Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Teeee bessüm - Sayfa 43 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Müştemilat > Tebessüm
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Teeee bessüm
Konudaki Cevap Sayısı
625
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
248607

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #421  
Eski 20-08-2008, 16:44
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Evet erkekler bir melektir şeytan da bir melektir
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (21-08-2008), ar_de_ (22-08-2008), Master (20-08-2008), serdarkus (21-08-2008)
  #422  
Eski 21-08-2008, 13:42
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Temel ve yangın

Bir Amerikalı,bir Rus,ile Temel hotelde kalırken gece yarısında yangın çıkar.
Panik içinde üçü de yukarı katlara koşar,ama kurtuluş yok.
Çaresizlik içinde Amerikalı, odada duran bir şemsiye bulur,"Başka şansım yok" diyerek şemsiyeyi açıp atlar.
Şemsiye sağlam çıkar.Onu paraşüt gibi kullanarak Amerikalı sağ salim yere varır.
Bunu gören Rus, yandaki odada başka bir şemsiyeyi bulup paraşüt gibi kullanarak o da kurtulur.
İkisi de yukarıya bakarak merak içinde Temel'i beklerken yakınlarına hızla düşen bir cisim birden bire yere çarpar.
Gidip bakarlar: Temel'miş. Hayatta ama kan revan içinde ve her tarafı kırık.
Amerikalı
-"Ne oldu?" diye sorunca
Temel,
-"Şemsiyeyi bulamadım. Ama dolapta yağmurluk vardı"
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (22-08-2008), janus (25-08-2008), Master (21-08-2008), meraklı (22-08-2008), serdarkus (21-08-2008), su (03-09-2008)
  #423  
Eski 21-08-2008, 14:45
account account bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 144/5159
85 Mesaj ına 596 Kere teşekkür edildi
Tanımlı güzel bir saat

__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir.
Alıntı ile Cevapla
account kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (22-08-2008), meraklı (22-08-2008), Ramo (21-08-2008)
  #424  
Eski 25-08-2008, 12:53
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow Hazır cevap ödülleri...

Mansiyon

Hava Yollarında yemek servisi zamanı. Hostes en öndeki adama kibarca gülümseyerek sordu:
- Yemek ister misiniz efendim?
Kendini lokantada zanneden yolcu servis masasına baktı:
- Seçeneklerim neler?
Hostes yine kibarca gülümseyerek seçenekleri sundu:
- Evet veya hayır.


3 üncü

Bir alışveriş merkezindeyiz. Yaşlı bir hanım tavuk reyonunda bir türlü istediği kadar büyük bir tavuk bulamayınca, onu izleyen reyon görevlisine söylendi:
- Bu tavukların daha büyük olmaları mümkün değil mi?
Görevli tonton teyzeye takılmadan edemedi:
- Mümkün değil teyze, onlar ölü.



2 nci

Kamyon sürücüsü "dikkat, alçak köprü" ikaz levhasını fark ettiğinde iş işten çoktan geçmişti. Olanca hızıyla üst köprüye bindirdi ve orada sıkıştı kaldı. Arkasında kilometrelerce araç kuyruğu oluştuktan sonra trafik/kurtarma ekibi nihayet geldi. Kurtarıcı işine başlarken polis de gözleri sıkışmış kamyonda, sürücüye yaklaşarak söze girmiş olmak için sordu:
- Köprüye sıkıştınız, he?
Sürücü canı burnunda homurdandı:
- Yo, köprü taşıyordum, mazotum bitti.



1 inci

Trafik kuralı ihlali yapan kimsenin çıkmadığı uzun bir nöbetin sonunda polis nihayet aşırı hız yapan bir aracı durdurdu. Sürücü camı açtı. Ruhsat ve ehliyetini uzattı. Polis ceza makbuzunu cebinden çıkarırken keyifle gülümsedi.
- Sizi bütün gün bekledim.
Sürücü nasıl olsa cezamı öyle ya da böyle çekeceğim rahatlığıyla, iç çekerek cevap verdi.
- Anlıyorum memur bey. Elimden geldiği kadar hızlı gelmeye çalıştım ben de.
Polis, dakikalar süren gülmesi kesilmeyince adama eliyle git, git işareti yaptı ve adam cezadan kurtuldu.


Tşk : Email dostumuza...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (25-08-2008), AnnE (25-08-2008), janus (25-08-2008), serdarkus (25-08-2008), su (03-09-2008)
  #425  
Eski 01-09-2008, 14:39
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Iki rahibe varmıs; biri matematikçi, biri mantıkçı

Bunlar bir aksam karanlikta kiliseye dönerlerken matematikçi rahibe mantikliya dönerek: 'Yaklasik 20 dakikadir bir adam bizi takip ediyor ve gittikçe yaklasiyor, su anda aradaki mesafe 50 metre' der. Bunun üzerine mantikli rahibe bunun tek mantikli açıklaması olabileceğini ve adamin kendilerine tecavüz edecegini ve daha hizli yürümeleri gerektigini belirtir. Rahibeler daha hizli yürümeye baslarlar.

2 dakika sonra matematikçi rahibe: 'Adam da hizlandi ve aradaki mesafeyi kapatiyor, su anda 30 metre arkamizda... '
Mantikli rahibe: 'O zaman mantik olarak kosmamiz gerekir'.
Rahibeler kosmaya baslar ve 3 dakika sonra matematikçi rahibe : 'O da kosuyor ve arayi kapatiyor su anda mesafe 10 metre.'
'O zaman mantik olarak bizi yakalayacak, birimiz saga digerimiz sola saparak kiliseye ulasmaya çalisalim, en az birimiz kurtulur.' ve matematikçi sağa dogru, mantikli sola dogru kosmaya baslar. Matematikçi 20 dakika sonra kiliseye ulasir ve telas içinde beklemeye baslar. Aradan 40 dakika geçtikten sonra mantikli rahibe gelir.

Matematikçi sorar: 'Ne oldu, ne yaptin ?'

'Adam beni takip etti, artik mesafe üç-bes adima kadar azalmisti, mantik olarak daha fazla kosmanin anlami yoktu...'
'Eeee?...' 'Mantik olarak ben durdum, adam da durdu.' 'Sonra?...'
'Mantik olarak ben etegimi kaldirdim, o da pantolonunu indirdi.'
'Peki daha sonra?...'
'Daha sonra ne olacak ki? Etegini kaldirmis bir rahibe, pantolonunu
indirmis bir adamdan daha hizli kosar
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
Master (01-09-2008), Ramo (01-09-2008), serdarkus (01-09-2008), su (03-09-2008)
  #426  
Eski 09-09-2008, 09:39
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Acı kaybımız

3 ay önce ailemize katılan, Necmi ismini verdiğimiz kaplumbağamız dün
vefat etmiş. Aile arasında sade bir törenle evin arka bahçesine
gömmüş bulunmaktayız.

Hayvancağız durduk yerde can verdiği için gidip Necmi'yi aldığımız
dükkanın sahibine sebebinin ne olabileceğini sorduğumuzda ''Abi onlar
kış uykusuna yatar'' cevabını almış bulunmaktayız, hepimizin başı
sağolsun. Bu vicdan azabıyla ben de çok yaşamam herhalde.
Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
account (09-09-2008), AnnE (09-09-2008), flz (15-09-2008), janus (09-09-2008), meraklı (09-09-2008), Ramo (10-09-2008), serdarkus (09-09-2008), su (11-09-2008)
  #427  
Eski 12-09-2008, 13:36
account account bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 144/5159
85 Mesaj ına 596 Kere teşekkür edildi
Tanımlı hayat

yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez...







Bir gün bir taksiye atladım ve havaalanından hareket ettik.
Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önümüze çıktı. Taksi şoförü sert bir şekilde frene bastı, kaydı ve diğer arabaya çarpmaktan milim farkıyla kurtuldu.
Diğer arabanın sürücüsü camdan başını çıkartıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.
Taksi şoförü ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Ve gerçekten çok arkadaşçaydı.
Sordum: 'Neden bunu yaptığınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastaneye gönderecekti.' Taksi şoförü bana, şimdi 'Çöp K amyonu Kanunu' dediğim şeyi öğretti.
Şoför pek çok insanın çöp kamyonu gibi olduğunu açıkladı. Her tarafta çöp dolu olarak dolanıyorlar; kızgınlık, öfke ve hayal kırıklığı dolular. Çöpleri biriktikçe onu bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar ve bazen sizin üzerinize bırakabilirler.
Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.
İşin ana fikri şu ki, başarılı insanlar çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine ve ellerine geçirmesine izin vermezler. Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla 'size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için dua edin.'
Hayat %10 onuyla ne yaptığınız, %90 onu nasıl alıp kar şıladığınızdır.
y















Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama



Yarım saat erkene kurulsun saatin



Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..



Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin



Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin



Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin



Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart



Çek kızarmış ekmek kokusunu içine



Bak güzelim kahvaltının keyfine..



Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,



Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin



Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün



dile



Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,



Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,



Ohhh şöyle bir hafifle



Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo



de



Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık



Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa



Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak



Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından



makas al..



Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken



kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde



kimler kapını tıklattı? Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil



mi?



Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara



Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..



Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller



açtıracak..



Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.. Yemeğin ne olursa



olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..



Saklama tabakları, bardakları misafire



Sizden ala misafir mi var bu dünyada



Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi



hiç değil,



Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik



bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..



Gece evinde, dostların olsun



Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun..



Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?



Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!



Can Yücel
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir.
Alıntı ile Cevapla
account kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (12-09-2008), buena vista (20-09-2008), dentist (12-09-2008), flz (15-09-2008), Master (12-09-2008), meraklı (13-09-2008), neron (16-09-2008)
  #428  
Eski 13-09-2008, 12:53
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

> >> Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan
> kocasına kaynanasının sorduğu yeni doğan bebeklerinin niye çok esmer

oolduğu ile ilgili aşağıdaki satırları yazar:
>> >> 'Sevgilim,
> >> Biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir
> bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için, yavrumuzu besleyebilmek
> amacıyla bir sütanne tuttum.
> >> Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı
> çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde zenciye dönüştü.
> Haberin olsun dedim.
> >> Bu konuda benim bir suçum olduğunu
> düşünmezsin umarım.
> >> Öptüm,
> >> Biricik eşin'
> >>
> >> Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir
> mektup yazar:
> >> 'Sevgili anneciğim,
> >> Karım bana gönderdiği son mektupta, sütü
> yetersiz olduğu için bir sütanne tuıtmak zorunda kaldığını, o
> sütannenin zenci olduğunu ve bu yüzden bebeğimizin renginin de zamanla
> koyulaştığını yazıyor. Bundan eşimi sorumlu tutamayız, tabii ki .
> >> Selam ve sevgilerimle'
> >>
> >> Annesi ise oğluna şöyle bir cevap yazar:
> >>
> >> 'Sevgili oğlum,
> >> Aslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm
> de yetersiz kalmıştı.
> >> Ama biz fakir olduğumuzdan dolayı, sütanne
> tutamayıp onun yerine seni inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık.

Bu durumda takdir edersin ki,
> >> senin safkan bir öküz olmanın sorumlusu ben
> değilim.
> >> Seni seven annen' ...))
__________________
Yaşadıklarını kar sanma yanına...
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa
Sevdiğin kadardır ömrün...

Can Yücel
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
account (14-09-2008), ar_de_ (14-09-2008), buena vista (20-09-2008), dentist (13-09-2008), dohol (14-09-2008), meraklı (22-09-2008), neron (16-09-2008)
  #429  
Eski 16-09-2008, 13:42
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor: - Abi ablam nişanlanıyor biliyorsun...

- Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.

- Ben sana bir şey sormak istiyorum...

- Söyle...

- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, 'Eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.

- Hıııım... Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...

- Dinliyorum.

- Diyelim ki Şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve 'Haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.

- Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?

- Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!..
Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (17-09-2008), dentist (16-09-2008), Gozlemci (19-09-2008), Master (16-09-2008), neron (17-09-2008), serdarkus (16-09-2008)
  #430  
Eski 17-09-2008, 08:43
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
omg.gif

Yavru tavşan yuvasından ilk kez ayrılır ve ormanda dolaşmaya başlar.
Karşılaştıgı ilk hayvana kendini tanıtır
'merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin?' karşısındaki hayvan
'ben de KATIR der' tavşanın kafası karışır
'nasıl yani?' der.Katır:
'benim annem Eşşek babam da At onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum' der Tavşan yoluna devam eder. Karşılaştıgı başka bir hayvana kendini tanıtır 'merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin?'
hayvan: 'ben kurtköpeğiyim' der. tavşan yine şaşırır 'nasıl yani?' der
kurtköpeği: 'benim annem köpek babam da kurt onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum' der.
Tavşan yoluna devam ederken yavaş yavaş aklından bu bilgileri geçirir ve işlerin nasıl olduğunu anlamaya başlar. Karşılaştıgı başka bir hayvana kendini tanıtır 'merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin?'
hayvan: 'ben DEVEKUŞU' der.

Tavşan afallar : 'hade lennn!


__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (17-09-2008), buena vista (20-09-2008), neron (18-09-2008), Ramo (18-09-2008), serdarkus (17-09-2008)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:52 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce