Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Tencere - Sayfa 11 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Tencere
Konudaki Cevap Sayısı
308
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
146761

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #101  
Eski 29-07-2006, 15:33
chem73 - ait Avatar
chem73 chem73 bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 948/1476
0 Mesaj ına 4381 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Cengiz Han'a göre kadının yaratılışı

Dünyanın en büyük imparatorluğunu kuran Moğol hükümdarı Cengiz Han, 4'ü resmi, 500 ise kendine ait kadına sahipti. Cengiz Han'a göre Tanrı kadını nasıl yaratmış

Tanrı erkeğin
Kaburgasından kadını
Yaratmak istediğinde
Ona nasıl bir
Huy vereceği konusunda
Hayli
Terededdüt etti.
O sırada Tanrı'nın yanına
Bir yılan sokuldu.
Tabii görevinin
Değiştirilmesini
Rica etti.
Tanrı ona cevap verdi.
Hayır sen bundan sonra da
Karnının üzerinde sürünmeye
Devam edeceksin.
Şu anda ben,
Yeni çok yönlü
Ve asla hareketleri
Tahmin edilmez bir varlığı
Yaratmayı düşünüyorum.
Burada bana senin huyunun
Özellikleri de gerekecek."
Ve Tanrı,
Bir kasede
Güneşin parlayan IŞINLARINI,
Pınarın SERİNLİĞİNİ,
Çiçeğin GÜZELLİĞİNİ,
Kuş tüyünün ZARİFLİĞİNİ,
Son baharın CÖMERTLİĞİNİ,
Kelebeğin AŞIKLIĞINI,
Kuğunun VEFASINI,
Bukalemunun DEĞİŞKENLİĞİNİ,
Rüzgarın KARARSIZLIĞINI,
Bulutun SULU GÖZLÜLÜĞÜNÜ,
İneğin UYSALLIĞINI,
Eşeğin İNADINI,
Saksağanın GEVEZELİĞİNİ,
Tilkinin KURNAZLIĞINI,
Toplayarak oraya
Azıcık
Yılanın ÖFKE, SİNSİLİK
Ve KİNCİLİĞİNİ eklemiştir.
Bütün bu özellikleri,
Özen ve itina ile karıştıran
Tanrı, böylece muhteşem
KADINI yaratmıştır.
Bu yarattığı varlığı,
Törenle erkeğin ellerine
teslim eden Tanrı,
Bir de öğütte bulunmuştur.
"Çok akıllı,
Ve özellikle de ihtiyatlı ol.
Bu varlıkta sen mutluluğu
ve sınırsız hüznü
Desteği,
Ve aynı zamanda yıkımı
Bulabilirsin.
Eğer kadını,
İdare edemezsen
O zaman muhakkak,
Onun davranışlarında kötü özellikler
Ağırlık basacaktır.
Her zaman hatırla.
Erkeğin üstünlüğü,
KUVVETİNDE
Düşünce gücündedir.
Bunların kaybı
Senin kadın önünde
Bitirir.


Muhtar Şahanov'un Cengiz Han'ın Sırrı adlı kitatıbından alındı.
__________________
"İşler ehline verilmediği zaman kıyameti bekle "
Tl nin kıymetini bilelim.
Para sende varsa herkeste olan , sende yoksa kimsede olmayandır.
Piyasaya söz geçiremiyorsan sözünü dinle :)
Alıntı ile Cevapla
chem73 kullanıcısına teşekkür edenler
bikmisbroker (29-07-2006), Ramo (30-07-2006)
  #102  
Eski 29-07-2006, 22:35
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Köpek bıçaklayana hapis

ABD'NİN Los Angeles kentinde bir mahkeme, Kasım 2005'te yeğeninin iki yaşındaki Alman çoban köpeğini başından bıçakla yaralayan 31 yaşındaki Hugo Vargas'ı 9 yıl hapse mahkûm etti. Kamuoyuna yapılan açıklamada cezanın hayvanlara kötü muamele edenlerle ilgili yasalar çerçevesinde verildiği belirtildi.
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (30-07-2006)
  #103  
Eski 30-07-2006, 09:25
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı 'Fethullan Gülen'in okulu olan her ülkeye tarifeli uçuş kondu

http://www.vatanim.com.tr/root.vatan...kat=1&hid=9992
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (30-07-2006)
  #104  
Eski 05-08-2006, 00:42
chem73 - ait Avatar
chem73 chem73 bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 948/1476
0 Mesaj ına 4381 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Meteorolojik ısı 40, politik ısı 100, ömürsel ısı ölçüm dışı

Hiçbir politik gözdağıyla frenlenemeyen acımasız ağustos sıcaklarında; kebapçı dükkânlarında döner çevirip duran aşçı dostlar benzeri, ekmeğini kazanmak için kan ter içinde çalışanların sayısı kaç milyon kişidir, bilemiyorum.
Kümesin horozluğunu elde tutma, yahut kümesin horozluğunu ele geçirme hırsındaki nutukçu esnafının bildiğini de, hiç sanmıyorum.
***
Şunu da unutmamak gerek, beterin beteri var; Irak'ta, Filistin'de, Güney Lübnan'da doğmuş ve ne yapacağını bilememenin şaşkınlığında, çırpınıp durmak gibi...
Her ne kadar onların başlarındaki horozlar da, ülkelerini, bağımsızlıklarını, inançlarını kurtaracaklarını söyleseler de; evleri barkları darmaduman olmuş kadınlar, gözyaşı çığlıklı bir perişanlık içinde...
***
Özellikle Şark'ta, politikacı esnafının sürekli dopinglediği kahramanlık, yiğitlik, fedakârlık, öldükten sonra mükafatlanma falan, hepsi tamam da...
Objektif bir gözle hayata bakıldığında, bir de püfür püfür esen Fındıklı kıyılarındaki beyaz örtülü bir masanın az ötesinden, palamarlarını çözerek kalkışa hazırlanan dev gibi bembeyaz bir turist gemisi var.
***
O gemide olmak, yahut Lübnan'da olmak...
Böylesine insaf ve vicdan dışı, Azrail uçurumlu bir zıtlık mı olmalı aynı takvimi paylaşan insanlar arasında?
Şimdiye dek böyle bir sorunun yanıtı:
- Ne yapacaksınız hayat bu, idi.
Oysa bilenler biliyor ki, "hayat, hiç de bu değil"...
***
Buhar gücüyle, kömür enerjisinin keşfinden önce; yelkenli teknelerde kürek çeken forsalar da, hayatın bir cilvesi olarak görüyorlardı kendi yaşamlarını...
Şimdi belki de, Tophane rıhtımından kalkmakta olan dev gibi bembeyaz turist gemisindeki yolculardan biri, 500 yıl önceki forsalardan birinin torununun, torununun, torununun, torunu...
***
Irak, yahut Filistin, yahut Güney Lübnan'da pes perişan olmuş kadınlardan birinin, ancak 500 yıl sonraki bir torunu mu, binebilecek dev gibi bembeyaz bir turist gemisine?
Yok yahu...
50 yıla kalmaz oralarda da Araplarla Yahudiler, güle oynaya birlikte çıkmaya başlarlar uzay tatillerine...
***
Keşke kadınsız kahkahasız, erkek erkeğe kahvelerinin simgelediği köylü ağırlıklı Şark toplumları; bu kadar çok kanlı fireler vermeseler, 50 yıl sonra oralarda da evrenselleşecek bir cümbüşle buluşmak için...
***
Kızım Zeynep'le, dev gibi bembeyaz turist gemisinin kalkışını izliyoruz...
Öyle bir gemide süvari olmak, Ortadoğu'da sarıklı sakallı bir İslam politikacısı olmaya bin basar...
Öyle bir gemide lokanta mutfaklarının "şef"i olmak da, Türkiye'deki siyasal partilerden birinin il başkanı olmaya bin basar...
Bunu çakmış olanları; ne ağustosun sıcağı çarpar, ne nutukçuların tabutlu bombalı demagojileri...
***
Derken bizim Burhan'ın getirdiği cep telefonu... Haber Türk kanalından Tolga:
- Yılmaz Çetiner'i kaybettik, diyordu.
***
Yılmaz'ı Ankara'da tanıdığım, Bayar, Menderes ve Köprülü ağırlıklı yıllar...
İstanbul basını, İsmet Paşa iktidarından uzaklaşmış, yeni liderlerin şahlanan nutuk ve demeçleriyle hemhal...
Yılmaz da, İstanbul'dan gelme yaşdaş ve meslektaşlarıyla sürekli Ankara Palas salonlarında...
***
Bendeniz ise, Bülent Ecevit ile Ulus'ta ve fırsat buldukça da, Kürdün meyhanesiyle Şükran Lokantası'nın Cahit Sıtkı'lı, Orhan Veli'li, Melih Cevdet'li, Fethi Giray'lı, Mehmet Kemal'li çok ayrı bir dünyası içindeyim. Devlet Tiyatrosu Çemberler'i oynuyor.
Kızım Zeynep 10 yıl sonra doğacak...
***
Tolga telefonda:
- Yılmaz Çetiner'i kaybettik, diyordu.
Dev gibi bembeyaz turist gemisi kalktı...
Şu sırada yine kim bilir ne haberlerle, ne demeçler fışkırıyordu ekranlarla radyolardan...
***
Buzlanmış beyinler ortamının içinde tıkılı kalmak, yahut kalmamak...
Aşk acıları, yalnızlık acılarını, para sıkıntıları, makam hırsları, horozluk yarışları...
***
Yahya Kemal'in mısraları dalgalanıyor gibiydi Marmara'da:
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Sonra da Orhan Veli'nin mısraları:
Ölürüz diye mi üzülüyoruz?
Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
Kötülükten gayrı?
Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz.
***
İnsanın kızıyla baş başa, kalkıp açılmaya başlayan dev gibi gemilere bakması, birtakım şiirleri de hatırlatıyor insana...

Çetin ALTAN
__________________
"İşler ehline verilmediği zaman kıyameti bekle "
Tl nin kıymetini bilelim.
Para sende varsa herkeste olan , sende yoksa kimsede olmayandır.
Piyasaya söz geçiremiyorsan sözünü dinle :)
Alıntı ile Cevapla
chem73 kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (09-08-2006)
  #105  
Eski 09-08-2006, 00:16
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İktidar Borazancılarının Asparagasları..

Terör örgütü, yurt savunması için görevli subay, astsubay ve erlerin canını almak, alamazsa yılgınlaştırmak amacıyla sistemli eylemlerini sürdürüyor.



Dünya kamuoyu, elbette öncelikle İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah örgütü arasındaki savaşın feci bilançosu ile meşgul. Ya ülkemizin güneydoğusunda olanlar?



Ateş düştüğü yeri yaktığı için, bizim kayıplarımız yalnızca bizi mi ilgilendiriyor?



Bu yazıyı yazmak için bilgisayarın başına oturduğum dün öğle saatlerinde, hafta başının ilk yarım gününün terör bilançosunu yansıtan haberlerinin başlıkları şöyleydi:



. Şemdinli'de ilçe girişindeki polis noktasına atılan iki roketten birisi yola diğeri polis noktası önündeki koruma duvarına isabet etmiş, çok şükür can kaybı olmamıştı.



. Beytüşşebap ilçesinde görevli Astsubay Levent Çelik , evine giren maskeli 2 kişi tarafından öldürülmüş, 8 yaşındaki oğlu ayağından yaralanmıştı.



. Uludere ilçesinde yola tuzak yerleştirmeye çalışan bir terörist, elindeki patlayıcının infilak etmesi sonucu parçalanarak ölmüştü.



. Gümüşhane'nin Şiran ilçesinde operasyondan dönen konvoya terör örgütü tarafından açılan çapraz ateş sonucunda şehit edilen bir astsubay ile 2 erin cenazeleri doğum yerlerinde toprağa verilmişti.



Her gün sıradan olaylar gibi bölgedeki valilerin resmi açıklamalarıyla duyurulan bu tür haberlerin, kamuoyunda neden olduğu öfke birikiminin artarak büyüdüğünün elbette AKP de farkında.



Temmuz ayının sonunda bir gün içinde 7 şehit haberiyle sarsılan ülke gündemini yatıştırma çabası içinde asıp kesen Erdoğan , terör odağının yuvasına, yani Kuzey Irak'a müdahale gibi, çok büyük iddiaların sahibi olduğu için, şimdi sarf etmiş olduğu sözlerin altından nasıl kalkacağını hesap edemiyor.



Bu nedenle de, kendi medyasını, uydurulmuş haberlerle kamuoyunu oyalamak için görevlendiriyor. Bu nedenle özel bir büronun tam gün çalıştığı izlenimini edinmeyi gerektirecek ürünlerle karşılaşıyoruz.



Örnek mi istiyorsunuz?



Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Bush 'a telefon ederek ''terör örgütü ile ortak mücadelenin koşullarını'' görüştüğünü bildiren bir haber yayımlanmıştı ya geçen hafta.



O habere göre Başkan Bush, bu görüşe çok olumlu yaklaşmıştı ve hem ABD'den hem de Türkiye'den birer koordinatörün görevlendirilmesi üstünde karar verilmişti.



Dahası bizim medyamız, ABD'den bir emekli generalin bu görevi üstlenebileceğini içeren yorumlar yaparak işbirliğine alacakaranlık bir askersi görünüm bile vermişti.



İliştirilmiş medya ürünü haber, öteki gazete ve televizyonlarca da sahipleniledursun, dün



Washington'daki ilgililer konuyu mutlaka irdelemiş olmalılar ki, bizim ''yetkili'' kaynağımız, Erdoğan-Bush görüşmesinde böyle bir konunun gündeme bile gelmediğini resmen açıklamak gereğini duydu .



Bitmedi..



Her gün bir şehit haberi, günaşırı al bayrağa sarılmış bir tabut arkasından gözyaşı döken analar.



Ve sonsuzluğa yolcu edilen vatan evladının ardından, kanının yerde bırakılmayacağı sözünü vererek yapılan uğurlamanın birikimi, öfke yığınları.



MHP Genel Başkanı Bahçeli 'den, Abdullah Gül'ün memleketi Kayseri'in Tekir Yaylası'ndaki geleneksel Zafer Kurultayı için toplanmış 400 bini aşkın seçmen önünde, iktidarı başına meydan okuyan sözler:



''Nefesimiz her zaman AKP nin ensesinde olacak. Bölücülüğe verilen cesaretin, canların ve şehitlerin hesabını mutlaka vereceksiniz.''



İki arada bir derede kalan AKP'nin iliştirilmiş basını, bu tür sözlerin kamuoyu üstündeki ağırlığından iktidarı kurtarmak amacıyla ordunun görevlendirildiği izlenimini yaratacak uydurma emirlerden söz etmekle kalmıyor; o sözler üstüne düşsel yorumlar da kurmaya kalkışıyor.



Bu uydurulmuş haber-yorumlardan sonuncusunun balonunu, dün bizzat Dışişleri Bakanlığı'nın resmi açıklaması söndürmek zorunda kaldı.



Pazar günkü Yeni Şafak'ta Mehmet Ocaktan imzası ile yayımlanan haberde, Dışişleri Bakanı Gül 'e atfen şu ifadelere yer verilmişti:



''Özellikle 7 şehit verdikten sonra ne gerekiyorsa yapılması için ordumuza yazılı talimat verdik. Ne ihtiyacınız varsa verelim dedik. Kanun mu, işte Terörle Mücadele Yasası'nı çıkardık ve bu alanda hiç bir eksik bırakmadık.''



İktidarın iliştirilmiş basınının, terörle savaşı savsaklayanın ordu olduğunu utanmadan yazan, bu sözleri için ''doğruyu yansıtmamaktadır'' açıklamasını yapmak zorunda kaldı.



Doğrudur. Halkımız, terörle mücadele için ne gerekiyorsa yapılması için görevli hükümete elinden gelen desteği veriyor. Ama, o mücadelenin koşullarını göze alacak bir başbakanın olmadığını da -ne yazık ki- görüyor.

Orhan Birgit (Cumhuriyet, 08.08.2006)
Alıntı ile Cevapla
  #106  
Eski 09-08-2006, 00:21
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Nankörlük

Halkımızın küçümsenemeyecek bir bölümünün Mustafa Kemal Atatürk ''e, silah arkadaşlarına, biz bağımsız bir ülke olarak yaşayalım diye canlarını verenlere karşı minnet borcu, gönül borcu ödemek, saygı göstermek yerine, nankörlük ettiğini düşünüyorum. M. Kemal, silah arkadaşları, bağımsızlık savaşı olmasaydı bugün ne durumda olabileceğimiz düşünülüyor mu? İnsanda biraz vicdan, kadirşinaslık, düşünme yetisi olmalı.

1950''ler sonrasında Türkiye''yi yönetenleri, yönetmeye yeltenenleri bir gözden geçirin. Özür dilerim, cim karnında nokta bile olamayacakların hangi makamlara, hangi orunlara geldiklerine bakın. Türkiye, bağımsız bir cumhuriyet olmasaydı, bu kişilerin bırakın milletvekili, bakan, TBMM başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olmalarını, çoğunun adları bile duyulmaz, kimi kamu kuruluşunda şef bile olamaz, küçük bir işletme sahibi, taşra avukatı, sıradan bir öğretim görevlisi olarak kalırlardı. Cumhuriyet''e olan borçlarını ödemek bir yana, Cumhuriyet''in kazanımlarını yok etmeye çalışmak, nankörlük dışında başka hangi sözcükle tanımlanabilir? Ya da aşağılık kompleksinin bir görüntüsü, bir tezahürü, tepkisi olarak nitelendirilebilir. Yalnız ülkeyi yönetmeye yeltenenlerin değil, tüm vatandaşların, M. Kemal, bağımsızlık savaşı, Türkiye Cumhuriyeti olmasaydı, maddi ve manevi olarak günümüzde ne durumda olabileceklerini zaman zaman öngörmeleri gerekir.

Yalnız politikacıların, Türkiye''nin üst düzey yöneticilerinin değil, özel sektörün, bankacılık kesiminin de, zaman zaman, kısa vadeli çıkar hesaplarını bir yana bırakıp, kendilerini bugünkü konumlarına getirenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu unutmamaları gerekir. Ortaklık kurdukları yabancı şirketler, savundukları IMF programı, kendilerini güvence altına alacağını düşündükleri AB değil, Türkiye Cumhuriyeti onlara hayat vermiştir. Varlıklarını da ancak Türkiye Cumhuriyeti ile sürdürebileceklerdir. Ufak hesaplarla, kısa vadeli görüşlerle, dış güçlerin ayartılarına (iğvasına) kapılarak yanlış yapmamalıdırlar. Yanlış hesapların uzun vadede maliyeti kendilerine çok ağır olur. Yabancı güçlerin sesyayarlığı, bazı sivil toplum örgütlerine yakışmaması bir yana, tehlikeli sonuçlar doğurur.

Halkımızın Türkiye Cumhuriyeti''ne, Lozan bağımsızlığına sahip çıkması gerekir. Adam sen deciliğin, kendini kandırmanın, korkaklığın, ödlekliğin, aymazlığın bir maliyeti vardır, mutlaka ödetirler. Emperyal güçler adım adım Ortadoğu''da planlarını gerçekleştirirken, yeni siyasal haritalar çizerken, yeni bir Ortadoğu düzeninden söz ederlerken, gözleri kapatıp, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı ile davranmak, hatta yılana yardımcı olmak, sadece aymazlık değil aynı zamanda budalalıktır. Özür dilerim ülkede ufak üçkâğıtlar açıp, buradaki başarıları, zekâ, işbitiricilik, yönetişim, vizyon gibi sözcüklerin arkasına sığınmak da bir kandırmacadır.

Nankörlük bazen isyan ettiriyor. Hele hele bu ülkenin kaynak aktardığı, yoktan var ettiği, yaşam koşulları, halkın geniş kesimine göre çok yüksek olanların, dış güçlerle işbirliği yapmaları, onların desteği ile kısa süreli çıkar peşinde koşmaları, isyan ettiriyor. Sadece nankörlük değil, haksızlık da isyan ettiriyor. Bırakın geçmişte, bugün bile özveriyle, zor koşullar altında, bu ülke ayakta dursun diye çaba gösterenler varken, bazı politikacıların, kimi işadamlarının, öğretim görevlilerinin, kamu hizmetlisi bilincine varamamış bürokratların, medyanın büyük bölümünün davranışı isyan duygusunu güçlendiriyor.

Günümüzde Atatürk''ün bir resim, bir büst, bir heykel olarak görülmesi, Atatürk''ü dillere persenk edip sonra Atatürk''ün tüm eserlerinin yıkılışına seyirci kalmak da, bir tür çifte standart, içtensiz davranış olarak tepki doğuruyor.

Atatürkçülükte özgür, bağımsız yaşama vardır, onur vardır, cesaret vardır, savaşım (mücadele) vardır, haksızlığa isyan vardır, ülkeyi, insanını yüceltmek vardır. Türkiye''yi insanı ile birlikte dünyanın en saygın ülkesi haline getirmek vardır. Akılcı davranış alalaması ya da aldatmasıyla ödün vermek, baş eğmek, ödleklik yoktur, kendi saygınlığını koruyamamış kişiler ülkenin saygınlığını da koruyamaz. İşte kanıtı, 1950''den sonra bizi yönetenlerin büyük bölümünün sergilediği davranış.

Nankörlüğün, aymazlığın, haksızlığın, kokuşmuşluğun bir bedeli vardır. Bu bedel, bir şekilde ödenir, ödetirler. Çevremizde yaşanan olaylar, haritalar, siyasal açıdan Ortadoğu''yu yeniden biçimlendirme girişimleri, şehit cenazeleri, BOP-GOP söylemleri bizi uyarmıyorsa, topraklarımız tümüyle elimizden gittiğinde, başımıza bomba yağdığında mı uyanacağız?

--Öztin Akgüç (Cumhuriyet--
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (09-08-2006), janus (09-08-2006)
  #107  
Eski 10-08-2006, 15:46
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Biz uyaralım da...

Sıcaklar değil chat çarpıyor

Hayallerindeki aşkı internet ortamında arayanları, sadece aşk beklemiyor. Sahte fotoğraflar ve yalanlarla karşısındakini kandıran sanal dolandırıcılar giderek artıyor. Bu dolandırıcılara ve şifre hırsızlarına dikkat, çünkü insanın başına dert açıyor.




Dikkat! Chat çarpar

İnternette yeni tanıştığınız biriyle sohbet ettiğinizi ya da hayatınızın aşkını bulduğunuzu düşünürken sakın çarpılmayın. Çünkü tetikte bekleyen sanal dolandırıcıların sayısı her geçen gün artıyor.

Yurdumuzun internet buldu mu sohbete dalan sohbetsever evlatları, geçtiğimiz haftalarda büyük bir şok yaşadı. Bir dekan, internet üzerinden tanışıp uzun süre sohbet ettiği ve evlenme hayali kurduğu ancak yüz yüze hiç görüşmediği Bursalı bir kadına, 135 bin dolar gönderdikten sonra dolandırıldığını fark edip şikâyette bulunmuştu. Haliyle, olay basının ve halkın çok ilgisini çekti, çünkü 'chat' dediğimiz internet sohbetleri, evine mütevazı bir bilgisayar alıp bir de internet bağlatan herkesin bulaştığı bir ortamdı. Evinde bilgisayar ve internet bulunmayanların ise internet kafeleri doldurup dünya milletlerinin yalnız kalplerine "I kiss you," mesajlarıyla romantik anlar yaşattıklarını, yıllar önce, İnternet Mahir vakasında öğrenmiştik. Dünya çapında binlerce kadının gönlünü "I kiss you," mesajlarıyla çeldiği için ABD'ye davet edilip televizyonlara çıkartılan İnternet Mahir'i hatırlamıyorsanız, Google'da ismini aratıp hikâyesini kesinlikle öğrenmelisiniz. Hafta sonunuza keyif katacağından emin olabilirsiniz.

AH ŞU ERKEKLER
Nihayetinde maskülen bir kütle olan ABD ordusunun içinde iletişimi sağlamak amacıyla icat edilen ve çok gizli bir askeri proje kabul edilen interneti, bugün dünya çapında bir sohbet ve arkadaş bulma mekanizmasına çevirip karizmasını resetleyenler, yine erkeklerden başkası değil. Rivayete göre, ABD ordusu interneti icat etmeden 10 yıl önce bir bilimadamı dünyadaki bütün bilgisayarları birbirine bağlayacak internet benzeri bir sanal ağın temellerini atar. Ancak buluşunu açıklamadan önce gerekli testleri yapmak isteyen bilim- adamı, üniversitedeki genç ve güzel bir asistan hanımın bilgisayarını da bu ağa bağlamıştır. Böylece bilgisayardan bilgisayara ilk sohbet başlar ve önceleri sadece proje hakkındaki detayları içeren sanal sohbetler, yavaş yavaş duygusal bir derinlik kazanır. Ancak bilimadamının karısı durumu fark eder. Kocasının ofisini basıp bilgisayarları beysbol sopasıyla parçalar ve kocasına da sanal ağ hakkında yeni bir çalışma yapmayı yasaklar. Bu efsanede gerçek payı var mı, bilinmez ama gönül ilişkisi arayışlarını internete taşıyan erkekler, bugünün sanal dolandırıcılarına da ekmek kapısı açmış oldu. Artık kadın erkek demeden, hayallerindeki aşkı internet üzerinde arayan insanların sayısı 10 milyonlarla ifade ediliyor. Ama internette onları sadece aşk beklemiyor. Sahte fotoğraflarla, yalan ifadelerle, özel casus programcıklarla bu insanları kandırıp zarar vermeyi hedefleyen sayısız dolandırıcı ve sapkın da pusuda yatıyor.
Cem SANCI
Alıntı ile Cevapla
  #108  
Eski 12-08-2006, 09:27
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Babalar...

Bekir COŞKUN bcoskun@hurriyet.com.tr



SEVGİ ve merhameti kuşaktan kuşağa anneler taşıdılar.

Çocuklar sokakta düşse, dillerinde endişe, ellerinde bir tutam pamukla koştular anneler.

Ve "Yapma", "Etme", "Günahtır", "Yazık" diye diye, sevginin-merhametin ilk tohumlarını ekmeye çalıştılar çocuklarının yüreğine.

Ya çoğu babalar?..

Komşunun çocuğunun gözünde patlatılmış bir yumrukla mutlandılar.

Kaba kuvveti "erkeklik" sayan minik minik şovlarla, çocuklarını vurdulu kırdılı dünyanın birer ferdi olmaya hazırladılar.

Anneler merhameti, babalar merhametsizliği kuşaktan kuşağa taşıdılar.

*

Dünkü Danıştay Cinayeti Davası’nda, kapının önünde gazetecilere nutuk atan sanığın babasını dinlerken böyle düşündüm.

İşte bir baba...

"Milletin değerlerine saygı duymayanlara, millet hak ettikleri dersi şu şekilde, ya da bu şekilde verecektir" diyordu gazetecilere.

Gördüğünüz gibi bu baba "milletin değerlerine saygı" istiyor.

Oğlu, milletin en yüce mahkemesini tabancayla basmış, bir yüksek yargıcı öldürmüş, öbürlerini yaralamış...

Baba böyle bir evlat yetiştirdiği için milletten özür dileyeceğine, saygı dersi veriyor hepimize.

"Saygıya" devam:

"Bu memlekette din düşmanı var, Kuran düşmanı var, millet düşmanı var..."

Ne diyebiliriz ki...

Baba, Milli Eğitim’de müfettiş...

Müfettiş olunca bildiği çok oluyor:

"Adı Mehmet, Mustafa olan birçok Ermeni ve Rum var memlekette. Bunlar laiklik adı altında bu milletin değerlerine ihanet ediyorlar..."

Ben eminim o kapının önünde konuşurken, içerde hákim karşısındaki oğlu, bu konuşmaları çok dinlemiştir.

Ve babası gibi düşünmüştür.

İyi ki ne kadar adı Mehmet ya da Mustafa olan varsa vurmakla işe başlamadı oğul...

*

Babalar...

Elbette bizlere fazileti, gururu, insan olmanın yüce yükümlülüğünü öğreten... Başımızı okşaya okşaya kafalarımızın içini donatan, yüreklerimizde birer mabet gibi yaşayan babalardan söz etmiyorum.

Siz ayırt edersiniz.

Ama bu babalar işte böyle yaptılar.

Kini, nefreti kazıdılar oğullarının beynine...

Sevgisizliği ve merhametsizliği taşıdılar kuşaktan kuşağa...
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (12-08-2006)
  #109  
Eski 12-08-2006, 21:39
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Bir kaç laf

Ahmet Hakan yazdığı bir makalesinde"Radikal islamcı olduğum günlerde herkesin kendisine göre bir din anlayışı olduğunu gördüğümde,ve karşı anlayışıda kafir olarak değerlendirdiklerini gözlemlediğimde de döndüm diyordu.

Yusuf İslam, Müslüman ülkelerine yaptığı gezinin ardından "Allahım sana şükürler olsun bunları görmeden müslüman olduğum için" diyordu.

Malesef içine yüzlerce fitne dikilmiş,birçok anlayısın,bir çok değerin eğrisiyle doğrusuyla kirlettiği bir islam inancımız oluştu.Bu oluşum islam inancını kirletmekte,temel öğretileri sarsılmakta başta da bu inancın insanlarına zararlı bir dinamite dönüşmekte.

İslam bilime ve felsefeyi dışlamış,gücünden faydalanan kitleler din baronları üretmiş,kitabı esasından ayrılmış birilerinin güdümünde şekil,esas bulur olmuş,bu esaslar efendisine hizmet ettiği sürece doğru değerler olarak önem kazanmıştır.

Bilimi sanatı terk eden zümrelerin yaşadığı bölgeler,ülkeler,alanlar her daim yokluğun fakirliğin,şiddetin kanın deryası ola gelmiştir.Fitne öğretileri ile susturamadıklarını hain,kafir ilan ederek güçlü silahlar satın alıp halkının karşına dikilen bu anlayışın vatanlarının da sınırları özgürlükleri hep tartışılmıştır.Birilerinin silahlarını deneme, sahaları haline gelmiştir.
Sadece kendi ağalıkları yürüsün diye, islam dini, din satan ,şarlatanların ucuz malı olmuştur.

Nasılmı düzelir sorusu zor bir soru olup, ekonomi kuralı gereği yeterli din alıcısı bulamadıklarında diye söyleyip.
Bir değer de biz satmayalım.
Saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (13-08-2006)
  #110  
Eski 14-08-2006, 10:22
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı ATM’lerdeki gizli komisyona dikkat

ALTIN Nokta ve Ortak Nokta adıyla 23 bankanın ortak kullanıma açtığı ATM makinelerinde işlem yaparken, bakiye öğrenmek için bile döviz üzerinden komisyon ödemek zorunda kalınabiliyor. Bazı bankalar, ortak kullanıma açık ATM’lerden yapılan işlemlere uygulanan komisyon oranlarını kendi üstlenirken, bazıları tüm maliyeti müşterinin sırtına yüklüyor.

TOPLAM 15 bin 531 Otomatik Para Çekme Makinesi’nin (ATM) bulunduğu Türkiye’de, bankaların ortak kullanıma açtığı makinelerden işlem yaparken, gizli komisyona dikkat etmek gerekiyor. 6’sı Altın Nokta, 17’si de Ortak Nokta olmak üzere toplam 23 bankanın ortak kullanıma açtığı ATM makinelerinde işlem yaparken, bakiye öğrenmek için bile döviz üzerinden komisyon ödemek zorunda kalınabiliyor. Bazı bankalar, ortak kullanıma açık ATM’lerden yapılan işlemlere uygulanan komisyon oranlarını kendi üstlenirken, bazıları tüm maliyeti müşterinin sırtına yüklüyor. İşlem sırasında uygulanan komisyonla ilgili her hangi bir uyarı yapılmaması da, müşterilerin "ekstre şoku" yaşamasına neden oluyor.

KOMİSYONDA FARKLI TARİFE: Arkadaşımız Ayşegül Akyarlı Güven’in yaptığı araştırmaya göre, Akbank, Garanti, Vakıfbank, Fortis, Koçbank ve Yapı Kredi’nin birlikte oluşturduğu ’Altın Nokta’, toplam 6 bin 500 ATM’den oluşuyor. 1998 yılında oluşturulan "Ortak Nokta"da ise toplam 17 banka yer alıyor. HSBC, Bank Asya, Albaraka Türk, Denizbank, Finans, Oyak, Citibank, Kuveyt Türk, TEB, Tekstil, Tekfen, Türkiye Finans Katılım, Alternatif, Anadolu, Bank Europa, Şeker ve MNG Bank’ın oluşturduğu "Ortak Nokta"nın ATM sayısı da 3 bin 200’ü buluyor. Kart kullanıcılarının bu sisteme dahil tüm ATM’lerden bakiye sorup, para ve nakit avans çekebilmesini sağlayan bu sistemlerde, genel bir komisyon tarifesi de bulunmuyor.

DÖVİZ ÜZERİNDEN ÜCRET: Bu bankalardan Akbank, Bank Asya, Vakıfbank ve Albaraka Türk, ortak kullanıma açık farklı bankaya ait ATM makinelerinden nakit ve nakit avansın yanı sıra bakiye öğrenmek isteyen müşterilerine de komisyon bedeli yansıtıyor. Bunlardan, Bank Asya, Vakıfbank ve Albaraka Türk, müşteriye yansıtılan bu komisyon bedelini döviz cinsinden belirliyor. Ortak ve Altın Nokta ATM’lerinden sadece nakit ve nakit avans çeken müşterilerine komisyon bedeli yansıtan bankalar arasında ise Koç Bank, Yapı Kredi, Garanti, Denizbank, Citibank, Teb, Tekstil Bank, Türkiye Finans Katılım Bankası ve Anadolubank yer alıyor. Buna karşın, Fortis, Finansbank, HSBC, Oyak Bank, Tekfen Bank, Alternatif Bank, Bank Europa ve Şeker Bank, MNG gibi bankalar ise farklı bankaların ATM makinelerinden yapılan işlemlere herhangi bir komisyon yansıtmıyor. Diğer bankalara ödenen komsyonları kendileri üstlenme yoluna gidiyor.

UYARI YOK: Farklı bankaların ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde hesaplara yansıtılan komisyon bedelleriyle ilgili herhangi bir uyarıda bulunulmuyor. Müşteriler, bu bedelleri hesap ekstresinde ’farklı şubede işlem bedeli’ olarak görebiliyor. Sistem içinde yer alan tüm bankaların müşterileri tarafından farklı ATM’lerde gerçekleştirilen işlemler için birbirlerinden ücret aldığını söyleyen bankacılar, fiyat tarifesindeki farklılığı bankaların ATM sayısına bağlıyor. ATM sayısı az olan bankaların yeni ATM yatırımı yapmak yerine diğer bankaların yansıttığı ücretleri üstlenme yoluna gittiğini de savunan bankacılar, "ATM sayısı fazla olan bankalar bu yolla yatırımlarını bir gelir kapısına dönüştürebiliyor. Az ATM’li bankalar da yeni yapılacak ATM yatırımlarının yükünden kurtulmuş oluyor" dediler.

Hangi banka ATM’sinden başka bankaya kaça yararlandırıyor?

ALTIN NOKTA

Koçbank: Koçbank’ın kartlarıyla farklı bankaların Ortak Nokta ATM’leri bakiye öğrenmede kullanıldığında herhangi bir komisyon ödenmiyor. Ancak, Yapı Kredi Bankası’nın dışındaki diğer bankalara ait Altın Nokta ATM’lerinden nakit ya da nakit avans çekimlerinde işlem başına 2 YTL’lik komisyonlar hesaplara yansıtılıyor.

Fortis: Fortis müşterileri, diğer bankalara ait Altın Nokta ATM’lerinden gerçekleştirdikleri işlemler için herhangi bir komisyon ödemiyor. Komisyonu banka üstleniyor.

Akbank: Bankanın kartlarıyla farklı bankalara ait Altın Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, müşteriler komisyon ödemek zorunda kalıyor. Bu da, bakiye öğrenmede 250 kuruş, nakit ya da nakit avans çekimlerinde işlem başına 2.5 YTL olarak hesaplara yansıyor.

Garanti: Farklı bankalara ait ATM’lerinden gerçekleştirilen nakit çekim işlemlerde, işlem başına 3 YTL’lik komisyon bedelleri müşterilere yansıtılıyor.

Yapı Kredi: Koç Bank dışındaki diğer bankalara ait Altın Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen nakit çekimlerinde işlem başına 2 YTL komisyon alınıyor.

Vakıfbank: Farklı bankalara ait ATM’lerden gerçekleştirilen bakiye sorgulama işlemi için 9 sent, nakit çekimlerde de işlem başına 90 sent komisyon alınıyor.

ORTAK NOKTA

Bank Asya: Farklı bankalara ait Ortak Nokta ATM’lerinden nakit çekimlerde yüzde 1 komisyon ve 60 sent çekim ücreti hesaplara yansıtılıyor. Bakiye sorgulamak için ödenen komisyon ise 15 sent oluyor. Kredi kartından nakit avans çekebilmek için ise yüzde 2.5’luk komisyonu ve 50 kuruşluk nakit çekim bedelini gözden çıkartmak gerekiyor.

HSBC: Farklı bankaların ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu müşteriye yansıtmıyor. Kendi üstleniyor.

Albaraka Türk: Farklı bankaların ATM’lerinden gerçekleştirilen nakit çekimlerinde 60 sent ve yüzde 1 komisyon alınıyor. Bakiye sorgulamalarda ise bu komisyon 15 sent oluyor.

Denizbank: Farklı bankalara ait ATM’lerden gerçekleştirilen nakit çekimlerinde yüzde 1 komisyon ve 50 kuruş hesaplara yansıtılıyor.

Finansbank: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Oyakbank: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Citibank: Farklı ATM’lerden gerçekleştirilen işlemlerde nakit avans için en az 2.50 YTL olmak üzere işlem başına yüzde 3.5 komisyon alıyor. Kredi kartı ödemelerinde ise 1.95 YTL komisyon yansıtılıyor.

Kuveyt Türk: Farklı ATM’lerden gerçekleştirilen para çekimlerinde işlem başına yüzde 2 komisyon alıyor.

TEB: Ortak nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen para çekimlerinde 1 YTL’lik işlem ücreti alıyor.

Tekstilbank: Kredi kartından nakit çekim için yüzde 3 komisyon ve 1 YTL’lik ücret alıyor. Para çekim ve bakiye sorgulamak için herhangi bir ücret almıyor.

Tekfenbank: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Türkiye Finans Katılım Bankası: Farklı bankaların Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen para çekimlerinde yüzde 1.5 komisyon olarak hesaba yansıtıyor.

Alternatif Bank: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Anadolu Bank: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Bank Europa: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Şekerbank: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

MNG: Ortak Nokta ATM’lerinden gerçekleştirilen işlemlerde, komisyonu kendi üstleniyor. Müşterilerine yansıtmıyor.

Kaynak:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...rid=3047&oid=1
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:14 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce