Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Medya Yorumları - Sayfa 13 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Medya Yorumları
Konudaki Cevap Sayısı
741
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
443219

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #121  
Eski 23-10-2007, 18:16
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Hamaset cesaret, esaret

"Hamaset" hakim düşünme, anlama, ifade, meydan okuma biçimi. Oysa "hamaset"in nice politikacısı, bürokratı, paşası, düşünürü bu ülkenin hakiki sorunlarına, derin acılarına doğru teşhisler, sahici çözümler sunamadan geldi geçti.
Halihazırdakiler de, sınırlı, kısıtlı düşünme ve hareket biçimlerini mutlak doğru sandıkları sürece öyle olacak.
Onlar gidecekler...
Sorunlar ve acılar baki kalacak.
Belki de;
Esas geçmeleri gereken kendi sınırlarının ötesi!

Belki de;
Devleti yönetiş biçiminiz yanlış.
Belki de;
Hükümet etme, hükmetme tarzınız yanlış.
Belki de;
"Terörle mücadele" anlayışınız ve icraatınız yanlış.
Belki de;
Askeri yetiştirme ile sevk ve idare yöntemleriniz yanlış.
Belki de;
Diplomasiden anladığınız ve o anladığınız kadarıyla diplomatlığınız yanlış.
Belki de;
Komşularla ilişkilerdeki haliniz yanlış.
Belki de;
İşgalcilerle sadece toprakları değil ruhları da işgal edilenler arasındaki yalpalamalarınız yanlış.
Belki de;
ABD ile koalisyon ortağı filan olup sonra da yakınmalarınız yanlış.
Belki de;
Büyük devlet diye konuşurken büyüklükten kastınız yanlış.
Belki de;
Birlik, beraberlik, bütünlük, kardeşlik derken bunların içini dolduruş şekliniz yanlış.
Belki de;
Değerlendirme, yorumlama, manalandırma alışkanlıklarınız yanlış.
Belki de;
Kendinizi bu bölgede İsrail çıkarlarına yakın konuşlandırmanız, askerinizi, istihbaratınızı, silahlarınızı onlara bu kadar kanka kılmanız yanlış.
Belki de;
Kendi topraklarınızı süratle mayından, ölümden arındırmamanız, toprakları binlerce yoksul köylünün kullanımına açamamanız yanlış.
Belki de;
ABD'ye yıllarca üssünüzü açıp oradan komşularınızı bombalatmanız, orada şimdi karşı çıktığınız oluşumların güç kazanmasına yataklık edişiniz yanlış.
Belki de;
Demokrasi ile terörü birbirine karıştıranlara köpürürken sizin de öyle bir karışıklık, karşıtlık yaratmanız yanlış.
Belki de;
Bölünme tehlikesinden bu kadar çok bahsederken, devletten başlayarak ülkeyi sürekli cephelere ayırarak kafanızda ve ruhumuzda bölmeniz çarpmanız yanlış.
Belki de;
Büyük Ortadoğu projelerine yamak, ABD'nin en şahin ve tilki ve de kurt, Ortadoğu halklarını birbirine kırdırmaya adanmış yeni muhafazakarlarına ortak yazılmanız, bu "esaret" yanlış.

"Terörün kahpeliği" bir sürü yanlıştan beslendi, bir sürü yanlışı da besledi.
"Terörün kahpeliği" bu topraklardaki sorunlardan beslenirken yanaşık durduğumuz büyük devletin Ortadoğu oyunlarının beslemesi oldu.
"Terörün kahpeliği" yalapşap bir hamasetin siyaset, hitabet, diplomasi, güvenlik politikası sanılmasından da beslendi.
"Terörün kahpeliği" şiddet, zorbalık, dayatma, kullaştırma, tuzak, köleleştirme, büyük devlete uşaklık, katliam, cinayet, kan, nefret, kin, iç savaş, provokasyon ile silaha biat, despotluğa boyun eğme, korkuya rehinlik gibi kiri, pası "demokratlık, demokrasi mücadelesi" filan zannedenlerin büyük büyük yanlışından, rehineliğinden, "cesaretinden" değil "esaretinden" de beslendi.

Belki de yukarıdaki "yanlışlar"ın hiçbiri yanlış değildir. Yanlış düşünmüşümdür.
Ama onlar da yanlış ise; bu kadar yanlış ın siyasi, idari, maddi hesabını veremeyenlerin öylece gelip geçtiği bir cumhuriyet ve demokrasi, bir şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik, bir millet egemenliği rejimi olabilir mi!
Olabilir belki de; bu kadar yanlış, çok yanlış değil mi?
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (23-10-2007), janus (24-10-2007), meraklı (24-10-2007), salacak (23-10-2007)
  #122  
Eski 24-10-2007, 11:35
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Thumbs up Sn Özdil e tşk ederim

Yılmaz Özdil
yozdil@hurriyet.com.tr



Kaşgarlı'dan Aurelio'ya...


"Gördüm ki, yüce Tanrı, devlet güneşini burçlarından doğdurmuş; onlara Türk adını kendisi takmış. Cihan halkının dizginlerini hep onların ellerine bırakmış. Her kim onların diline sığınırsa, onu kendinden sayıyorlar, her türlü korkudan kurtarıyorlar..."

Kaşgarlı Mahmut

Divan-ı Lügati’t Türk

*

900 sene önce yazmış.

Meali...

Ne mutlu Türk’üm diyene.

*

Ordumuz, 2 bin 216’ncı kuruluş yıldönümünü kutladı, geçenlerde...

Cumhurbaşkanlığı forsundaki ilk yıldızın parladığı gün, milattan önce 220.

*

E bakıyoruz bugüne...

Beyaz Saray ne der, Brüksel kızar mı, Kremlin üzülür mü, bataklığa mı saplanırız, dizimize taş mı değer, falan.

Bir endişe.

Bir ürperti.

Zannedersin, acemidir, tarihinde ilk kez silaha sarılıyor sanki bu millet.

Aç ansiklopediyi!

Vuruşmadığımız tek sayfa bile yok...

Tek sayfa bile.

Bu tırsaklık niye?

*

Deniyor ki, "aman aklıselim..."

Yavuz Selim’i biliyorum ama, aklıselim diye birini tanımıyorum ben ecdadımızdan.

Var mı tanıyan?

Deniyor ki, "yurtta sulh..."

Evet, öyle demiş, adam gibi adam.

Ama okumasını bilirsen.

Çünkü "yurdumda sulh yoksa, cihana da sulhu haram ederim" demek istediğini neden anlamak istemiyorsun?

Kendi giremiyor, hálá, "ABD’nin Irak’ta ne işi var?" diyor.

Bizim Viyana’da, Kahire’de ne işimiz vardıysa, onun da Bağdat’ta o işi var.

Dünya bu.

Bileğin kadar varsın.

Yüreğin kadar.

Yoksa, yoksun.

*

Okuyoruz yazılanları...

Askere gitmek istemeyen çıtkırıldımlar gibi mazeret üstüne mazeret üretiyorlar.

Seçim geçsin.

Şu referandumu yapalım.

Washington’a soralım.

Londra’ya danışalım.

Heyet gönderelim.

Toplanalım.

Bi daha toplanalım.

Kaygım o ki, biraz daha üstlerine gidilirse "vicdani retçi" olacak bunlar!

*

Halbuki, bak ne diyor Aurelio bile?

"Korkma sönmez..."
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (24-10-2007), coser (24-10-2007), janus (24-10-2007), meraklı (24-10-2007), neron (24-10-2007), nomeames (24-10-2007), Ramo (24-10-2007), Süvari (24-10-2007), zumbul (24-10-2007)
  #123  
Eski 24-10-2007, 21:52
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı MGK'dan tavsiye kararı

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), ''Bölgede bölücü terör örgütünü doğrudan veya dolaylı şekilde destekleyen gruplar üzerinde öncelikle alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna tavsiyede bulunulması kararı'' aldı.

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin karar tasarısıyla ilgili gelişmelerin de görüşüldüğü MGK toplantısında, ''Ermeni diasporası ile Ermenistan'ın Türkiye aleyhinde yıllardır yürütmekte oldukları kampanyanın son ürünü olan söz konusu tasarının hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceği ve kabul edilmeyeceği'' vurgulandı.

MGK'nın, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığında bugün Çankaya Köşkü'nde yapılan olağan toplantısının ardından yayınlanan bildiride, toplantıda, ülke genelindeki güvenlik ve asayiş durumu ile bunu etkileyen iç ve dış gelişmelerin gözden geçirildiği belirtildi.

Bildiride daha sonra şöyle denildi: ''Birlik ve beraberliğimizi zedelemeyi amaçlayan terör saldırılarına karşı halkımızın her zaman olduğu gibi sağduyusunu koruyacağına ve kardeşlik duygusuna zarar verecek davranışlardan kaçınarak teröre gereken yanıtı vereceğine olan inanç bir defa daha vurgulanmıştır. TBMM'nin 17 Ekim 2007 günü kabul ettiği Hükümet Tezkeresi çerçevesinde alınması gerekebilecek siyasi ve askeri tedbirler görüşülmüştür. Bölgede bölücü terör örgütünü doğrudan veya dolaylı şekilde destekleyen gruplar üzerinde öncelikle alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna tavsiyede bulunulması kararı alınmıştır. ABD Temsilciler Meclisi Dış ilişkiler Komitesinde 10 Ekim 2007 günü kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin karar tasarısıyla ilgili gelişmeler de görüşülmüş; Ermeni diasporası ile Ermenisten'ın Türkiye aleyhinde yıllardır yürütmekte oldukları kampanyanın son ürünü olan söz konusu tasarının hiçbir gerekçeyle mazur gösterilemeyeceği ve kabul edilmeyeceği vurgulanmıştır. Gelişmelerin seyrine göre konunun bütün veçheleriyle yeniden değerlendirilmesi kararlaştırılmıştır.''

SABAH
Mini Yorum:
Üç cins at, üç cins tosun salsak yukarı kata
Üç gün sonra üç katır, üç sağmal inek çıkar.
Zamanda mı, yerde mi, yoksa bizde mi hata?
Yapıp uçurduğumuz kartallar sinek çıkar.
ABDURRAHİM KARAKOÇ...
Alıntı ile Cevapla
  #124  
Eski 25-10-2007, 10:17
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Okuyalım öğrenelim.

Untitled1.jpg

Untitled2.jpg

Untitled3.jpg

Untitled4.jpg

Untitled5.jpg
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
  #125  
Eski 25-10-2007, 10:18
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Okuyalım öğrenelim devam....

Untitled6.jpg
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
account (25-10-2007), buena vista (25-10-2007), coser (25-10-2007), Master (25-10-2007), meraklı (26-10-2007), neron (26-10-2007), Ramo (25-10-2007)
  #126  
Eski 25-10-2007, 19:17
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Terörü önlemek için gidenlerin terörü

Yalçın DOĞAN


"ÜYE ülkeler teröre karşı mücadelede kararlı olduklarını ittifakla kabul etmişlerdir. Üye ülkelerden herhangi birinin terörle karşı karşı kalması durumunda, o ülkeyle işbirliği için kararlıklarını bir kez daha teyit etmişlerdir."

Bu ve benzeri masal cümleler sıradan ülkeler ya da sıradan kurumların ağzından çıkmıyor. Bunu söyleyen NATO. Bir, üç, beş, on kez değil, yıllardır her fırsatta söylüyor. Çok büyük dostumuz Amerika ile birlikte.

Dün NATO Savunma Bakanları toplantısında aynı parlak cümleler havada uçuşuyor. Masal destekler, hayal işbirlikleri, boş vaadler.

TÜRKİYE-NATO

Türkiye, NATO’nun en yüksek organı NATO Konseyi’ne doğrudan PKK terörünü bir kez getirmeyi şöyle bir deniyor.

Verilen bilgi karşısında, terörle mücadelede işbirliği nutukları atan o ülkeler taş gibi, hiç birinde ses yok. NATO’da olup da, terörle mücadele eden iki ülke bundan ders alıyor. İspanya ve İngiltere kendi yaşadıkları terörü NATO’ya getirmekten vazgeçiyor.

Bununla birlikte, alt komitelerden biri olan NATO Güvenlik Komitesine Türkiye PKK’yı yine de getiriyor. Hiç bir sonuç çıkmıyor.

