#111
|
|||
|
|||
Morarmış akşamlarına İzmir'in
tutup aşkımı sundum. Kağıttan gemi yaptım acılara saçları yosun kokan Bostanlı'da. * Karanfil tenli cumbalı gözlerden Kuytulaşır gözleri akşamın. Bir gitarın tek telinde.. * Penceresinde çiçeklenir gün Değer elleri yorgun yıldıza Aşkla gelir mevsim. Kaçkın bakışlar bahçesinde Sevişmek kırmızı güldür.. * Yüreği, yüreğim midir Eflatun gecelerinde İzmir'in Alacalı, mavili ve de hercai menekşe.. Abdullah Neyzar Karahan |
#112
|
|||
|
|||
Sen bu dünyanin sirlarina eremezsin;
Erenlerin dilini de söktüremezsin; Iyisi mi iç sarabi, cennet et bu dünyayi Öbür cennete ya girer, ya giremezsin. Hayyam |
#113
|
||||
|
||||
Bir kenti yaşamak
Bir kenti yaşamak ona boyun eğmektir. Sözleşmesiz,anlaşmasız ne derse tek tek yapacaksın düşünmeden,direnmeden. Yabancıysan ve gezgin değilsen, 'Bir kent yeter'diyeceksin, 'Tek bir ölüm'; Boğazına oturmuş olan Bir bardak su isteyen. Boyun eğeceksin yolcu! Bir köle gibi tıpkı, anlamak için belki, nedir mutlululuğu bir tutsağın? ÖZDEMİR İNCE
__________________
VAR'la YOK arasında dar bir alan var ya,işte oraya bayılıyorum... |
Lizzy kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (02-07-2007), buena vista (02-07-2007) |
#114
|
|||
|
|||
Haydar Haydar
O YAR BENİM KİME NE
Ben yitirdim ben ararım Yâr benimdir kime ne Gâh giderim öz bağıma Gül dererim kime ne Gâh giderim medreseye Ders okurum Hak için Gâh giderim meyhaneye Dem çekerim kime ne Sofular haram demişler Bu aşkın şarabına Ben doldurur ben içerim Günah benim kime ne Ben melâmet hırkasını Kendim giydim eğnime Ar ü namus şişesini Taşa çaldım kime ne Sofular secde ederler Mescidin mihrabına Yâr eşiği secdegâhım Yüz sürerim kime ne Gâh çıkarım gökyüzüne Hükmederim kaf'tan kaf'a Gâh inerim yeryüzüne Yâr severim kime ne Kelp rakip böyle diyormuş Güzel sevmek pek günah Ben severim sevdiğimi Günah benim kime ne Nesimi' ye sordular ki Yârin ile hoş musun Hoş olayım olmayayım O yâr benim kime ne Kul Nesimi |
flz kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (02-07-2007), buena vista (02-07-2007) |
#115
|
||||
|
||||
Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar...
[SES]http://www.arka-bahce.org/forum/attachment.php?attachmentid=429&d=1183490000[/SES]
yuksek yuksek.mp3 Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Babamın bir atı olsa binse de gelse Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse Kardeşlerim yolları bilse de gelse Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür. Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış. Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür. Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır. Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur. Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Babamın bir atı olsa binse de gelse Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse Kardeşlerim yolları bilse de gelse Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim Kaynak: Türk Halk Müziği ve Oyunları Sayfa 164 Cilt1 Sayı4 Yıl1 - 1982
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK |
#116
|
||||
|
||||
Sayın dentist,
Biranda çektiğim kabusu hatırlattınız..Bu türkü ufaklığın 1.dönem müzik projesiydi de.... |
#117
|
|||
|
|||
Sevgili Meraklı;
Dent'imiz büyük bir olasılıkla, Şimdi mutlaka alihoca anasını özlemiştir. ''Dur şunu bi ağlatayım'' demiştir. Bak, mesajı okuyup dinlediğimde, kendi ağladığıma değil, anamın interneti felan bilmediğine şükrettim desem inan. Aksi halde '' Eller gelin getirdi. Biz seni İstanbul'a gelin verdik guzuuuum.'' diye bir başlardı ki susturabilene aşk olsun.. |
#118
|
||||
|
||||
Malkara'dan üç gün üç gece sürecek yol , muhtemelen Konya civarına düşer. Zeynep'le Ali'nin hikayesini ters çevirince de Ali Hocamın anası haklı duruma geliverir.
|
#119
|
|||
|
|||
Canlarin cani dost, gel etme, dinle beni.
Küsme Felege, degmez, yeme kendini; Cekil, otur gürültüsüz bir köseye, Seyret bu hengamede olup biteni. HAYYAM |
#120
|
||||
|
||||
Ah alihocam, vah alihocam,
Abe bilmez misiniz ki evladın yaşı ne olursa olsun, canından parçası ister boyum kadar ister el kadar, yine de anasının kuzusudur... |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|