|
#1
|
||||
|
||||
Zoraki Kahraman Yaratmak
Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş kalkmış bayram değil seyran değil insanların biraz nefes alması için dinlendikleri Göztepe Parkı’na cami yapmaya kalkıyor. Beş on kişinin birbirinin (...) koklasın diye cami yapacağınıza hastane ve okullar yapın. Taksim’e cami yaptırma sendromu yaşayan bazı yaratıklar melunluklarını devamlı sürdürüyorlar. Milleti din perdesi altında uyutup keyfinize bakacağınıza evvela dine karşı saygılı olun. Sayenizde Türkiye fahişe pazarı, nataşalar cenneti ve ruhsatlı fuhuş merkezi oldu.
Fethi Dördüncü Kaynak : Zaman Gazetesi (!!!!) |
#2
|
||||
|
||||
Mazluma karşı mazlumu oynamak.
Tayyip Erdoğan da mescitli Ana isimli uçağında işe yaramayan birtakım yalakalıkları ile dünya seyahatlerine çıkıp düğün davetiyelerini bile kendi eli ile dağıtmaktadır. 1998 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı sırasında Tayyip Erdoğan bu şiiri kendi art düşüncesini katarak ve işini gücünü İstanbul’da bırakıp Siirt’e ortada fol yok yumurta yok iken ‘Muhammet, din elden gidiyor. Açın cihat bayrağınızı, tekbir sesleri ile Cumhuriyet’i yıkalım. Hilafeti getirelim’ demek isteyen bu adam, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlığını yapan bir vatan hainidir. Tayyip inkar ediyor, ben Türkiyeliyim diyor, ne buyrulur buna? Nüfus kayıtları da Rize ilinin vakti ile Pontus köyü olan PİLİHOS köyünden olduğuna göre ya Pontuslu bir Rum veya Laz’dır. Hilafeti hortlatmak çabasında.”
Fethi Dördüncü Kaynak : Zaman Gazetesi (!!!) |
#3
|
||||
|
||||
Omurga sahibi olmak
Defterde yazanlarla ilgili bilgi veren 82 yaşındaki Fethi Dördüncü, ziyaret defterine yazdığı yazının Başbakan tarafından yırtıldığını öğrendiğinde üzüntüden ağladığını ifade etti, deftere neler yazdığını anlattı.
Yazısında, 'laikliğin ortadan kaldırılmak istendiğini, şerri kanunlarla idare edilen bir hilafet devleti kurulmak istendiğini' yazdığını belirten Dördüncü, "başbakanın ve hükümetin adını yazdım. Atatürk döneminde Osmanlı'nın borçlarının bile ödendiğini, şimdi ise her yere borçlanıldığını yazdım" dedi. "Başbakanın yaptığı bana hakarettir, ben Mersin'deki çiftçi Mehmet değilim hakkımı arayacağım" diyen Dördüncü, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gitmem, Türk mahkemelerinin kararı başımın üstündedir" diye konuştu. Selanik'e gittiğinde yazıyı yeniden yazacağını vurgulayan Dördüncü, "boynumdaki kolyede Atatürk'ün fotoğrafını ve Kur'an'dan ayet taşıyorum" dedi. DHA |
#4
|
||||
|
||||
büzük
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Selanik'te Atatürk’ün doğduğu evdeki ziyaretçi defterindeki bir yazıyı defterden çıkarmasından sonra konsolosluk görevlileri bugün defteri müzeden kaldırdı. Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Tahsin Burçuoğlu da Başbakan Erdoğan’ın ardından Selanik’ten ayrılmadı. Atina’ya dönmek yerine Selanik’te kalan Büyükelçi Burcuoğlu başkonsolosluk yetkilileri ile sürükle toplantı yaptı. Büyükelçi Burçuoğlu’nun, personele, ziyarete gelenler konusunda daha dikkatli olmaları yönünde direktif verdiği bildirildi.
Selanik Başkonsolosluğu’nun bahçesinde bulunan 3 katlı pembe boyalı evin üçüncü katında Atatürk’ün doğduğu odayı ziyaret edenler boş masa ile karşılaşıyor. Masanın üzerinde defteri yazmak için konulan kalemi kaldırmayı unutan görevliler, defterin neden kaldırıldığı konusunda bilgi vermekten kaçındı. Konsolosluk tarafından müze evi ziyarete gelenler için özel bir refakatçi de görevlendirildi. |
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (09-05-2006), bikmisbroker (09-05-2006), Ceenk (09-05-2006), neron (09-05-2006), Süvari (09-05-2006) |
#5
|
||||
|
||||
Babanı da sevmezdim süt oğlan!.
Dün, E.Çölaşan da olayı kınadı, yazıyı köşesine koydu, ancak aynen koymaya cesaret edemedi, sansürleyerek koydu.
Basında ancak sansürlenerek yayınlanabilecek ifadeleri içeren metni Yüce Ata’mıza hitaben yazmak, normal mi oluyor.. lütfen yani!. sanki burada sap saman birbirine karışıyor. Olayları medyamızın gözünde takip edersek, o zaman farkında olmadan kendimizi birilerinin yönetimine bırakmış olmaz mıyız? Basının yüce değerleri de televole mantığıyla sunmasına televole izler gibi yorumlamadan, tartmadan, akıl süzgecinden geçirmeden kabul etmek, sanki hoş değil gibi geliyor bana.. ne dersiniz. Aslında olay, “ben seni sevmedim süt oğlan, zaten babanı da sevmezdim..” gibi ve bu mantıkla bakınca bir yerde normal karşılıyorum. Çünkü ben de bunların babasını hiç sevemedim. Vakt-i zamanında, bunların seçimle gelişinin hemen ertesinde, saygın bir aile dosum, "birçok konuda başarılı olacaklar belki, ekonomiyi falan düzeltecekler belki ama, memleketin başına öyle işler açacaklar ki.. felaket olacak" demişti. Hem başarılı olup hem olamamak.. bir türlü anlayamamıştım o zamanlar. Şimdi anlıyorum!. Yazımı, sadece yazdıklarım kapsamında değerlendirin lütfen. Konu hassas, çok ince..kopmasın!.
__________________
eNiyi sistem, uygulayabildiğindir.. |
serdarkus kullanıcısına teşekkür edenler | ||
bikmisbroker (09-05-2006), Süvari (09-05-2006) |
#6
|
||||
|
||||
Muhterem Serdarkush ;
Amcanın yazdıklarını belirttiğiniz gibi Çölaşan bile kopi-peyst etmeye cesaret edememişti.Ama Dün akşam Cemil Çiçek kendi ağzından tamamını okudu ve basına dağıttı.Ve bugün, bazı gazetelerde yayınlandı.Haa ; bazı gazeteler hala yayınlamaya cesaret edemedi o başka. Yazının ana fikri ve üslubunda tabii ki tartışma götürür bir sürü şey var.Hatta oraya yazılmış olması bence de yanlış. Fakat bu konuyu açarken dikkat çekmek istediğim şudur ki ; bu memleket halkı mazlumu çok sever.Hükümet efradı, bu amcanın üstüne giderken büyük bir enayilik yapıyor. Amca önüne gelene dümdüz giderken 82 yaşının verdiği kaybedebilme cesaretine sahip, lakin ''karşı taraf '' ın bu işle böyle acemice uğraşır olması pek komik geliyor bana. Yoksa, yukarıya kopyaladığım yazılar, onları burada okuyacak olanların, hepimizce malum olan değerlendirebilme yetenekleri bilinerek yorumsuz konulmuş ve başlığı da '' zorunlu kahraman yaratmak '' dır. Amcayı kahraman yapanlar kimler ? Olaya karşı güçbirliği ile hareket etme kararı alan hükümet !!! Amcanın diğer yazılarını yayınlayan gazete hangisi :Zaman !!! Hörmetler |
#7
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Aslında, Arka BahÇe Dostlarının çapları düşünüldüğünde, konular ne kadar ince olursa olsun, mevcut gelişmeler hakkında, onlarca yıllık birikimlerin süzgecinden geçirilmiş özgün fikirlerin açıklanması-ki Sizin ve AnnE'mizin yaptığı gibi- bence çok güzel olmuş. Keşke, bunca değerli birikimlere sahip güzel insanlar bir iki satır, paragraf da olsa fikirlerini yazsa. Bunun en azından kopyala-yapıştır yaptığımız bir çok yazıdan daha iyi fikir yazılarının ortaya çıkmasını sağlayacaktır diye düşünüyorum. AKP İktidarının ekonomik anlamda başarı-başarısızlığı bir yana, bugünkü başlık konusu olayla ilgili olarak, medyanın olayı gündeme getiriş tarz ve biçimi ile ilgili görüşlerine katılmamak mümkün değil. Yazanın niyeti ne olursa olsun, kullandığı ifade ve üslup ya da yazmak için seçtiği yer bakımından da doğru bulmuyorum. Sn Başbakanımızın farklı fikirlere tepkisini karikatürleri mahkeme salonlarına taşıyarak bir gülmeceyi KRİZE çevirmek gibi bir özelliğini de düşündüğümde, Sn AnnE'mizin de işaret buyurduğu gibi olayın Zaman Gazetesinde ve Hükümet Sözcüsü eli ile açıklanması karşısında işkillenmemek elde değil sanki. Bu yazıyı yazan kişinin medya tarafından zoraki de olsa kahramanlaştırma olayının bir çirkinlik olarak tespiti mümkün. Lakin, Sn Başbakanın o yazının bulunduğu sayfayı yırtmasına da değinmek gerekir. Hepimizin malumu olanı yani kendi deyimleri ile ''Bir Kısım Medyanın'' o sayfanın yırtıldığında atacağı başlıkları ve ne yazacaklarını Sn Başbakanın veya etkili yetkili danışmanlarının bilmediği düşünülemez sanırım. Sn Başbakanın bu olaya gülüp geçtiğini ve hiç yorum dahi yapmadığını düşündüğümüzde, o bir kısım medyanın bu olayı bugünkü boyutuna taşıyabileceğini söylemek biraz zor olsa gerek. Diğer taraftan medyanın tepkisini bilir ve biliyordu, dediğimizde ise işin rengi biraz değişir sanırım. Hele yazılanları, kullanılan dil,seçilen kelimeler ve üslup olarak düşündüğümüzde yazanı bir kısım medya zorla kahramanlıştırırken, bir başka kısım medya da birilerini de masum-mazlumlaştırmaya çalışacaktır. Hiç değilse bu AKP tabanının saflarını sıklaştırmasında da kullanılacak bir argüman olarak değerlendirilmiş olabilir mi? Gibisinden bir soru da kafama takılmadı değil. Çok şüpheci bir günümde de olabilirim tabii. Saygılarımla |
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler | ||
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara |
Modları Göster | |
|
|