Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Yaşanılmaz ülke Türkiye. - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > Gözlem-Tespit
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Yaşanılmaz ülke Türkiye.
Konudaki Cevap Sayısı
49
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
28605

 
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #1  
Eski 12-03-2007, 06:56
nedo - ait Avatar
nedo nedo bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 121/121
35 Mesaj ına 392 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yaşanılmaz ülke Türkiye.

Alıntı:
İddiaya göre, eniştesi Bahadır Keskin'in de içinde olduğu otomobili kullanan Akın Alabur ağır şekilde seyrediyordu. Doğan da yol isteyince, el kol hareketleriyle başlayan gerginlik tırmandı. Alabur ve Keskin, otomobili Doğan'ın aracının önüne çekerek durdu. Çıkan kavgada Bahadır Keskin bıçağını çekti. Ardından saldırganlar, İbrahim Doğan'ı denize atarak kaçtılar.

Doğan'ın eşi polis karakoluna yardım çağırmak için giderken, Soncay Doğan da çırpınan kardeşine yardım için soğuk denize atladı. Ağabeyini kolundan tutan Soncay Doğan bir süre akıntılarla boğuştu. Ancak gücü tükenince kendini bıraktı. Bu sırada olay yerinden geçen sporcu Ferit Can da iki kardeşi kurtarmak için suya atladı. Ancak onun çabaları da sonuç vermedi. Yaklaşık bir saat süren çabaların ardından İbrahim Doğan'ın cesedine ulaşıldı. Boğaz'a sürüklenen Soncay Doğan'ın cesedi ise sabah yeniden başlatılan arama çalışmaları sırasında bulundu.

Bu satırlar bugün alacağınız Milliyet Gazetesi'nden. Aynı şekilde şunlar da öyle;

Alıntı:
Türkiye son bir ay içerisinde açık kanalizasyon çukuruna dördüncü kurbanını verdi. İstanbul'da Dilara Dumru (5), Kocaeli'nde Tuğçe Özbilgili (2), Ağrı'da da Cem Yıldız'ın (5) ardından dün de Adana'da Tayfun Kuzu (6) onarım için kazıldıktan sonra ağzı açık bırakılan kanalizasyon çukuruna düşerek hayatını kaybetti.

Gene bir haber sitesinde, son bir kaç yılda yaşları 8 ila 10 arasında değişen 100 kadar çocuğa tecavüz ettiği öğrenilen bir sapığın yakalandığını okudum dün. Ailelerin sadece 10'u şikayet etmiş polise.

Hergün yaklaşık 20 kadar tecavüz haberi düşüyormuş ajanslara ve bu, polise gidenlerin sadece %30'u imiş. Yani her gün 70 vaka polise başvuruyor. Bu yukarıdaki sapığın durumu baz alınırsa, polise başvuranlar da tecavüz edilenlerin %10 u. Yani ülkemizde günde ortalama 700 tecavüz vakası yaşanıyor.

Polislerimiz, polis olamayacak kadar şişman, yaşlı ve eğitimsiz. "Organize İşler" filminde dolandırılan aile deki anne, "Sadece biz masumlar polisten korkuyoruz nedense" diyor. Ne kadar anlamlı değil mi?

Mahkemelerimiz, tecavüzcüleri, katilleri aramıza salıyor. Davalar uzuyor, gerekli cezalar verilmiyor.

Psikologlara sorarsanız; Egomuz, Törelerimiz, Kültürümüz. Artık ne derlerse desinler, bu sorunların asıl temeli, "Kaybedecek birşeyleri olmayan insan" fazlası. Ertesi gün gideceği iyi getirisi olan bir işe sahip yada üniversitenin 3. senesinde mühendis olacak bir genç olmuyor bu olayların zanlıları.

"Gene de bunlar kötü yanları abartma" diyorsan eğer yazımı okurken. Bir de şu satırları oku;

Alıntı:
Sene 2000, 16 yaşındayım, o gün olduğumuz öss denemesi'nin sorularını kontrol etmek için arkadaşımın evine gidiyorum. 3 kişi yolda göz göze geldiğim için beni çeviriyor. Hemen yakınlardaki tren yolunun yanına, çalılıklara götürüyorlar. "Bizim kızı senmi tavladın?" diyorlar, "Hayır" diyorum. Kısa boylu olan, en çok soruna yatkın olanlarına dönüyor: "Bu mu o, eminmisin?" diyor. "Evet evet bu" diyor o'da. "Hayır" diyorum "tanımıyorum hiç birinizi." Yarım saat süren tartışmanın ardından sigara veriyorlar. Sigar içiyoruz.

Çok geçmeden kısa boylu olan gümüş, üzerinde gül deseni olan bir silah çıkarıyor. "Bak olum, aranıyoruz zaten biz, söyle sensen" diyor bana. "Kaçarsan eğer sırtından vururum, 2 metre gidemezsin" diyor. Gayet soğukkanlıyım. Aslında o kadar ki ben bile şaşıyorum bu duruma. Bir yarım saat de psikolojik savaş veriyorum. En sonunda bir şekilde bırakmalarını sağlıyorum beni. Şans mı yaşıyor olmam bilemiyorum. Bu hatıra aklıma 10 kere ya geldi ya gelmedi şimdiye kadar. Eğer o çocuk silahı göüsüme tutarken tetiğe basmış olsa, şimdi burada olmayacaktım. Bu kadar ucuz mu insan hayatı?

Bunlar benim o seneki notlarımdan, KENDİ yaşadıklarım.

Gene geçen sene E-5 Kozyatağı üstünde sebebini anlamadan 90 model tanus'u ile iki maganda yolumu kesmeye çalıştı, camdan sopa ve döner bıçağı çıkardılar, küfürler ettiler dakikalarca sıkıştırdılar. Bu olay yaşanırken yanımda kız arkadaşım da vardı. Yavaşlayıp uzaklaşmalarını sağlamak için frenlerken arkamdaki ticari araç şöförü yürüsene diye bağırarak kornaya basıyordu. O anda içimdeki duyguları; Kin, Nefret ve Öfke kelimeleriyle yazıya dökebilirim ancak. 2 hafta kadar bu yaşadığım aklımdan çıkmadı. Duygularımı anlatmam mümkün değil. Evet belki yaşıyor olmam bu sefer de arabadan çıkmama bağlı?

1 hafta önce gece 2 de sinemadan gelirken eski model bir mercedes takıldı peşime. 4-5 sokak takip ettiler. En sonunda evimin yakınlarında ara sokağın birine park edip kontağı kapatarak saklandım. Göremediler ve bir iki tur atıp gittiler. Muhtemelen araçtaki 4 kişide sarhoştu.

Bunlar başıma gelenlerin bir kaçı. Yakınlarımın başına gelenler, haberlerde hergün gördüklerim... Gece 12'de bir avrupa ülkesinde metro'dan çıkıp otelinize yürürken, dilini bilmeseniz, sokakları tanımasanız da en ufak bir ürperti yaşamaz, korkmaz ken... Kendi doğduğunuz ülke onlarca senedir yaşadığınız şehir... Gündüz vakti... Sizin memleketiniz... Yaşanılmaz ülke Türkiye.
__________________
Biyografi - Paris
Alıntı ile Cevapla
nedo kullanıcısına teşekkür edenler
aktie (17-03-2007), bikmisbroker (16-03-2007), chem73 (12-03-2007), dentist (12-03-2007), Emin (15-03-2007), halo (13-03-2007), iugur (12-03-2007), janus (20-03-2007), Lizzy (12-03-2007), meraklı (12-03-2007), never (18-08-2007), nomeames (12-03-2007), selchuk (13-03-2007), ŞEN (16-03-2007)
 


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster
Otomatik Konu Okuma Modu Otomatik Konu Okuma Modu

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:14 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce