#211
|
|||
|
|||
Dava boşanma:
Tarafların ikisi de anlaşamadıkları için boşanmayı istiyor. Hakime hanım da sıkıştırıyor. Niye anlaşamıyorsunuz? Sonuçta cevap. Evlendiğimizden beri birlikte olamadık. Hakime hanım biraz daha sıkıştırıyor. Yeterli sonuç yok. Tanık yok. Dönüyor avukat arkadaşa; Bu koşullarda nasıl boşayayım diyor? avukat arkadaşın cevabı: Valla hakime hanım ben görevimi yaptım. Boşamazsanız birlikte olmalarını sağlayın. Bu evliliğin kurallarından biri diyor. Karar boşanma olarak çıkmış. |
kasved kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (06-02-2007) |
#212
|
||||
|
||||
Adam isten evine gelmiş ve karısına; - "Hayatım, işyerinden en sevdiğim arkadaşımı bu aksam yemeğe çağırdım..." Karısı sinirlenmiş: -"Neeee! Sen delirdin miii.....!!! Ortalığı görmüyor musuuuun..??? Ev darmadağınnn...!!! Nerminler bendeydi bugüüünnn...!!! (Vır,vır,vır,vır, vır...) Üstelik yemek de yapmadımmm... Zaten alışverişe de çıkmamıştımm...!!! (Car,car,car,car,car), Geçen akşamdan kalan bulaşıkları bile yıkamadim henüz... (Dır,dır, dır,dır, dır.)Heeemm bugün muayyen günüm; sinirli ve yorgunummm..!! (Bla,bla,bla, bla,bla...) En sevdigim pembe dizi olan "Şebekler de ağlar" var bugün televizyonda; onu izlemek istiyordummm...!!! (Lak,lak,lak, lak, lak....) Hem bu akşam Nalan'la telefonla konuşma gunüm; biliyorsun Çarsamba akşamları 23.00'dan sonra % 70 indirim var... - "Biliyorum canim, biliyorum..." - "Biliyorsan arkadaşını neden cağırdın o zzzamaannnn ...!!!???" - "O salak da bu aralar "evlenmek istiyorum" diye tutturdu da...!" |
#213
|
||||
|
||||
Kirc :)
Tabura yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma
yapacagini belirtmis. Butun askerler toplanmislar ve komutan baslamis konusmaya: "Bugun tanismak icin sizleri buraya topladim. Benim adim Ahmet, soyadim Kirc. Tekrar ediyorum, Kirc. Arada R var. Sakin ola diliniz surcmesin cok fena yaparim. Herkes iyice ezberlesin hata istemem !" Askerler dagilmislar ve herkes "Arada R var, arada R var" diye icinden ezbere koyulmus. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu gostermek icin sagda solda gordugu askere soruyormus: "Sen!" "Emredin komutanim!" "Soyadim ne benim?!" "Kirc komutanim." "Aferin! Isinin basina!" Komutan boyle boyle hergun bir kac kere soyadini soruyor ancak kimse sasirmiyormus. Temel ise bu konuda cok sanciliymis. Ya bir gun piyango kendisine cikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus. Nihayet bir gun toren esnasinda komutan aniden arkasina donmus ve Temel'i isaret ederek: "Sen! Soyadim ne benim ?!" Temel heyecandan konusamiyor, nutku tutulmus. Yaprak gibi sallanmaya baslamis. Komutan gayet sinirli: "Sana soyluyorum, cevap ver, asabimi bozma! Hemen arkasindaki arkadasi bakmis Temel'in basi belaya girecek hemen fisildamis: "Arada 'R' var, arada 'R' var..." Bunun uzerine Temel rahatlamis ve cevap vermis: "Gort!!!" . |
#214
|
||||
|
||||
CEP TELEFONU
Cep telefonlarının yeni çıktığı zamanlar, İki eleman Cuma namazında…birisi telefonu o gün almış, Namazın ortasında acemi ağabeynin telefonu başlıyor zitdiril Zitdiril …. Bütün millet küfür ederken ağabeynin çabalarını gören Arkadası aynen şöyle der; “kul euzu birabbin nas- yes’e bas Melikin nas – yes’e bas İlahin nas – yes’e bas…… |
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#215
|
||||
|
||||
Hangi ulkenin nesi meshur??
>TÜRK DELİKANLISI
> >Fransiz, Ingiliz, Alman, Rus, Iranli, Holandali, bir de bizim TÜRK >barda sohbet ederlerken sira gelmis memleketlerini övmege.. > >-Ingiliz, "Arkadaslar.." demis "Bizim biramiz çok meshurdur.. Harika >biralar üretiriz içmege doyamazsiniz.." >-Fransiz hemen girmis konuya "Bizim kizlarimiz meshurdur.."demis,"Öpmeye >kiyamazsiniz", > >-Alman içini çekip " Hey gidi memleketim.." demis, "Biz öyle >arabalar üretiriz ki binmege doyamazsiniz.." >-Holandali hemen atilmis, "Evlerimiz.." demis, "Bizim dünyaca meshurdur.." >-Bizim en meshur seyimiz övüncümüz KGB'dir.." demis Rus, "Dünyanin >bir ucunda sinek havalansa haberdardir!.." >-Söz ona gelince Iranli "Halilarimiz.." demis, "Yumusaciktir ve çok >meshurdur.." >Sonra hepsi birden suskun oturan TÜRKE dönmüsler.. >TÜRK sakin sakin bakmis onlara ve gülerek baslamis söze.. >-"Arkadaslar bizim delikanlilarimiz meshurdur!.."demis.."Öyleki, >alir Fransizin kizini, içer ingilizin birasini, atar Almanin >arabasina, götürür Holandalinin evine, yatirir Iran halisinin >üzerine sever... Degil KGB nin, kocasinin bile ruhu duymaz.."
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker |
#216
|
|||
|
|||
42099
Adam 80 yaşına gelmiş olan babasını huzur evine bırakır. Bir hafta sonra da gidip ziyaret eder. Halini, hatırını sorar: "Nasılsın, baba? Iyi bakıyorlar mı sana burada? Bir şeye ihtiyacın varmı?" "Oğlum, bu huzurevi çok güzel. Bana burada çok iyi bakıyorlar, her akşam yatmadan önce bir bardak sütlü kakao bir de viagra veriyorlar. Allahrazı olsun, çok memnunum, hiç bir şeye ihtiyacım yok." der babası. Ziyaret sonunda adam hemen hemşireyi bulur. "Hemşire hanım" der, "Babam birşeyler anlatıyor. Yatarken bir bardak sütlü kakao bir de viagra veriyormussunuz, doğru mu?" "Doğru" der hemşire. "Doktor beyin talimati. Sütlü kakao çabucak uyutuyor, viagra da yuvarlanıp yataktan düşmelerine engel oluyor."
|
darius kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Ramo (14-02-2007) |
#217
|
||||
|
||||
Şans mı aradığınız?
Iki Yahudi arkadas, piyasayi arastirmislar ve O sene haki renkteki kumasin
moda olacagini ögrenmislerdi. Bütün varliklarini paraya çevirdiler.Piyasadaki bütün haki kumaslari satin aldilar. Depolari bu renkteki kumaslarla doldu ancak kimsenin bu kumaslara talip olmadigi görüldü. Iki kafadar artik iflasin esigine gelmislerdi. Moiz ve Aron dertli dertli oturuyorlardi. Artik biçagin kemige dayandigi bir gün kapi çalindi ve içeriye bir albay girdi: "Siz de dedi haki renkte kumas var MI?" Kulaklarina inanamadilar. Hemen atildilar: "Evet albayim var, gösterelim" dediler. Albay, dikkatle kumaslari inceledi. Çok begendim", dedi. "Bu sene askerlere 200.000, subaylara 50.000 adet haki renkte elbise yaptiracagiz. Ancak tabii ki benim tek basima begenmem yetmez. Generalimin de oluru lazim. Bana bir parça numune verin. Yarin öglen 12'ye kadar telgraf çekersem iptal ederim. Eger telgraf gelmezse kumaslari kesip imalata baslayabilirsiniz." O gece bitmek bilmedi. Kimi zaman ümitlendiler, kimi zaman "ya iptal olursa" diye düsündüler. Ertesi gün saat 11, 11.30, 11.45, gözleri yolda, korku ile postaciyi beklediler. Gelmesin diye dua ederek. 12'ye 5 kala postaci sokagin kösesinden gözüktü."Belki bize gelmiyordur" diye ümitlendiler. Ancak postaci gelip kapilarini çaldi. Moiz, büyük bir kederle koltuga çöktü. Aron da çaresiz kapiyi açti. Postacinin elinde bir telgraf vardi. Aron titreyen elleri ile telgrafi açti, okudu ve sevinçle seslendi: "Müjde Moiz, baban ölmüs |
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#218
|
||||
|
||||
Sanki çoğu doğru diyecem ama...yinede tebessum kısmına koyayım
Kadınlar ve Ortak Özellikleri
1. Kadınlar vitrinde gördükleri "indirim" lafına dayanamaz. İndirimdeki mal Kadında mıknatıs etkisi yapar. 10 tane benzer pabucu olsa indirimde gördüğü ayakkabıyı alır, siz, "Bunların aynısı dolabında var" deseniz "Sen gerçekten hiç anlamıyorsun" lafını yapıştırır. 2. Kadınlar ağlar. Ancak tek başına bir köşeye çekilip de -yalnız- ağlamaz. Kadınlar, sadece sevdiği erkek duyabilecekse ağlar. 3. Bütün Kadınlar kesin bir cevabı olmayan konularda soru sormakta müthiş ustadır. Maksat, siz kendinizi sürekli suçlu hissedin. 4. Kadınlar asla sır saklayamaz. Daha doğrusu, Kadınlar için bir sırrı en yakın üç arkadaşlarına söylemek sırrı açık etmek kapsamına girmez. Bu mantıkla hepsi en yakın arkadaşlarına söylediklerinden sonunda sırrı bilmeyen kalmaz. 5. Kadınlar telefona cevap vermeyi sevmez, uzun uzun çalsa dahi rahatsız olmadan açmayabilirler. Lakin telefonda dünyanın en uzun konuşmalarını yapanlar da yine kadınlardır. 6. Kadın yatağa yatmadan "evvel" saçını tarayan tek yaratıktır. 7. Kestirme yola sapıldığında her Kadına bir "kaybolacağız" korkusu gelir. 8. Kırmızı ışık, Kadınlar için, "makyaj molası" işaretidir. 9. İstisnasız her Kadın vermesi gereken bir-iki kilo olduğunu düşünür. 10. Kadınlar durup dururken eve bir buket çiçekle gelen kocadan şüphelenir. 11. Kadınlar tuvaletin kapağını küçük bir hareketle indirmek yerine tuvaletten salona kadar yürür, kocasına söylenir ve tuvalete geri döner. 12. Erkek konuşurken, kadın lafın ortasından konuşmaya dalar ve devam eder. Aynı şeyi erkek yapacak olsa kıyamet kopar. 13. Düğünlerde Kadın Kadına dans edenleri görünce kimsenin aklına bir şey gelmez. Erkekler için durum aynı değildir. 14. Karısının göz ucuyla bir başka adama baktığını yakalayabilmiş erkek yoktur. Oysa Kadınlar erkeklerini başka bir Kadına baktığı an saniyesinde yakalarlar. 15. Kadınların erkeklerden daha çok para kazandığı tek meslek vardır; Top modellik. 16. Kadının dondurmayı nasıl yediğine bakarak karakter testi yapabilirsiniz. 17. Evde saatlerce kendi giyimiyle ilgilenen Kadın, sokağa çıktığında saatlerce başka Kadınların elbiseleriyle ilgilenir. 18. "Yok, bir şey" in anlamı Kadınlarda, erkeklerinkinden, tamamen farklıdır. 19. Kadınlar her konuda erkeklerle eşit olmak isterler. Üç istisna : Erkek tuvaletlerine girmek, çöpü indirmek ve hesabı ödemek. 20. Kadınlar asla haksız değildir... En haksız olduğu konuda bile "Kendime göre nedenlerim var" derler. 21. Tabiatta Kadınlara karşı son sözü söyleyebilecek tek bir doğal yapı vardır: Yankı! 22. Kadınlar kendilerine neler verildiğine değil, onlar için nelerden vazgeçildiğine bakar. 23. Zengin adam, "Karısının harcadığından daha çok kazanabilen erkek demektir." 24. Kadınlar "Erkeklerle eşitiz" iddiasını sürekli tekrarlamaktan vazgeçtikleri anda, erkekler Kadınları kendilerinden üstün gördüklerini söyleyebilme fırsatını yakalayacaklardır. 25. Kritiklere başlayan Kadın, kritik bir yaşa gelmiş demektir. 26. Kadın elinizi tuttuğu anda, bilin ki, eninde sonunda tepenize çıkacaktır. 27. Son olarak Evlilikler de aynen kazalar gibidir, en az iki şahit ister... |
dentist kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (14-02-2007), buena vista (14-02-2007), flz (14-02-2007), meraklı (14-02-2007), Ramo (14-02-2007) |
#219
|
|||
|
|||
Sevgili Dent'imiz;
Damdan düşen(aslında çakılan demek lazım ya neyse) olarak hali ahvalini çok iyi anlıyorum. Aramıza hooş geldin.. |
#220
|
||||
|
||||
Tanıdık...
Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelip okul açmaya karar verirler.
Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılan balığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istemektedir. Kuş, uçmanın dahil olmasını, balık yüzmenin dahil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir. Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler. Tavşan koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notu C' ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmada çok zorlanıyordu. Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu, çünkü herkes bütün dersleri görüyordu. Ve buna "geniş tabanlı eğitim sistemi" dediler. OSHO'nun "Sezgi" kitabından alintidir |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|