Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Medya Yorumları - Sayfa 59 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Medya Yorumları
Konudaki Cevap Sayısı
741
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
443668

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #581  
Eski 08-02-2010, 19:14
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
omg.gif Ne Tarih miş.... Ali Hocam da hiç anlatmıyor....

TSK DÜŞMANLIĞININ KÖKENİ NEREYE DAYANIYOR


Milli Şair Mehmet Akif’e soruyorlar; “Tarih tekerrür eder mi?” Şair şöyle yanıt veriyor: “Hiç ibret alınsa tekerrür eder mi?” Mehmet Akif bugün hayatta olsaydı, son yıllarda yaşadığımız olaylar hakkında ne düşünürdü? Ergenekon soruşturması, darbe iddiaları, ıslak imza, kozmik oda, balyoz planları, emasya tartışmaları vs.
Şair kuşkusuz derdi ki, “ama biz bunların benzerini aynen yaşadık.” Nasıl mı? Okuyacağınız bugün yaşadıklarınızdır…

Kafamızı Türkiye topraklarına sokarak olan biteni anlamamız zor.
Dünyaya bakacağız; bir yaprak kımıldasa, bunun rüzgarının Türkiye’ye etkisini analiz etmeye çalışacağız. İşte o zaman çok karışık gibi gelen meselelerin ne kadar basit sebepleri olduğunu kavrayabiliriz.
Gelin, Mehmet Akif’in yaşadığı 20’inci yüzyıl başına gidelim. Tarihin tekerrür edip etmediğine bir bakalım.
Biliyoruz ki; büyük emperyal güçler arasındaki yeni sömürge pazarlarını kapma mücadelesi, Birinci Paylaşım Savaşı’na/Birinci Dünya Savaşı’na neden oldu.
Osmanlı bu savaştan yenik çıktı.
Galiplerin arasında en güçlü olan İngilizlerdi.
İngilizler, Mezopotamya, Suriye ve Arabistan’ı Osmanlı’dan koparıp almak istiyordu. Kurmayı planladıkları kukla devletler arasında Ermenistan ve Kürdistan da vardı.
Osmanlı idari yapısını, milliyet esasına göre parçalayıp, federatif hale getirmeyi planladılar.
Siyasi emellerinin yanında İngilizlerin, iktisadi amaçları da vardı. Birinci Dünya Savaşı başında Osmanlı’nın tek yanlı olarak kaldırdığı kapitülasyonları yeniden uygulamak istiyorlardı.
Osmanlı maliyesini tümüyle Duyun-u Umumiye’nin denetimine vermek amacındaydılar.
İngilizler biliyordu ki, Osmanlı siyasi yaşamında İttihatçılarla birlikte ordunun da büyük etkisi vardı. Ordunun siyasal düşüncesi belliydi; milliciydi.
O halde tüm bunları yapabilmeleri için ordudaki ulusçu/milliyetçi komutanların tasfiyesi gerekiyordu.

Önce bir kurnazlık yaptılar:
Bir süre İttihat ve Terakki Hükümeti’yle çalıştılar. Ağır şartları onlara kabul ettirip, nüfuzlarını kırıp, bir daha iktidar olma olanağını ortadan kaldırmak için!
Tam başarılı olamadılar.
İçinde İttihatçıların bulunduğu İzzet Paşa Hükümeti’ne ağır şartları kabul ettiremediler; ancak bazı tavizler koparabildiler.
Bunlardan en önemlisi Mondros Ateşkes Antlaşması’ydı. İngilizler, savaşta Hamidiye zırhlısıyla olağanüstü başarılar kazanan Rauf (Orbay) Bey’in imzaya gelmesini özellikle istediler. Başarılı komutanları halkın gözünden düşürmek istiyorlardı. Sonra tutuklayacaklar, sürgüne göndereceklerdi. Hepsini adım adım yapacaklardı…

