Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Gözlem ve Tesbitlerim - Sayfa 9 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Gözlem ve Tesbitlerim
Konudaki Cevap Sayısı
99
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
38065

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #81  
Eski 26-10-2006, 08:25
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

ABD'de 'hacker'lar sanal ortamda yatırımcı çarptı

ABD'nin sadece internette çalışan en büyük iki aracı kurumunun sistemine giren 'hacker'lar, müşteri hesaplarıyla oynayarak 22 milyon $'lık vurgun yaptı.

ABD'li Soruşturma Bürosu FBI ile Sermaye Piyasası Kurumu SEC bilgisayar korsanlarının (hacker) internette faaliyet gösteren aracı kurumların sistemlerine girerek toplam 22 milyon dolarlık vurgun yapmasıyla ilgili soruşturma başlattı. ABD basınında yer alan haberlere göre korsanlar, ülkenin en büyük iki internet aracı kurumu olan Ameritrade ile E-Trade'in sistemlerine girdi. Korsanlar, iki şirketin müşterilerinin hesap bilgilerine ulaştı. Bu hesaplardan hisse alıp satan korsanlar, kazancı da kendi banka hesaplarına aktardı. Böylelikle Ameritrade üzerinden 4 milyon dolar ve E-Trade üzerinden de 18 milyon dolar kazandılar. Maddi kaybın şirketlerde değil de, müşterilerde oluşmasına rağmen hesapların dolandırıcılığa karşı sigortalanması nedeniyle Ameritrade ve E-Trade paraları ödeyeceklerini açıkladı. Ameritrade'in Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Randy MacDonald, yaşadıkları sorunla sektör genelinde sıkça karşılaşıldığını söyledi.FBI ile işbirliği yaptıklarını açıklayan MacDonald, gerekli tedbirleri aldıklarını söyledi. E-Trade CEO'su Mitchell Caplan da müşterilerini sürekli hesapların güvenliği için ne yapmaları gerektiğiyle ilgili bilgilendirdiklerini ve yazılım üreticileriyle daha güvenli sistem programları geliştirmek için çalıştıklarını söyledi.

DOĞU AVRUPA KAYNAKLI
Müşteri hesapları üzerinden borsada alım satan yapan korsanların kimliği belirlenemedi. Ancak yapılan açıklamalarda işlemlerin Doğu Avrupa'dan yapıldığının belirlendiği bildirildi. Uzmanlar, özellikle kablosuz ortamdan veya internet kafe gibi yerlerden hesaplara girildiğinde bilgilerin çalındığı uyarısında bulundu. SEC ise FBI gibi emniyetten sorumlu kurumlarla, internet üzerinden borsada işlem yapma imkanı veren aracı kurumları dün Washington'da toplantıya çağırdı. Alınacak önlemlerin tartışılacağı toplantı öncesinde yapılan açıklamada aracı kurumların müşterilerinin hesaplarına sızma yoluyla, işlem yapmanın giderek arttığına dikkat çekildi.


Alıntı ile Cevapla
  #82  
Eski 26-10-2006, 08:26
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

26 Ekim 2006

Yatırım bankaları Türkiye’ye koşuyor

Doğan ERDOĞAN

Yatırım bankacılığı ve kurumsal finansman devleri Türkiye’de ofis açma ve şirket satın alma yarışına girdi. CAIB/Unicredit Araştırma Direktörü Simon Quijano-Evans, "Türkiye’nin eski Comecon ülkelerinin aksine açık bir kapitalist geri plana sahip olması yabancı yatırımcıların işini kolaylaştırıyor" dedi.

AKBANK ve diğer Türk bankalarına gösterilen büyük ilgi, yabancı finans kuruluşlarının aklını "yatırım bankacılığı" ve "kurumsal finansman" da çeliyor. Batılı yatırım bankaları son dönemde Türkiye’de ofis açma ve şirket satın alma fırsatlarını daha fazla kovalamaya başladı. Dev şirketler Türkiye’deki iş gücünü artırmak için yeni ekipler kuruyor ve satın almalar gerçekleştiriyorlar. Uluslararası yatırım bankası Lehman Brothers, ay başında Türkiye’de ofis açma kararının ilk adımı olarak Uzay Kozak’ı Türkiye’den sorumlu Genel Müdür yaptı. Geçen ay Barclays Capital, Murat Talayhan’ı Türkiye’deki yatırım bankacılığının başına getirdi. Deutsche Bank, nisanda daha 1994’te kurulan Bender Securities’i satın aldı.

ORTAKLIK TRENDİ HIZLANDI: Morgan Stanley, şubat ayında AM Amstelland’ı satın alarak Türk gayrimenkul pazarına girdi. Hollandalı AM Amstelland, Türk alışveriş merkezi geliştirme şirketi MDC Turkmall’ın yüzde 40’ına sahip. Morgan Stanley ayrıca Finansbank’ın son satışında satıcı tarafında danışmanlığını yapmıştı. Temmuzda da Oyak Grubu, Oyak Bank için ortaklık dahil ’tüm alternatiflerin daha kurumsal ortamda’ değerlendirilmesi amacıyla yatırım bankası Morgan Stanley’e yetki vermişti. Merrill Lynch’in bir Türk yatırım şirketini satın alma sürecinin son aşamalarında olduğu iddia ediliyor. 11 Eylül saldırısında çalışanlarının büyük bölümünü kaybeden Cantor Fitzgerald’ın bile arayış içinde olduğu konuşuluyor.

KAPİTALİST GERİ PLAN: CAIB/Unicredit Group Araştırma Direktörü Simon Quijano-Evans, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin şu ana kadar AB’nin müzakere yaptığı en büyük aday olduğunu belirterek, bunun güçlü nüfus dinamikleriyle birleşince yatırımcılara çok çekici bir potansiyel müşteri pazarı sağladığını söyledi. Evans, Türkiye’nin AB’ye üye olan ya da olacak eski komünist ortak pazar ülkelerinin (Comecon) aksine açık bir kapitalist geri plana sahip olduğunu belirterek, "Türkiye’nin pazar yönelimli sistemi yabancı yatırımcıların diğer AB’ye girmesi muhtemel diğer ülkelere ulaşmada güçlü bir rekabet avantajı sağlıyor" dedi. Evans şöyle devam etti: "Yatırımcılar bir ülkeye yatırım kararı alırken, o ülkenin büyüme potansiyeline, yatırım potansiyelinin geri dönüşüne, stratejik pozisyonuna ve diğer olumlu pozitiflere bakarlar. Türkiye bu anlamda birçok önemli faktöre sahip" dedi. Bankalar yurtdışındaki kurumsal müşterilerini takip ediyorlar. Bu nedenle yabancı bankalar Türkiye’deki konumlarını güçlendirmek istiyorlar. Örneğin Orta ve Doğu Avrupa’da yabancı sahipli yerli banka varlıkları 1996’daki yüzde 20 seviyesinden 2005’te yüzde 70’e yükseldi" dedi.

Yatırım bankaları Türkiye’de neler yaptı

Lehman Brothers, Uzay Kozak’ı Türkiye’den sorumlu CEO atadı.

Barclays Capital, Murat Talayhan’ı yatırım bankacılığının başına getirdi.

Deutsche Bank, Bender Menkul Değerler’in kalan hisselerini de satın aldı.

Morgan Stanley, şubatta AM Amstelland’ı satın alarak Türk gayrimenkul pazarına girdi. Morgan Stanley ayrıca Finansbank’ın satışında satıcı danışmanlığını yapmıştı.

Merrill Lynch’in bir Türk yatırım şirketini satın alma sürecinin son aşamalarında olduğu iddia ediliyor.

ABD’li Cantor Fitzgerald’ın da arayış içinde olduğu konuşuluyor.


Alıntı ile Cevapla
darius kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (28-10-2006), Ramo (26-10-2006)
  #83  
Eski 08-11-2006, 10:49
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Avrupa Birliği

8 Kasım 2006
Financial Times: AB raporu büyük krizin temelleri olabilir

İhsan DÖRTKARDEŞ, (DHA)

Avrupa Komisyonu'nun Türkiye hakkındaki ilerleme raporunu açıklamasından hemen önce geniş bir yoruma yer veren Financial Times gazetesi, rapor ile birlikte büyük bir krizin temellerinin atılabileceğini yazdı.

Gazetede yer alan "Çıkmaz sokak mı? Türkiye'nin Batı'ya uzun yolculuğu neden tehlikede?" başlıklı haber-analizde, ilerleme raporuyla Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin askıya alınmasına yol açabilecek büyük bir krizin temellerinin atılabileceği öne sürüldü. Avrupa ve Türk kamuoylarının birbirinden giderek soğuması nedeniyle bu krizin öncekilerden farklı olduğunu savunan Financial Times, rapor ile ilgili olası gelişmelere ilişkin şunları yazdı:

"Bütün gelişmeler, Kıbrıs konusundaki anlaşmazlıkların çözümünün Aralık ayı ortasındaki Avrupa Birliği doruğuna kalacağını gösteriyor. Türkiye ile üyelik müzakerelerinin tümüyle askıya alınması kararı hala pek olası görünmüyor. Fakat, Avrupa Birliği yetkilileri iki olasılıktan kaygılı. Ankara'nın limanlarını Kıbrıs gemi ve uçaklarına açmama tutumuna karşı, Avrupa Birliği'nin ortak bir tutum belirleyemedi. Bu durumda her şey boşlukta kalacak ve görüşmeler teknik olarak askıda kalacak. İkinci kaygı yaratan olasılık da, eğer Avrupa Birliği fazla talepkar davranırsa, Türkiye'nin bir aşamada görüşmelerden çekilmesi olacaktır. Brüksel'deki diplomatlar, iki tarafın da görüşmelerin tıkanmasından son anda kaçınacağı beklentisinde."

LA TIMES: REFORM SÜRECİ DURAKLADI

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Los Angeles Times gazetesi ise Türkiye'de reform sürecinin durakladığını, Batı karşıtı milliyetçi düşüncelerle muhafazakar İslam'ın giderek güç kazandığını ileri sürerek, şunları yazdı:
“Öyle görünüyor ki, Türkiye'nin AB üyeliği süreci resmen askıya alınmasa da muhtemelen 1 yıl boyunca dondurulacak. Diplomatik kaynaklar bu kadar uzun bir süreden sonra üyelik sürecinin yeniden canlandırılmasının zorluğuna dikkat çekiyor. Bunun sonucu sadece Ankara için değil, Washington ve Batı için de kötü olacaktır. Böyle bir gelişme, Türkiye'nin Batı ile İslam dünyası arasında köprü olma işlevini sona erdirecek ve iki farklı medeniyet arasındaki ilişkiler daha da gerginleşecektir."

Washington Times muhabiri Andrew Borowiec de ilerleme raporunun açıklanmasıyla birlikte Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde yeni bir sıkıntı yaşanacağını ileri sürdü. Gazete, sorunlara bağlı olarak Türkiye'nin, AB üyeliği yerine Müslüman dünyası ve Arap komşularıyla yakınlaşmaya yönelmesinden endişe ederken, şöyle devam etti:

"Bu gelişmeler, kamuoyu yoklamalarında Türk halkının Avrupa Birliği üyeliğine verdiği desteğin azaldığı bir döneme denk geliyor. Ancak AB üyeliği Erdoğan hükümetinin temel amaçlarından biri olmayı sürdürüyor. AB üyeliğini destekleyen Türk ordusu ise, dünyanın siyasi açıdan en hassas bölgelerinden birinde bulunan böylesine büyük bir ülkenin yönetilmesinde askerlerin de etkili olması gerektiğini savunuyor. Ancak Avrupalı yetkililer, orduyu, Müslüman Türkiye'nin Hıristiyan Avrupa Birliğine girmesinde önemli bir engel olarak görüyor."


Alıntı ile Cevapla
darius kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (08-11-2006)
  #84  
Eski 01-12-2006, 12:04
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Keriz operasyonu pahalıya patladı

Haklarında 5-15 yıl hapis istenen Lio Yağ’ın ortakları Ragıp Arsan ve Şevket Aksoy’un Akmerkez’deki iki dairesi icradan satışa çıktı

01.12.2006 11:37

Borsadaki ’Keriz silkeleme’ operasyonu çerçevesinde haklarında 5-15 yıl hapis istemiyle dava açılan Lio Yağ’ın ortakları Ragıp Arsan ve Agah Şevket Aksoy, bankalara olan borçlarını ödeyemeyince Türkiye’nin en popüler residence’ı Akmerkez’deki daireleri icradan satışa çıktı. Arsan ve Aksoy’a ait daierelerin satışında başlangıç fiyatı 1.5’er milyon YTL olarak belirlendi. Daireleri alanlar, Ayça Dinçkök, Ebru Gündeş, Seda Sayan ve Ersun Yanal’ın da aralarında olduğu birçok ünlüyle kapı komşusu olacak. Kendisi oturmak istemezse ayda 7 bin dolarlık kira gelirine kavuşacak.

Akmerkez tarihinde bir ilk olacak icradan satışın açık artırması 16 Ocak’ta 2007’de İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nde yapılacak. Alıcı çıkmazsa ihale 26 Ocak’ta tekrarlanacak.

MALİ KRİZİ ATLATAMADI
2000’li yılların başına kadar sektöründe Türkiye’nin ihracat şampiyonu olan ve iç pazarda önemli bir yer edinen Lio Yağ, krizin ardından düştüğü mali sıkıntılardan kurtulamamıştı. Bankalara olan kredi borçlarını kapatmakta zorlanan şirketin olumsuz performansı son olarak büyük ortakları, Ragıp Arsan ve Agah Şevket Aksoy’un borsadaki manipülasyon operasoyuna karışmasıyla gündeme geldi. Alacaklarını tahsil edemeyen bankalar çareyi, SPK tarafından yapılan suç duyurusunun ardından haklarında açılan davada hapis cezası istemiyle yargılanan Arsan ve Aksoy’un Akmerkez’deki dairelerine haciz koydurup icradan satışa çıkartmakta buldu.

Satışa çıkarılacak Ragıp Arsan’a ait daire Akmerkez’in 6’ncı katında. Brüt 238, net 194 metrekare kullanım alanı olan dairenin tüm mobilyaları İtalya’dan getirildi. Beyaz eşyaları eksiksiz olan dairede otel konforu bulunuyor. Agah Şevket Aksoy’a ait daire de benzer özellikler taşıyor. Akmerkez’de boş dairelerin aylık kirası 4 bin dolardan başlarken, dairenin mobilyalı ve manzaralı olması durumunda bu tutar 7 bin dolara kadar çıkabiliyor.

VATAN / Tebernüş KİREÇÇİ



Alıntı ile Cevapla
darius kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (01-12-2006)
  #85  
Eski 03-02-2007, 11:11
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Aşağıdaki araştırma bir tespit olduğu için buraya aktarıyorum isterseniz ilgili bölüme taşıyabilirsiniz...


İngilizler : 25 dakika sevişiyorlar..
ama hızlanan bir tempoyla işi sert bir şekilde sonuçlandırıyorlar..

Fransızlar :2 saat sevişiyorlar..
bunun ilk 1 saat 15 dakikalık bölümü ön sevişme ve çeşitli aşk oyunlarından ibaret..
çiftler arasında romantizme büyük önem veriliyor...

Türkler : 'de ise bu süre 3 saat 5 dakika..
3 saat dil döktükten sonra hatun ikna olursa...
5 dakikada allah ne verdiyse
Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
darius (05-02-2007), dentist (04-02-2007), Ramo (05-02-2007)
  #86  
Eski 03-02-2007, 19:43
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

benimde DOHOL un gözlem ve tespitleri ile alakalı birkaç gözlem ve tespitim oldu :

1. muhterem Dohol 'un bu yazıyı gözleyip tespit ederek yazdığını sanmıyorum.
Tamam TC vatandaşları ile alakalı olanı gözlenmiş ve tespit edilmiş olabilir.Ama ya diğerleri ?

2. İngiliz kardeşimizin artan ivmesi , o kadar birayı içtikten sonra '' bitse de kurtulsak , lakin bitmiyo lamn ..'' feveranına dayanmaktadır diye düşünürüm.

3. Fransız kardeşimizin (2 saat) -( 1 saat 15 dakka ) = 45 dakka boyunca yaptığı ifade edilen şeyin tıbbi sonuçları vahimdir.Şöyle ki ;

3.1. Ya 45 dakka içinde kan dolaşımı tuhaflaştığı için beyne yeterince kan pompalanamayıp , bu kardeşimiz 45 dakkanın sonunda hebele hübele diye ortalıkta dolanmaya başlar.Ve tedavisi yoktur.

3.2. Ya da bu faaliyet içindeki ikinci kişi ( biz ona kısaca dişi diyoruz ) o 45 dakka içinde ne olup bittiğini sanal olarak yaşamaktadır ki muhtemelen tozu fazla kaçırmıştır.

4. Bunları kafaya takmak Arka bahçe yaş ortalamasındaki insanlar için tamamen gereksiz olup, daha faydalı işlerle uğraşmaları ruh sağlıkları için önerilmektedir.

5. En mühim nokta şudur ki ; '' Ah be Dohol , Caponları da yazsaydın da öğünecek birşey bulmuş olarak rahat uyusaydık..''
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
darius (05-02-2007), dentist (04-02-2007), Ramo (05-02-2007)
  #87  
Eski 03-02-2007, 21:09
Buddha - ait Avatar
Buddha Buddha bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Adalya Körfezi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 55/105
26 Mesaj ına 165 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Okuyunca aklıma geldi.
Haydar DÜMEN.
Ben gözlemedim.
Okudum.
Tesbit ettim.

Konu HAYDAR la ilgili,
Yorumda DÜMEN var...
Alıntı ile Cevapla
Buddha kullanıcısına teşekkür edenler
darius (05-02-2007), dentist (04-02-2007)
  #88  
Eski 05-02-2007, 08:47
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Talking Performans

Muhterem dohol'un aparma bir Gözlem-Tesbiti üzerine ,
bilimum Rulet'çilerin de iştiraki ile ,topik bayağı bi cafcaflı olmuş...
lakin topiği açan kişi olarak, , muhterem dohol va akabindeki gözlem-tesbitlerin;
farklı orijinli Erkeklerin performansı ile ilgili olduğunu aşikarane tesbit etmiş bulunmaktayım...
ve 4.maddeye de binaen ,naçizane biraz daha malumat vermem gerektiğini hissettim..

Mevzu Erkeklerin performansından ziyade,değişik orijinli Kadınların performansı nedir e gelirsek şudurki ;
ALAMAN(Germany) kadınların dışındaki diğer tüm memleket ve ırkların Hatunları hep aynıdır...
bizzahtihine gözlemlenmiş ve dahi yerlerinde tesbit edilmiştir...

Arz ederim.


Alıntı ile Cevapla
  #89  
Eski 05-02-2007, 12:05
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı nostalci

oooo vundebaaa...
Alıntı ile Cevapla
  #90  
Eski 26-03-2007, 16:09
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Türkçe'nin Üstünlükleri
Türkçe diğer dillerden üstün bir dil olduğu tarışılmaz bir gerçekken nedense bunu kendimize dahi inandırmanın güçlüklerini yaşıyoruz. Yüzyıllardır bu kadar hor görülmesine rağmen hala ayakta durabiliyorsa bu durum en başta dilimizin ne kadar güçlü olduğunu göstermez mi? Bir gün Türkçenin üstünlüklerini arkadaşlarımla konuşurken içlerinden biri "Türkçe bizim kendi dilimiz onu savunmak ve korumak için üstün olması gerekmez" demişti. Evet çok haklı üstün olmasa da sahip çıkmamız gerekirdi çünkü bizim dilimiz. İşte size tesbit edebildiğimiz kadarıyla Türkçenin üstünlüklerini anlatan bir kaç madde..





1-Önce insan: Dünyadaki yaygın dillerin bir çoğunda insan ile eşya arasında fark yoktur, cinsiyet ayırımı vardır. Oysa Türkçemizde bütün insanlar eşittir ve diğer doğa varlıklarından farklıdır. Örnek olarak şu cumleye bakın "İnek ve yavrusu otluyor." Benzeri bir cümlede özne insan olduğunda şu şekil oluşacaktır "Anne ve çocuğu yemek yiyorlar." Bu iki cümle birbirlerine çok benziyor fakat dikkat ederseniz yüklemin sonunda lar takısı sadece insanlar sözkonusu olduğunda ekleniyor. Bir dilin insana önem vermesi ve cinsiyet ayrımı yapmadan her insanı eşit kabul etmesi üstün bir özellik değil de nedir. En azından bu özellik sayesinde sözlerinde üçüncü tekil şahıs geçen bütün şarkılar ve türküler hem kadınlar hem de erkekler tarafından rahatlıkla söylenebilmektedir.





2-Kelime türetme yeteneği: Eklemeli dillerin en güzel özelliklerinden biri kelime üretme imkanlarının çok geniş olmasıdır. Kökten kelime türetildiği gibi türetilmiş kelimelere yeniden ekleme yapma imkanı bulunmaktadır.





3-Türkçede kelimelere vurgu sayesinde anlatım gücü çeşitliliği sağlanabilir. Örneğin "Onu buradan atmalıyım". Cümlesinde her kelimeye ayrı ayrı vurgu yapalım, göreceğiz ki hangi kelimeyi vurgularsak o unsura daha fazla dikkat çekmiş oluyoruz. Kimi buradan atmalısın? Sorusuna yanıt "Onu buradan atmalyım". Onu nereden atmalısın sorusuna yanıt; Onu buradan atmalıyım. Onu ne yapmalısın sorusuna yanıt; Onu buradan atmalıyım.





4- Gizli sözcük zenginliği: Türkçede genelde kullanılmayan bir çok gizli kelime vardır. Genelde kullanılmayan kelimeler dilin parçası sayılır mı hiç diyeceksiniz. Başka dillerde sayılmayabilir ama Türkçede sayılmalıdır. Eğer bir kişi bu gizli kelimeyi kullanacak olursa karşıdaki de bunu anlayacak olursa nede sayılmasın. Sözcük köklerini ve isim yapan ekleri terketmediğimiz sürece gizli kelimeler de bizi terketmez, her an kullanılmayı beklerler. Türkçenin binlerce yıl ayakta kalabilmesinin sırrı da belki burda yatmaktadır. Türkçede atıl bekleyen kelimeler o kadar çoktur ki bazı dillerin kelime sayısından bile fazladır. Gizli olan ve olmayan kelimelere örnek verelim; Ver kökünden vergi türetilmiştir günümüzde kullanılmaktadır yani gizli bir kelime değildir, oysa al kökünden algı kullanılmamaktadır, "dilenci insanlardan algı topluyordu" cümlesi sizce ne manaya geldiği az çok anlaşılmıyor mu algı= sadaka değil mi?. Duy kökünden duygu, gör kökünden görgü kullanılmaktadır, dur kökünden durgu ise kullanılmamaktadır. "Trafik durgusuna yakalandım" gibi bir cümle kurduğumuzda (ilk defa kullanıldığı için tuhaf gelebilir) bu cümlenin de ne manaya geldiğini anlayabiliriz. Gizli kelimelerim sayısı sadece köklerle sınırlı değil, bir ekle yetinmeyip ikinci ve üçüncü eklemeler yaparak aynı kelime üzerinde kelime türetme olasılık sayısını arttırmak mümkündür. Durguluk, durguç, durgucuk vs.





5- Kelime haznesi konusunda gizli kelimelerin katkısından yukarıda bahsetmiştik. Bir de kelime haznesini artıran fakat bir çoğu sözlüklerimizde yer almayan Türkçenin cümle içindeki geçici kelimeleri vardır. "Sigarasında bir kaç içimlik yer kalmıştı" cümlesindeki içimlik kelimesinde olduğu gibi.



6- Türkçede kelimeler cümle içinde çok değişik yerde kullanılabilir. Cümledeki yerine bağlı olarak farklı bir anlam kazanan cümle aynı kelimelerle değişik ifadeler sağlamaktadır . "Gökteki yıldız parlıyordu" ile "Yıldız gökte parlıyordu" aynı anlamı taşımaz. Bu şekilde kullanımlar Türkçede çok yaygındır. Bir çok dilde ise kelimelerin yerini değiştirmek hem kolay değildir hem de değiştirilse bile anlamda farklılık meydana gelmez.



7-Türkçe kendini ispat etmiş en eski diller arasındadır. Doğal şartlara uyum gösteremeyen canlı türleri yok olmaktadır. Türkçe terkedilmeye çalışılmış (osmanlıcada olduğu gibi) fakat kendini toparlayıp yeniden canlanmıştır. Günümüzde Türkçe kadar köklerine bağlı bir dil çok azdır. Avrupa dillerinin geçmişi 400-500 yıllıktır. Belki 200 yıl sonraki dünya yüzeyinde birbirini anlamayan fakat ingilizce konuşan değişik halklar olacaktır çünkü bu gün dahi ingilizce çok yerde farklılaşmaktadır. Zaten latince aynı akibete uğrayarak çatallaşmış fransızca, almanca, ingilzce dilleri meydana gelmişti. Türkçe yine köklerine bağlı olarak ayakta durabilecetir ( yeter ki terkedilmesin). Binlerce yıl geçmesine rağmen dünyadaki Türkçe konuşan insanların dilleri latin dillerindeki örnekteki gibi ayrı diller olarak değil farklı lehçeler olarak kabul edilmektedir.



8- Türkçe olduğu gibi yazılan-yazılabilen bir dildir. Bir sesi ifade ederken tek bir harf kullanılmaktadır. Bu açılardan okuma yazma öğrenimi, proğramlama dili (henüz ciddi bir çalışma yok), bilimsel isimlendirmelerde (çok az kullanılsa da) üstünlük taşımaktadır.





9-Ses uyumu: Ünlü ünsüz uyumu, kelime sonlarına gelen eklerden sonra bazı harflerin yumuşaması gibi özellikler Türkçenin ses olarak kulağa hoş gelen bir dil olmasına sebep olmaktadır. Üstelik insan doğasına en uygun sesleri barındırmaktadır. Bazı kasıtlı yanlış dayatmaların aksine Türkçe şarkı, şiir ve edebiyat için en uygun dildir.
Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (26-03-2007), meraklı (26-03-2007), ŞEN (27-03-2007)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:55 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce