#81
|
||||
|
||||
Bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
Bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur Çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında Boğazında yıllanır bir düğüm Umrunda mı zamanın senin küskünlüğün
__________________
Bağışlamam, Affetmem, Hatırlamam. |
#82
|
||||
|
||||
İçin öyle sıkılır kimse bilmez neyin var sen bile
Olup bitenleri seyredersin öylece Yalnızsındır kalabalıklar içinde kim daha iyi bilir ki Bir ses vardır çözer herşeyi yasaktır duyamazsın
__________________
Bağışlamam, Affetmem, Hatırlamam. |
#83
|
||||
|
||||
Nedir derdin söyle diye
Bir gün bana sormadın Yüzüme bakmakın Bilsen nasıl acı çekdim Kendim kimse görsün istemedim Candan seveni bekledim Sen yoktun ki, bu kara günlerde Başkası vardı gönlünde Gerçekleri gördüm yeter dedim Bu günlerin yarınları var Mutluyduk belki, bu güne kadar Ya sonra, ne yaparım senden sonra Acımadan geçer yıllar Zamanla yalnızlık başlar Yola çıkar pişmanlıklar Kal, sevgini de al Gidiyorum ben, sen hoşça kal Bilmem nasıl yaşarım ben Böyle karşılıksız severken Kopmalıyız iş işten geçmeden Alışkanlık betermiş hepsinden Korkuyorum her biten günden Bırak kalbimi sen şimdiden Bu günün yeniden yarınları var Mutluyduk belki, bu güne kadar Ya sonra, ne yaparım senden sonra Acımadan geçer yıllar Zamanla yalnızlık başlar Yola çıkar pişmanlıklar Kal, sevgini de al Gidiyorum ben, sen hoşça kal
__________________
Bağışlamam, Affetmem, Hatırlamam. |
#84
|
||||
|
||||
Sensiz olmaz
__________________
Bağışlamam, Affetmem, Hatırlamam. |
#85
|
||||
|
||||
Dökülür yedivereneler teninden rengarenk
Açarsın mevsimlik mevsimsiz bir tanem
__________________
Bağışlamam, Affetmem, Hatırlamam. |
#86
|
||||
|
||||
Beni yak kendini yak
Herşeyi yak! Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak İStersen öp okşa istersen öldür
__________________
Bağışlamam, Affetmem, Hatırlamam. |
#87
|
||||
|
||||
İstanbul istanbul olalı
Hiç görmedi böyle keder Geberiyorum aşkından Kalmadı bende gururdan eser diyecem amaaaaa.... |
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (25-10-2008) |
#88
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Hay Allah senden razı olsun arkadaş.Nihayet buldum yerimi.Ohh be,dünya varmış.Devam et sen böyle aynen,vokaller benden...
__________________
VAR'la YOK arasında dar bir alan var ya,işte oraya bayılıyorum... |
#89
|
||||
|
||||
Aynı kadeh aynı mey.....
Masamda kadehim yarı dolu kalmış, tabağımda bir parça peynir; biraz kuru biraz kırpıntılı. Kuru ekmeğime katık, çatalım kenarı kırık tabağın yanında yatık, anasonun kokusu çoktan sarmış odayı, bedenimdeki damarlarda çoktaaannn kanıma karışmış, rehavetim sanki yaşadığım aşkın mayhoşluğuna baskın.... Eyyyy güzel, öyle kal hayalimde ...sen güzel, ben güzel, gece güzel... Şişem boş, gözlerim gibi boş bakıyor bana. Birazdan kadehim de boş olacak, tıpkı tutunamadığım hayallerim gibi. Bahçede açıldı güller Eder avaze bülbüller Beni mecnun eden dilber Eder avaze bülbüller Zeki Arif Ataergin |
#90
|
||||
|
||||
Bahanesi Bayram değildir...
Dünya Rakı Günü
'Aralık ayının ikinci Cumartesi günü Dünya Rakı Günü olarak kutlanır...' Rakı severler birbirlerine hediye verir. Gidip de başkalarına 'Dünya Rakı Günü diye bir şey mi var?' diye sormayın, çok ayıplarlar. Balığı bol, mevsimi soğuk, geceleri uzun ve harflerinden 'rakı' yazılabilen yegâne ay olan Aralık ayının ikinci Cumartesi'si Dünya Rakı Günü olarak kutlanır. Bir kayda rastlanmamakla beraber Bekri Mustafa'nın da Aralık ayının ikinci Cumartesi gecesi doğduğu rivayet edilir. Bu özel gün aynı zamanda yılbaşının şenlikli bir provasıdır. 'Dünya Rakı Günü, Türkiye ve Dünya sathına yayılmış, tüm rakı severler tarafından 2006'dan beri coşkuyla kutlanır.' Yıllar sonra tarihler böyle yazdığında, 'Ben ilk günden beri kutluyorum' deme şansınız olsun . 'RAKININ da muhabbeti olur mu?' diyenler çıkabilir. O meyhanelerde gördüğünüz rakı masaları aslında muhabbet, sohbet masasıdır, Bektaşi der ki : 'Rakı ağızdan değil, kulaktan içilir. Biz ona içki değil, dem deriz!' RAKININ kitabını yazan Deniz Gürsoy, rakının nasıl içileceğini değil 'Rakının nasıl içilmeyeceğini' yazmıştır. (Oğlak Yayıncılık) Oturursun masaya, garson bir şişe rakı getirir, mezeleri sıralar, kadehini doldurur, içersin! HAYIR, rakı öyle içilmez... Rakının nasıl içileceğini, ya da nasıl içilmeyeceğini bilelim.. Rakı güneş batmadan içilmez. Rakı yalnız başına içilmez, Duvara bakılarak içilmez, Rakı keyif için içilir, Dertlenmek için içilmez, Rakı sohbet için içilir. Rakı, şakadan, nükteden, işletmeden anlamayan bayır turplarıyla içilmez. Rakı gürültüyle içilmez. Rakı çabuk içilmez, içip masadan kalkılmaz. Rakı sofrasında fazla yemek yenmez, mezelerle yetinilir. Rakı sofrasında sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz, Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da buz konur; bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar. RAKI'NIN ana mezeleri dışında, ekstra mezeleri de vardır, bir de 'göz mezesi' vardır ki....tahmin ettiğiniz değil, bakın o nedir? Yahya Kemal, her akşam sofrasını 'kuş sütü eksik' kurdurur, ama çoğuna el bile sürmezmiş... Lakin sürsün, sürmesin hepsi hesaba yazıldığı için şef garson, 'kıyak yapmış', sofraya kırmızı turp koymamış... Yahya Kemal gelmiş, oturmuş masaya söyle bakmış garsonu çağırmış: 'Nerede kırmızı turp?' 'Efendim dikkat ettim yemiyorsunuz da...' 'Ben sofraya konan her şeyi yemek zorunda değilim, onların bazıları benim göz mezemdir!' demiş.. RAKI için çok şey söylenir, yazılır, ama Necip Mirkelamoğlu' nun 'Rakınamesi' de unutulur gibi değildir; 'Nükte, cinas anlayan, aheng-i bezme uyan, içip zırvalamayan; işte onadır rakı.' Minik Not :email Arkadaşıma tşk ederim.. Afiyet olsun,Hatta yarasın...Sağlığınıza.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|