Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Medya Yorumları - Sayfa 23 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Medya Yorumları
Konudaki Cevap Sayısı
741
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
443391

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #221  
Eski 22-03-2008, 14:12
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Altın vuruş..

can.dundar@e-kolay.net


Cuma, haftanın belalı günü haline geldi: 12 Mart muhtırası bir cuma günü verilmişti.
12 Eylül darbesi yine bir cuma geldi.
Geçen cuma Yargıtay Başsavcısı “laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği gerekçesiyle” AKP’ye kapatma davası açtı.
Bu cuma da Ergenekon savcısı “demokrasi karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği gerekçesiyle” sorguladığı örgüt için gözaltı harekâtına girişti.
* * *
Son iki cuma hamlesinin birbirinden bağımsız olduğuna insanları inandırmak zordur artık...
Her adım bir öncekinin rövanşı, her hamle diğerinin intikamı gibi algılanıyor.
Uzun süredir “derin”den süren iktidar hesaplaşması su yüzüne çıktı.
Büyük kapışmada kılıçlar çekildi.
Ve ne yazık ki ilk kurban, hukuk oldu.
İki önemli davanın iki savcısı, şimdi çatışan tarafların hukuksal temsilcileri gibi gösteriliyorlar.
* * *
Dünkü “baskın”, hem gözaltına alınan isimler dolayısıyla, hem alınış biçimleri itibarıyla tam bir darbe havası yarattı.
Biliyorsunuz uyuşturucu müptelaları bazen bilinçle, bazen zevk saikiyle “ayarı kaçırıp” dozu şaşırırlar; “âlemde” buna “altın vuruş” denir; ki dönüşü yoktur.
83 yaşındaki bir başyazarın, bir rektörün, bir parti liderinin sabaha karşı evinden derdest edilip sorguya götürülmesi, tam bir “altın vuruş”tur.
AKP, ister “kalıp direnme”ye ister “vuruşarak çekilme”ye karar vermiş olsun; dünkü manzaradan ürkmelidir:
Çünkü bu gerginlik, içeri alınanları değil, kendilerini vurur.
* * *
Yıllardır Ergenekon‘u izliyoruz, hakkında programlar yapıyor, kitaplar yazıyor, belgeler yayımlıyoruz.
Bu karanlık çetenin açığa çıkmasını, sorumluların yakalanıp yargılanmasını istiyoruz.
Ama bugün yapılmaya çalışılanın, derin devleti temizlemek değil, bu bahaneyle muhalifleri tasfiye etmek ve -Baykal’ın dün isabetle teşhis ettiği gibi- “kendi derin devletini yaratmak” olduğunu da görüyoruz.
Kavga, sanıldığı gibi demokrasi güçleri ile otokrasi güçleri arasında filan değil:
Kavga, birbirinden beter iki çetenin devlete hâkim olma kavgası...
Birbirlerini batırmaya çalışanların, itişirken tüm gemiyi batırabilecekleri “derin” bir dalaş bu...
* * *
İtiraf edeyim ki gelecek cumadan korkuyorum artık...
Puslu havada bulanık sulara doğru sürükleniyor Türkiye...
Faşizan bir rejim arayanların arayıp bulamayacağı kadar elverişli bir provokasyon ortamı oluştu.
Daha da kötüsü; itidal ve sağduyuyu devreye sokacak, şişeden çıkan cinleri bastıracak, hukuku tartışmanın dışına taşıyacak, aklıselim sahibi bir otorite de görünmüyor ortalıkta...
Dileriz birileri, ortamı yatıştırmak yerine yangına körükle giden Başbakan’a, göremediği sonucu söylüyordur:
Hükümet tansiyonu düşürmezse, tansiyon hükümeti düşürecek.
Ama düşerken, Türkiye’yi de krize sürükleyecek. (Milliyet)
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (22-03-2008), Ramo (22-03-2008)
  #222  
Eski 24-03-2008, 08:33
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İlhan Selçuk’un evinde...

Açık Pencere

m.asik@milliyet.com.tr

İlhan Ağabey’i dün Etiler’de Gazeteciler Sitesi’ndeki evinde Yalçın Pekşen’le birlikte ziyaret ettik... Kapıda bekleşen muhabirlerin arasından geçip içeri girerken Yalçın:
- Ben de yıllarca bu evin üst katında oturdum, dedi, İlhan Abi de 1970’den beri bu evde oturur. Genişliği 90 metrekaredir.
İlhan Ağabey yorgun ama zinde idi. Tabii her zaman olduğu gibi esprisi de yerinde... Mütevazı salonunda bizi:
- Gene solladım sizi, diye karşıladı, hepinizden daha ünlü yazar olduğum ortaya çıktı...
İçerideki Yalçın Bayer, Uğur Dündar ve Emre Kongar’la birlikte sohbete daldık. Daha sonra Mustafa Sarıgül de katıldı.
‘Fikri lider’ diye sorgulanmış
Emniyetteki sorgu 11 saat sürmüştü... Savcılık sorgusu 4 saati aşmıştı. Geceyi sandalye (veya koltuk) üzerinde uyuklayarak geçirmiş. Emniyetin 1970’lere göre hayli geliştiğini anlattı. Mesela 10 parmağının ayrı ayrı ve avuçlarının içinin izini almışlar. Sorgu nazik geçmiş. Çeşitli siyasi meselelerde ne düşündüğünü de sormuşlar. Cumhuriyet gazetesi bombalama olayından sonra dinlemeye alınmıştı. İlhan Ağabey’in gazete çalışanlarıyla telefonda şakalaşmaları dahi sorguda konu olmuş.
Anladığımız kadarıyla “Ergenekon’un fikri lideri” olarak sorgulanmış... Salıverilmiş olmakla birlikte soruşturmadan tamamen çıkarıldığını düşünmüyordu. Açılacak davada yer alabilirdi. Bu arada merakla sorduk:
- Veli Küçük gibi isimleri tanır mıydın?
- Hiç karşılaşmadım, dedi İlhan Ağabey...
Kimi yorumlarını ve sorgunun ayrıntılarını soruşturmayı etkilememesi için yazmıyoruz. Ancak, İlhan Ağabey yüksek sesle bir dilekte bulundu. Dedi ki:
Başbakan harekete geçmeli
- Türkiye’de demokrasi çok tehlikeli bir kutaplaşmaya sürükleniyor... Burada gerilimi azaltmak için harekete geçmek görevi Sayın Başbakan’a düşer... Siyasetçiler el birliği ile Türkiye’yi bu tehlikeli yörüngeden çıkarmalıdır...
Acaba Egenekon soruşturması genişleyecek ve kimi uçlara doğru ilerleyecek mi?
- Genişleyecek izlenimi aldım, dedi İlhan Ağabey...
İki gün boyunca getirilen kumanyaları imza atıp almış ama yememiş... Yemeklerden emniyet mensupları da pek memnun değilmiş. Zaman zaman Fenerbahçe muhabbeti oluşmuş aralarında. Ziverbey günlerinden söz açılınca bir görevli başını uzatmış:
- Sizin Ziverbey Köşkü adlı kitabınızı okudum, diye konuşmuş...

Artık gazetede
Ağabey önceki gece serbest bırakılınca, sabaha karşı gazeteye gelmiş. Beşinci kattaki odasına çıkmış. Tabii dostları da peşinden... Genel Yayın Müdürü İbrahim Yıldız, “Siz gözaltındayken gazete iki kat tiraj aldı” deyince, “O zaman geri döneyim istersen” diye espriyi patlatmış. Sorguda polislerin kendisine “İlhan Abi” diye hitap etmek için izin istediklerini anlatmış.
Onca yorgunluğa rağmen dün de keyfi yerindeydi... 1962’den bu yana tam 46 yıldır Cumhuriyet’te yazan İlhan Ağabey’in kısmetinde 83 yaşında yeniden nezarette gecelemek varmış. Tabii fikir lideri olmak kolay değil! Evet evet, fikir lideridir kendileri: “Dürüst, aydınlık, çileli gazeteciliğin fikir lideri”... Bunun da kimi bedelleri oluyor tabii...
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (24-03-2008), Ramo (30-03-2008)
  #223  
Eski 26-03-2008, 12:45
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow Aslı'nın farkı

26 Mart 2008

Şükrü KIZILOT
skizilot@yaklasim.com

Milletin vekili ile aslının farkı


SON günlerde en çok tartışılan ve herkesi ilgilendiren iki konu var. Bunlar "sosyal güvenlik" ve "sağlık hizmetleri" ile ilgili...

Bu iki konuda, milletvekilleri yani milletin vekili ile milletin aslı arasındaki farkları biliyor musunuz?

Merak edenler için açıklayalım.

SAĞLIK HİZMETLERİ

1. Ödenecek Para:

a) Milletvekilleri: Gaziler gibi yüzde 20’yi bulabilen "özel hastane farkını" ödemiyorlar. Bunun dışında, ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesinde her vatandaştan alınan 2 YTL katkı payını bile ödemiyorlar.

b) Milletin Aslı: Özel hastaneye gittiğinde, yüzde 20’yi bulabilen "özel hastane farkı" ödeyecekler. Ayrıca 2 YTL katkı payını da ödüyorlar.

2. Emeklilere Sağlık Hizmetleri:

a) Milletvekilleri: Emekli milletvekilleri ve ailesinin sağlık giderleri TBMM bütçesinden karşılanıyor. Özel hastanelerden yararlandıklarında, faturanın tamamını TBMM öder. Herhangi bir ad altında para ödemezler.

b) Milletin Aslı: Emekliler ve ailesi, özel hastaneye gittiklerinde, yüzde 20’yi bulabilen "özel hastane farkı" ödeyecekler. Ayrıca kamu hastanelerinde de ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesinde 2 YTL katkı payı, otelcilik hizmeti ve öğretim üyesi farkı ödeyecek.

3. Diş Tedavisinde İmplant Bedeli:

a) Milletvekilleri: Emeklileri de dahil, diş tedavisindeki implant bedelinin tamamı, TBMM’ce karşılanıyor.

b) Milletin Aslı: Bırakınız tamamını, 1 YTL’si dahi ödenmiyor.

EMEKLİLİK

1. Emekli Aylığı Tutarı:

a) Milletvekilleri: Ayda 4.219 YTL emekli aylığı alıyorlar.

b) Milletin Aslı: Bu tutarda bir emekli aylığı hayal...

2. Çalışırken Emekli Aylığı Alabilme:

a) Milletvekilleri: Milletvekilliği görevi sürerken, milletvekili olarak ücret ve ayrıca emekli aylığını aynı anda alabiliyorlar. Bu arada, milletvekilliğinde 2 yılı dolduranlar, emeklilikle ilgili diğer koşulları taşıyorlarsa, "milletvekili emeklisi" olup, aynı anda, hem milletvekili maaşı hem de milletvekili emekli aylığı alabiliyorlar.

b) Milletin Aslı: Kamuda çalışanlar, hizmet süreleri 40 yıl bile olsa, hem ücret hem de emekli aylığı alamıyorlar. Çalışırken ücret, emekli olduklarında da emekli aylığı alabiliyorlar.

"Milletin aslına dayak, vekiline kıyak gibi bir şey. Peki niye böyle?" diye soranlara;

Anayasamızın 86/2. maddesinde, bu konuda özel bir hüküm yer alıyor. Birlikte okuyalım:

"TBMM üyelerine ödenecek ödenek ve yolluklar, kendilerine TC Emekli Sandığı tarafından bağlanan, emekli aylığı ve benzeri ödemelerin kesilmesini gerektirmez."

Evet... Yanlış okumadınız; yasaya değil, Anayasa’ya özel bir hüküm konulmuş!

3. Çalışan Emekliler:

a) Milletvekilleri: Emekli milletvekilleri, herhangi bir işte çalıştıklarında, "Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP)" ödemezler.

b) Milletin Aslı: Emekli olarak çalıştıklarında, SGDP öderler.

BORÇLANMA

1. Milletvekilleri: 15 yıla kadar, geriye dönük borçlanıp, kolay emekli olabiliyorlar.

2. Milletin Aslı: Bırakınız 15 yılı, bir gün dahi geriye dönük borçlanamıyorlar.

Şimdi, "Milletin aslına tanınmayan bu haklar, vekiline niçin sağlanmış?" diye soranlar olabilir.

Haklısınız... Ancak bu sorunun muhatabı biz değiliz; vekillerinize sormanız gerekiyor...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (26-03-2008), ar_de_ (26-03-2008), buena vista (26-03-2008), coser (26-03-2008), dentist (26-03-2008), hazan (26-03-2008), meraklı (26-03-2008), Ramo (30-03-2008), Süvari (26-03-2008)
  #224  
Eski 27-03-2008, 06:31
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Utanmak...

bcoskun@hurriyet.com.tr



"BU devirde parti kapatmak utanılacak bir şey" diyorlar.

Ki ben onları gazete köşelerinde olsun, televizyonlarda olsun, orada-burada olsun görüyorum, bir gözleri küçülmüş:

"Neyi var arkadaşın?.."

"Utandı..."

"Neden?..

"Bu devirde parti kapatılmasından..."

*

Ama bu devirde laik cumhuriyete karşı suçlar işlenirken; suç işleyen partiye yalakalık yapmaktan utanmadılar.

Suçun işlenmesinden değil de, suça ceza verilmesinden utanıyorlar.

Siz hiç duydunuz mu; diyelim ki mahkemenin huzurunda hırsız utanmıyor. Ama hákim utanmış masanın altında, mübaşir çıkartamıyor...

Şimdi de cezadan kurtulmak için ilgili ceza maddesini çıkartmaya çalışıyorlar Anayasa’dan.

Dünyada görülmüş şey değil.

Suç duruyor da ceza kalkıyor.

Bundan da utanan yok.

*

Belki arkadaşlar hukuktan utanmıyorlar da demokrasiye karşı hassasiyetleri mi var desem...

Değil...

Çünkü demokrasimizin yüz karasıdır; genel seçimlerde kömür-nohut ile oy toplamak.

Ama utanmamışlardı.

Pekiiii...

Demokrasinin "dokunulmazlık" zımbırtısının altına; zimmet, suiistimal, evrakta sahtecilik, kayıp trilyonlar, rüşvet, hile ile çıkar sağlama gibi suçları doldurup... "Dokunulmazlık" adı altında yüz kızartıcı suçlardan kaytarmak utandırmaz mı insanı?..

Utanan yoktu...

*

Bakın; herkes AB’ye kavuşacağımızı beklerken, Arabistan’a döndü Türkiye...

Tepeden tırnağa gericilere teslim olmuş, yarından endişeleri ve korkuları olan bir ülkenin fertleriyiz artık.

Bunda gericilerin eteğine tutunmuş ahmak Türk demokratlarının payı yok mu?

Ama ne yapacaksınız, bu ülkenin ufkunu karartmaktan utanmadılar da, suç işleyen varsa hesap sorulmasından utanıyorlar...

Utanmanın utanılmazlığıdır bu... BEKIR COSKUN
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Master (27-03-2008), neron (28-03-2008), Ramo (30-03-2008)
  #225  
Eski 30-03-2008, 12:08
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı “Türk Ordusu’nu sivil yargıya mahkum ettirecekler”

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=113405,10,195
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (30-03-2008), Master (30-03-2008), Ramo (30-03-2008)
  #226  
Eski 31-03-2008, 01:16
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Talking Yoruma hiç açık değil....

Vahap MUNYAR
vmunyar@hurriyet.com.tr

Maliye, dava kazanan bankalardan 700 milyon YTL’yi nasıl kurtardı


SON 10 günde halka açık bankalardan, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB) "vergi alacağından feragat" duyuruları gitti. Önce bu duyurulardan bazılarına bakalım:

AKBANK: 2001, 2002 ve 2003 yıllarında yapılan vergilendirme hatalarından kaynaklanan 754 milyon 303 bin YTL’lik alacak konusunda Maliye Bakanlığı ile uzlaştık. Maliye Bakanlığı ile alacağımızın 484 milyon 710 bin YTL olduğuna dair anlaşmaya vardık.

İŞ BANKASI: 240 milyon 151 bin YTL’lik fazla vergi ödemesinin iadesi davasından feragat ettik.

FİNANSBANK: 121 milyon 738 bin YTL’lik fazla vergi ödemesinin iadesi davasından feragat ettik.

ŞEKERBANK: Maliye ile 46 milyon 601 bin YTL’lik uzlaşma gerçekleştirdik.

YAPI KREDİ BANKASI: Maliye ile uzlaştık, vergi dairesine 49 milyon 63 bin YTL yatıracağız.

TÜRK EKONOMİ BANKASI: Maliye Bakanlığı ile uzlaştığımız tutar 41 milyon 207 bin YTL olarak kesinleşti.

Bankaları, Maliye Bakanlığı ile mahkemede karşı karşıya getiren, "enflasyon muhasebesi"ne geçilmesinin ardından yapılan hesaplamalardaki yanlışlıktı. Maliye, bankacılık sektörü için birkaç yıl üst üste fazla vergi hesaplamıştı. Fazla vergi 2 milyar YTL’yi aşıyordu.

Bu "hesap hatası"ndan en fazla haksızlığa uğrayan Akbank, hakkını mahkemede aramaya karar verdi ve ilk davayı açan banka oldu. Diğer bankalar da Akbank’ı izledi.

Bankalar açtıkları, "hesap hatası yaptın, bizden fazla vergi istiyorsun" davalarını kazanmaya başlayınca Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Türkiye Bankalar Birliği’ni (TBB) ziyaret etti. Maliye’nin gücünü göstermek için bankaların çoğunda sıkı bir inceleme başlattı.

İşte bu ortamda gerçekleşen ziyaret sırasında Unakıtan, dava kazanan bankalara çağrıda bulundu: "Biliyorsunuz vergiyle ilgili yeni bir uzlaşma yasası çıkardık. Davaları kazanmış olabilirsiniz. Biz yine de gelip uzlaşmadan yararlanmanızı istiyoruz."

Bazı bankacılar itiraz etmeyi denedi: "Mahkemelerde çok net şekilde haklı bulunduk. Alacaklarımız öyle kolay vazgeçilecek rakamlar değil."

Bu kez Maliye bürokratları devreye girdi: "Siz bu konuda bizimle uzlaşırsanız, biz de size başka konularda kolaylık gösteririz."

Bu görüşmeden sonra bankalar birer-ikişer Maliye’yle uzlaşma yoluna gitti, vergi alacaklarının yüzde 35’inden vazgeçme yolunu seçti.

Böylece mahkeme kararlarıyla bankalara 2 milyar YTL iade etmesi gereken Maliye Bakanlığı, 700 milyon YTL’yi kendisinde tutmayı garantilemiş oldu.

Ortada mahkeme kararları varken, bankaları Maliye’yle "uzlaşma masası"na oturtan güç neydi?

Konuya, "Unakıtan, bankaların bileğini büktü" diye mi yaklaşalım...

Bankacılık sektörüyle ilgili yasal altyapıda hálá "gri alanlar var" diye mi düşünelim?

CHP’yi kapatsınlar vakfa dönüştürsünler

ŞİŞECAM’ın Bulgaristan’ın Targovishte kentindeki tesislerinin "resmi" açılışı için Varna uçağına binmek üzere Atatürk Havalimanı’ndayız.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Başkanvekili Mehmet Büyükekşi ve Bilgili Holding Başkanı Serdar Bilgili’yle son gelişmeleri konuşuyoruz.

Oğuz Satıcı, Türkiye’nin asıl sorununun "güçlü ana muhalefet eksikliği" olduğuna dikkat çekip, bir görüş ortaya attı: "CHP, güçlü bir sosyal demokrat muhalefet oluşmasını engelliyor. CHP, Atatürk’ün kurduğu bir parti. En iyisi Atatürk’ün mirasına uygun şekilde vakfa dönüştürüp, düşünce üreten kurum haline getirmek. Hatta amblemindeki 6 okun her biri için enstitü de kurulabilir."

Satıcı’ya göre vakfa dönüştürülmüş CHP’nin siyaset sahnesi için "önemli çatı" olma şansı da var. Bu çatı yeni politikalar geliştirebilir, Türk siyasi hayatına katkıda bulunabilir...

CHP’yi vakfa dönüştürmeyi düşünenler çıkar mı? Sanmam...

TİM’in tam sayfa ilanları Ergenekon yüzünden durdu

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) yönetimi AKP ve MHP’nin Anayasa’yı değiştirip üniversitelerde türbanın önünü açma girişiminden itibaren ortaya çıkan gergin ortama karşı, gazetelere tam sayfa ilanlar vermeyi planladı.

TİM, bu amaçla "sağduyu" çağrısı yapan ilan metinlerini hazırladı. Gününü kararlaştırmak üzereyken, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ergenekon operasyonu kapsamında göz altına alındı.

Bunun üzerine TİM, ilanları durdurdu... Daha önce tam sayfa ilanlarla Merkez Bankası’na karşı "ihracat, iş, aş" uyarısı yapan TİM, ilanla "sağduyu" çağrısını yeniden gündeme getirir mi?

Oğuz Satıcı ve ekibinden şimdilik ses yok...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (31-03-2008), buena vista (31-03-2008), hazan (04-04-2008), janus (31-03-2008), neron (01-04-2008), Ramo (31-03-2008), zumbul (04-04-2008)
  #227  
Eski 04-04-2008, 15:34
zumbul - ait Avatar
zumbul zumbul bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Giresun
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 79/805
0 Mesaj ına 420 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Türk’iye...

Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet. com.tr

Türk’iye...


SPOR Bakanımız, "Milli takımda Türk olmayan Mehmet olmasın" demişti, Aurelio’yu kastederek.. .

Ben de, "Hükümette niye İngiliz vatandaşı Mehmet var o zaman?" diye sormuştum, naçizane.

*

Çok küfür yedik.

*

Vatandaş Mehmet’in sadece milli takımda değil, göğsünde ay yıldız bulunan Fenerbahçe formasıyla da nasıl ter döktüğünü vicdanı olan herkes gördüğüne göre, devam etmekte fayda var!

*

Ramazan Şahin.

Milli güreşçimiz.

Üç gün önce Avrupa Şampiyonu oldu.

İlk kim kutladı?

Spor Bakanımız.

*

Kimdir Ramazan Şahin?

*

Aslında Rus vatandaşı.

Orijinal adı, Ramazan İrbayhanov.

İki sene önce Türk vatandaşı yapıldı.

O dönemki Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin olduğu için, Şahin soyadı verildi.

*

Yani, bugün getirilseydi. ..

Ramazan Başesgioğlu olacaktı!

*

Şampiyonumuz Ramazan’la sıcağı sıcağına ilk röportajı Doğan Haber Ajansı yaptı... Nasıl yaptı? Rusça yaptı... Niye birader? Çünkü Ramazan, Türkçe bilmiyor.

*

Peki, Aurelio biliyor mu Türkçe?

Biliyor.

Gökçek Wederson?

Biliyor.

Kim bilmiyor?

Kazım Kazım bilmiyor...

O da milli.

Ana Türk, anadili İngilizce!

*

Özetle...

AKP’nin kapatılma davasıyla birlikte gündeme gelen "Anayasa" diye bir şey var. Okumanızı tavsiye ederim.

Madde 66.

"Kan bağı ile bağlı olan" yazmıyor!

"Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür" yazıyor.

*

Bir kez daha teşekkürler Mehmet...

Ne mutlu Türk’üm diyene.
Alıntı ile Cevapla
zumbul kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (06-04-2008), hazan (04-04-2008), Master (05-04-2008), meraklı (06-04-2008), Ramo (08-04-2008)
  #228  
Eski 08-04-2008, 11:18
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow Dostunu söyle senin kim......

Oktay EKŞİ
oeksi@hurriyet.com.tr

Bunlar kimin dostu?


BATILI dostlarımız (!) ağız birliği etmiş gibi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın iktidar partisi hakkında açtığı dava nedeniyle ahkám kesip duruyorlar.

Önce Avrupa Birliği’nin kendisini çoban, bizi koyun sanan yetkilileri başlamıştı. Onları, çoğu Avrupa’da bulunan Batı basınındaki yazılar izledi.

Ne dediklerine geleceğiz. Ama önce bu meslektaşlarımızın hep birlikte tanık olduğumuz uygulamalarından söz ederek, bunlara ne kadar önem vermek gerektiğini size bırakmak istiyoruz.

Bunlar değil miydi George Bush’un "Saddam’ın elinde nükleer kitlesel ölümlere yol açacak biyolojik ve kimyasal silahlar var" diyen? Bunlar değil miydi "Saddam eğer isterse 45 dakika içinde Batı ülkelerini mahvedecek silah üretti" palavrasını sıkan? Bunlar değil miydi, "Saddam’ın Nijer’den zenginleştirilmiş uranyum aldığını (veya alacağını)" dünyaya duyuran?

ABD bunların oluşturduğu kamuoyu gücüyle Irak’a saldırmadı mı? Bu saldırı sonunda orada (tahminlere göre) 1 milyona yakın insan ölmedi mi? Bu yalanların sorumluluğunu üstüne alan oldu mu?

Bırakın onu... İskenderiye Kütüphanesi’nin MS 391’de -bir iddiaya göre- Roma İmparatoru I.Theodosius’un emriyle yakılmasından bu yana yapılmış en büyük kültür cinayeti Bağdat’ta işlendi. Irak Ulusal Müzesi’nde bulunan binlerce yıllık eserler ve buluntular, Amerikan askerlerinin koruması altında yağma edilip müze mahvedildi.

Söyleyin lütfen kültür, bilim áşığı Batı medyasından ve pek iddialı Avrupa aydınlarından bu konuda bugüne kadar kaç cümle duydunuz? Duymadınız, çünkü önce "işimize geliyor mu gelmiyor mu?" hesabı yapmadan ağzını açan fikir namusu sahibi adam bulmak orada da çok kolay değildir.

Türkiye hakkında yazdıkları zaman da dikkat etmek lazım. Eğer o olayda çıkarları yoksa "doğruyu" yazar ve söylerler. Ama bir şekilde çıkar ilişkisi söz konusuysa, doğru söyleyeni bulmanız, bir çuval pirinç içinde bir tane taş bulmak kadar zor olabilir.

Bu olaydaki çıkarlarının da bugünkü iktidarı işbaşında görmek olduğu biliniyor. Çünkü bugünkü iktidarın "ulusal çıkardan önce Batı’nın çıkarları" ile uyumlu olmaya dikkat eden siyasi anlayışıyla onların beklentileri örtüşüyor. O nedenle de "hukukun üstünlüğü" imiş, "hukuk devletinin kuralları" imiş hiç aldırış etmiyorlar. Meseleyi, Anayasal sisteme aykırı eylemlerin odağı olmak gibi önemli bir nedenin dışına çıkarıp "seçimlerde şu kadar oy almış bir parti hakkında dava açılır mı"ya getiriyorlar ve oraya kilitlemek istiyorlar.

Dikkat edin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin "laiklik korunmazsa demokrasi yaşayamaz" anlamına gelen, "Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede laikliği korumanın, demokrasiyi yaşatmanın temel koşulu olduğunu" vurgulayan kararlarını görmezden geliyorlar. Türkiye’de ABD Büyükelçisi sıfatıyla görev yapmış olan -bu nedenle Türkiye uzmanı geçinen- Morton Abramowitz ile bilim adamı Henry J.Barkey bile Newsweek dergisinde çıkan bir yazılarında, "Bizim çıkarlarımız bu iktidarın kalmasını gerektirdiğine göre, onun gereğini yapmalıyız" anlamına gelen tavsiyelerle başlayıp "gerekirse Türkiye’ye müdahale etmeliyiz" noktasına gelen laflar ediyorlar.

Tabii zerre kadar utanmadan...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (08-04-2008), hazan (09-04-2008), Ramo (08-04-2008), zumbul (08-04-2008)
  #229  
Eski 12-04-2008, 17:25
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Sayın Barroso bizi kurtarın

PİRİNÇ, yüzde 100 zamlandı.

Mercimek, yüzde 70.

Fasulye, yüzde 160.

Zeytinyağı, yüzde 133.

Un, yüzde 70 zamlandı.

*

Pilav, 50 kuruş.

Çorba, 50 kuruş.

Kuru, 1.5 lira.

Zeytinyağlı, 1 lira.

Ekmek, bedava.

*

İlk fiyatlar, piyasadan.

Öbürleri, Meclis lokantasından.

Evet, enflasyon tek hane...

Ama Meclis’te!

*

Onlar 2 senede emekli.

Bizi 65’te yapıyorlar.

İlaç ve tedavi parası ödememek için kendilerini "gazi" ilan ettiler. Memura yüzde 2 verirken, kendi maaşlarına yüzde 50 zam yapıyorlardı, son anda yakalandılar... Vergilerimizle alınan kontörleri, çocuklarına dağıtmışlar.

*

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, hazır gelmişken, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Barroso’dan rica ediyorum... Bizim millet olarak etkimiz yok, sizi dinlerler. Malum, egemenlik sizin... İlla bir reform yapacaksak, önce Meclis’te reform yapılsın... Avrupa Birliği parlamentolarındaki "etik" kurallar, bize de getirilsin. Çok şey istemiyoruz... Gariban ülkeyiz, haddimizi biliyoruz; Alman’la, Fransız’la, İspanyol’la eşit tutulmayı talep etmiyoruz... Anayasamızda bulunan "eşitlik" ilkesi gereği, milletvekillerimizle "eşit" olmak istiyoruz. Hepsi bu. Lütfen.


Yılmaz Özdil Hurriyet
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (13-04-2008), buena vista (13-04-2008), hazan (13-04-2008), janus (13-04-2008), Master (13-04-2008)
  #230  
Eski 15-04-2008, 10:10
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Köy Enstitüleri’ne iadei itibar verilmelidir..

aguclu@milliyet.com.tr

17 Nisan’larda aklıma hep Köy Enstitüleri gelir. Okudukça, tanıdıkça, mezunlarıyla karşılaştıkça gururla, burukluğu bir arada yaşarım.
Böylesine önemli bir eğitim modelini yaratan bir ulusun ferdi olarak gururların en büyüğünü yüreğimde hissederim. Ama bir hiç uğruna kapatıldıkları aklıma geldiğinde de nasıl bunu yaptılar diye içim içimi yer.
Eğer 60 yıl önce Köy Enstitüleri’nin kapısına kilit vurulmasaydı, bugün karşımızda, çok farklı bir Türkiye tablosu olurdu. Ne 7.5 milyon okuma yazma bilmeyenimiz, bir utanç anıtı gibi karşımızda dururdu ne de üreten değil tüketen ezberci nesiller yetiştirmiş olurduk.
Demokrat Parti’nin artıları kadar eksileri de vardı. En büyük hatası da bu okulları kapatmak oldu. Tıpkı, daha sonra kendilerini kapatanların yaptığı gibi.
Hafta sonu, Yeni Nesil Köy Enstitüleri Derneği Kartal Şubesi’nin açılış töreni vardı. Gün boyu etkinlikler gerçekleşti. Başkan Prof. Dr. Kemal Kocabaş’ın müthiş sunumunda, mezunların konuşmalarında ve sonrasında gerçekleşen panelde, Köy Enstitüleri’nin o günkü heyecan, coşku ve ülke sevdalarına bir kez daha şahit olduk.
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İ. Hakkı Tonguç, şükranla anıldı. 60 yıl önce, bugünün çok ilerisindelermiş. Yücel, 1940’da, Köy Enstitüleri’ni açarken bakın ne demiş:
“Ülkemizin dağlarında, kendi kendine açıp solan çiçek bırakmayacağız...”
Ya bugün! Çocuklarımız doğuyor, büyüyor, ölüyor da, kimsenin haberi olmuyor!..
Tonguç ise şu hedefi koyuyor: “Çirkin olan hiçbir şey Köy Enstitüleri’nde yer almamalıdır.”
Öyle de oldu. 8 yıl boyunca, üreten, sorun çözen, köyünün, kentinin, ülkesinin kalkınması için canla başla çalışan insanlar yetiştirdiler. Mükâfatları ise kapatılmak oldu. Ama unutulmadılar. Unutulmayacaklar.
Köy Enstitüleri, eğitim yoluyla, Anadolu insanının nasıl bir değişim geçirdiğinin de destanı oldu. Dünya eğitim literatürüne de böyle girdi. Ancak kıymetini bilemedik. Tıpkı bu güzide kurumları kapatanları darağacına gönderdiğimiz gibi...
Menderes ve arkadaşları, geç de olsa, iadei itibarlarına kavuştular. Ülkemize kazandırdıklarını ve bu uğurda verdikleri mücadeleyi, şükranla anıyoruz. Aynı iadei itibar Köy Enstitüleri için de gerçekleşmelidir.
Ülkesini, toprağını, insanını seven, ilerici, özgüvenli, yaratıcı, demokrat insanlar yetiştirmek suçsa onlar bu suçu işlediler. Türkiye’yi Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda çağdaş medeniyet seviyesine çıkarmak için gece gündüz demeden, ülkemin her karış toprağı benim vatanımdır, neresi olursa olsun gözüm kapalı giderim demek kabahatse, onlar bu kabahati işlediler. Yüzyıllar boyu, çobanlığın ötesine geçemeyen köy çocuklarından öğretmenler, doktorlar, profesörler, yazarlar, sanatçılar yaratmak aykırılık ise onlar bu aykırılığı da yaptılar.
Köy Enstitüleri’ne kızmak işin en kolayı. Karalamak da. Keşke onları daha yakından tanıyabilseydiniz. Tanıyabilselerdi.
Dün Köy Enstitüleri’ni kapatan kafalar, şimdi de anadolu liselerini yok ettiler. Oysa onlar da Anadolu insanı için bir fener olmuştu!..
Hasan Yalıncaklı, 1947 Pamukpınar Köy Enstitüsü mezunu. Tatlı ve acı hatıralarını, uzunca bir şiirle dile getirmiş. İşte birkaç dörtlük:

İstiklal Marşı’yla okul açıldı/Karanlık kapılar geride kaldı/ Bacı kardaş birbirine sarıldı/ Günlerden 17 Nisan olunca
Topraklar işlendi alın teriyle/ Birlik tazelendi el emeğiyle/ Okullar açıldı Türkçe diliyle/ Günlerden 17 Nisan olunca
Ekin başak tuttu nar çiçek açtı/ Aydınlığın ilmin yolunu açtı/ Anayurtta yeni bir çağ başlattı/ Günlerden 17 Nisan olunca
Laik cumhuriyetle Ata izinde/ Ant içti yürüdü durdu sözünde/ Vatan aşkı varolmuştu özünde/ Günlerden 17 Nisan olunca
Kıraç toprak bostan oldu bağ oldu/ Dirildi başaklar ambara doldu/ Her hanede dost sofrası kuruldu/ Günlerden 17 Nisan olunca
Ezeli geri bak dün nerde kaldı/ O günleri kimler sattı kim aldı/ Hatıralar yüreğimi kanattı/ Günlerden 17 Nisan olunca...
Özetin özeti: Zor buluyoruz, kolay harcıyoruz. İnsanları da kurumları da...

Abbas Güçlü
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
janus (15-04-2008), Master (16-04-2008), meraklı (16-04-2008), neron (16-04-2008)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:22 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce