Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Gözlem ve Tesbitlerim - Sayfa 4 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Gözlem ve Tesbitlerim
Konudaki Cevap Sayısı
99
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
38104

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #31  
Eski 15-09-2006, 08:44
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Turkcell, Warner Bros ile içerik anlaşması imzaladı/ Turkcell-im servisi zenginleştirilecek
İSTANBUL - Turkcell, dünyanın en büyük eğlence şirketlerinden Warner Bros ile içerik anlaşması imzaladı.
Turkcell tarafından yapılan açıklamaya göre, Turkcell aboneleri Warner Bros'un Superman, Batman, Bugs Bunny, Harry Potter, Looney Tunes gibi markalarının içeriklerine Turkcell-im üzerinden ulaşabilecekler. Turkcell Katma Değerli Servislerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cenk Serdar, yaptığı açıklamada, Warner Bros gibi güçlü markalarla işbirliğinden mutluluk duyduklarını belirterek, müşterilerine geniş bir ürün ve hizmet yelpazesi sunmanın stratejik önceliklerinden biri olduğunu bildirdi.

Serdar, bu strateji doğrultusunda gerçekleştirilen anlaşmanın, yeni lanse ettikleri Turkcell-im'deki içerik servislerini daha zenginleştireceğini ifade etti.

Warner Bros Digital Distribution bünyesindeki Global Wireless firmasının Başkan Yardımcısı Billy Wright ise, Türkiye'de gelişmekte olan bir mobil piyasa bulunduğunu, Warner Bros olarak Superman, Batman, Bugs Bunny ve daha birçok sevilen ve ikonlaşmış kahramanın yer aldığı içeriklerle, Türkiye'de ilk kez Turkcell ile piyasaya girmelerinin kendilerine azami görünürlük sağlayacağı inancında olduğunu söyledi.

Yapılan anlaşma doğrultusunda Warner Bros, Turkcell'e, aralarında Superman Returns, Batman, Looney Tunes ve Hanna-Barbera gibi isimlerin de bulunduğu, kendisine ait popüler markalara ait oyunlar, zil sesleri, ekran koruyucular, alarmlar, mobil uygulamalar ve video klipler sağlayacak.


Alıntı ile Cevapla
  #32  
Eski 15-09-2006, 10:21
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

FAİZ YÜZDE 20.8'E FIRLADI, PETROL 59 DOLARA GERİLEDİ

Faiz yükseldi, petrol dibe vurdu

Faiz yüzde 21'den dönerken, borsa faiz ve dövizdeki hareketle düştü.
Yabancı bankaların bona satışıyla tedirgin olan borsa dün yüzde 0.78 kayıpla günü tamamladı. Global borsalarda önceki gün görülen yükselişlere paralel olarak artışa geçen borsanın önünü faizdeki yükseliş kesti. Sabah saatlerinde yüzde 20.3 ile işlem gören gösterge tahvilin faizi yabancıların piyasaya girmesi ile 21.1'e kadar yükseldi. Faizdeki yükselişle beraber dolar 1.48 YTL'ye kadar çıktı. Ancak gün sonuda doğru gelen tahvil satışları bu kez de faizleri yüzde 20.8'e kadar düşürdü. Yine de tüm bu dalgalanma esnasında faiz günü önceki güne oranla 0.5 puan artışla tamamladı. Dolar da 1.47 YTL'ye kadar gevşedi. Yaşanan hareket borsada kayba neden olurken, İMKB-100 endeksi 37 bin 478 puana kadar geriledi. 295 puanlık kayıp yaşanırken, işlem hacmi 1.4 milyar YTL'ye indi.

ALTIN VE PETROL DİBE VURDU

Bu arada emtia piyasalarındaki kayıplar dün de sürdü. Ortadoğu'da İsrail ile Lübnan arasındaki gerginliğin sona ermesi ve petrol fiyatlarında yaşanan düşüşle birlikte altın fiyatları da dibe vurdu. Altının onsu dün 588 dolara kadar gerilerken, ABD petrolünün varili 63 dolara düştü. Londra'da işlem gören Brent tipi petrol de 60 doların da altına inerek 59 dolara geriledi. Altın fiyatları, Ortadoğu'daki savaş senaryoları, İran ve ABD arasındaki gerginlikten kaynaklanan global tedirginlik, yükselen enerji maliyetleri, dolardaki düşüş, altın borsasına kısa vadeli spekülatif fonların ilgi göstermesi ve yetersiz üretim nedeniyle mayıs ayı ortalarında 730 dolara kadar çıkarak son 26 yılın zirvesini görmüştü.

SABAH


Alıntı ile Cevapla
  #33  
Eski 18-09-2006, 08:09
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Adam olmanın ölçüleri

Okay Gönensin-VATAN

İnsanın “adamlığa” erişmesinde önemli bir aşama da “ölçü bilmek”. “Ölçüsü kaçmış” insanların bulunduğu ve onların seslerinin yüksek çıktığı toplumlarda “ölçüyü” tekrar tutturmak zor oluyor, zaman alıyor.

Ölçü nedir?

* Konfüçyüs “kendini bilmek” ve “kendini ölçmek” için bir ölçü koyuyor:

“Saygıya değer birini görürsen onun gibi olmayı düşün. Eğer saygıya değmez birini görürsen, kendi içini gözden geçir.”

Ölçüyü bulabilmek için başkalarına bakabilmek, “kendine” bakabilmek ve aynaya bakabilmek gerekiyor.

Dostlarının kimler olduğu da, insanın kendisini ölçebilmesi için önemlidir. Konfüçyüs, “dostlar” için şöyle diyor:

“Faydalı olan üç çeşit dost, zararlı olan üç çeşit dost vardır. Dürüst insanlarla dostluk, dengeli insanlarla dostluk, tecrübeli insanlarla dostluk faydalıdır. Yüze gülücülerle dostluk, içten pazarlıklılarla dostluk, gevezelerle dostluk zararlıdır.”

* Konuşmasını bilmek de “adamlığın” en önemli göstergelerindendir. İnsanın konuşmasından nasıl biri olduğunu anlamak bazen mümkündür, bazen de değildir. Konfüçyüs “konuşma” hakkında şunu söylüyor:

“Kimin aklı varsa mutlaka iyi konuşur. Ama kim iyi konuşursa mutlaka akıllı değildir. Seçkin kişinin mutlaka cesareti vardır, ama her cesur olan seçkin kişi değildir.”

* “Büyükler”le konuşmanın “adabı”nı da şöyle anlatıyor: “Yaşlı bir efendinin yanında bulunulurken kaçınılması gereken üç kusur vardır:

O sana söz söylemeden konuşmak. Bu, terbiyesizliktir.

O sana söz söylediği zaman cevap vermemek. Bu, içten pazarlıklı olmaktır. Onun yüzünün ifadesine bakmadan konuşmak. Bu da körlüktür.”

* “Adamlık” olduğu zaman “ölçülülük” vardır. Konfüçyüs seçkin insanın, her durumda seçkin olabileceğini şöyle anlatıyor:

“İnsanların istedikleri zenginlik ve şereftir. Ama bunlardan birine hak etmeden sahip olunmuşsa, ona bağlanmamalıdır. Yoksulluk ve aşağılanma insanların nefret ettiği şeylerdir. Birinin başına, hak etmediği halde bunlar gelirse, kurtulmak için elinden gelen çabayı göstermelidir. Adamlıktan ayrılan bir seçkin artık seçkin olamaz. Seçkin kişi yemek yerken bile adamlıktan ayrılmaz. Öfke ve coşkunluk içinde bile, olduğu gibidir. Savaşta ve tehlikede yılmadan dayanır, çektiğini hissettirmez.”

* İnsan ilişkilerinde, toplum ilişkilerinde ölçülerin yerini ölçüsüzlük aldığı zaman, ölçüleri tekrar belirlemek, diğer insanlara “ölçü”nün ne olduğunu göstermek “adamlığını” kaybetmemiş olanlara düşer. Ortalıkta adamlıktan uzak çok fazla kişi olduğunda, ölçüsüzlükler birçoklarına gerçek ölçü gibi gelmeye başlar.

Konfüçyüs örnek veriyor:

“Yolsuz saygı dalkavukluk olur.

Yolsuz ihtiyat korkaklık olur.

Yolsuz cesaret isyan olur.

Yolsuz doğru sözlülük kabalık olur.”

* Konfüçyüs bir de şunu söylemiş:

“Yalnız en yüksekteki bilgelerle en aşağıdaki budalalar değişmez.”


Alıntı ile Cevapla
  #34  
Eski 18-09-2006, 08:10
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Brezilya ve Hindistan yakınlaşıyor

Emilio San Pedro
BBC

Geleceğin ekonomik süpergüçleri olarak görülen Brezilya ve Hindistan, dün milyonlarca dolarlık ticaret anlaşmaları imzalayarak ikili işbirliğini pekiştirdi.

İki lider teknoloji ve alternatif enerjide işbirliği yapmak istiyor.

Anlaşmalar Hindistan Başbakanı Manmohan Sing'in, Brezilya'ya yaptığı ziyaretin ilk gününde imzalandı.

Anlaşmalar teknoloji ve alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesi konularında yoğunlaşıyor.

Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da Silva, işbirliklerini geliştirme çabalarının dünya ekonomisinde daha adil bir düzen vizyonlarının bir parçası olduğunu söyledi.

Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika da bugün üçlü bir zirve yapıyor.

Zirvenin amacı, dünyanın en büyük gelişmekte olan ekonomileri arasında yer alan bu üç ülkenin bağlarını güçlendirmek.

Övgüler

Hindistan Başbakanı Sing, evsahibi Lula da Silva'nın büyük bir devlet adamı ve gelişmekte olan ekonomilerin savunucusu olduğunu söyledi.

Brezilya Cumhurbaşkanı da iki ülke arasında 1999'da 400 milyon dolar olan ticaret hacminin, 2005'te 2 milyar doları aştığını hatırlattı.

Liderler şimdi bu rakamı da iki katına çıkarmak istiyor.

İki lider bugün Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Thabo Mbeki'nin de katılımıyla Hindistan-Brezilya-Güney Afrika Diyalog Forumu'nun ilk toplantısını yapacak.

Forum 2003 yılında işbirliği amacıyla kurulmuştu.

Toplantı, yeniden seçilme mücadelesi veren Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Inacio Lula da Silva'ya, uluslararası sahnede ülkesine bir yer yapma vizyonunun peşini bırakmadığı mesajını seçmenlerine iletme şansı da veriyor.


Alıntı ile Cevapla
  #35  
Eski 18-09-2006, 08:13
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Otokar'dan Avrupa'ya özel otobüs

RADİKAL - İSTANBUL - Otokar, Avrupa için geliştirdiği dokuz metrelik yeni otobüs ailesinin ilk modelini ilk kez 21-28 Eylül arasında düzenlenecek IAA Hannover Hannover Ticari Araç Fuarı'nda vitrine çıkarıyor. Otokar, fuarda ayrıca Türkiye'de Sultan markasıyla bilinen serinin yeni bir modelini de Avrupalılarla buluşturuyor.
Dünyanın önde gelen otomotiv firmalarının katıldığı fuarda Otokar, iki yeni ürününü sergileyecek. Türkiye pazarında Sultan markası olarak bilinen küçük otobüs serisini yurtdışında Navigo markasıyla satışa sunan
Otokar, IAA 2006'da 31 kişilik küçük otobüsü Navigo 160SE'yi ilk kez sergileyecek. 160 beygir motoru, ön-arka disk frenleri, ABS, ASR özellikleri bulunan Navigo 160SE'te LCD ekran, DVD player gibi ekipmanlar da isteğe bağlı olarak sunuluyor.
Otokar, ayrıca Avrupa pazarı için geliştirdiği dokuz metrelik otobüs ailesinin ilk üyesini de fuar ziyaretçileriyle buluşturacak. Otokar araştırma ve geliştirme ekibi tarafından tasarlanan otobüs, geniş iç hacmi, ergonomik sürücü paneli ve yüksek bagaj kapasitesiyle ön plana çıkıyor. Otokar, fuarda 35 kişilik yolcu kapasiteli, ön ve arkada kapılı versiyonu sergilenen yeni otobüs serisinin Avrupa'daki satışına 2007'de başlamayı ve dokuz metrelik otobüs ailesini genişletmeyi hedefliyor.


Alıntı ile Cevapla
  #36  
Eski 18-09-2006, 09:54
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Ayakları ıslanmasın diye kucağına almış
BELBİM Genel Müdürü Adnan Şahin'in, Hatice Ş.'yi kucağına almasına komik mazeretler sundu.

18.09.2006 02:51
Türbanlı eşi Nezahat ve türbansız sevgilisi Hatice Ş. ile birlikte basın toplantısı düzenleyen BELBİM A.Ş. Genel Müdürü Adnan Şahin, güldüren açıklamalar yaptı. Şahin, Hatice Ş.’yi kucağında gösteren fotoğraf için, Aile dostumdur. Antalya’da çaydan geçiriyordum dedi.

BELBİM A.Ş. Genel Müdürü Adnan Şahin, hakkındaki iddiaları eşi Nezahat Şahin ve sevgilisi Hatice Ş. ile birlikte yanıtladı. Şahin, iş akdi feshedilen bir kişinin aile ortamında çekilen fotoğrafları kişisel çıkarı için kullandığını belirterek, Burada başka mesajlar verilerek, BELBİM, belediye ve iktidar yıpratılmak isteniyor dedi. Şahin, Hatice Ş’yi kucağında gösteren fotoğrafa ise Kendisi aile dostumdur. Antalya’da çaydan geçiriyordum diye savunma getirdi. Dünya Ticaret Merkezi’nde bulunan BELBİM Genel Müdürlüğü’nde basının karşısına avukatıyla birlikte çıkan Şahin, güldüren açıklamalar yaptı. Şahin, sarmaş dolaş fotoğrafları yayımlanan Hatice Ş. ile yakın aile ilişkişi içinde olduklarını belirterek şunları söyledi:

DEĞİŞİK POZLAR VERDİK

BELBİM’in İngilizce-Türkçe kataloğu için bir ajansla anlaştık. Ajans da bize daha önce Kıbrıs Türk Deniz İşletmeciliği’nde çalışırken tanıdığım Kadir Usta’yı gönderdi. Antalya’da fuar gezerken Kadir Usta bizlerin bol bol fotoğraflarını çekti. Kadir Usta bizlere, ’Tatil yapmak istiyoruz ama paramız yok’ deyince onları, Hatice hanımı ve bazı arkadaşları, eşimle birlikte Alanya’daki yazlığımıza davet ettik. Orada da bol bol fotoğraflarımızı çekti. Ben bu işin uzmanıyım diye bizlere değişik pozlar verdirdi. Gazetede çıkan resim ise yazlığımızın yanındaki Dim Çayı’nda çekildi. Ben Hatice Hanım’ı karşıya geçirmek için kucağıma alınca çekildi. 3 yıldır tanıdığım ve ailece görüştüğümüz Hatice Hanım’la bir gönül ilişkim yok.

SAVMAK İÇİN ’EŞİM’ DEDİM

Şahin, çekilen fotoğrafların kendilerine verilmediğini, Ağustos’ta iş akdi feshedilen Kadir Usta’nın resimleri kişisel çıkarları için basına verdiğini iddia etti. Şahin, Hatice Ş.’yi eşi olarak tanıttığı iddialarına ise, Beni arayan gazeteci arkadaşın ısrarına son vermek için, başımdan savmak için söylemişimdir diye konuştu. Haberin, Karısı Türbanlı Sevgilisinin Başı Açık olarak kullanılmasını da eleştiren Şahin, Ben daha önce Kombassan’da da yöneticilik yaptım. Burada başka mesajlar verilerek önce BELBİM, sonra belediye sonra da iktidar yıpratılmak isteniyor. Bu iddiaları yapanları ispata davet ediyor, ispat edemezlerse müfteri ilan ediyorum dedi.

EŞİ: ADNAN BEY RAHATTIR

Şahin’in konuşmasının ardından Nezahat Şahin ve Hatice Ş. birlikte basın toplantısına katıldılar. Nezahat Şahin, fotoğraflar çekilirken kendisinin de Alanya’daki evde bulunduğunu belirterek, Hatice ile sırlarımızı paylaşırız. Gelir bende kalırdı. Biz evimizi dostlarımızla samimiysek sonuna kadar açarız. Ben daha dikkatliyimdir ama Adnan Bey bazen daha rahattır diye konuştu. Nezahat Şahin, gazetede ailevi problemleri var şeklinde çıkan açıklamanın yanlış olduğunu belirterek, Bizi aradıklarında Beşiktaş’ta alışverişteydik. ’Bizim şu an sorunlarımız var’ dedim, gürültüden yanlış anlaşılmış dedi.

Eşi yoktu misafiri vardı

BELBİM Genel Müdürü Adnan Şahin, sevgilisi Hatice Ş. ile fotoğraflarının çekildiği Antalya-Alanya tatilinde yanında eşi olduğunu söylüyor. Ancak, tatilin tanıkları Şahin’in eşi Nezahat Şahin’in Alanya’da olmadığını, eşiyle sık sık telefonda konuştuğunu anlatıyorlar.

İkisi uçakta yalnızdı

ŞAHİN’e yakın kaynakların verdiği bilgiye göre Hatice Ş. ve Adnan Şahin, Atlasjet’e ait bir uçakla 27 Nisan Perşembe 22.10’da Antalya’ya gittiler. Biletler, Şahin’in, Türkiye İş Bankası’ndaki hesabına ait 5406 **** 3026 **** no’lu kredi kartıyla satın alındı. BELBİM’in de katıldığı Antalya Kent’s Fuarları’nın açılışına katılan Şahin ve Hatice Ş. bir gün Dedeman Otel’de kaldı. İkili, daha sonra Şahin’in Alanya’daki evine gitti. Nişanlı bir çift de misafirleriydi. Dört kişi 30 Nisan Pazar günü otomobille İstanbul’a döndü.

Kardeş gibiyiz

Adnan Şahin’in eşiyle düzenlediği basın toplantısına katılan Hatice Ş. aralarındaki ilişkinin ağabey-kardeş düzeyinde olduğunu söyledi. Dim Çayı’nın kıyısında Adnan Şahin’in kucağında poz veren Hatice Ş., Kendini kullanılmış hissetmek hoş değil. Fotoğrafı çekeni Adnan Bey vasıtasıyla tanıyorum. Bizim başka görüntülerimiz de var. Ailece çekilmiş ama bunlar farklı amaçla kullanılmış dedi.

İngiliz olan ilk eşimin de başı açıktı

BELBİM A.Ş. Genel Müdürü Adnan Şahin, basın toplantısında eşi Nezahat Şahin’i sağına, Hatice Ş.’yi soluna aldı. Hürriyet’in sayfasını sık sık basın mensuplarına gösteren Şahin, Karısı türbanlı sevgilisinin başı açık nitelemesine, Benim İngiliz olan ilk eşimin de başı açıktı diye yanıt verdi.

Dim Çayı: Rakı balık, serinlik

ALANYA’nın doğusunda, Kestel Beldesi sınırlarında ve kent merkezine 6 kilometre uzaklıktaki Dim Çayı Piknik Alanı, Torosların eteklerinde doğup 60 kilometre uzaklıktaki Akdeniz’e dökülen Dim Çayı üzerinde bulunuyor. Suyu yaz kış soğuk olan Dim Çayı’nın üzerinde ağaçlarla çevrili piknik alanı, yerli- yabancı tatilcilerin büyük ilgisini çekiyor. Balık restoranların bulunduğu bölge, özellikle otantik yapısıyla cazibe merkezi konumunda. Rakı ve balık sofrası ile ün yapan Dim Çayı’ndaki sal restoranlar, üzeri ağaçlarla kaplı ve sakin olması nedeniyle de aşıkların uğrak yeri oluyor.

HÜRRİYET / Sefa ÖZKAYA


Alıntı ile Cevapla
darius kullanıcısına teşekkür edenler
bikmisbroker (18-09-2006), dentist (18-09-2006)
  #37  
Eski 20-09-2006, 07:39
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

IMF: Hızlı büyüdünüz, dış şoklara dayanıklı oldunuz


IMF Başkanı Rodrigo de Rato, ekonomik büyüme konusunda Türkiye’nin çok iyi bir performans gösterdiğini, bu nedenle de IMF’nin desteğini hak ettiği belirtti. Rato, Türkiye’nin uyguladığı serbest kur politikası ve enflasyon hedefleme sisteminin, enflasyonun düşürülmesine katkıda bulunurken, dış şoklara karşı da dayanıklılık sağladığını vurguladı.


ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Rodrigo de Rato, Türkiye’nin ekonomik büyüme performansının çok iyi durumda olduğunu söyledi. Rodrigo de Rato, Singapur’da Türkiye ekonomisindeki gelişmelere ilişkin sorulara verdiği yanıtta, Türkiye’nin hızlı bir büyüme kaydettiğini söyledi. Rato, dünya ekonomisi içinde de aktif olan Türkiye’nin uyguladığı makro ekonomik politikalar ile yapısal reformların, olumlu sonuçlar verdiğini ifade etti. Rodrigo de Rato, Türkiye’nin uyguladığı serbest kur politikası ve enflasyon hedefleme sisteminin, enflasyonun düşürülmesine katkıda bulunurken, dış şoklara karşı da dayanıklılık sağladığını vurguladı.

DÜNYA EKONOMİSİNDE AKTİF:

Rato, yapısal reformların sürdürülmesinin, ekonomik büyümenin kalıcı hale gelmesine, kırılganlıkların azalmasına, enflasyonunun düşmesine katkıda bulunacağını kaydetti. Sıkı para ve maliye politikası ile yapısal reformların sürdürülmesinin, yatırımcıların güvenini de artırarak, Türkiye’ye daha çok yatırım gelmesini sağlayacağını belirten Rato, Türkiye’nin uyguladığı doğru politikalar nedeniyle IMF’nin desteğini hak ettiğini vurguladı. Rato, kotaları arttırılan Türkiye ve diğer üç ülkenin, dünya ekonomisinde aktif olduklarını da vurguladı.

2009’DA EV SAHİBİ BİZİZ:

Bu arada, Devlet Bakanı Ali Babacan, IMF-Dünya Bankası’nın 2009 yılı ortak toplantısına İstanbul’un ev sahipliğinin onaylandığını bildirdi. Babacan, bu başarının sağlanması için Dubai’deki toplantının hemen ardından, IMF ve Dünya Bankası başkanlarıyla görüşerek kulis yaptıklarını kaydetti. Yoğun bir kulis çalışmasının sonuç verdiğini, bu süreçte ayrıca IMF ve Dünya Bankası yönetiminin de Türkiye’yi desteklediklerini ifade eden Babacan, "Bu destek, Türkiye’nin ekonomik performansının taçlandırılmasıdır" dedi. İstanbul’daki toplantının çok önemli olduğunun altını çizen Babacan, bu toplantıya binlerce katılımcı ve dünya ekonomisinde söz sahibi yetkililerin katılacağını belirten Babacan, IMF-Dünya Bankası’nın İstanbul’daki toplantısının, İstanbul’un finans merkezi olması vizyonlarının önemli bir parçası olacağını kaydetti. Önümüzdeki üç yıllık süreçte İstanbul toplantısı hazırlıklarının devam edeceğini vurgulayan Babacan, bu amaca yönelik Singapur’a, hazırlık çalışmasında yer alacak kurumlardan yetkililer getirdiklerini söyledi. (A.A.)

IMF’de gücümüz yüzde 23 arttı performansımız kanıtlandı

IMF, Türkiye, Güney Kore, Çin ve Meksika’nın da aralarında bulunduğu dört ülkenin kota payının artırılmasını içeren reform paketi yüzde 90.6 kabul oyu aldı. Kota payı artışı için 184 ülkenin toplam kotasının en az yüzde 85’inin onayı gerekiyordu. Türkiye’nin yüzde 0.46 olan kota payının yüzde 0.55’e çıkarılmasına Brezilya, Arjantin, Hindistan ve Mısır itiraz ediyordu. Kota payının artmasıyla birlikte Türkiye’nin, IMF’nin kararlarında daha etkin bir rol oynarken, daha çok yardım almaya da imkan bulabilecek. Türkiye’nin IMF’deki kotasının artırılmasının, ekonomik performansın teyit edilmesi anlamına geldiğini söyleyen Babacan, Türkiye’nin IMF’deki oy gücünün yüzde 23 arttığını belirtti.

Macaristan ürküttü, ABD rahatlattı

GELİŞMEKTE olan ülkeler arasına giren Macaristan’daki protesto gösterileriyle tedirgin olan piyasalar, ABD’den gelen çekirdek enflasyon verileri ile toparlandı. Macaristan’da hükümet karşıtı gösterilerin artması başta Türkiye olmak üzere gelişmekte olan piyasalarda dün kısa süreli tedirginlik yarattı. Macaristan tedirginliği ile içerde dövize alım gelmesi, döviz ve faizi yükseltirken borsada satışların artmasına yolaçtı. Dolar, bankalararası piyasada öğleyin 1.47 YTL seviyesinin de üzerine çıktı. Bono faizleri de gösterge kağıtta yüzde 20.5 seyisini gördü. Macaristan tedirginliği İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda da dün kendini kısa süreli hissettirdi ve endeksi, ilk seansta artan satışlarla birara 38 bin puanın da altına indi. Piyasalar, öğleden sonra ABD’nin beklentilerin altında çıkan çekirdek enflasyon verileri ile biraz rahatladı. Olumlu ABD verisi ile dolar 1.47 YTL’nin altına inerken bono faizi de yüzde 20.2’ye geriledi. İMKB endeksi de toparlanarak 38 bin puanın üzerine çıktı ve günü yüzde 0.26 primle 38 bin 345 puandan tamamladı.

Dünyada büyüme doruğuna ulaşıyor, ticaret genişlemeli

IMF Başkanı Rodrigo Rato, son 30 yılın en sağlam performasını gösteren küresel ekonomik büyümenin artık doruğuna ulaşmakta olduğunu belirterek, ülkelerin genişleyen ticaretten yararlanabilmek için yeni pazarlar açılmasını sağlayacak müzakereleri canlandırmaları gerektiğini söyledi. Fon’un 184 üyesinin Singapur’da yaptığı toplantıda konuşan Rato, küresel ekonomik büyümenin karşısındaki en önemli tehditlerin petrol fiyatlarının daha da artması, küresel ekonomik dengesizlikler ve ticarette artan korumacılık olduğunu söyledi. "Küresel büyüme döngüsü doruğuna yaklaşmış olabilir" diyen Rato, yine de büyümenin giderek dengeye kavuştuğunu ve ABD ekonomisinde yavaşlamanın, Avrupa ve Japonya’daki toparlanmalar ve Çin ile Hindistan’ın güçlü performanslarıyla dengeleneceğini belirtti.


Alıntı ile Cevapla
  #38  
Eski 20-09-2006, 07:39
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Tayland’da darbe

Tayland’ın Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sondhi, çoğunluğu Budist olan ülkede, geceyarısı darbesiyle iktidara el koydu. Ülkede sıkıyönetim ilan edildi, anayasa yürürlükten kaldırıldı. Başkent Bangkok’ta bunlar olurken, Tayland Başbakanı Thaksin, New York’taki BM Genel Kurulu’nda konuşmaya hazırlanıyordu.

GÜNEYDOĞU Asya’nın turistik cenneti Tayland, yerel saatle önceki gecenin ilk dakikalarında ordunun iktidara el koymasıyla sarsıldı. Önce tanklar, başkent Bangkok’taki başbakanlık binasını kuşattı, ardından ülkenin batısındaki Kanchanaburi’deki garnizonlardan destek kuvvetler başkente yığıldı. Devlete ait altı televizyon kanalıyla radyo istasyonlarında vatansever marşlar çalınmaya başladı.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sondhi Boonyaratkalin’in imzaladığı bildiri kısa süre sonra halka duyuruldu. Bildiriye göre, Başbakan Thaksin Shinawatra görevden alındı, 60 yıldır tahtta olan Kral Bhumibol Adulyadej’e bağlı yeni bir düzen kurmak üzere ordu hükümetin tüm yetkilerini elinde topladı. Kral ile birlikte hareket edecek "İdari Reform Konseyi," sıkıyönetim ilan ederek 1997 tarihli anayasayı yürürlükten kaldırdı.

BAKANLAR TUTUKLANDI

Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra, darbe haberini aldığında New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaydı. Thaksin, ilk iş olarak Genelkurmay Başkanı Sondhi’nin görevden alındığını açıkladı.

Hükümet sözcüleri "Darbe başarısız olmuştur" açıklamasını yapsalar da, Bangkok yavaş yavaş ordunun eline geçti. Başbakan Thaksin, BM’de bugün yapacağı konuşmasını bir gün önceye aldı. Uzmanlar, orduda Thaksin’i destekleyen generallerin sessiz bir toplantı yaptığını, fakat kontrolün tamamen Sondhi’ye bağlı güçlerde olduğunu belirtiyor. Thaksin’e yakın olan başbakan yardımcısı ve bakanlar da tutuklandı.

MÜSLÜMAN ORGENERAL

Çoğunluğu Budist olan Tayland’ın ilk Müslüman kara kuvvetleri komutanı olan Sondhi’nin düzenlediği askeri darbenin arkasında, geçtiğimiz aylarda birçok yandaşının Başbakan Thaksin tarafından ordudan uzaklaştırılması yatıyor. Sondhi, daha önceki darbe girişimlerinin başarısızlığından ders alarak askerlerin kışladan çıkmasını yasakladı ve kamuoyuna, "Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı üzgünüz" mesajı yolladı. Direnişle karşılaşılmadan iktidarı ele geçirdiklerini açıklayan darbeci Orgeneral Sondhi, halka işbirliği çağrısında bulundu.

Darbenin ardından kralı ziyaret eden Sondhi, Tayland’ın anayasal monarşisine yakınlığıyla tanınıyordu. Adı yolsuzluk skandalları ve görevi suistimal ile anılan milyarder işadamı Başbakan Thaksin aleyhine binlerce Taylandlı, henüz birkaç gün önce gösteri yapmıştı.


Alıntı ile Cevapla
  #39  
Eski 20-09-2006, 07:41
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

AB hayır derse senaryosu!

Financial Times: Türkiye AB’ye alınmazsa İslamcılar güç kazanır, ordu darbe yapabilir

20.09.2006

İngiltere’de yayınlanan saygın ekonomi ve politika gazetesi Financial Times, “bazı batılı diplomatların” gözlemlerine dayanarak, Türkiye’nin AB’den ret yanıtı alması halinde iç politikanın daha radikal bir İslami çizgiye yönelebileceğini, böyle bir durumda da ordunun tekrar bir darbe yapabileceğini öne sürdü. Financial Times Dış Haberler Servisi’nin başyazarı Gideon Rachman’ın kaleme aldığı “Boğaz’ın Kıyısında Medeniyetler Çatışması” başlıklı yazıda, “Türkiye’nin AB başvurusunun başarıyla sonuçlanacağı garanti değil, ama başarısızlıkla sonuçlanacağının garantisi de yok” ifadeleri kullanıldı. Daha önce de Economist dergisinde yazan Rachman tartışma yaratan makalesinde şu ifadeleri kullandı:

AKP hükümeti genellikle ‘ılımlı İslamcı’ diye nitelendiriliyor. Bazı Batılı diplomatlar, Avrupa’dan gelecek bir ret yanıtı nedeniyle Türkiye’nin dış politikada Arap dünyasına dönmesinden, iç politikada da radikal İslami çizgiye gitmesinden endişe ediyor. İşte böyle bir durumda kendini laikliğin garantisi olarak gören ordu bir darbeye kalkışabilir.

Türkiye’nin istikrarsızlığı Avrupa için de tehlike taşıyor. AB liderleri için Türkiye’nin uzun vadede çekici bir AB ortağı haline geleceği şeklindeki görüşü de ortadan kaldırabilir. Bu tıpkı bir adama, ‘Nişanlın şu anda delirmenin eşiğinde. Onunla hemen evlen yoksa ruhen tamamen çöker’demeye benziyor. Tabi ki bu adam da nikah masasına geldiğinde tereddüt eder. Siyasi mantık uzun süreli bir nişanlılığa işaret ediyor.

TÜRKLER NE HİSSEDER?
Türkiye AB’ye hiç katılmasa bile, müzakereler Türkiye’yi daha özgür ve daha zengin hale getiren reformları körüklüyor. Peki 10 yıl süren bir müzakere sürecinin ardından üyelik başvuruları Fransa ve Avusturya’da yapılacak referandumlarla bloke edilirse Türk halkı ne hisseder?

Tabi ki ülkenin İslam’la olan ilişkisini belirleyecek olan, Brüksel’den gelecek dış baskılar değil, Türkiye içindeki derin sosyal güçler olacaktır. Avrupa yanlısı Türkler’in umutsuzluğa düşmesi için çok erken olması, AB yolunda iyi bir koz. Türkiye’nin başvurusunun başarıyla sonuçlanacağı garanti değil ancak Türkiye üyeliğin peşinden gitmenin çıkarına olduğunu düşündüğü sürece, görüşmeleri sürdürmek Avrupa’nın da çıkarına...


Alıntı ile Cevapla
  #40  
Eski 20-09-2006, 07:50
darius darius bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jul 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 272/64
0 Mesaj ına 1642 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

LIBERALS AND NATIONALISTS IN TURKEY FACE OFF AGAIN OVER FREEDOM OF SPEECH
Nicolas Birch 9/19/06

A prize-winning Turkish novelist is scheduled to stand trial September 21 on charges of belittling Turkishness. The case is the latest in a string of prosecutions pitting liberals against nationalists in this European Union candidate country.

Elif Shafak’s The Bastard of Istanbul has topped Turkish bestseller lists since it was published in March, winning critical praise for its portrait of the friendship between two girls, an Armenian-American and a Turk. But the work’s direct treatment of the mass murder of Ottoman Armenians in 1915 has also attracted the attention of Kemal Kerincsiz, the nationalist lawyer whose rise to prominence as an opponent of free speech has paralleled Turkey’s EU accession process. Kerincsiz has figured prominently in a number of high-profile free speech cases, including the prosecution last December of Orhan Pamuk, Turkey’s best-known author. [For background see the Eurasia Insight archive].

In Shafak’s case, Kerincsiz’s gripe is not with something she said, but with comments made by characters in her book. Sitting in his cramped central Istanbul law office, the soft-spoken Kerincsiz doesn’t take long to find one of the passages that offended him.

"I am the grandchild of genocide survivors who lost all their relatives at the hands of Turkish butchers in 1915," he reads, quoting Dikran Stamboulian, a minor Armenian character. "There’s plenty more where this came from," he adds. Turkey and Armenia have long disputed the tragic events of 1915, when over one million Armenians perished amid the upheaval of World War I. Armenians insist that the actions of Ottoman Turkish forces constituted genocide. Turkish leaders steadfastly deny this. [For additional information see the Eurasia Insight archive].

Shafak is being prosecuted under Article 301 of the Turkish Penal Code. Facing a possible sentence of three years if convicted, she is fully aware of the seriousness of her situation.
"Until recently, I took comfort in the fact that nobody had ever been convicted under [Article] 301," she said. "Then, in June, a higher court confirmed [the Turkish-Armenian journalist] Hrant Dink’s six-month suspended sentence. That’s terrible news for him, and it could constitute a precedent for me."

Shafak gave birth to her first child on September 16 and has yet to decide whether to attend her trial. "She wants to be there to defend herself against these ridiculous charges," her husband, Eyup Can, said on the phone from the Istanbul hospital where his wife is recovering from a caesarean section. "The doctors are opposed, and so am I, to be honest."

He hasn’t forgotten the scenes outside the Istanbul courthouse where Orhan Pamuk was tried last December. Nationalists smashed the novelist’s car windshield and attacked his supporters as the police looked on.

A similar welcome could be in store for Shafak. For weeks, a website belonging to Kerincsiz’s nationalist group has called on "patriots" to turn out in opposition to the "newly-chosen princess of capitulationist intellectuals."

"I oppose all violence," Kerincsiz said, "but if you call somebody’s grandfather a butcher, there is no telling what reactions will be."

"It’s an invitation to a lynching," ripostes newspaper editor Ismet Berkan, another victim of the nationalist lawyer’s attention. "Let’s hope the police are prepared."

If the language in the debate over Shafak’s novel is violent, it’s ultimately because this trial is symbolic of a much deeper struggle going on in Turkey. For nationalists like Kemal Kerincsiz, the clash of civilizations is real, and Turkey, a Muslim country, belongs with the East. What the European Union is trying to do, he claims, is "strip away our Muslim and Turkish identity."

Those like Shafak who support Turkey’s integration into Western economic and security structures, Kerincsiz says derisively, are "world citizens, half-Turks."

Though intended as an insult, Kerincsiz’s comment doesn’t seem to offend the Strasbourg-born Shafak, who has spent much of her life outside Turkey. Both in her life and her work, she is an enemy of easy categorizations. "My ideal is cosmopolitanism, refusing to belong to either side in this polarized world," she says in her perfect English. This attitude helped prompt her to agree to serve as a columnist for a religious newspaper, a move that generated considerable criticism.

"Too many people see the world in black and white, us and them. That’s wrong. Ambiguity, synthesis: these are the things that compose Turkish society, and that is not something to be ashamed of," Shafak said.

It remains to be seen which side will win the debate. Few take Kerincsiz’s claim as the voice of the Turkish people seriously – even the country’s ultra-nationalist political party has been put off by the violent actions of his supporters.

But nationalism has traditionally proven a powerful force in Turkish politics. And a growing sense among Turks that Brussels is just playing with Ankara over the accession issue has played into the hands of people like Kerincsiz.

"Turkey has been changing rapidly over the past five years, but it hasn’t yet reached the point of no return," says political analyst Umut Ozkirimli. "These are critical times."



Editor’s Note: Nicolas Birch specializes in Turkey, Iran and the Middle East.

Posted September 19, 2006 © Eurasianet
http://www.eurasianet.org


Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:20 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce