Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Gezelim Görelim - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Müştemilat
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Gezelim Görelim
Konudaki Cevap Sayısı
45
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
39760

 
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #35  
Eski 26-10-2011, 12:01
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

TİRAN (Arnavutluk)

Her sabah erkenden kalkıyoruz..Bu kez toparlanmakta biraz zorlandık desem yalan olmaz. Yolumuz uzun ayrıca çok virajlı. Yarım kalan uykumuza otobüste devam ediyoruz. Rehberimiz çok anlayışlı ancak, Tiran hakkında bildiklerini
anlatmak için sabırsızlanıyor. Sınırdan çabuk geçiyoruz.. Avrupa'nın en geri kalmış başkentlerinden Tiran. Şehir merkezine gelmeden gördüklerimiz ilginçti. Enver Hoca zamanında yapılan barınaklar ( o zamanki nüfusa göre 750 bin adet)
yıkım maliyeti insaat maliyetinden fazla olduğu için yerli yerinde duruyorlar.. Her biri 4-5 kişilik. İlginç bir görünümü var.
Bu arada, ufak yerleşim bölgelerinden geçerken gecekondu tipi yapıların önünde park etmiş son model mercedes otoları gördük. Ve şehir merkezine yaklaştıkça bu sayı daha da artmıştı..Konu ile ilgili resmi bilgi yok! Rehberimiz, Avrupa'nın
diğer kentlerinden çalınan bu son model arabaların çeşitli yollarla ülkeye getirilmesine izin verildiğini ve her isteyenin 4-5 bin Avroya sahip olabileceğini söyledi.. İşsizliğin yüksek boyutlarda olması, devletin bu konuda hoşgörülü davranması buna
neden.. Ancak, öteki Avrupa ilkelerinin baskıları sonucu son yıllarda çalıntı araba trafiği azalmış olsa da son model mercedesleri şehrin her tarfında görmek mümkün.
Ethem Bey camisi ve İskender Bey heykeli ve bulunduğu meydan görülebilir.. Enver Hoca zamanında dini faaliyetler yasaklanmış..Daha doğrusu Arnavutluk ilk ve tek ateist devlet ilan edilmiş..Hoca'nın ölümünden sonra kapatılan camiler
ve kiliseler tekrar ibadete açılmışlar. Suudi Arabistan ve İran İslam'ın yeniden yapılanması için maddi yardımda bulunuyorlar.
Kısa bir kahve molasından sonra OHRİD'e doğru yola koyuluyoruz.

OHRİD (Makedonya)

Ohrid gölünün etrafında kurulmuş Makedonya'daki şirin kasabanın adı..Balkanlar'daki önemli turizm merkezlerinden. Çarpık bir yapılaşma yok. Taş döşemeli dar sokaklarda dolaşırken Osmanlı tarzı ahşap evler dikkat çekiyor. Ohrid'de
Osmanlı döneminden kalma 10 cami ve bir de tekke bulunmakta. Bizans döneminin Ohrid'deki en önemli kilisesi St. Panteleymon, günümüzde hala konserler için iyi bir mekan olan Aya Sofya kilisesi gezip gördüğümüz önemli yerlerden.
Türk çarşısına girip demli çay içip 1 Avro'ya da sakal traşı olabilirsiniz. Çarşıdaki herkes Türkçe konuşuyor. Küçük bir çarşı ama ilginç.
Gölde yaptığımız tekne turundan sonra Ohrid'i daha iyi tanıma fırsatını bulduk. İki saate yakın süren bu turdan sonra , gölü besleyen en büyük su kaynağı, Aziz Naum Manastırı'nın hemen yakınından göle doğru hızlı bir şekilde akıyor.
Avrupa'nın en derin gölü..Yaklaşık 152m derinliğinde ve 192 tür canlı yaşıyormuş.. Doğal güzellikler, müzik, rakı ,şarap ve balık olsun, ben de bolca fotoğraflar çekeyim diyenler için Ohri gölü her mevsim için güzel bir tatil yeri..
Bu arada, Manastır kasabasına gidip Atatürk'ün mezun olduğu Askeri İdadi'yi ve Atatürk Müzesi'ni ziyaret etmeyi de unutmadık.
Daha sonra akşam yemeği için önceden planlanmış Mekadon Gecesi'ne gidiyoruz..

KALKANDELEN VE ÜSKÜP (Makedonya)

Yine erkenden kalktık. Yolumuz üzerinde bulunan Kalkandelen'de Kanuni'nin vezirlerinden Sersem Ali Baba tarafından 16.yy da kurulan Bektaşi Harabati Baba Tekkkesi Balkanlar'daki en önemli dergahlardan.. Dergaha girip Bektaşi
ile dertleştik. Başbakanın da kendisini bir süre önce ziyaret ettiğini , kendilerinin örtünmeyi uygun bulmadıklarını anlattığını söyledi Bektaşi baba..
Alaca cami Pena nehri yakınında. İnce işlemeli görüntüsüyle ilginç bir cami. Adı da mimari yapısındaki alacalıktan, renkli olmaktan kaynaklanıyormuş. Kalkandelenli iki kız kardeşin mali desteğiyle yapılmış olması daha da ilginç.
Ve son durak Üsküp. Makedonya'nın başkenti ve en büyük şehri.. Üsküp'ün en önemli tarihi eserlerinden biri meşhur taş köprüsü.. Osmanlı dönemi eserlerinden. Üsküp'ün can damarı olan Vardar nehri üzerinde. Bu nehrin ayırdığı
eski ve yeni Üsküp'ü gezip, çarşısına uğramayı unutmamak gerek..Alışveriş için keyifli bir yer.
Birkaç yıl öncesine kadar yıkıntı halinde olan Üsküp Kalesi geçirdiği restorasyonla tekrar turislere açılmış.
Sonradan şehrin meydanına yerleştirilen Büyük İskender heykeli dikkat çekici.. ''Atlı Savaşçı'' heykeli Yunanistan'da rahatsızlık yaratmış.. Böylece Yunanistan ile ilgili sorunlara bir yenisi eklenmiş..Aralarındaki kültürel ve tarihi
miras tartışmaları iyice alevlenmiş . İskender bizimdir tartışmasına Arnavutluk da eklenmiş son zamanlarda.. Onlar da İskender'in Arnavut asıllı olduğunu sağda solda anlatmaya başlamışlar..
Gelelim yemeklere..Balkan yemekleri hemen hemen her yerde aynı.. Kuzu tandır, Ayvar (kırmızı biber, patlıcan ezmesi) Cevapaiçi, (köfte) ve Bürek ( börek) .. Lüks otellerde ise yerel yemeklerin yanında uluslararası mutfak
yemekleri daha ağırlıklıydı.. Şarapları iyi ve bize oranla fiyatları ucuz.
Yine bir Mekadon müziği programıyla ve folklor gösterisiyle geceyi noktaladık.
Üsküp havaalanında Gümrük ve pasaport işlemlerinden kısa bir süre sonra İstanbul'a hareket ..Yine bir saatlik uçak yolculuğundan sonra saat 19'dan sonra İzmir'deydik.THY ile yolculuktan memnun değildik her zamanki gibi. İç ve dış
hatlar arasındaki uçuş saatleri iyi organize edilmemiş.
8 gece 9 gün ,stresli ve koşturmacalı bir şekilde süren gezimizi kendime göre anlatmaya çalıştım. Zevkli ve eğlenceli geçmişti..Ama yorulmuştuk.!


minik not: Havaalanında sevgili Aydın Boysan ile karşılaştım sabahın köründe.. Tek başına bir elinde baston oturmak için yer arıyordu ..Beraber oturduk, lafladık.. 90 yaşında bir
dinozorla konuşmanın tadına vardım sabahın erken saatlerinde. Elimde sorulacak bol miktarda soru vardı.. Ama soramadım..Dinlemek daha çok hoşuma gitti. Sabah bu kadar keyifli konuşabilen bir üstad, rakı masasında kim bilir neler anlatırdı ?
Akşamcılığa devam ettiğini, haftada iki kez rakı içtiğini ve hala büyük zevk aldığını söyledi.. Ama arada kaçamak yaptığını, bazen haftada 3- 4 akşam rakı içtiğini de ağzından kaçırdı istemeden..
Sağlıklı ve demli, daha uzun ömürler diledim kendisine...
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (26-10-2011), Master (26-10-2011), neron (26-10-2011)
 


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster
Otomatik Konu Okuma Modu Otomatik Konu Okuma Modu

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:11 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce