Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Medya Yorumları - Sayfa 4 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Medya Yorumları
Konudaki Cevap Sayısı
741
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
443102

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #31  
Eski 18-05-2007, 14:24
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Thumbs up Sözün özü

Çok güzel bir yazı, aktardığınız için teşekkürler Üstat.
Alıntı ile Cevapla
neron kullanıcısına teşekkür edenler
janus (19-05-2007)
  #32  
Eski 19-05-2007, 08:31
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Şimdi sen, haşemayı bikiniyi falan bırak kardeşim, hikâye anlatma, cevap ver...

Neden sattınız memleketi?

Taşını toprağını kastediyorum, neden sattınız? Bu onurlu milletin dişinden tırnağından arttırıp, yaptığı fabrikaları neden sattınız elaleme? Limanları neden sattınız?
Ne telefon kaldı, ne banka.
Diyordunuz ki, " devletin paraya ihtiyacı var, ondan sattılar, biz de ondan alkışladık..."
O zaman neden, 200 milyar dolar olan borcumuz, bunca satışa rağmen, ikiye katlandı, 400 milyar dolara çıktı?
Nerede bu para?
Kimdir bu Ofer?
Hadi, Başbakan'ın arkadaşıdır, kefil olur... Siz niye kefilsiniz El Kadı'ya?
Madem ekonomi rayında...
O halde neden, dünyanın en yüksek faizini biz ödüyoruz? Neden dünyanın en pahalı benzinini biz kullanıyoruz?
Kıbrıs'ta neden "yes be annem" diye bağırdınız? Neden KKTC aleyhine oy kullanılması için "press" yaptınız? Denktaş'ı sevmiyorsunuz, anladık... Papadopulos'u neden bu kadar seviyorsunuz?
Şehitler "kelle" mi?
Yurtseverler "kafatasçı" mı?
Barzani babanızın oğlu mu?
Kafamıza çuval geçirdi adam, çuval...
İnsanda biraz haysiyet olur.
Neden hâlâ Amerikan elçiliğine gidip, baş başa kaynatıp, talimatları alıp, sonra da köşenizde, "Irak'a girmemiz çok yanlış olur" diye yazıyorsunuz?
Sana soruyorum, iri kıyım, gözlüklü...
Bu senin fikrin mi, elçinin fikri mi?
Neden kıydınız çiftçiye?
Pancarcı, pamukçu, tütüncü, fındıkçı, portakalcı kan ağlıyor. Tarlaları gitti, bahçeleri gitti, traktörleri gitti, hapse giriyorlar hacizden... Ne geçiyor elinize? Ziraat Bankası satılırsa, sizin payınıza ne düşecek?
Okurdan utanmıyorsun, anandan babandan utan bari... 300 lira, 400 lira maaşla hayatta kalmaya çalışıyor emekli...
Oğlu işsiz, kızı işsiz, kendi işsiz babalar var bu ülkede... Yok mu? Ha bi defa da bunları yaz, eline mi yapışır?
İşçi? Memur? Ya esnaf?
Daha dün çöplükten marul toplarken otomobil altında kaldı 6 tane evladımız...
Senin o fonlarından para aldığın Belçika'nın çocukları böyle mi yiyor Brüksel lahanasını?
Patronunu soyuyorsun, köşende bedavadan özel hastane reklamı yapıyorsun alenen... Sana göre hava hoş. En son ne zaman gittin SSK hastanesine? Kalemini sattın, vicdanını da mı sattın? Görmüyor musun, doğduğu için rehin kalan bebeleri?
"Fakir fukaraya yardım yapıyoruz" ayaklarıyla insanımızı dolandırıyorlar...
Alman polisi arıyor, bizde baş köşede.
Mehmetçik Vakfı'na küfür etmeyi biliyorsun da... Dinimizi sömüren vakıflara neden ses çıkarmıyorsun?
Filistin'i seviyorsan, İsrail neden kolunda? Iraklı'ya üzülüyorsan, İngiliz neden dostun? Salak mısın? Yoksa bizi mi salak zannediyorsun?
Başbakan'ın uçağında, bakanların uçağında kaç ülkeye gittin, gezmeye? Kaç para indirdin cebine harcırah olarak?
O maaşla nasıl oturuyorsun o villada?

Uzatmayayım...
Hatırlatmak için güzel bir gün...
Keser döner, sap döner.
"Laik-antilaik kavgası varmış gibi" göstererek, işin içinden sıyrılamazsın.
Hedef saptıramazsın...
Bu sorulara cevap vereceksin en önce.

YILMAZ ÖZDİL SABAH 19 Mayıs 2007
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
janus (19-05-2007), meraklı (19-05-2007), neron (21-05-2007), Ramo (19-05-2007)
  #33  
Eski 04-06-2007, 22:11
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı basit hesap

Paramızı bize verip faiziyle her şeyimizi alıyorlar



Bankalar ve Merkez Bankası dahil döviz rezervimiz, 11 Mayıs itibariyle 112 milyar 798 milyon dolardır. Bu paranın içinden efektif olarak tuttuğumuz bölüm hariç, yaklaşık 112 milyar dolarlık bölümünü yabancı bankalara yüzde 4 faizle yatırırız. Bu işten zararımızı, yukarıdaki rakamlardan siz hesaplayın.
Yabancılar bizden aldıkları 112 milyar doların, 80 milyar dolarını Hazinemize ve borsamıza sıcak para olarak yatırır; bizim paramızla havadan yüzde 22 faiz alırlar. 112 milyar doların ne kadarının mevduat alınan ülkeye yatırılacağına ise, rating (değerleme) şirketleri karar verirler. Buna, "ülke riski" denilir.
Bu hükümet geldikten beri bu yolla, sıcak paraya yaklaşık 90 milyar dolar faiz ödedik. İşte bu faizlerle, yani hiç para koymadan yabancılar bankalarımızı ve diğer önemli kuruluşlarımızı satın aldılar. Almaya da devam edecekler. Bu nedenle, ülkemize rekor derecede yabancı yatırımcı geldi.
Küresel sermaye, bu yolla hiç sermaye koymadan, Türkiye'de ve gelişmekte olan diğer ülkelerde iyi para kazanıyor. Bu yüzden, bizim gibi ülkeler hep "gelişmekte" ama "gelişmiş" değil.
Yabancıların AKP'yi neden destekledikleri belli değil mi?

ytoruner@milliyet.com.tr
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
zumbul (05-06-2007)
  #34  
Eski 05-06-2007, 09:02
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Frown

http://www.sabah.com.tr/ozdil.html

Yılmaz Özdil....

Sabırla mücadele koordinatörü...
24 Eylül, 1 şehit.
29 Eylül, 1 şehit.
13 Ekim, 2 şehit.
14 Ekim, 1 şehit.
16 Kasım, 2 şehit.
23 Kasım, 1 şehit.
5 Aralık, 3 şehit.
7 Aralık, 1 şehit.

21 Aralık, Başbakan, New York'ta verdiği demeçte, "sabrımızın sınırı var" dedi.

27 Aralık, 1 şehit.
16 Ocak, 1 şehit.
7 Şubat, 1 şehit.
9 Mart, 3 şehit.
23 Mart, 3 şehit.
7 Nisan, 6 şehit.
8 Nisan, 4 şehit.
9 Nisan, 1 şehit.
16 Nisan, 1 şehit.
21 Nisan, 1 şehit.
23 Nisan, 2 şehit.
25 Nisan, 1 şehit.
26 Nisan, 1 şehit.
27 Nisan, 2 şehit.
3 Mayıs, 2 şehit.
5 Mayıs, 2 şehit.
12 Mayıs, İzmir Bornova...
1 vatandaşımız ölü, 4 yaralı.
15 Mayıs, 2 şehit.
18 Mayıs, 1 şehit.
22 Mayıs, Ankara Ulus...
6 vatandaşımız ölü, 121 yaralı.
24 Mayıs, 8 şehit.
26 Mayıs, 1 şehit.
29 Mayıs, 1 şehit.

30 Mayıs, Başbakan, NTV'ye verdiği demeçte, "Sabrımız taştı, taşıyor, bunların hepsi söylenir tabii. Zaten sabrın taşmaması diye bir şey yok ki... Her şehidin gelmesi, sabrın boyutunu adeta test ediyor" dedi.

1 Haziran, Bingöl...
5 vatandaşımız ölü, 6 yaralı.
4 Haziran, 7 şehit.
Alıntı ile Cevapla
  #35  
Eski 05-06-2007, 12:09
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Paradoks

http://www.sabah.com.tr/2007/06/01/h...318F6B22B.html


Barzani orda değil, burda
Barzani'ye kızan kim?
Biz.

Barzani'nin Süleymaniye Üniversitesi'ni kim yapıyor, yurtlarıyla, kampüsüyle?
Biz.
Otoyolunu?
Biz.
Erbil Havaalanı'nı?
Biz.
Süleymaniye Havaalanı'nı?
Biz.
Barzani'yi Türk askerine karşı koruyacak olan North Sector Amerikan Üssü'nü?
Biz.
Amerikan Elçiliği binasını?
Başbakanlık binasını?
İçişleri Bakanlığı binasını?
Kültür Bakanlığı binasını?
Merkez Bankası binasını?
Biz.
Barzani'ye elektriği veren kim?
Biz.
Erbil içme suyu şebekesini?
Taktak petrol tesislerini?
Tuz Kefire arıtma tesisini?
Biz.
Hastanelerini, köprülerini, otellerini, spor salonlarını, konferans salonlarını, enerji iletim hatlarını, kanalizasyonlarını, akaryakıt tesislerini, caddelerini, alışveriş merkezlerini?
Biz.
Sütü makarnası, deterjanı yağı, peyniri çikolatası, kimin kapısından gidiyor?
Bizim.
Çekiçini çivisini, çimentosunu demirini, lastiğini ampulünü, ne lazımsa, kim veriyor?
Biz.
"Ne güzel işte, para kazanıyoruz" diye, yapılan her katkı, kurşun olarak, mayın olarak, ay yıldızlı tabut olarak kime dönüyor?
Bize.
Bu işleri yapmak için gidenler, kimin hükümetinden izin alıyor, gideyim mi diye?
Bizim.

Barzani'ye kızan kim?
Biz.

O tarafa sınır ötesi harekat, şart.
Bu tarafa sınır içi harekat, daha şart.

Yılmaz Özdil
Alıntı ile Cevapla
neron kullanıcısına teşekkür edenler
flz (05-06-2007), Ramo (05-06-2007)
  #36  
Eski 12-06-2007, 19:48
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Post Töbe töbe

Ordu ve çıldırma… / Ahmet ALTAN


Geceyarıları garip bir dille yazılmış muhtıraları internet sitesine koyma tuhaflıkları…


Cumhurbaşkanıyla ve başbakanla görüşüp Milli Güvenlik Kurulu’nu toplayarak tartışılacak “Kuzey Irak’a müdahale” gibi önemli konuları basın toplantılarından açıklayıp, devlet kademelerinde konuşmama ciddiyetsizlikleri…


Kürt meselesi gibi olağanüstü hassas konularda halkı meydanlara davet etme kışkırtmaları…


Doğru dürüst yazmayı bile beceremedikleri anadillerine bir ömür vermiş aydınları hedef gösterme cüretkarlıkları…


Bütün bunlar, bizimki gibi bir ordu için bile fazlasıyla gayrıciddi ve disiplinsiz hareketler.


Üstelik boğazlarına kadar siyasete battıklarından bir de kendi mesleklerini unutmuş durumdalar.


Kendi askeri karakolumuzu bile koruyamıyoruz.


İki kişi geliyor, karakolu basıyor, yedi gencecik askeri öldürüp sekizini yaralıyor, ayrıca saldıranlardan biri de olay yerinden kaçmayı başarıyor.


El insaf…


Buna askerlik mi diyorsunuz?


O öldürülen çocuklar bu ordunun generallerine emanet edilmişti.


Ne oldu o emanetlere?


Kim bunun sorumlusu?


Bir ordunun üstüne vazife olmayan işlere karışacağına ciddi biçimde askerlik yapması, karakolunu koruması, çocuklarını sakınması gerekmiyor mu?


O çocukların hesabını kim verecek?


Kimse…


Onun yerine internet sitesine “ordumuzu yıpratmaya çalışıyorlar” diye klişelerle ve tehditlerle dolu bir muhtıra daha koyacaklar.


Korkutup susturacaklar.


Ölen çocukların hesabını vermeyecekler.


Bir yarbay, bir binbaşı, bir er daha uzaktan patlatılan mayınla öldürüldü.


Geçen gün Ayşe Önal’dan öğrendik ki Kuzey Irak’ta Amerikan askerleri “manyetik alanı kitleyip” uzaktan bomba ve mayın patlatmayı imkansızlaştırmış.


Bizim ordu niye bunu yapmıyor?


Niye subaylarıyla erlerini korumuyor?


Halkı sokaklara çağıracaklarına, manyetik alanı kitleyecek teknolojiyi uygulamaları gerekmiyor mu bu komutanların?


Onların işi bu değil mi?


Resmi rakamlara göre Cudi Dağı’nda 35, Gabar Dağı’nda 100 PKK’lı varmış.


Bizim binlerce asker onları yakalayamıyor.


Niye?


Bütün bunlar bizim ordu için bile normal değil.


Sanırım ordunun içinde anormal bir şeyler oluyor.


Çok tuhaf şeyler.


Ve, ordu askerliği bırakmış ülkeyi hızla bir belanın içine doğru sürüklüyor.


Manyetik alanı kitleyip dağdaki yüzeli PKK’lıyı yakalayamadıkları, karakolları doğru düzgün koruyamadıkları için ya Kuzey Irak’a yüz binlerce askerle girip içinden çıkamayacağımız bir felakete dalacağız ya da içerde büyük gösterilerle Türk Kürt çatışması yaratacağız.


Medya generallerin siyasi kavgasına amigoluk yapacağına, ordunun işlevini niye yerine getirmediğini sormazsa, bu kışkırtıcı iklim devam ederse, sonunda generallerin de, medyanın da, aydınların da, halkın da paçasını kurtaramayacağı korkunç bir kaosun içine yuvarlanacağız.


Ordunun neden bu kadar tuhaf davrandığını süratle sorgulayıp anlamak zorundayız.


Korkarım, “dönüşü olmayan” noktaya çok yaklaştık.


Ordu bu anormalliklerini biraz daha sürdürürse Türkiye tarihinde yaşamadığı ölçüde bir karmaşa yaşayacak.


Doların fırlaması, ekonominin çökmesi, iflaslar, işsizlikler, sefaletler değil yalnızca bizi bekleyen, büyük iç çatışmalar, diktatörlük çekişmeleri, blok değiştirme çabaları, savaşlar da epeyce karanlık geleceğin içinde bizi bekliyor.


Yaşadığımız sorun, şu parti ya da bu parti, şu siyasi davranış ya da bu siyasi davranış anlaşmazlıklarının çok ötesinde ve çok daha derin bir sorun.


Sorun ordunun içinde.


Bizi korkunç bir karmaşaya sürükleyen bu çıldırma halinin gerçek nedenini bulup düzeltemezsek…


Bu ülke, bir daha içinden çıkamayacağı kanlı bir kuyuya düşecek.


Herkesin hayatı söz konusu.


Herkesin…



Minik Benzetme : Sanki Osmanlı yazarları Atatürk Samsun'a gitmesinin ardından yazdıkları yazıları hatırlattı...Kaçıncı meşrutiyetti acaba ?? Ali Hoca'm kesin biliyordur....
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (13-06-2007), coser (13-06-2007), dentist (13-06-2007), dohol (12-06-2007), Ramo (12-06-2007)
  #37  
Eski 12-06-2007, 20:36
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Kırmızı

Kırmızı yada Beyaz çizgiler koyup sonra üzerine soğuk su içen bir devlet erki var iken.Namı değer Türkülere gark olmuş,anlı şanlı diyarbakır kalesinin burçları BOP yada benzeri bir takım ucu acık plan ve projelere konu olur iken.Yine bu ilimizin belediye başkanı çıkıp kendi ülkesini çeşitli vesilelerle küçük düşürürken.
Bir sözünde:
Kerkük e müdahale Diyarbakır yapılmış sayılır.
Gibi tuhaf tuhaf sözler eder iken.Son dönemlerde Ordumuzu kirli bir takım alanlara çekme,özde halkın gözündeki itibarını zedeleme türünden sayılabilecek girişimler olur iken.
Aylardır kuzey ıraktaki eşkiya yapılanmasının tehlikeli boyutları vurgulanıp.Acil yapılması gerekenleri tartışması gereken ülkeyi yönetenler yerine başkaları müdahil olurken.
Bir kitapçının bombalanması olayında nerdeyse ordunun en üstlerine kadar ağır bir yıpratma kampanyası bir takım gazetelerin manşetlerini süsler iken.Yine bu günlerde yine ordumuzun yıldızlılarına ağır ithamlar içeren yazılar yazılır iken.Bu yazıya daha ordu yanıt vermemiş iken Yüce Allahın takdiri iki tane komutanımız ölür iken.
İmralı ikametli,eşkiya başının demeçleri yorumları,daha öncekinden daha fazla malum tv leri gazeteleri süsleyip sus diyen çıkmaz iken.

Basiretsizlik ve politikasızlık koca ülkeyi bölgesinde yalnız bırakir iken.
ABD nin bana dokunan terörist size dokunan demokrat, felsefesine amade beylerimiz efendilerimiz eşkiyaya sayın deyip kendi şehitlerine kelle diyecek kadar küçülürken.
Ülkenin en büyüğünün oğlu çürük raporu alıp askerliğe gitmez iken.
Elbette birileri çıkıp bu ülke sahipsiz değildir diyecektir.
Dünün solcusu bugünün nesi olduğunu bilemeyeceğim kalemleri güdümlü zatı muhteremler dün yazdıkları yazılarla gençleri sürüklerkende mi güdümlüy dü diyesim geliyor..
Saygılarımla.
Alıntı ile Cevapla
Ramo kullanıcısına teşekkür edenler
coser (13-06-2007), dentist (13-06-2007), dohol (12-06-2007)
  #38  
Eski 12-06-2007, 21:29
dohol dohol bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Oct 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 187/292
54 Mesaj ına 2054 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Çok değil 2-3 yıl öncesine kadar çok demokrat düşünürdüm ya da öyle sanardım.

Ordu derdim demokrasilerde sivil iktidarın emrindedir ve ona asla karışmamalıdır.

Başörtüde isteyen istediği gibi takmalı kimse karışamamalı derdim.

Haa birde Türk devleti büyük devlettir çapulculara hatta bırakın çapulcuları hiç bir devlet ve millete pabuç bırakmaz ve bırakmamalı derdim.

Daha bunlar gibi dışarıda bakınca gerçekten doğru ama bizim memleketimizde malesef doğruluğu şüpheli şeyler söylerdimde söylerdim.

Peki bugun ne oldu? Yukarıda yazdıklarım ve diğer bir çok fikrim değişti ,televizyonda şehit yarbayın ardından selam duran ve ağlamayan ama dudaklarından anlayamadığım birşeyler dökülen o 18 yaşındaki çocuğun ardından duygularım aktı gitti.

Diyeceksinizki hepsi tamam ama Türk devletinin büyüklüğündendemi şüphelisin artık?

Eğer o yüce duygumuda bu teroristlere ve gerekli yerlere ve kişilere (anladınız siz onu) doğru dürüst bir cevap veremez ve kaybettirirlerse hakkımı helal etmiyorum .

Saygılarımla.

dohol
Alıntı ile Cevapla
dohol kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (13-06-2007), dentist (12-06-2007), Lizzy (12-06-2007), neron (14-06-2007)
  #39  
Eski 17-06-2007, 18:58
Ramo - ait Avatar
Ramo Ramo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 603/2786
438 Mesaj ına 2346 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İşte dokunulacak milletvekilleri 17 Haziran 2007

İşte dokunulacak milletvekilleri 17 Haziran 2007


ANKA

Milletvekili aday listelerine giremeyen AKP’den 33, CHP’den 15, Anavatan’dan 7, DYP’den 1 ve 3 bağımsız milletvekiline mahkeme yolu göründü.İşte o vekiller.

Haklarında dokunulmazlık dosyaları olan ve 22 Temmuz Genel seçimlerinde aday gösterilmeyen 55 milletvekiline mahkeme yolu göründü. Listeye giremeyen AKP’den 33, CHP’den 15, Anavatan’dan 7 ve bağımsız 3 milletvekiline yargı yolu açıldı.
Başbakan, bakan ve diğer milletvekilleriyle ilgili TBMM’de 22. Dönem 251 kişi hakkında dosya bulunuyor. AKP’de 83, CHP’de 34, Anavatan’da 7, DYP’de 1 ve 3 bağımsız olmak üzere toplam 128 milletvekili hakkında dokunulmazlık dosyası bulunuyor. Dokunulmazlık dosyası bulunan vekillerin seçilememesi halinde, haklarındaki dosyalar da tozlu raflardan indirilecek.

AKP’LİLERİN DOSYASI KABARIK

22. Dönem Meclis’te 251 milletvekili hakkında okunulmazlık dosyası bulunuyor. Bunlardan 83 milletvekili hakkında ki dosya AKP’lilere ait. Aralarında Başbakan Erdoğan ve bazı bakanlar bulunduğu dokunulmazlık dosyaları ve suçlar şöyle:
“Recep Tayyip Erdoğan: Görevi kötüye kullanma. Abdülkadir Aksu, Abdullah Gül: Kayıp trilyon davası kapsamında özel evrakta sahtecilik ve Siyasi Partiler Yasası'na (SPY) muhalefet. Kemal Unakıtan: Evrakta sahtecilik. Mustafa Açıkalın, Adem Baştürk: İhaleye fesat karıştırma. Mustafa Açıkalın, İdris Naim Şahin, Adem Baştürk, Zülfü Demirbağ, Selami Uzun, Mustafa Ilıcalı: İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki uygulamalarında ihaleye fesat karıştırma, cürüm işlemek için teşekkül oluşturma, emniyeti suiistimal, gerçeğe aykırı beyan. Adem Baştürk, Nevzat Pakdil, Mustafa Açıkalın, Hüseyin Besli: Nitelikli zimmet. Erol Tınaztepe: Tedbirsizlik, dikkatsizlik, yaralamaya sebebiyet verme. Fahri Çakır: Bina yıkılmasına ve ölüme neden olma. Adem Baştürk: Görevi kötüye kullanma. Vedat Melik: Evrakta sahtecilik. Emin Tutan, Ali Temmur: Kayıp trilyon davasında evrakta sahtecilik ve SPY'ye muhalefet. Mustafa Eyiceoğlu: Görevde keyfi muamele, adli görevi ihmal. Hanefi Mahçiçek: Görevi kötüye kullanma. Asım Aykan: Görevi kötüye kullanma. Mehmet Erdemir: Müessir fiil ve hakaret. Ahmet Koca: Yetkili mercilerin emirlerine riayetsizlik. Mehmet Salih Erdoğan: Müessir fiil. Akif Gülle: Devlet ihalesi Yasası'na aykırılık. Mahfuz Güler: Görevi kötüye kullanma, resmi evrakta sahtecilik. Ali Sezal: Yıkım kararını uygulamamak. Metin Kaşıkoğlu: Avukatlık görevini kötüye kullanmak. Hüseyin Ordu: Görevli memura hakaret, İbrahim Köşdere: Yedieminlik görevini kötüye kullanma. Adem Baştürk, Nevzat Pakdil: Zimmet. İdris Naim Şahin: İhaleye fesat. Mehmet Sekmen: Usulsüz arsa tahsisi. Mustafa Çakır: Çek Yasası'na muhalefet. Mustafa Ilıcalı, Adem Baştürk: Görevi ihmal. Müfit Yetkin: Evrakta sahtecilik.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6725637.asp?gid=180
Alıntı ile Cevapla
  #40  
Eski 18-06-2007, 16:45
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Talking AB mi hadi canım sende !!

AHMET ALTAN

Askeri çöplük...

Şu günlerde insanlar birbirlerine “allahaısmarladık”, “güle güle” yerine “aman dikkat et,” diyorlar.

“Dikkat et….”

Böyle diyorlar çünkü herkes biliyor ki kendi iktidarlarını ancak kanlı bir karmaşanın içinden çıkartabilecek olanlar, yeni suikastlerden ve yeni katliamlardan medet umuyorlar.

Birilerini öldürecekler.

Türkiye’nin sakin ve düzenli bir ülke olmasına izin vermeyecekler.

Tam herkesin “birileri öldürülecek” tedirginliği yaşadığı günlerde, Amerika’da Türk Ordusu’ndan da iki generalin de katıldığı bir “beyin fırtınasında,” İstiklal Caddesi’nde büyük bir bombalamanın ve Anayasa Mahkemesi eski başkanını hedef alan bir suikastin gerçekleşmesini konu edinen bir “senaryo” tartışılıyor.

Senaryoya göre, PKK bu saldırıları üstlenmiyor ama kamuoyunda bu işi PKK’nın yaptığı inancı “yaratılıyor.”

Ve Türk ordusu Kuzey Irak’a giriyor.

Bu tartışmanın en ürkütücü yanı ise, “ya Amerika PKK liderlerini yakalayıp Türkiye’ye teslim ederse” sorusuna ortaklaşa “sakın ha” diye cevap verilmesi.

Bu senaryoya katılanlar, PKK liderlerinin teslimine karşı çıkıyorlar çünkü bu gelişme “AKP’nin işine” yararmış.

Anlaşılan tarafgirlik o hale gelmiş ki seçimle işbaşına gelmiş bir sivil hükümetin işine yarayan bir gelişme olmasın diye PKK’nın varlığına razılar.

Çünkü şu sırada bir “darbe”nin ya da askeri bir rejime giden yolu açacak olan sıkıyönetim ilanının tek dayanağı PKK’nın varlığı.

Düşünsenize, PKK olmasaydı darbe isteyen cuntacılar ne yapardı?

Ellerinde hiçbir koz kalmazdı.

O yüzden “aman” diyorlar, “sakın PKK’ya dokunulmasın.”

PKK, Kürt halkına nasıl bir yararı olacağı kimse tarafından anlaşılamayan ve açıklanamayan mayınlı saldırılarını sürdürsün.

Sürdürsün ki askeri bir yönetim için elde bir koz bulunsun.

Amerika’daki “fırtınacılar” kitleleri hedef alan “bombalamaları” tartışırken İstanbul’da eski bir astsubay, ordu malı el bombaları ve TNT kalıplarıyla yakalanıyor.

Eski astsubay, emekli askerlerin kurduğu bir “güvenlik şirketinin” de elemanı.

Ele geçirilen bombalar, Danıştay baskınını gerçekleştiren ekibin Cumhuriyet Gazetesi’ne düzenlediği saldırıda kullandıkları el bombalarıyla “aynı seriden.”

Polisler, eski astsubaya bombaları nereden bulduğunu soruyorlar.

O da, “askeri bir çöplükte” bulduğunu söylüyor.

Askeri bir çöplük.

Darbe isteyen cuntacıların bulunduğu bir ülkenin tarifi gibi…

Şimdi bütün bunları birada düşünün.

“PKK’ya dokunulmasın” talepleri, “bombalama” senaryoları, emekli askerlerin zulalarında bulunan bombalar.

Belli ki Türkiye’yi seçimlerden önce kanlı bir kıyma makinesinden geçirecek, insanları öldürecek bir “senaryo” akıllarda dolaşıyor.

Bu işlerde kullanılması muhtemel bombalar da “askeri çöplüklerden” çıkarılıyor.

Bu senaryoda hedef AKP gibi gösteriliyor.

Ama hedef AKP değil.

Hedefin AKP gibi gözükmesinin tek nedeni, bu partinin bütün hatalarına rağmen bu ülkede hala Avrupa Birliği’ni savunan tek parti olması.
Avrupa Birliği’ni savunan hangi parti iktidarda olsaydı, hedef o olacaktı.

Çünkü amaç, AKP’yi devirmek değil, bu “mazereti” AKP düşmanı masum Kemalistlerin aklını çelmek için kullanıyorlar.

Amaç, Avrupa Birliği üyeliğine, özgürlüğe, zenginliğe ve demokrasiye giden yolu kesmek…

Türkiye’de bir darbe rejimi kurmak… Bütün ülkeyi, içinden bombaların, ölümlerin, sıkıyönetimlerin, darbelerin çıktığı büyük bir “askeri çöplük” yapmak.

Minik Bakış : Vayy Hem Özgür Hem Zengin Hem de Demokrasi oluşacak ama Asker CHP DYP ANAP TİTKO MİTİKO SELAMET ALAMET hatta Kürtlerimiz de İSTEMİYOR AB yi... TEK İSTEYEN ALTAN lar ve AKP ..Vay Bee.. Aydın olmak ve Aydınlatıcı olmak.....
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
dentist (18-06-2007), Gozlemci (19-06-2007), janus (18-06-2007), neron (22-06-2007), Ramo (18-06-2007)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:27 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce