#21
|
||||
|
||||
Macar halk dansları izlendi.Macarca da bir çok tanıdık kelime ve isim var.Levent çok sevilen bir isim |
#22
|
||||
|
||||
Çok ünlü bir kale.Kalenin çıkışları vida biçiminde dönerek.Osmanlı kuşatması görmüş çok zor alınabilmiş |
#23
|
||||
|
||||
Eve Dönüş. |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Lizzy (01-10-2007) |
#24
|
||||
|
||||
Yüklenmesinden sıkılmazsanız birde böyle izleyiniz. |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
account (30-09-2007), buena vista (30-09-2007), chem73 (30-09-2007), Emin (01-10-2007), janus (30-09-2007) |
#25
|
||||
|
||||
İtalya Cenova
İtalya`nın Cenova kentine ziyaretim.Burası bir tarih,kültür ve önemli liman kenti.Bu nedenlede Unesco tarafından korumaya alınmış. İzleyebilmek için yüklenmesini bekleyiniz. |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
janus (30-09-2007) |
#26
|
||||
|
||||
Osmanlının Avrupası
Sevgili Ramo, bu hoş ve görsel açıdan kaliteli sunumun için tşk ederim ...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
Master kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Ramo (30-09-2007) |
#27
|
||||
|
||||
Yakışır.
Özellikle flash sunumlar çok hoş olmuş eline sağlık....
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.” MUSTAFA KEMAL ATATÜRK |
dentist kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Ramo (30-09-2007) |
#28
|
||||
|
||||
Çok teşekkür ederim,Güzel Dostlarım.Bu gönderilerle sizleride bu güzel anılarıma ortak edebildiysem ne mutlu bana.
|
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Lizzy (01-10-2007) |
#29
|
||||
|
||||
Andulucia
Gemilerini yakıp,Ordusuna, "Arkanızda size ait birşey kalmadı.Ya öleceğiz yada bu toprakları vatan edineceğiz" Diyen Komutan Tarık Bin Ziyat'ın,Andaluca(endülüs) bölgesinde idik. Öğrencilerimle,İlk olarak Malaga ve çevresini,Daha sonra Endülüs Emevi devletinin ,ve Gırnata krallığının hüküm sürdüğü Ronda ve Granada kentlerini ziyaret ettik. Ronda derin bir vadiye bakan,bir tepe üzerine kurulmuş.Bu derinliği 120 metreyi bulan derin vadinin iki yakası birbirinden eski,ve yeni Ronda olarak ayrılıyor. Eski Ronda sokakları,evleri hala İslam mimarisinin izlerini taşıyor.Anadolu da da çokça göreceğimiz.Geniş ağaç kapısı ,bir avluya açılan evler,Hıristiyan ordularına karşı,savunma amaçlı yapılmış Arap Kalesi,boğa güreşlerinin yapıldığı tarihi arenası bu kenti görmeyi cazip kılıyor. Kentin batı yakasında derinliği 120 metrelik uçurum,altında yeşil ova muhteşem bir manzara. Granada yı eşsiz kılan El hamra(kırmızı) sarayı.Saray 1230 lu yıllarda yapılmış.Adını kırmızı tuğlalarından alıyor.Dışardan bakınca çok fazla ihtişamı yok.Ancak içerisindeki mimari tarz,ve işleme hakikaten bu saray hakkındaki övgüleri haklı çıkarıyor. La galibe illallah Allahtan başka galip yoktur. Bu sözcük her yerde.Tavanda,duvarda Harem bölümü,yazlık ve kışlık bölümleri,Aslanlı bahçesi... Mükemmel bir sanat ziyafeti. Bir rivayete göre. Gırnata sultanı Ahdullah sarayının hakim yerinden Gıranada ovasının,tepelerinin birer, birer, hristiyanlarca ele geçirilişini gördüğünde gözlerinden yaşlar dökülür. Annesi yanına gelir. "Karı gibi bak,karı gibi ağla,biten hayatına" der. |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#30
|
|||
|
|||
MSC Fantasia ile İTALYA- İSPANYA- FAS ve PORTEKIZ
ATLANTİKTE GÜN BATIMI
Eşimin el çantaları tamamen boşalmamış ama içindekilerden bazıları etrafa yayılmıştı.. O hala ağır gelen ( 7 kg fazla) valizlerin içindekileri boşaltmakla meşguldu. ''Check in'' deki bayan görevliyle inatlaşıp valizinde kalan iki kg fazlalık için hala pazarlık yapmaktaydı. Bu arada, benim durumum da pek iç açıcı değildi. Sinirli bir şekilde valizden çekerek çıkarılan çamaşırlar beni daha da güç durumda bırakmıştı..Halbuki eşim Nil bir keresinde 100 Avro ceza bile ödemişti. Telefon çaldı, telaşla uyandım.Daha önceleri hava alanında eşimle birlikte yaşadıklarım rüyama girmiş, tekrarlanma olasılığı beni heyecanlandırmıştı..Acaba kontrolden geçerken yine sorun çıkacak, geçişlerin sayısı üçü, dördü bulacak mıydı? Nedense her seferinde acayip bir şekilde ötüyor ama hiç telaşlanmıyordu. Olan hep bana oluyordu! Ve her seferinde uçağa en sakin binen yolculardan biriydi benim hanım. Kız kardeşimin eşi sis nedeniyle İzmir MENDERES hava alanındaki tüm uçuşların iptal edildiğini ve hemen yola çıkacağımızı söyledi. Kısa süre içinde temin edilen otabüsle İSTANBUL'A doğru yola koyulduk. Sisli bir havada otobüsle üstelik mola vermeden yapılan yolculuk pek hoş değildi..Şoför talimatı almıştı ve her ne pahasına olursa olsun bizi saat 08.15 te MİLANO'ya kalkacak olan uçağımıza yetiştirecekti..Izmir'den İstanbul'a uçamamıştık ama otobüsle uçarak gelmiştik..Ve uçağın kalkışından 35 dakika kadar önce kontrolden geçip check in sırasındaydık..Eşim birden THY yetkililerinin bizleri uçağa yetiştiremeyebileceklerini söyledi. Çok yavaş davrandıklarını, böyle giderse uçağı kaçırabileceğimizi anlatmaya çalıştı ama herkes uçacağımızdan emindi. Bundan önceki THY ile uçuşlarımızda eşim hemen hemen her seferinde etrafına bakınır, alanda başıboş bir şekilde elinde telsizle dolaşanları gösterip, '' THY nasıl para kazanıyor?'' diye sorardı..Bende her şeye rağmen şirketin para kazandığını, durumunun iyi olduğunu anlatmaya çalışırdım. Nedense THY konusunda benim değil ama onun izlenimi önemliydi ..Bazı arkadaşlar uçuş kartlarını alıp uçağa doğru giderlerken biz hala yerimizdeydik. Uçağın kalkış saati çoktan geçmişti..Ve THY yetkililerinin işgüzarlıkları sayesinde uçağı kaçırdık. Gurubumuzdan on kişi Milano'ya uçuyor ama içlerinden bazılarının valizlerine biz sahip çıkmak zorunda kalıyorduk. Orada kendilerini bekleyen otobüse binip Cenova'ya bizi de limanda bekleyen MSC FANTASIA gemisine gideceklerdi.. Aramızdaki ağır topların devreye girmesiyle sorun çözüldü. THY bir saat 45 dakika gecikmeyle 46 kişilik guruptan geriye kalanları Milano yerine Bolonya'ya uçuracaktı.. Bu arada, İzmir'de başlayan maceramız daha heyecanlı bir şekilde devam ediyordu. Guruptakiler gergindi. Uçuş kartlarımızı alıp kontrolden geçtikten sonra kalan zaman içinde kız kardeşim ve eşim Nil alış-veriş yaparak stres atmıştı.. Eniştem ve ben fırsattan yararlanıp kahvaltı yaptıktan sonra iki tek viski atıp rahatlamıştık. devam edecek.. |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|