: "Kusura bakma.Bedava söyleyemem.Ver bir yüz altın söyleyeyim." Başvezir,yüz altın vermiş. "Sen padişahı,serdar-ı cihan,diye selamladın.Nereden anladın padişah olduğunu." "Ben dericiyim.Onun srtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi." Vezir kafasını kaşımış. "Peki,altılara altı katmayınca,otuz ikiye yetmiyor ne demek?..." Adam bu soruya cevap vermek içinde bir yüz altın daha almış. "Padişah,altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki,kış günü çalışıyorsun,diye sordu.Ben de yalnızca altı ay yaz değil,altı ay da kış çalışmazsak,yemek bulamıyoruz dedim Vezir bir soru daha sormuş... "geceleri kalkmadın mı ne demek?" Adam bir yüz altın daha almış. "Çocukların yok mu diye sordu.Var ama hepsi kız .Evlendiler,başkasına yaradılar,dedim..." Vezir gene kafasını sallamış. "Bir de kaz gönderirsem dedi,o ne demek..." Adam gülmüş. "Onu da sen bul..." |
#25
|
||||
|
||||
ERKEKLER MELEKTIR MELEEEEKKK ! ISTE ERKEKLERIN BIRER MELEK
OLDUGUNUN KANITI... ) Bir gün ormancının biri dalları nehrin üzerine sarkan ağacın dallarını keserken baltasını suya düşürür. "Aman tanrım" diye bağırdığında bir peri belirir ve "Ne diye bağırıyorsun ?"der. Ormancı baltasını suya düşürdüğünü ve yaşamını sürdürebilmek için o baltaya ihtiyacı olduğunu söyler. Peri suya dalar ve elinde bir altın balta ile tekrar belirir. "Baltan bu muydu ?" diye sorar. Ormanci "hayır" diye cevaplar. Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde gümüş bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. "Baltan bu muydu ?" Ormancı yine "hayır" diye cevaplar. Peri suya tekrar dalar ve bu sefer elinde demir bir balta ile tekrar belirir ve yine sorar. "Baltan bu muydu ?" Ormancı "evet" der. Ormancının dürüstlüğü perinin çok hoşuna gider ve baltaların üçünü de kendisine verir. Ormancı mutlu bir şekilde evine döner. Bir zaman sonra ormancı esiyle birlikte nehir boyunca yürürken karisi suya düşer. Ormancı "aman tanrım" diye bağırır. Peri yine belirir ve sorar: "Ne diye bağırıyorsun ?" Ormancı" karim suya düştü der. Peri suya dalar ve Jennifer Lopez ile birlikte geri döner."Senin karin bu mu?" diye sorar. Ormancı "evet" der. Peri sinirlenmiştir, "Yalan söylüyorsun, gerçek bu değil" der. Ormancı "özür dilerim peri, ortada bir yanlış anlaşılma söz konusu. Eğer Jennifer Lopez için hayır deseydim bu sefer Catherine Zeta-Jones ile geri dönecektin, ona da hayır deseydim karımla dönecek ve her üçünü de bana verecektin. Ben fakir bir adamım ve üç karimin sorumluluğunu taşıyabilecek durumda değilim. Jennifer Lopez'e evet dememin sebebi budur... Bu Minik Yorum: Ne zaman bir erkek yalan söylüyorsa bunun iyi ve saygın bir nedeni vardır ve bu başkalarının yararı içindir. Kendileri için bir şey istiyorlarsa ekmek çarpsındır... |
#26
|
||||
|
||||
Evet Sevgili Ramo hatta Naaaa merttir ...Erkek
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
Master kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Ramo (27-05-2006) |
#27
|
|||
|
|||
Sn master
Sol kulağınızı kapatırsanız SAĞ duyulu olursunuz.
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir. |
#28
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Hoş görünüze sığınarak, Niyetinizi ya da söylemek istediğinizi anlayamadığımı söylemeliyim. Biraz açarsanız sevineceğim. Teşekkürlerimle |
#29
|
|||
|
|||
Evet Sevgili Ramo hatta Naaaa merttir ...Erkek
bodrum anoson kokan rüzgarında tavuk yumurta meselesinin tavuğun yumurtadan çıktığı sonucunu öğrendim . Ama horoz nerde niye yok derken üstadım yazdı Naaaaa mert ..erkek bende üstadımdamdan Sağduyulu olmasını istedim hocam çamurdandan da olsa erkek herzaman merttirr değilmi . sevgi ve saygılarımla.
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir. |
account kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (28-05-2006) |
#30
|
|||
|
|||
Sn Account;
Espirinizi yakalayamadığım için özür. Açıklama için teşekkürler. Saygılarımla |
Konuyu Toplam 2 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|