Darbe iddiasıyla başlayan tutuklamalar

İngilizler, İttihatçıları kolay kullanamayacağı anlayınca, sertleşme politikası güttüler. Bunda İttihatçılara kin duyan Sultan Vahdettin’in de etkisi vardı.
Sultan Vahdettin, İngilizlerin tertiplediği gerici 31 Mart (1909) olayının hazırlayıcılarından Derviş Vahdeti’nin kurduğu İttihat-ı Muhammedi Cemiyeti’nin üyesiydi.
Bir dönem perde arkasındaki ilişki artık açıkça ortadaydı. Vahdettin, İngilizlerin desteğiyle iktidarını güçlendireceğini ve düşman gördüğü ulusalcılardan tamamen kurtulacağını düşünüyordu.
Bu nedenle İngilizleri de arkasına alarak ittihatçı hükümeti yıkıp, Tevfik Paşa Hükümeti’ni kurdurdu.
Şimdi sıra İttihatçıların cezaevlerine tıkılmasındaydı.
İngiliz ve Saray ittifakının elinde önemli bir gerekçe vardı: Savaş dönemindeki Ermeni ve Rum tehcirleri.
Tehcir kararının altında imzası olan-olmayan tüm İttihatçılar cezalandırılmalıydı. 2500 kişilik bir tutuklama listesi hazırlandı.
Ama önce…
Meclis feshedildi. Basına sansür getirildi. Harp divanı kuruldu.
Ve ardından gözaltılar, tutuklamalar başladı. Bunlar kısa sürede “cadı avına” dönüştü.
Yeniden kurulan liberal-dinci ittifak partisi; Hürriyet ve İtilaf, daha çok kişiyi tutuklamadığı için hükümeti uyuşukla itham eden bildiri yayınladı.
Bu partinin yayın organı Peyam, Sabah ve Alemdar gazeteler, daha çok ittihatçının tutuklanması için var gücüyle çalıştı. Sürekli hedef gösterdiler; İttihat ve Terakki’nin hemen kapatılmasını; partinin ileri gelenlerinin hemen tutuklanmasını istiyorlardı.
Tehcire izin veren Diyarbakır Valisi Dr. Reşid’in cezaevinden kaçması bu çevreleri daha da saldırganlaştırdı. Yaptıkları mitingle bu kaçışı protesto ettiler.
Sonunda bu kaçışla ilgili inanılmaz bir iddiayı ortaya attılar:
İttihatçılar darbe yapacak!
Vahdettin’in has Paşası Ömer Yaver Paşa, İstanbul’daki İngiliz Yarbay Murphy’e giderek, darbe olacağını aman İstanbul’dan ayrılmamalarını rica etti. Murphy, Osmanlı Paşasını gülerek dinledi.
Zavallı Yaver Paşa bilmiyordu ki, bu iddianın ortaya atılmasını sağlayanlar İngilizlerdi.
Darbe iddiaları üzerine yeni bir tutuklama dalgası başladı; 30 kişi daha sorgusuz sualsiz cezaevine kondu.
Milli Kongre’nin başkanı Dr. Esat (Işık) gibi saygın ulusalcılar gece yarıları pijamaları, terlikleriyle evlerinden alındılar.
İttihat ve Terakki’nin tüm mallarına el konuldu.
Sonra sıra subaylara geldi.
İngilizler savaş tutsaklarına eziyet ettikleri iddiasıyla 23 subayın hemen tutuklanmasını istedi.

Ordunun önde gelen isimleri tutuklanınca, İngilizler bu kez bazı kurumların “darbeyi planladıklarını” gündeme getirdi.
Bunların başında Enver Paşa’nın kurdurduğu istihbarat örgütü Müsellah Müdafaa-i Milliye vardı. Savaş döneminde İngilizlere zorluklar yaşatan Osmanlı istihbarat örgütü küçültülüp etkisizleştirilerek Harbiye Nezareti’ne bağlandı.
Osmanlı’nın deniz kuvvetlerini güçlendirmek için kurulan Donanma Cemiyetleri Bahriye Nezaretlerine bağlandı.
Jandarma, ordudan koparılarak Dahiliye Nazırlığı çatısı altına sokuldu.
İleri de tehlikeli olacağı düşünülen genç mektepli subayların rütbeleri indirildi. Amaç, istifaya zorlamaktı.
İttihatçılar döneminde emekli edilen alaylı subaylar tekrar orduya alındı. Etkin görevlere getirildi. Emekli askerlerin kurduğu Nigehban Cemiyeti, basına verdikleri demeçlerde mektepli subaylara ağır hakaretler ettiler. Hukuk-u Beşer gazetesi mektepli subaylar için “haydut başları” başlığını bile atacak kadar ileri gitti.
İngilizler, Tetkik-i Hesabat ve Seyyiat Komisyonu kurdurarak, Harbiye Nezareti’nin kozmik odalarına girip tüm belgelerini didik didik ettirdi.
Amaçları belliydi; orduyu küçültmek, halk üzerindeki etkinliğini kırmak.
Ordu’yu sadece iç güvenlik örgütü olarak polis, jandarma ve muhafız kıtaları seviyesine getirmek istiyorlardı.
Bu arada İngilizler ile Fransızlar arasında Jandarmanın yönetimi kimin kontrolünde olacak tartışması çıktı.
İnanması güç ama Saray’ın bırakın bunlara karşı çıkmasını, Vahdettin ve Damat Ferid Paşa ikilisi, ordu komutasını İngiliz subaylarına verme talebinde bile bulundular. İngilizler reddetti.

Güvenilir başsavcı aranıyor

Dönemin partisi Hürriyet ve İtilaf idi.
Ülkenin dört köşesinde şubeler açan bu liberal-dinci ittifak partisi, artık hükümet olmak istiyordu. Ve nihayet, 4 mart 1919’da Damat Ferid Paşa başkanlığında hükümeti kurdular.
Bu hükümete, İngiliz ajanı Hüseyin Hilmi’nin gazeteci dostlarıyla kurduğu Sosyalist Fırka da destek verdi!

Damat Ferid Paşa hükümetinin ilk yaptığı icraat, ulusalcıları yargılayan Divan-ı Harp mensuplarına yüksek maaş ödemek oldu.
Bu arada Divan-ı Harp’in üyeleri sürekli değişti. Damat Ferid Paşa, Takvim-i Vekayi gazetesine “güvenilir bir başsavcı bulmakta zorlandıklarını” açıkladı.
Yeni hükümetle birlikte yandaş medyadaki “tutuklayın”, “kapatın”. “neden cezalandırmıyorsunuz” yayınlarında artış oldu.
Alemdar gibi yandaş gazeteler, “sehbalar bile bu adamlara layık değildir; kafalarının koparılması gerekir” diye yazdı.
Liberal gazeteciler; Alemdar’da Refi Cevat (Ulunay), Peyam’da Ali Kemal “daha ziyade şiddet” diye makaleler kaleme aldılar. “Bu adamlar için ölümden daha hafif ceza aklımıza gelmiyor” diye yazdılar.
Kamuoyu oluşturulduktan sonra istekleri yerine getirildi.
Ermeni tehcirinde kusurlu bulunan Yozgat Mutasarrıf vekili Kemal Bey idam edildi.
Fakat umulmadık bir olay gerçekleşti; yandaş medyanın “cani” olarak gösterdiği Kemal Beyin cenazesine onbinler katıldı.
Hükümet cenazeye gidenler hakkında soruşturma açtı; içlerinde toplumun çeşitli katmanlarından; doktor, tıp öğrencisi, subay, imam, tekke şeyhinin de olduğu bazı kişiler tutuklandı. Üsküdar mevki kumandanı cenaze törenini dağıtmadığı için görevinden azledildi.

Eski defterler açılıyor

İngilizler gündemi hep sıcak tuttu. Tehcir ve darbe iddiaları gündemden düşünce hemen yenisi bulundu; “eski defterler” açıldı. Örneğin, intihar eden veliaht Yusuf İzzeddin Efendi’yi Enver Paşa’nın öldürttüğü iddia edildi! Adliye Nazırı Sıtkı Bey hemen soruşturma açtırdı.
Bu olay sıcaklığını kaybedince hemen yeni bir gündem yaratıldı:
Sultan II. Abdulhamid tahtan indirildiğinde, içinde 1 milyon liralık mücevher bulunan çanta kayıp olmuştu. Çantanın peşine düşüldü.
Ayrıca Yıldız Sarayı’nı kimlerin yağma ettiği konusunda spekülasyonlar yapılmaya başlandı.
Partiler, gazeteler bu suni gündemlerle oyalanırken, İngilizler emellerini tek tek gerçekleştirdi. Kapitülasyonları yeniden uygulamaya koydu. Osmanlı maliyesini tümüyle Duyun-u Umumiye’nin denetimine verdi.
İttihatçıların yerli sermaye oluşturmak için kurdurduğu milli şirketlerin bazılarını tasfiye etti; bazılarının müdürlüklerine liberal isimleri getirdi.
Levant Limited gibi şirketler kurdular; Vickers, Metropolitan Carriage, British Trade Corparation gibi şirketleriyle Osmanlı pazarına daldılar. Şirketlerde Türkçe kullanma zorunluluğunu kaldırdılar.
Türk bankalarına İngiliz denetçi gönderdiler. Denetleme işi bitinceye kadar bankaları kapattılar. Türk Milli Bankası’nı ele geçirdiler. Kendileri yeni bankalar kurdular.
Hıristiyanlara ait “emval-i metruke” sayılarak satılan mallar gibi birçok konu gündeme getirildi.
Sultan Vahdettin o aralar Toros Tüneli’ne kafayı takmıştı. Tüneli yapmak için anlaşma yaptığı Alman ve Avusturyalılar kaçmıştı; “ah İngilizler şu tüneli bir yapsa” diyordu. Tünel yapılıp bitirilince ne olacaksa?
Diğer yanda…
Osmanlı münevverleri olan biteni seyrediyordu; şaşkındı. Kurtuluş “reçeteleri” arıyordu. Çoğu bağımsızlığın Batı eliyle gerçekleşeceğine inanıyordu!
Kimi ABD’nin sömürgeci olmadığına inanıp, Wilson Prensipleri Cemiyeti’ni kurdu.
Kimi kurtuluşu İngilizlerin Osmanlı yönetimine el koymasında görüp İngiliz Muhipleri Cemiyeti’ni girdi.
Halkına güvenen münevver sayısı parmakla sayılacak kadar azdı…

Tüm bunlar olurken İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar Osmanlı topraklarını işgal etti.
Taktik hep aynıydı:
İngiliz basını, İzmir ve çevresinin uyduları Yunanistan tarafından ilhak edilmesi için yoğun bir “Barbar Türk” kampanyasına başladı. Bu yayınlara göre Türkler, Rumları yok etmek için gizli planlar yapıyordu!
Ve hep ekliyorlardı; “zaten bu barbar Türkler Ermenileri de katlettiler!” Bu gerekçe Batı basının en etkili propaganda silahıydı.
Sonra Yunanlılar İzmir’e çıktı.
Batı basını yine Türkleri suçladı; “Türkler inatçı bir direnme gösterdi!”
Peki İzmir işgali konusunda yandaş medya ne yazdı: “İngilizleri İstiyoruz.”
Bu başlığı Alemdar gazetesi başyazarı Refii Cevat attı. Osmanlı’yı her türlü beladan kurtaran İngilizlerin, bu işgalden de İzmir’i kurtaracağına inanıyordu!
Teali-i İslam Cemiyeti ise işgalin hemen sonrasına rastlayan Ramazan ayında, bazı memurların oruç yediğine, kimi kadınların tesettüre uymadığına dikkat çekip zabıtaların daha uyanık olmasını istedi.
Saray ile Hükümet ise Paris Konferansı’na hangi bakanların gidip gitmeyeceği tartışmasını yaptı.
Bu arada bir “anket” yayınlandı ve Müslüman halkın yüzde 60’ının İngiliz yönetimini istedikleri ortaya çıktı!
Memnun olmayan birileri vardı: Mustafa Kemal ve bir avuç arkadaşı.
Samsun’a çıktılar.
Onu kısa bir süre sonra Mehmet Akif gibi yurtseverler takip etti.

Şimdi Mehmet Akif hayatta olsaydı ve Türkiye’nin yaşadığı son yıllardaki olayları görse ne söylerdi acaba?
Hiç ders alınsa tarih tekerrür eder mi?

Soner Yalçın
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (09-02-2010), AnnE (08-02-2010), buena vista (08-02-2010), coser (09-02-2010), dentist (08-02-2010), Gozlemci (09-02-2010), janus (09-02-2010), neron (08-02-2010), PINAR (09-02-2010), Ramo (12-02-2010), Süvari (08-02-2010)
  #582  
Eski 09-02-2010, 14:25
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yardim...

Guzel yazi.....

Ancak ben cikarilmasi gereken sonucu Laz kafamla cozemedim......

Muslumanlar vatani satar.....Allahtan Ataturk ve silah arkadaslari Musluman degildi.....Turkiye'de darbe olmasini istemiyen insanlar Musluman,istiyenler dinsizdir gibi.....Garip sonuclar cikardim....

Acaba Muslumanlar arsindaki anketi Tarhan Erdemin buyukbabasi mi yoksa Ingilizler mi yapti? gibi sorularda gelmedi degil aklima....Ama bunlara fazla takilmadim....

Sonra dusundum....Bu kadar seckin uyenin taktirini almis bir yazidan boyle sacma sonuclar cikarttigim icin utandim ve sormaya karar verdim:

Bu yazidan cikan sonuc nedir?......Hayir yazan "Musluman" yerine "Kokten dinci" veya "Radikal Islamci" gibi bir terim kullansa hadi bir derece anliyacagim ama bu sekliyle cozemedim......Yardimci olan olursa minnetar olacagim....LAZIO

--------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
AnnE (10-02-2010), dentist (09-02-2010)
  #583  
Eski 09-02-2010, 20:31
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Ben anlamam ama...

Yani başlıktada yazdığım gibi tarih bilgim pek yoktur ama yukarıdaki uzunca yazıyı sıkılmadan okuyunca eğer yazılanlar birebir doğru ise söylenecek lafda çoktur çıkarılacak sonuçta çoktur.

Haa siz ne yazarsanız yazın ben bana uyarsa birşeyler çıkarırım bana uymazsa uygun birşeyler bulurum çıkarmak için derseniz o ayrı konu .