Dünkü Savunma Bakanları toplantısında ise, PKK terörü konuşuluyor. Yine herkes kabul vaziyetinde. Teselli ile karışık, uyarılar eksik değil.

IRAK VE ÖTESİ

NATO’nun 80’lerin ikinci yarısından sonra, farklı bir işlevi var. Terörle mücadele.

Afganistan, Somali, Lübnan, Kosova NATO’nun yeni anlayışının ürünü olarak, bu bölgelere asker gönderdiği yerler. Başı Amerika çekiyor. Türkiye buralara asker gönderen ülkeler arasında.

Hatta, Irak’a girmeden önce, Amerika benzer biçimde NATO’yu göreve çağırıyor. Kendisi önde. Çok az ülke katılıyor.

Asıl önemli nokta şu:

1999’da Apo’nun yakalanmasından sonra, bizde terör kesiliyor. 2003’te Amerika Irak’ı işgal ediyor. 2004’te PKK terörü yeniden başlıyor. Nasıl bir tesadüf ise!

Dünyanın çeşitli bölgelerine, terörü önlemek adına giden NATO ve Amerika, konu Irak’a geldiğinde, terörü destekler konuma düşüyor.

İşimiz hiç kolay değil.

30 bin insan 300 milyar dolar

MALİYETİ akıl alacak gibi değil. Her türlü tasavvuru aşıyor.

1984’de başlayan PKK terörü bugüne kadar 30 binden fazla insanın hayatına mal oluyor. 30 bin insan. Klasik savaşlarda kaybedilen insan sayısından bile daha fazla. Kapsamlı savaşlarda ancak bu kadar insan hayatını kaybediyor.

Terörle mücadelenin mali yönü ise, tahminlerin ötesinde. Ulaştığım bilgiler, bu açıdan da ürkütücü.

1984’den bugüne kadar terörle mücadeleye harcanan para 300 milyar doları buluyor.

300 milyar dolar!.. Küçük-büyük yüze yakın baraj, binlerce kilometre yol, binlerce okul, binlerce hastane. Bu para sadece Güneydoğu’ya harcanmış olsa idi, Güneydoğu bugün Batı bölgelerimizdeki gelir düzeyine çoktan ulaşmış olurdu.

Türkiye’nin bugünkü ekonomik gelişmişlik düzeyinin, AB ülkelerine göre geride kalmasında, yirmi yılı aşkın süredir terörle mücadele için harcanan para en büyük rol oynuyor.

300 milyar dolarlık harcama, AB’si ve ABD’si ile Batının terörle mücadelede, Türkiye’yi neden yalnız bıraktığını çok iyi anlatıyor. (Hürriyet)
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
meraklı (26-10-2007)
  #127  
Eski 26-10-2007, 08:00
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Lightbulb Böyle başa böyle tarak

http://www9.gazetevatan.com/haberdet...ryid=4&wid=122

Mine G. Kırıkkanat mine.gokce@wanadoo.fr 26.10.2007

Hani sağduyu vardı...


Medya ne demek?

Gazeteler, televizyonlar, radyolar, demek. RTÜK, televizyonların ve radyoların terörle ilgili yayınlarını sansürleyerek, medyayı iki bacağından kesti. Yazılı basına, esamesi okunmadığı için midir, yoksa “yazsa ne yazar, okusa kaç kişi okur,” diye düşünüldüğü için mi bilemeyeceğim, ilişmedi.

Beklerdim ki medya, iki bacağı sorgusuz sualsiz kesilirken hiç olmazsa bağırsın. Kesilmeyen yazılı basın, kesilen radyo ve televizyonlardan daha çok bağırdı. Sansürlenenler, RTÜK’e “emrin olur” deyip gıklarını çıkarmadı.

Kanaltürk hariç.

Kanaltürk, RTÜK’ün sansürüne Danıştay nezdinde itiraz etti ve dün, T. C. Danıştay On üçüncü Daire, “Türk Milleti Adına” RTÜK’ün kararını durdurdu.


***


Bu yazıyı yazarken, ülkede hâlâ hukukun üstünlüğüne inananlar ve bu inancı boşa çıkarmayan yargıçlar tarafından sansürden kurtarılan televizyonları iziyorum: Kendilerini tekrar yayın özgürlüğüne kavuşturan durdurma kararını, şöyle veriyorlar: “Danıştay, yapılan itiraz sonucunda RTÜK’ün yayın yasağını durdurdu...”

İtiraz sanki gökten zembille düşmüş, Danıştay’a kim başvurmuş, özenle es geçiliyor, Kanaltürk’ün adı anılmıyor.

Neden?

Çünkü koca koca televizyonlar, büyük büyük olanakları, milyar milyar maaşlı elemanları, RTÜK’ün yasağını Danıştay’a taşımamış, koca koca hukuk büroları, birbirinden ünlü avukatlarına karşın, “basın yayın ve ifade özgürlüğü”nü savunmamış.

Onlar, RTÜK’ün kararına sen, ben, bizim oğlan tadında oturdukları yerden verip veriştirirken, ne hükümet nezdinde onlar kadar etkili, ne de olanaklarının onda birine sahip Kanaltürk, yargıya başvurmuş.

Utanıyorlardır herhalde. Umarım, utanıyorlardır.


***


Bir ülkede, “ifade özgürlüğü”nün simgesi medya o özgürlüğü savunmuyor ve bırakın sansürü delmeye cesaret, sansüre karşı hukuksal mücadeleye bile girişmiyorsa, ne için vardır, ne işe yarar, yanıtını bilmiyorum.

İfade özgürlüğü, ekranlarda mahalle karılarını birbirlerine sataştırmak mıdır?

Düşünüyorum da, birbirinden düzeyli eğlence programları sansürlense böyle tepkisiz kalır mıydı acaba anlı şanlı televizyonlarımız?

Ama zaten RTÜK de eğlence programlarındaki küfürlü, argolu, edepsiz pespayelikte “toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen” bir faktör görmüyor. Mutasyona uğramış insan müsveddelerinin yakası açılmadık “sürtük” sohbetlerinde, “çocukların ruh sağlığına” yönelik bir tehdit algılamıyor.

Böyle RTÜK’e böyle televizyonculuk radyoculuk ya da tersi yaraşır elbet.

Haydi, diyelim ki uluslararası deyimiyle “genel kanal” denilen televizyonların varoluş nedeni, zaten reklam haberciliği. Ama bir de adı üstünde, “haber” kanalları var. Onlar niçin boyun eğdi sansüre? Niçin harekete geçmediler, savunmadılar basın özgürlüğünü?

Oysa RTÜK’ün terörist saldırılara ilişkin yayın yasağı, ne anlama geliyordu, düşünen var mı?


***


Medyayı, “sorumlu yayıncılığa” davet etmek başkadır, yayın yasağı koymak başka. Yayın yasağı, sansür, dikta rejimlerinde olur.

İktidara gelirken “çoğunluğa” dayanacak ve demokrasiyi “halk ne isterse odur”, diye tanımlayacaksın, sonra PKK’ya karşı çoğunluktan korkup, halkın tepkisini sansürleyeceksin.

Ortada savaş yok, olağanüstü hal bile ilan edilmemiş, ama “şehit haberleri” yassah! Ne biçim demokrasi bu? Arkana aldığın çoğunluktan mı korkuyorsun, seni iktidara taşıyan halktan mı, diye sormazlar mı ?

Danıştay’ın kararı açıkça gösterdi ki, AKP hükümetinin RTÜK’e başvurusuyla konulan haber yasağı, bizzat RTÜK yasasının 25. maddesindeki “yayınların önceden denetlenemeyeceği ve durdurulamayacağı” kuralına aykırı. Bir RTÜK düşünün ki, kendi varlığının temeli olan kanunu doğru okuyup uymaktan aciz. Bir hükümet düşünün ki, kendisini iktidara getiren halkın tepkisinden çekiniyor.

Bu halk AKP’yi seçerken olgunsa, birbirine düşmeyecek kadar olgundur. Medya, sansürlenmeden sorumlu davranamıyorsa, o zaman AKP iktidarına alkış tutarken de sorumsuzdur!

Ne o, sizi seçenlerin “sağduyu” suna güvenmiyor musunuz yoksa?
Alıntı ile Cevapla
neron kullanıcısına teşekkür edenler
janus (02-11-2007), meraklı (26-10-2007)
  #128  
Eski 30-10-2007, 06:20
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Exclamation Yeniden !

Yılmaz Özdil
yozdil@hurriyet.com.tr

Yeniden!


NE mutlu...

Cumhuriyetimiz 84 yaşında.

Necmettin Erbakan 81.

*

Malum, o da 29 Ekim doğumlu.

Abdullah Gül gibi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Cumhuriyet Bayramı’nda doğduğunu yazarken, kendisine bu yolları açan Necmettin Erbakan’ı unutursak, yakışmaz...

Vefalı olmak lazım.

*

Tabii, cumhuriyet coşkusu yaşayan herkes, Erbakan ve Gül kadar talihli olamıyor, maalesef.

Mesela, Başbakan Erdoğan’ın doğum günü de, cumhuriyetin doğum günü...

Ama Türkiye’nin değil.

Fransa’nın.

Başbakan’ın doğum günü, 26 Şubat, İkinci Cumhuriyet’in ilan edildiği gün.

*

Neyse... Bakın, birinci ikinci falan derken, aklıma geliverdi... İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehrin her tarafını bayram reklamlarıyla donattı.

Kullandıkları slogan şu:

"Cumhuriyet coşkusu yeniden!"

*

Sondaki ünlemi ben koymadım.

Orijinali böyle:

"Cumhuriyet coşkusu yeniden!"

*

"Eskiden" var bi de, demek ki.

*

E bakıyorum "eskiden"lere...

Büyükşehir Belediyesi’nin geçen sene, önceki sene, ondan önceki sene verdiği bayram reklamlarında "yeniden!" yok.

Bu "yeniden!" yeni.

*

Geçmiş bayramın kutlu olsun Türkiye.

Artık keyfine göre...

İstersen 84.

İstersen 83+1.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (30-10-2007), janus (30-10-2007), meraklı (30-10-2007), neron (01-11-2007), Ramo (30-10-2007), su (01-11-2007)
  #129  
Eski 02-11-2007, 05:36
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Question %47...

Yılmaz Özdil
yozdil@hurriyet.com.tr



Erdal İnönü...


YAŞARKEN kıymetini bilmediğimiz, öldükten sonra arkasından ağıt yaktığımız siyasilerden "kabine" kursaydık, Türkiye, çoktan Almanya olurdu herhalde.

Bakın, Erdal İnönü vefat etti.

Okuyorum yazılanları...

En nazik siyasetçi.

Bilge kişi.

Mütevazı.

Esprili.

Uygar.

Saygın.

Dürüst.

Hoşgörülü.

Güler yüzlü.

Zarif.

Centilmen.

Bilim adamı.

Seviyeli.

Erdemli.

Kucaklayıcı.

Uyumlu.

Entelektüel.

Vatanperver.

Sözde değil özde demokrat.

Koltuğunu bırakabilen...

Konuşmaktan çok dinleyen...

Fizik problemi çözen tek lider.

*

Seçtik mi başbakan?

Seçmedik.

*

Çünkü, ne kadar aksini iddia edersek edelim, bu tür kavramların hiçbir önemi yoktur ülkemizde... Hikáyedir.

*

Polemik olsun diye değil, sesli düşünelim diye yazıyorum... İki kez ezici çoğunlukla seçilen Başbakanımız "en nazik" midir?

"Mütevazı" veya "güler yüzlü" olduğu söylenebilir mi? "Bilim adamı" zaten değil, "fizik problemi çözmesini" bekleyemeyiz... "Kucaklayıcı" mı? "Esprili" mi? "Konuşmaktan çok dinleyen lider" mi? "Hoşgörülü" mü?

*

Kısaca "karizmatik" diyoruz...

*

İnönü’ye ne diyorduk yaşarken?

E.T.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
janus (02-11-2007), meraklı (02-11-2007), Ramo (02-11-2007)
  #130  
Eski 02-11-2007, 06:08
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Unhappy tekerrür..........

Kim ne derse desin ...O bir tarihti, birdaha tekerrür edemeyecek olan, tıpkı Atatürk gibi............
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:54 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce