#291
|
|||
|
|||
d
Afrika'nın uçsuz bucaksız topraklarında ilkbahar yağışlarıyla oluşup,
yaz sıcağında yok olan geçici göller vardır,bu göllerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü vardır; "Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları" Yani üstünlük bugün karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor; ya da tam tersi... Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmek kendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor, çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçekte "suyun hareketi" belirliyor. Buna borsaca MOMENTUM dendiğini biliyorsun değil mi? diye sordu... Evet demek üzereydim ki aklımdakileri okurcasına , Hayat döngüsel bir devinim içindedir , kah mutlusun kah mutsuz ,mutsuzluk çoğul bir yapı taşımadığı gibi mutluluk da çoğul bir yapı taşımaz herzaman, gençken bilinmedik mutluluk verirken yaşlılıkda alışıldık mutlu eder , söz döngüsellikten açılmışken 3 aylara giriyoruz , ilk düğmeyi doğru ilikledin mi? diye sordu... Zaten 3 aylardayız diyecek oldum ki , kakıp bar a doğru yürüdü.. Stolichnaya Elit'e hayır demezsin herhalde? diye sordu... ooh,3 aylar algımızın tamamen farklı olduğunu anladım,başımı hayır anlamında salladım.. müstehzi fakat bir o kadar da sevecen bir şekilde , yoksa ilk düğme doğru iliklenmedi mi? diye sordu... Gülüştük.....elinde tek bir bardakla dönmüştü ! Ormanda neler olup bittiğini öğrenmek istiyorsan BÜYÜK AYI'nın ayak izlerini takip et... bunu zaten biliyorsun..dedi... Schrödinger'in Kedisi aklıma geldi nedense.. Ayrılma vakti gelmişti , tam salon dan çıkmak üzereyken , Muhterem'ler epey bir zamandır BahÇe'ye uğramaz oldular , hayırolsun dedi... Zamanı gelince uğrarlar dedim.. Gülümsedi... |
#292
|
||||
|
||||
Kurtlar Sofrası
1994 lü yıllarda oturdum borsa denen kurtlar sofrasına.Malumdur herkesin bu sofraya bir oturuş öyküsü vardır.Hele ilk oturuşunda sofradan doyarak kalktıysa,değmeyin kendine,en büyük borsa uzmanı kendisidir.Senetleri en iyi o tanır,en iyi analizi o yapmıştır.Seans salonunda ballandıra, ballandıra nasıl kazandığını anlatır.Genelde kaybedenlerin çoğunlukta olduğu bu özel gurup içlerinden çıkan bu başarı öyküsünü,biri üç yada dört yaptım sözcüklerini ağzı açık dinler.Arada bir de kendi hayal dünyasına dalarak kendi hissesinin de çok kazandıracağını hayal eder.Ancak kazananın duraklı ve aşırı güvenli tok kulaklarında çınlar.
“arkadaş bana miras kalmadı evimi sattım.Bu senede yatırdım.Ne alacağınızı iyi bileceksiniz.bakınız arabamın arkasında babam sağ olsun değil, ..A hisse.. sağ olsun yazar.” Velhasıl kazanma öykülerinin cazibesi,sesi,kaybetme öykülerinkinden daha çok ses getirir.Düşenin dostu olmaz örneği,kaybedenin dinleyeni de olmayacaktır.Bu yüzdendir.Bu sofraya oturanların bir çoğunun nedenleri arasında bu kazanç öyküleri daha çok vardır.Örneği benim gibi. 1998 li yıllarda medya Holding almıştım fiyat 1200 tl.Tam seans salonundan çıkarken,beraber zaman, zaman briç oynadığımız bir öğretmen dostumda sattığı arabasının parasını buraya yatırmak istediğini söyleyerek yardım istedi. Ben anlamam diye ne kadar ısrar ettiysem boş. “Sende ne varsa onu alacağım sen eskisin burada anlarsın.” Velhasıl bu konuşmaları yaparken bizim kağıt olmuş 1150.Gidip 8000 lot Medya holding aldı.haftasında kağıt 1000 Tl altına kaydı.Orda burada zaman ,zaman karşılaştığım bu dostumdan, “Bir şeylerden anlar sandık,diyen selamsız sabahsız bakışlar” Kağıt 880 liralara düştükten sonra,çıkış trendi başladı.Ben 1600 liralardan sattım.Kağıt gidiyor.fiyat 2000-4000 .Soruyorum arkadaşa “sattın mı?”” yok”6000 olacak” dediler Epeyce bir seans salonlarında boy gösterdi.Başarı öyküsünü ballandıra tatlandıra anlattı.Çaylar benden diyerek kendini dinleme zahmetine katlananlara ikramlar yaptı. Velhasıl kağıt 9500 liralara kadar gitti.Malumunuz sonrada tahtası kapandı.O gün bugün bu zatı muhterem dostu.Defalarca aramama rağmen ne görebildim.Nede izini bulabildim.Çok yakın dostları bir başka şehre taşındığını,psikojik tedavi gördüğünü ve sağlık sorunları olduğunu söylediler.Tek edindiğim bilgi bu oldu.Bir başarı öyküsünün bir anda nasıl,yok oluşa döndüğünü gördüm. 2000 li yılların borsadaki sıkıntılı günleri ile birlikte internet denen dahiyane buluşla birlikte,borsa ve ekonomi muhabbetlerini chat odalarına ve sohbet forumlarına taşıdık.Her oda da yada her forum da bir borsa üstadı, yorumlar yazmaya yada tüyo vermeye başladı.Seans salonlarının gürültülü yüzü,telefonun ucundaki sihirli aleme taşınmıştı. Bu sayfalarda bugün sohbet ettiğim bir çok dost yüzlü,değer verdiğim güzel dostlar.Bu taşlı dikenli borsa maceralarımın içinden süzülen kıymetli dostlarımdır.Benimle bir sefer bile yüzümü görmedikleri,oturup bir kahve hatırı kadar sohbet etmedikleri halde.Değerli fikirlerini,düşüncelerini hiçbir karşılık beklemeden paylaştılar hep verdiler.Sevgili Master,Güzel insan Dent,Chem73 ,Nedo,Budha,Neron ,Ali Hocam,Eşi bulunmaz Anamız,daha ismini sayamadığım nice güzel insan bu garip dostunuza,gönlünüzde yer açtığınız için çok teşekkürler. Bu dostlarımızdan özellikle de Sensei dostumdan çok önemli bir şey öğrendim.Sabır ,bilgi disiplin ve kazanç.Yatırımlarınızda bunlar yoksa kazanç da çok zor.Bu kurtlar sofrasından bir lokma ekmek kapmak zor.Borsa düşebiliyor çıkabiliyor.Kaybetmek te kazanmak kadar bu sofranın gerçeği.Yatırım yaparken bu asla unutulmamalı.Ky tabir edilen biz küçük yatırımcılar temeli sağlam ulusal 30 yada 100 hisselerinden pek uzaklaşmamalı.tüyo yada adı ne olursa olsun,uçacak kaçacak söylentilerinden uzak durmalı.Belki de en önemlisi tüm varlığını buraya bağlamamalı.En önemlisi sağlık olup,sağlığına dikkat etmeli.Velhasıl burası kalbe dokunuyor. Saygılarımla |
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#293
|
|||
|
|||
kızılderili kuantum
ustalar çook üstad ise bir tane |
#294
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Teşekkür ederim. |
#295
|
|||
|
|||
Dert Söyletir
Efendim;
Bilenler bilir, Allah eksikliğini daha fazla göstermesin diye dualar düzdüğüm ve fukara yüreğimizde yeri çok müstesna olan bir Dostum var. Bak şimdi ben ona Dostum dedim ya, dost kavramında anlaştığımızı söylesem de yalan olur, şu mübarek aylarda günaha girerim. Hadi aklıma gelmişken onu da şuracığa yazarak başlayayım. Çok vurgun yemiş yorgun yüreğimizde kutsal bellediğimiz dost kavramını işleyen bi yazı yazmıştım. Vay efendim, Sen misin yazan! Efendim, Dost yokmuş da, dost beklentiymiş de, hesapsız dost mu olurmuş da, almadan vermek, vermeden almak olmazmış da, gibi daha neler neler sıralayıverip koydu gitti. Yani efendim! Garip buldu, yer misin, yemez misin demeden vurdu durdu. Söylemeyecektim ama sırf samimiyetinize binaen yazıyorum ki, boş boş bakışlarla kaç gün dolaştığımı, halime acıyan bi kaç vicdan sahibi haricinde kimseler bilmez. Birde, Ona olan saygı ve sevgimi ne zaman dillendirmeye kalktıysam allem edip galem edip konuyu hemencecik değiştirir. Bununla kalsa iyi, benim şunca yıl biriktirebildiğim azıcık kelime dağarcığımda özel yeri olan sevgi seslenişlerimi bile abartılı der geçer. Yok, yok, yüzüme söylemedi. Yazdığı diyeceğim ama bu kelimenin kifayetsiz kalacağı için döktürdüğü diyebileceğim kimi yazıların arasına serpiştirdiklerinden (diyeyim ama siz, sıkıştırıp sokuşturduğu olarak nitelerseniz ben karşışmam.) biliyorum. Bak şimdi, biliyorum deyip geçtim ama acıtmadı desem billahi yalan olur. Şimdi zamanı değil ise de unutmuş da değiliz çok şükür. Bilahare o konuyu ele alacağız inşallah. Yine de, az çok anladığınız gibi birazı aşan bi garip adam olmasına rağmen ve anamdan akraba, babamdan soyum olmamasına rağmen bu herifi sevmemekte pek mümkün değildir desem inanın. Sayısı bana çok az gelen ikili ya da çoklu toplanabildiklerimizde, konuşup söyleştikleri arasına sakladığı hüznünü, sevincini ses tonlamasından tutunda mimiklerini bile mercek altına almaya çalışarak yakalamaya çalışırım. Velakin öyle bir kurnazdır ki, konu ne zaman kendi güzel özelliklerine gelse, o dakka bi gürültü çıkarır. Hemen konuyu bi başka kişi veya konuya getiriverir ki, o getirişte ki muhteşem kıvrak zeka karşısında teslim olmaktan başka bi seçenek bırakmaz. Amaa işte eğer o anda sözü değiştiriverip hedef tahtasına oturttuğu kişi aynı mekân da ise o kişinin çıra gibin yandığının resmidir. Artık işletir mi, kızdırır mı, ağlatır mı, sever mi, öper mi, ısırır mı bilemem. Nerden mi biliyorum? Orasını burasını kurcalayıp, günlerdir yazamayıp mahcup olduğumuz bi ortamda iki satır yazmaya debelenirken neşemi kaçırmayın lütfen. Ayrıca geldim, gelcem, geliyom deyip umutlandırır ama gelip gelebildiği hepi topu bir iki defayı daha geçmemiştir. O bir iki defa geldiğinde de, ateş almaya gelmiş gibi dönüşü bir olmuştur desem doğrudur. Hadi gelirken bizi saran sevinç yanında, telaş kısmını hiç karıştırmayayım. Ama ben karıştırmasam bile, gelip kaçıverdiği o kısacık zaman diliminde tüm açıklarınızı, yanlışlarınızı anında yakalayıp, beyninin en hınzır köşesine yazıvermiştir bile. Beynine yazsa kurban olayım diyecem ama gelir birde Arka BahÇe’ye bi yazı döşenir ki irezil olduğunuzun resmidir. Artık kıvıracam diye debelenin durun. İş yeteneklerden açılınca edebî özelliğinden bahsetmemek olmaz. Biliyorum onu bizde biliyoruz diyorsunuzdur şimdi. Ama bu herifin yazma yetisi, onun çoğu kez övdüğü yazarların pek çoğundan kat be kat fazladır diyecek kadar da iddialıyım desem inanın. Kabul eder mi, derseniz? Etmez bilirim. Ama yine de, yaşamın ona dayattığı bin türlü gaileyi aşıp, yazmaya zaman ayırabileceği rahat ve dinginliğe en kısa zamanda kavuşmasına çok duacıyım. Yazdıklarını okurken bizlere tattırdığı sevinç ve güzelliklerin gazete, dergi ve kitaplarla güzel Ülkemin insanlarına ulaşması ise en büyük dileğimdir. Bak, bak kitap dedim ya şimdi, bunun bana yaptığı bir güzelliği(!) de yazayım dilerseniz. Hani geçenlerde bana verdiği adı netameli bir kitaptan bahsetmiştim hatırlarsanız. Hani, memleketin dört bir yanına yanında götürüp bitiremediğini de belirtmeyi ihmal etmediği o kitaptan bahsediyorum. İşte o kitabı bitirdim. Görev bu kolay mı, bitirme de göreyim. Üstelik okurken de, ulan bu herif bana boşuna söylememiştir, ne olur ne olmaz, diye memleketi dolaştırdım desem inanın. Hatta geleneği bozulmasın diye otobüslerde neyin de okudum. Yazarı ölmüş gitmiş arkasından kötü söylemek olmaz şimdi. Ama yattığı yerde bu kitabı okuyan insanların halini görünce ne yapıyor acaba diye bir düşünce kafama takılmadı deseem yalan olur. Allah için kitaptan bana kalan nice duygu, düşünce bir yana, bir noktalama işaretinin ne kadar önemli olduğunu bana tekrar öğrettiği için şükran duyduğumu söyleyebilirim Efendim şöyle ki; Hani bir metni okurken arada kısa bi duraklayıp, nefes almaya fırsat veren, Kamus-ı Türkî’de belirtildiği üzere; ara, aralık, fasıla sözcüğünün yerine kullanılıp dilimize kök salan, noktalama işareti virgül var ya, işte o virgülün, bu kitabı okurken ne denli önemli (hayati diyecektim ama yine abarttı der şimdi) olduğunu; Şöyle bir derin nefes alıp, Bismillah deyip okumaya başladığınız cümlede bir virgül bulup da nefes alabilmek için tamı tamına 5 (yazı ile;beş) sayfa okumak zorunda kaldığınızda şu fakiri daha daha iyi anlayacağınıza eminim. Bi de bu kitabı alırsanız eğer, ne olur ne gider diye hiç düşünmeden, Ankara Polisevinde okumamaya özen göstermenizi tavsiye edeyim. Yazdıklarımı şöyle bir gözden geçirince, dert söyletir gibi geldiyse de, konunun aslı şu fakire özlemin söylettirdikleri olarak alın lütfen. İş bu nedenle özlemle söylediklerimiz içinde sürç-ü lisanımız olmuş ise affola. Saygılarımla |
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler | ||
account (23-09-2006), bikmisbroker (24-09-2006), buena vista (23-09-2006), Emin (23-09-2006), kasved (02-10-2006), krokodil (25-09-2006), nedo (27-09-2006), Ramo (25-09-2006), Süvari (29-09-2006) |
#296
|
||||
|
||||
Anlatılmaması geren ama Yaşanan....
''Arkadaşlık her zaman için tatlı bir sorumluluktur, asla bir fırsat değil.''
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
#297
|
|||
|
|||
teşekkürrrrrrrrrrrrrr
arkadasım., danışanım.. teşekkur ederım. bak senın sayende uye oldum. ne kadar hiperaktifim degilmi?
|
#298
|
||||
|
||||
Günaydın Ahali ;
Bilen bilir...Anlatmaya hacet yok pürmelalimizi. Çok çok uzun süren , başkaları için çalışma hayatından sonra, birkaç yıl önce kendimiz için çalışmaya karar vermiş idik.Aaaahhh... Ne güzelmiş başkaları için çalışmak ; ne güzelmiş yorulmanın, sömürülmenin farkına varmamazlıktan gelerek, kazandırdıkça kendin için kazanıyormuş gibi aptalca huzur duymak.Ne güzelmiş '' hakettim '' diye avunmak. Ne güzelmiş hak aramak ve bulamasan da bulduğunla yetinmek...... Ve '' kendimiz için '' çalışmaya başlayınca, verilmiş sözlerin , uzun dostlukların , koca öğüntülerin kayboluvermesi, ömür boyu yenmesi hayal edilemeyecek kazıkların bir kalemde giri giri vermesi. Ve öyle bir noktaya geliş ki ; verilmiş sözlerin tutulamaması noktasına geliverişler ; çaresiz kalıverişler ; bitap düşüverişler ; hayata küsüşler hatta vazgeçişler... Onurunu sorgulamacalar, böyle olma ihtimali var mıydılar ... Neyse ahali ; bir süre önce , KAÇTIM. Neden kaçtığımı kendim bile bilmeden. Şu anda, Kafkasların eteğinde, Gürcistan, Azerbaycan, Dağıstan arasında, İnguş bölegesine yakın bir tuhaf köyümsü yerde, dilimi bilmeyen ve dilini anlayamadığım insanlar arasında, bilmediğim şeyleri yemeye çalışarak, kaybolanları toparlayabilme umudunu yeşertmeye çalışmaktayım. Kaybolanlar .... o kadar çok ki... Tatlı sorumlulukların altında kalmanın, fırsatçılık gibi anlaşılmasının çok doğal olduğunu bilerek kaybolanları aramak... Bulunur mu ? Bulunmak zorunda... Ahali ; burada ne yazık ki internete girmek falan şimdilik mümkün değil.Medeniyete yakın bir yerlere intikal edince bulduğum ilk fırsatta bunu yazabildim. Herkes ne anladıysa doğrudur. Herkes ne düşünüyorsa tamamen doğrudur. AnnE , AnnE gibi dönebilir mi , bilemem. Hangi yaralar iz bırakmaz , hiç bilemem. Bilmem bilmek ister miyim ? |
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (27-09-2006), ayfer (29-09-2006), bikmisbroker (27-09-2006), Buddha (30-09-2006), buena vista (01-10-2006), Ceenk (06-11-2006), darius (27-09-2006), dentist (27-09-2006), Emin (27-09-2006), janus (27-09-2006), kasved (02-10-2006), korhan (16-10-2006), neron (27-09-2006), R.W (02-10-2006), Ramo (27-09-2006), rush (08-11-2006), Süvari (29-09-2006), TheSecret (28-09-2006), zumbul (28-09-2006), Ömmes (28-09-2006) |
#299
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Hem bilmek hem de görmek isteyeceğinizden eminim. Bütün yaralar, yaralanmalar öyle ya da böyle iz bırakır, dışarıdan estetik cerrahi yapılsa bile içeriden görünür. AnnE, AnnE gibi dönecektir, dönmesi gerekir yoksa dilini bilmediği kişilerin, tadını bilmediği yemeklerini sırf hatır için yemeye mi taaa gurbet ellerin bilmediğimiz nerelerine kadar gittiniz! Kaybolanları toparlamaya çalışma umudunu hem yeşertecek, yeşertmekle de yetinmeyip, büyütecek ve meyvelerini toplayacağınıza inanıyorum, ben. Geç olsun, hatta güç olsun ne çıkar; “Ceht senden murat Allahtan.” Özleme dolanmış sevgilerimi gene turnalarla gönderiyorum. |
#300
|
||||
|
||||
Beş duyuya sığmayan sevginin ardından....
Geçmiş zamanın, geleceğin de duygular da vardı... Duyumları taşımaz,kendinin varlığında,varlıksız bir geçmişten az varlıklı idi...
Belki bilginin özünde, bilinen,sadece bilinmiş olanın kendi parselleridir,Ya Bilinmeyen .. İşte O değerin yanında herşey biter... bilende..bilmeyen de... İrina öylece bakakaldı...Baktığını sandığına... Masa örtüsünün üstü de kedisi gibi dağılmıştı...Vakur değil ama istemkar bir eda ile kendine gelmeye çalıştı,sonrada bana bakarak.. Geçmişten alınan hazların içinde, geleceğin yanılgılarına ne kadar kadeh kaldırsak ve kadehin anlamını, yutkunurken lezzetini tartışsakta, sanki için için kalan bir burukluğun, faydasız tadımı oluyor dedi.... Gülümsedim.....Ama Gülemedim.... İyiki sen varsın İrina dedim.. Kendime ve kendi içime başka bir bilinenin burukluğu ile... Dağılmış masayı ve çatlamış kadehleri toplarken Eflatun gözleri ile baktı ve Yılbaşına Kadar Buradayım dedi....
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
Konuyu Toplam 3 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | |
Modları Göster | |
|
|