Tekrar yazıya dönecek olursak belliki tarihin belli bir döneminde yine günümüzde oynanan oyun birebir oynanmış, başarılı olmuş veya olmamış veya günümüzde başarılı olacak veya olmayacak konumuz bu değil konumuz bu oyunun oynanmış olmasıdır.

Tekrar yazıyorum eğer yazılanlar doğru ise diyecek tek şey var o da vay be!

Belliki O zamanın İngilizleri şimdinin ise Amerikası belli bir çıkarı olan ülkede sorgusuz sualsiz bir oyunu ortaya koyuyor ve kendini rahatsız etme ihtimali olan çevreleri ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Tabi böyle bir oyun ortaya konulduğunda haliyle birde destekçi kesim gerekmekte ki başarıyla plan yürüyebilsin , benim gördüğüm kadarı ile bu planda destekçi kesimin müslüman olması veya dini inancının ne olduğundan öte bu plan sonucunda bir çıkar ortaklığı söz konusu olması yetmektedir.

Yani çok basite indirgersek sen benim planıma uy bende senin planına yardım edeyim planıdır bu.

Günümüzde bu plan varmıdır varsa kim nerdedir ve kim kimin hangi planına yardım etmektedir buyrun adını siz koyun.

Yok arkadaş ben istediğimi görürüm istediğimi görmem derseniz siz iyi bir destekçi olabilirsiniz. Başkada birşey olmaz.

Saygılarımla.
Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (09-02-2010), Master (09-02-2010), neron (10-02-2010), Ramo (12-02-2010)
  #584  
Eski 10-02-2010, 10:32
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Lazio Bey'in, söylediği gibi, laz kafasıyla, '' müslümanlar '' vatanı satar gibi bir sonucu nasıl cıkartabildigini sadece takdir edebiliyorum.

Ben laz olamayan ve kendisince ''seçkin üyelik'' ile taltif edilmiş bir okuyucu olarak, müslümanlığın değil ; '' müslümanlığı siyasetin birinci önceliği olarak seçenlerin'' değerlendirildiğini anlıyorum.

E tabii ; memlekette artık insanların neyi nasıl okuyup neyi nasıl anlamak istediği, neyi nasıl anlamamak istediği, neyi nasıl pazarlayarak ahaliyi beyin vaginismusuna sokacağı meseleleri iyice karıştığı için bana gayet normal gelmekte.

İslam Şeriatını , bir yönetim ve hukuk biçimi olarak tercih etmenin ve bu yoldaki her türlü girişimin '' demokrasi uğruna'' mübah sayıldığı hoş günlerde yaşıyoruz. Daha önce de benzerliğin yaşanmış olması da ayrı bir hoşluk.

Ne güzel...

Bu yazı sayesinde, Bülent Ortaçgil'in '' normal '' şarkısı aklıma geldi. Du bulup indireyim, pek iyi gelecek.
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
Master (10-02-2010), neron (10-02-2010), Ramo (12-02-2010)
  #585  
Eski 10-02-2010, 10:54
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı A-Normal B-Normal C-anormal D- A normal E-Hepsi

__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
AnnE (10-02-2010), Master (10-02-2010), neron (10-02-2010), Ramo (12-02-2010)
  #586  
Eski 10-02-2010, 14:32
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Engin tarih bilgisi ile gecmisi bugunle ilintilendirip bir takim sonuclar cikartmak cinfikirligini gosteriyorsaniz,kimi kastetiginizi acik acik yazmak durumundasiniz...

Yoksa "Butun Muslumanlar teroristtir"deyip,uzerine gittigimde "Senin gibi ilimli ve medeni olanlari kastetmedim"diye kiviran neo-con Amerika'lidan bir farkiniz kalmaz.....

"Borsacilar uckagitcidir" diye yazssam herkes yerinden sicrar.....Eger acik acik yazmassam sadece "manipulasyon yapan borsacilari" kastetigim nereden anlasilacak?......Hadi benim etnik kokenli hafifletici sebeplerim var.....Acaba mi diye baktim Soner Yalcin'a....... Corum'lu imis.......LAZIO

--------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
  #587  
Eski 10-02-2010, 15:32
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Muhterem Çorumlu olmayan Lazio Bey ;

Soner Yalcın pek tuttugum bir tarihci degildir. Sansaynonal tarih yazarlarından pek hazzetmem. Pop şarkıcılarının alayının kendilerine sanatcı demeleri gibi birşey işte.

Yukarıdaki tuhaf tepkinizden sonra, yazıyı bir daha okuma sabrını göstermek zorunda kaldım. Adam demiş ki ;

İngilizler, Mezopotamya..... diye başlayan paragraf ve devamı ;Allalaa !! buraya kadar '' müslümanlar '' diye bir genelleme görmedim.


İngilizler, İttihatçıları kolay kullanamayacağı anlayınca, sertleşme politikası güttüler. Bunda İttihatçılara kin duyan Sultan Vahdettin’in de etkisi vardı.
Sultan Vahdettin, İngilizlerin tertiplediği gerici 31 Mart (1909) olayının hazırlayıcılarından Derviş Vahdeti’nin kurduğu İttihat-ı Muhammedi Cemiyeti’nin üyesiydi.
Bir dönem perde arkasındaki ilişki artık açıkça ortadaydı. Vahdettin, İngilizlerin desteğiyle iktidarını güçlendireceğini ve düşman gördüğü ulusalcılardan tamamen kurtulacağını düşünüyordu.
Bu nedenle İngilizleri de arkasına alarak ittihatçı hükümeti yıkıp, Tevfik Paşa Hükümeti’ni ......

Tövbe tövbe !!! buralarda da kabak gibi rir takım adamların isimleri geciyor, hala müslümanlar diye bişi yok !!!




Yeniden kurulan liberal-dinci ittifak partisi; Hürriyet ve İtilaf, daha çok kişiyi tutuklamadığı için hükümeti uyuşukla itham eden bildiri yayınladı.
Bu partinin yayın organı Peyam, Sabah ve Alemdar gazeteler, daha çok ittihatçının tutuklanması için var gücüyle çalıştı. Sürekli hedef gösterdiler; İttihat ve Terakki’nin hemen kapatılmasını; partinin ileri gelenlerinin hemen tutuklanmasını istiyorlardı.
Tehcire izin veren Diyarbakır Valisi Dr. Reşid’in cezaevinden kaçması bu çevreleri daha da saldırganlaştırdı. Yaptıkları mitingle bu kaçışı protesto ettiler.
Sonunda bu kaçışla ilgili inanılmaz bir iddiayı ortaya attılar:
İttihatçılar darbe yapacak!
Vahdettin’in has Paşası Ömer Yaver Paşa, İstanbul’daki İngiliz Yarbay Murphy’e giderek..................


Hay Allah !! ülen nerde bu müslümanlar !!!



İttihatçılar döneminde emekli edilen alaylı subaylar tekrar orduya alındı. Etkin görevlere getirildi. Emekli askerlerin kurduğu Nigehban Cemiyeti.....
nerdesin Eyyy Ehl-i müslim !!!!


Bu hükümete, İngiliz ajanı Hüseyin Hilmi’nin gazeteci dostlarıyla kurduğu Sosyalist Fırka da destek verdi!


Hoppala !!! biz müslümanları ararken karşımıza bolşevikler cıkmasın mı !!!

Kamuoyu oluşturulduktan sonra istekleri yerine getirildi.
Ermeni tehcirinde kusurlu bulunan Yozgat Mutasarrıf vekili Kemal Bey idam edildi.
Fakat umulmadık bir olay gerçekleşti; yandaş medyanın “cani” olarak gösterdiği Kemal Beyin cenazesine onbinler katıldı.
Hükümet cenazeye gidenler hakkında soruşturma açtı; içlerinde toplumun çeşitli katmanlarından; doktor, tıp öğrencisi, subay, imam, tekke şeyhinin de olduğu bazı kişiler tutuklandı. Üsküdar mevki kumandanı cenaze törenini dağıtmadığı için görevinden azledildi


Ahandaaaa !!! anti-müslümanlar cenaze kaldırıyor. ( herhalde namaz felan da kılmamışlardır )



Liberal gazeteciler; Alemdar’da Refi Cevat (Ulunay), Peyam’da Ali Kemal “daha ziyade şiddet” diye makaleler kaleme aldılar. “Bu adamlar için ölümden daha hafif ceza aklımıza gelmiyor” diye yazdılar.
Kamuoyu oluşturulduktan sonra istekleri yerine getirildi...


Haaaaa !!! kamuoyu sanırım artık kıllanmaya başlayabilirim.



Peki İzmir işgali konusunda yandaş medya ne yazdı: “İngilizleri İstiyoruz.”
Bu başlığı Alemdar gazetesi başyazarı Refii Cevat attı. Osmanlı’yı her türlü beladan kurtaran İngilizlerin, bu işgalden de İzmir’i kurtaracağına inanıyordu!
Teali-i İslam Cemiyeti ise işgalin hemen sonrasına rastlayan Ramazan ayında, bazı memurların oruç yediğine, kimi kadınların tesettüre uymadığına dikkat çekip zabıtaların daha uyanık olmasını istedi.
Saray ile Hükümet ise Paris Konferansı’na hangi bakanların gidip gitmeyeceği tartışmasını yaptı.
Bu arada bir “anket” yayınlandı ve Müslüman halkın yüzde 60’ının İngiliz yönetimini istedikleri ortaya çıktı!



Oleyyyyyy !!! nihayet. müslüman halıkn 60% i , yani toplam nufüsun yüzde kırk küsürü neticede kafaya alındı.


Demek ki buradan müslümanların kelek adamlar olduğu neticesine varılabilir.

E bu sonucu cıkarmak içinde hakkaten biyerlerden olmak lazım ama oralar nereler anlayabilmiş degilim.



Demek ki ekte ki linki bu yazıdan cok daha dikkatli okumam lazım ;


http://www.haydardumen.net/vajinismus-tedavisi
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (10-02-2010), Master (10-02-2010), neron (10-02-2010)
  #588  
Eski 11-02-2010, 01:36
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

"Musluman" kelimesinden "Musluman" anlami cikardigim icin tum vatandaslardan ve yavru vatandaki soydaslarimizdan ozur dilerim.....

Bundan boyle yaziyi yazanin egilimlerini,ictimai mevkiini,ruh halini,yukselen burcunu falan iyice tahlil edip......Ornegin "Cicek" dediyse aslina sadece kirlardaki "Katir tirnaklarindan" bahsettigini anlayabilecek incelige erismek icin elimden geleni yapacagim.......LAZIO

------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
Master (11-02-2010)
  #589  
Eski 11-02-2010, 09:43
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Muhterem Lazio ;

Prensip olarak burada karşılıklı tartışma ortamı yaratmaya çok karşı olmakla beraber, birşeyleri tespit ve izah etmek zorunda kaldım ;

1. Kimse, kimsenin dini algılayışına karışmıyor.
2. Kimse kimsenin ne kadar dindar, müslüman, gregoryan, şamanist,agnostik,ateist, budist vs olduğunu tartmaya yetkili degildir.
3. Kimse kimseyi '' dindarlık seviyesi'' ile yargılayamaz .
4. Hiç uğraşmayın burada, müslümanlık kötüdür diye yazacak bir kimse bulamazsınız.
5. Ne yazık ki boş vakitlerinizde bu tuzağa düşecek birini arıyor gibi bir hal seziyorum yazış tarzınızda.
6. Burada, evet, AKP iktidarından '' kıllanan'' insanlar olabilir ama ; '' postallı iktidar'' dan yana olduğunu ima eden kimseyi de göremedim.
7. İnsanların tatmin edici alternatifler bulamamış olması, Mevcut iktidarın bütün icraatlerini içine sindirmesi anlamına gelemez.
8. Bu '' pek de ince olmayan '' giydirmeler ve tuzaklarla dolu yazılarınızla, tıpkı '' iktidar medyası '' gibi demokrasi kılıfı altında '' ya bizdensin, ya da postalcı'' yemine karnımız ( pardon ; karnım ) tok.
9. Benim dinim ve imanım kimseyi ilgilendiremeyeceği gibi, kimsenin de, benim insanların dini, imanı hakkında söz söyletmeye zorlama hakkı yoktur.
10. Yazdıklarımı anlama ve istediğiniz çarpık neticeleri çıkartıp tuhaf cevap yetiştirmenize hiç mi hiç ihtiyacım yok.
11. Hörmetlerimle
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (11-02-2010), Gozlemci (17-02-2010), Master (11-02-2010), neron (11-02-2010), PINAR (11-02-2010), Ramo (13-02-2010), salacak (11-02-2010)
  #590  
Eski 11-02-2010, 14:46
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yorumsuz.

"Bildiğiniz gibi AK Partiliyim(!). Nedeni belli, Haber7.com’da yazıyorum ya! Bu durum, beni vicdandan, akıldan ve izandan mahrum ediyor, çünkü yandaşım(!)


Siyasi ortam maalesef 1979’lu yıllardaki gerginliğe doğru gidiyor.

O gün de insanlar kesin ve net kamplaşmalara ayrılmışlardı. Bir insanı linç etmek veya mahkûm sandalyesine oturtmak için, sarf ettiği bir tek kelime bile yetebiliyordu.

Hiç kimsenin gözü, karşısındakinin hal-i pür melalini görmüyor, hiç kimsenin kulağı diğerinin feryadını duymuyordu. Iğdır’da bir genç öldürülür, o gece, İstanbul sokaklarında bir başka masum öldürülerek güya onun intikamı alınırdı. Kimse ‘bu bir zulümdür’ diyemezdi.

Her gün, insanlar sapır sapır öldürülürdü. Kimsede dur deme gücü yoktu. Esasen önce ‘dur’ diyecek güvenilir insanları ‘şaibeli’ hale getirdikleri için zaten taraflara sözüne geçirecek ‘reşit’ insan kalmamıştı. Tıpkı bugünkü gibi...

Toplum yine zona olmuştu. Tüm kanaat önderleri birtakım isnatlar ve şaibelerle (bugünkü cemaat liderlerini ve muhaliflerinin onlar için söylediklerini bir düşünün) lekeli hale getirilmişlerdi. Sonunda da, Amerikan büyükelçisinin ‘Bizim çocuklar işi başardı’ diye telgrafla Amerika’ya ‘müjdelediği!’ 12 Eylül darbesi geldi!

“FETHULLAHÇI YANDAŞ!”

Ben kendi payıma tarafsız olmaya özen gösterdim hayatım boyunca. Ama ne yazık ki bu tarafsızlık sadece beni bertaraf etti.

Nurcusu, ‘milliyetçisin’ dedi; milliyetçisi, ‘dindarsın’ dedi; dindarı ‘düzenden yanasın, gevşeksin!’ dedi, cemaatçisi, ‘benim şeyhime intisap etmezsen bir kıymetin yok’ dedi… Kimse, ‘diğerlerinin de varlığını kabul eden yaklaşımlarıma’ prim vermedi…

Şimdilerde de bildiğiniz gibi AK Partiliyim(!). Nedeni belli, Haber7.com’da yazıyorum ya! Bu durum, beni vicdandan, akıldan ve izandan mahrum ediyor, çünkü yandaşım(!)

Bir iki hafta kadar önceydi, bir mecliste Ergenekon meselesi açıldı, ben de fikrimi söyledim. Gencin biri –bayağı da samimi idi- ‘Abi sen haber7.com’da yazıyorsun, tabii böyle düşünürsün. Fakat iş öyle değil!’ deyince gerçekten bozuldum, üzüldüm. Güya beni ortama göre koruyor. Yani, memleketin iktidar tarafından satıldığını bildiğim halde, menfaat için öyle konuştuğuma getirdi… Onun kafasındaki şablona göre tüm Ergenekoncu ve cuntacılar milliyetçi. Onlara karşı olan herkes de iktidar yanlısı hainler!

‘Kardeşim, şucu bucu değilim. Her türlü istibdada ve istibdatçıya karşı çıkan Müslüman bir Türküm ben’, dedim ama duymadı bile…

Geçenlerde bir taksiye bindim. Kadıköy’den Bağlarbaşı’na gidiyorum. Mevzu açıldı, bir misal getirdim hayatta yaşanan terslikler üzerine. Taksici hiç tereddüt etmeden “abi sen Fethullahçı mısın?” dedi. “Nasıl böyle bir yargıya vardın. Düzgün yaşamak gerektiğinden söz etmek, sadece Fethullahçıların işi mi?” deyince, “Peki parmağındaki akik taşlı yüzüğe ne diyeceksin” demez mi?

İçimden “Allahu ekber!” dedim. Ve anladım ki iş yine sarpa sarıyor! Millet hızla mankurtlaşmaya doğru gidiyor. Gördüğü tek şeye isnat ederek yargıya varıyor, aklını kullanmayı aklına bile getirmiyor.

Parmağımdaki bir yüzük, beni hemen bir kampa ait kılabiliyor demek ki. Tabii bu tavırda o delikanlı yalnız değil. Ve bu hale gelmesinde suç yalınız onun ve onun gibilerin de değil. Müslümanlar, kaynağı izah edilemeyen servetlerle şatafatlı hayatlar sürerken milletin bir kesimi de fakr u zaruret içinde olursa, bunlar yaşanır ve hızlanır.

O yüzden de akik taşlı yüzükten dolayı beni Fethullahçı diye tanımlamasına kızmadım. Zaten biraz konuştuktan sonra önyargısından dolayı özür diledi. Fakat görüşünü değiştirdiğini sanmıyorum.

Ha, onun yaptığının aynısını herhangi bir cemaate mensup dindarlar da yapıyor! Ben altın alyans kullanıyorum diye, sayısız kere dinsizlikle suçlanmışımdır. Hâlbuki tam da o fanatik yaklaşımları kırmak için yapıyorum. Elbette altın takmakla ilgili sakıncalar yok değil. Ama onu imanın şartı haline getirdiniz mi, tanrılık yapmaya kalkışmış olursunuz.

Ne ise…

Yarın bakalım kim ne kadarını göze alacak….

M. Ali Bulut - Haber 7
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
LAZIO (11-02-2010), Master (12-02-2010)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:51 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce