Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Sağlığımıza dikkat - Sayfa 3 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Müştemilat > Sağlık
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Sağlığımıza dikkat
Konudaki Cevap Sayısı
54
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
47898

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #21  
Eski 09-02-2008, 13:57
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı 7 sağlık sorunu için 7 su formülü

FORMSANTE DERGİSİ


Su, bir yudum sağlık aslında... Ve bu sağlık deposu hepimizin elinin altında mevcut. İçindeki mineraller sayesinde pek çok rahatsızlığa iyi geliyor. Suyun nimetlerinden faydalanmak için kendi kendinize yapabileceğiniz uygulamalar da var: İşte 7 sağlık sorunu için öneriler.


Su yaşam kaynağımız... Sağlıklı ve zinde bir yaşam sürmek için tüm doktorların tavsiyesi bol bol su içmemiz. Ancak suyun faydalarından yararlanmak için içmek dışında da yapabileceğimiz şeyler var... Sıcak ve soğuk su kullanarak yapabileceğimiz özel terapiler, bazı rahatsızlıkların üstesinden gelmemize de yardımcı olabilir. Tansiyon düşüklüğü, sırt ve baş ağrıları, regl sancıları bu rahatsızlıklardan bazıları.... Bunun için size gerekense sadece biraz su!

DÜŞÜK TANSİYON
Düşük tansiyon sorununun hakkından gelmek için kan dolaşımını hızlandırmak gerekiyor. İşte bunun için bir önerİ: İki kovaya ihtiyacınız olacak. Birini 36-38 derece arasında suyla, diğerini ise mümkün olduğu kadar soğuk suyla doldurun. İkini kovadaki su ne kadar soğuk olursa o kadar iyi unutmayın. Önce 5 dakika boyunca kollarınızı tamamen sıcak kovaya sokun. Sonra 10-20 saniye soğuk suya daldırın. Bütün bu işlemi baştan sona bir kez daha tekrarlayın. Suyu kollarınızdan akıtın ama kurulamayın. Şimdi olduğunuz yerde hafif koşu yapın. Tekrar ısınana kadar hareket etmelisiniz.
SIRT AĞRILARI İÇİN
Gerginlikler, duruş bozuklukları sırt ağrılarına sebep olabiliyor. İşte bundan kurtulmak için iyi bir öneri:
Tek başınıza da yapabilirsiniz belki ama partnerinizden yardım istemek işinizi kolaylaştıracak. Küvetin içine koyacağınız bir tabureye dik biçimde oturun ve duşu açın. Suyu sırtınıza gelecek biçimde ayarlayın. Sıcaklık önceleri 33 derece olabilir. Sonra yavaş yavaş artırın. 42 dereceye kadar çıkabilirsiniz. Süre, 5-10 dakika olmalı. Cildinizdeki kan dolaşımı iyice hızlanmalı. Bunu derinizin pembeleşmiş görüntüsünden anlayabilirsiniz. Daha sonra kurulanın ve yarım saat yatakta dinlenin. Bacaklarınızın altına yastıktan bir yükselti koyarsanız daha da rahat edersiniz. Bunu her gün tekrarlayabilirsiniz.
SOĞUK ALGINLIĞI BAŞLANGICI
Sesiniz gitmiş, boğazınız batıyor, gözleriniz yaşarmaya başladı. Soğukalgınlığının ilk belirtileri… Hemen ayaklarınıza sıcak su banyosu yapmalısınız. Çünkü büyük ihtimalle üşütmek üzeresiniz. Sıcak su hem ayaklarınıza iyi gelecek hem de virüslerin vücudunuza yerleşmesini önleyecek.
Kovayı 33 derece sıcaklıkta suyla doldurun. Bacaklarınızı dizlerinize kadar içine daldırın. 15-20 dakika boyunca 39 derecede, daha sonra 42 derecede tutun. Daha sonra kurulayın ve 15-30 dakika kadar yatakta dinlenin. Bu süreci soğukalgınlığı belirtileri kaybolana dek her akşam aksatmadan uygulayın.

REGL SANCISI İÇİN
Regl sancılarında sıcak-nemli bir bezi direkt deriye temas ettirmek dokuya ve organlarınıza iyi gelecek.
Çok kolay ve kullanışlı bir tarif veriyoruz sizlere. Sekiz kez katladığınız bir keten bezi kaynar suya koyun. Daha sonra üzerine bir havlu sarın ve sıkın. Bu işlemi dikkatlice yapın ve kontrol edin; deriniz yanmasın. Sonra bu havlu yumağını karnınıza koyun. Üzerine yün bir bezi iyice sarın. Böylece kalabildiğiniz sürece kalın. Bu işlem diğer karın kramplarına ve ağrılara da iyi gelecek.
SİNİRLİYSENİZ
Bütün gününüz inanılmaz stresli geçti. O halde hemen küveti sıcak suyla doldurup girin.
Sinirlilik halini gidermenin en iyi yolu sıcak suyla dolu bir küvet! Böylece damarlarınız genişleyecek, kan akışınız yoluna girecek ve bedeniniz sakinleşecek. Suyun dinginleştirici etkisi beyninize de iyi gelecek. Küveti dörtte üç oranında sıcak suyla doldurun. En az 10, en çok 15 dakika küvette kalın. Suyun içine damlatacağınız birkaç damla lavanta esansı daha da iyi gevşemenizi sağlayacak. Şimdi yavaşça kalkın. Ilık suyla bir kez daha duş alın ve kurulanıp en az 20 dakika karanlık bir odada uzanın.
BAŞ AĞRISI İÇİN
Ağrı kesiciler mutlaka işe yarar ama yüzünüze soğuk bir duş yapmak hem yan etkisiz hem de oldukça etkili.
Soğuk su başınızdaki gerginliği alacak. Duş başlığını öyle bir ayarlayın ki, bolca su gelsin. Eğer olmuyorsa duşun kafasını çıkarın. Hortum kısmından daha çok su gelir böylece. Şimdi omzunuza bir havlu alın ve küvete eğilin. Soğuk suyu önce alnınızdan sonra yüzünüzün sol tarafından akıtın. Aşağı yukarı hareketlerle sağa ve sola doğru işlemi devam ettirin. Son olarak soğuk suyla yüzünüzde 3 kez dairesel hareket yapın. Bu işlem migrene de iyi geliyor.
UYKU BOZUKLUKLARI
Yün ve keten çoraplarla ıslak çorap terapisini mutlaka deneyin.
Bunun için dizin bir karış altında biten bir çift keten çoraba ihtiyacınız olacak. Bir çift de yünlü çoraba. Önce ketenli çoraplarınızı soğuk suya daldırın. İyice sıkın ve sıcak ayaklarınızın üzerine giyin! Bunun üzerine yünlü çorabınızı geçirin. Bu ıslak çoraplarla mümkün olabildiğince kalın.

Sıcak suyun içine girmek ve kendinizi tamamen suya bırakmak rahatlamanın en muhteşem yolu. Bu işlem ayrıca, regl öncesi yaşanan PMS sendromuna karşı da etkili.. Hürriyet
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (09-02-2008), Master (09-02-2008), su (06-04-2008)
  #22  
Eski 15-02-2008, 18:53
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İşte gençlik iksiri! Denenmesi gerek..!

Ünlü kalp doktoru Mehmet ÖZ, ABD'de anlattığı ve insan ömrünü uzattığı tespit edilen "gençlik iksirini" açıkladı

Ünlü kalp doktoru Mehmet Öz, ABD'de Oprah Winfrey'in şovunda anlattığı ömrü uzatan içeceğinin formülünü açıkladı..

ABD'de yaşayan ünlü Türk kalp cerrahı Prof. Mehmet Öz'ün hazırladığı "yeşil içecek," Amerika'da moda oldu. Ünlü talk şovcu Oprah Winfrey'in programında, formülü kendisine ait "gençlik iksiri" adını verdiği içeceği tanıtan ünlü doktora, binlerce mail geldi.

Yazdığı diyet kitapları Amerika'da satış rekorları kıran Prof. Öz'ün sağlık iksiri, Oprah Winfrey beğenip önerdikten sonra bir anda en popüler içecekler arasında yerini aldı. Oprah Winfrey'in programına katılıp evde bu karışımı hazırlamanın yollarını anlatan Öz, gençlik iksirinin formülünü verdi.

Günde 3-4 bardak içilmesi önerilen, doping etkisi yapan, kilo aldırmayan ve uzun bir yaşam sürmeyi sağlayan formül anti-aging ilacı olarak da kabul ediliyor. Sekiz farklı sebzeyle hazırlanan karışım, bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor, içindeki anti oksidanlar uzun ve genç bir hayat sürmeye destek oluyor. Çoluk çocuk herkes tarafından tüketilebiliyor.

Diyet yapanlara bu karışım yardım ediyor, beslenme ihtiyaçlarını sağlıyor. Prof. Dr. Mehmet Öz "Aslında amacım dünyadaki ev kadınlarını eğitmek. Çünkü, onlar çocuklarına, eşlerine bakıyor. Kadınları eğiterek toplumun geneline sağlık bilinci kazandırmak mümkün" diyor.

NASIL HAZIRLANIYOR?
* 2 kâse ıspanak (İyiceyıkayıp karışımın içine çiğ olarak koyabilirsiniz).
* 2 salatalık.
* 1 kereviz.
* Dörtte bir çay kaşığı zencefil kökü.
* Maydanoz.
* İki elma.
* 1 tutam ıhlamur.
* Yarım limon

Bu sebzeleri karıştırıp,suyunu çıkardıktan sonra günde 3-4 bardak için.
(Sabah)
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Eski 02-03-2008, 10:15
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yağ yemeden nasıl yağlanıyoruz?

TÜLAY SAĞLAM
NTV-MSNBC
Güncelleme: 10:05 TSİ 02 Mart 2008 Pazar


İSTANBUL - Yediğimiz yağların bize anında karın ya da kalça olarak dönmediğini söyleyen Diyetisyen Berrin Yiğit, “Belki de bu zamana kadar yağlar boş yere haksızlığa uğratıldı” diyor. Yiğit’e göre ‘aşk simidi’, ‘airbag’, ‘balkon’, ‘Türk kası’ gibi lakaplarla anılan istenmeyen yağların suçlusu; besin değeri düşük, kalorisi yüksek yiyecekler. Metabolize edilmeden ve enerji olarak kullanılmadan depolara yollanan bu yağlandırıcı besinlerin başında ise basit şekerler, bunları içeren hazır ürünler, meşrubatlar ve rafine edilmiş tahıllar yani beyaz ekmek, pirinç, makarna, hamur işleri geliyor.
Haberin devamı

“Pek çok danışanım tartım sırasında eğer o hafta yağ kaybetmediyse hemen, ‘Nasıl olur bu hafta ağzıma yağlı hiç bir şey sürmedim’ açıklamasını yapıyor” diyen Berrin Yiğit, yağlanmanın tek başına yağdan kaynaklanmadığını gösteren araştırmalardan örnekler veriyor:

“Yağ ve kolesterol alımı üzerine değişen trendlere bakacak olursak obezitenin artış gösterdiği toplumlarda buna paralel olarak yağ ve kolesterol alımlarında da artış bekleriz. Halbuki yapılan çalışmalar; ortalama 100 sene içerisinde yağlı yiyecek tüketme oranının yüzde 85’lerden yüzde 65’lere düştüğünü, beslenme ile alınan kolesterolün ise neredeyse aynı kaldığını gösteriyor. Yağ tüketim eğilimlerinde gözlenen en ciddi artış ise katı yağlara alternatif olarak sunulan ve sağlıklı seçimler diye gösterilen margarinlerde gözleniyor. Neredeyse 4 katına çıkan margarin kullanım eğilimleri dikkat çekiyor.”

GAZLI İÇECEKLER YAĞLANDIRIYOR
“Yağlandırıcı besinlerden gazlı içeceklere örnek verecek bir çalışma ise 1977-1997 yılları arasında yapılmış. Çalışma, meşrubat ve gazlı içecek tüketiminin Amerika’daki yetişkinlerde yüzde 60 arttığını, çocuklarda ise ikiye katlandığını gösteriyor. Bu artışla birlikte obezite görülme sıklığının da ikiye katlanması ise bilim adamları için önemli bir kriter oluşturuyor. Şu anda Amerikan diyetinde alınan her 5 kalorinin 1 kalorisini besleyiciliği düşük, kalori yoğunluğu yüksek olan bu tür içecekler oluşturuyor.”

EN BÜYÜK SUÇLU: ŞEKER
İştahı artıran muzur besinler kategorisinde yer alan basit şekerlerin ise obezitenin yaygınlaşmasında en büyük suçlulardan biri olduğunu belirten Yiğit, yiyeceklere eklenen basit şeker ve türevleri incelendiğinde kişi başına düşen rafine tahıl ürünlerinin tüketiminde yüzde 55, sadece basit şeker alımında ise yüzde 60 yükseliş görüldüğünü kaydediyor:

“Gümrük Dünyası Dergisi’nde yer alan bir makaleye göre ülkemizde şeker sektörünün 2004-2005 dönemi itibariyle ekonomik büyüklüğü 4 milyar YTL (3 milyar dolar), yıllık tüketimiz yaklaşık 2,5 milyon ton. Dünyada kişi başına sakaroz kökenli şeker tüketimi beyaz şeker cinsinden yılda 19 kg civarında. Bu örneklere bakarak vücuda faydadan çok zarar getirebilen bu besin için harcanan paraların ve yılda sadece şekerden alınan 76000 kalorinin muhasebesini iyi yapmak gerektiğini düşünüyorum.”

DİYET VE DİYABETİK ÜRÜNLER KARIŞTIRILIYOR
En bariz diyet hatalarından birinin diyet ve diyabetik ürünlerin karıştırılması olduğunu söyleyen Yiğit, “Unutulmamalıdır ki şeker oranı azaltılmış diyabetik ürünler yüksek yağ ve kalori içerikleri nedeniyle zayıflama diyetleri için uygun olmayabilir. Etiket okuma ve doğru değerlendirme alışkanlıklarını geliştirmek bu noktada önem taşıyor” diyor.

BOL RENKLİ, YÜKSEK KALORİLİ BESİNLER
Besinlerin içindeki doğal yağlardan çok, yapay tatlardan, basit şeker ve rafine ürünlerden alınan yüklü kalorilerden korkulması gerektiğinin altını çizen Yiğit, “Mümkün olduğunca besinleri doğal formlarında tüketmeye, sentetik üretim şartlarında yetişmiş gıdalardan, besin sanayinin bol renkli yüksek kalorili ürünlerinden ise uzak durmaya dikkat etmeliyiz” önerisinde bulunuyor.
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
ar_de_ (02-03-2008), janus (02-03-2008), Master (02-03-2008), su (06-04-2008)
  #24  
Eski 22-03-2008, 08:07
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Exclamation Bir çığlık...............

Kasım ayında , nadir rastlanan bir çeşit meme kanseri bulundu. Bir bayanın göğsünde bir isilik gelişti. Doktoru mamagrofisi temiz olduğu için antibiyotikle enfeksiyonu tedavi etti. İki kontrolden sonra isilik kötüye gitmeye başladı. Doktoru bir mamografi daha istedi. Bu sefer bir kitle görünüyordu. Biyopside hızlı büyüyen habis ur bulundu.Büyümesini geri çekmek amacıyla kemoterapi başladı, sonra mastectomy yapıldı, kemoterapi tamamlandı ve radyasyon tedavisi yapıldı. Şiddetli tedavinin yaklaşık dokuz ayından sonra bayan temiz bir sağlık listesi verdi. Yaşamının bir yılının her günü onunla doldu . Sonra kanser karaciğer bölgesine geri döndü . Dört tedavi aldı ve kaliteli bir hayat istediğine karar verdi , kemoterapinin daha sonradan ortaya çıkan etkisini yaşamak istemiyordu. Beş büyük ayı vardı ve son gününü en ince ayrıntısına kadar planladı. Morfine ihtiyaç duyduğu birkaç günden sonra öldü. Her yerdeki kadınlara dağıtılsın diye bu mesajı bıraktı :


KADINLAR, LÜTFEN NORMAL OLMAYAN HERHANGİ BİR ŞEY KARŞISINDA DİKKATLİ OLUN VE MÜMKÜN OLDUĞU KADAR ÇABUK YARDIM ALMAK İÇİNDE KARARLI VE İNATÇI OLUN..


Paget Hastalığı : Bu nadir tipte bir meme kanseri ve memenin dış çeperinde , meme ucunda ve haresinde isilik gibi görünüyor , daha sonra dış kenarı kabuklu bir yara haline geliyor . Meme kanserinden hiç şüphe duymadım ama kanserdi. Meme ucum bana hiç değişik gelmiyordu fakat isilik beni rahatsız etti, bu nedenle doktora gittim. Ara sıra kaşındı ve ağrıdı fakat bunların dışında beni rahatsız etmedi. Sadece çirkin ve sıkıntı vericiydi, doktorum ve dermatolog tarafından daha önce deri yangısı için verilen bütün kremlerle temizlenemedi . Biraz endişeli görünüyorlardı fakat kanser olabileceği konusunda beni uyarmadılar.

Şimdilik, dışarıdaki pek çok kadının meme ucundaki yada çevresindeki bir isiliğin yada yaranın kanser olabileceğini bildiğini sanmıyorum. Benimki meme haresinde tek bir kırmızı sivilce olarak başladı. Meme ucunun Paget hastalığında problemin en büyüğü semptomların zararsız görünmesi. Çoğunlukla deri iltihabı veya enfeksiyonu olduğunu düşündürüyor, en önemli talihsizlik ortaya çıkartma ve bakımında gecikme.



SEMPTOMLAR NELER ?


Meme ucunda kaşıntıya ve yanmaya neden olan sürekli kırmızılık, akıntı ve kabuk bağlaması. ( Benim durumumda , ben fark edene kadar çok fazla kaşıntı ve akıntı yoktu, fakat bir tarafta dış kenarda kabuk vardı. ) Meme ucunda iyileşmeyecek bir yara. ( Benimki meme haresi üzerinde idi.)
Genellikle sadece bir meme ucu etkileniyor. Nasıl teşhis edilir?

Doktorunuz fiziksel olarak muayene etmeli ve iki memeninde mamografisini acil olarak çektirmenizi istemeli. Kırmızılık, akıntı ve kabuk deri iltihaplanmasına çok benziyorsa bile, eğer yara tek memenizde ise doktorunuz kanserden şüphelenmeli. Neler olduğundan emin olmak için doktorunuz yaradan biyopsi almalı.

Benim meme kanserim, büyük dozlarda kemoterapi aldıktan, 28 kez radyasyon tedavisi olduktan ve Tamaxofin aldıktan sonra yayıldı ve kemiklerimi sardı. Eğer başlangıçta meme kanseri teşhisi konulsaydı belki yayılmayacaktı...



TÜM OKUYUCULARA :



Bu o kadar üzücü ki, kadınlar Paget Hastalığının farkında değiller. Biz diğerlerini bu mail ile hastalığın ve potansiyel tehlikesinin farkına vardırabiliriz, her yerdeki kadınlara yardım edebiliriz.



Mail için teşekkürler...
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
neron (25-03-2008), su (06-04-2008)
  #25  
Eski 22-03-2008, 08:15
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye girerek köşedeki
masaya oturur. Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki
gençlerin kendisine bakarak gülüştüklerini fark eder. Belli ki yakasına
taktığı küçük pembe kurdele şeklindeki Rozetine gülmektedirler Bu alaylı
bakışları görmezden gelen adam, yan masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına
dayanamayarak elini lacivert ceketinin yakasındaki rozete götürerek, 'Bu
mu?' diye bakışanlara sorar.

Yan masadakiler yüksek sesle gülerek, 'Küçük güzel Pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek de yakışmış!' Diyerek sırıtmaya devam ederler.

Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya dönerek, Lütfen masama buyurun bunu tartışalım' der Biraz önce tüm sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı Sebebini anlamadığı bir utanma ve sıkıntı hissine kapılsa da Gelip masaya oturur. Adam anlaşılır ve yumuşak bir sesle, 'Bu Rozet tüm dünyada, içinde olduğumuz ayda, kadınların arasında meme kanseri bilincini yaygınlaştırmayı ifade ediyor.
Ben bu rozeti annemin adına takıyorum' der. Bu açıklama karşısında başkalaşan delikanlı, 'Çok üzüldüm, anneniz meme kanserinden mi öldü' diye sorar.
Hayır' diye cevap verir orta yaşlı adam ve devam eder: Annem sağ. Küçük
bir çocukken kendimi yalnız hissettiğim korkulu anlarımda her zaman
başımı saklayabileceğim ve huzur bulacağım yumuşak bir yuvadır annemin memeleri. Annemin sağlığı için dua ediyorum. Hımmm' diye kekeler delikanlı. 'Bu rozeti karım için takıyorum' diye devam eder orta yaşlı adam.
Karınız da herhalde iyi' diye sorar delikanlı. 'Evet, evet' der adam Karım benim için aşk ve sevgi kaynağı olmuştur her zaman. 23 yıl önce sevgili kızımızı beslemiştir memesiyle. Karımın sağlığı için Allah'a şükrediyorum.'

Sanırım kızınızın sağlığı için de takıyorsunuz? Hayır... Kızımı bir ay önce meme kanseri nedeniyle kaybettik. Yaşının çok genç olduğunu düşünerek ihmal etmiş memesinde fark ettiği kitleyi. Bu nedenle geç kaldık.

'Genç delikanlı, yüzündeki utangaç ve üzüntülü bir ifadeyle, 'Çok üzgünüm
bayım. Özür dilerim' der... Orta yaşlı adam 'Kızımın anısına öğünerek takıyorum Bu küçük pembe kurdeleyi. Bu sayede çevremdekileri de aydınlatabiliyorum. Şimdi evine git, karınla, kızınla, annenle konuş' deyip cebinden çıkardığı küçük pembe kurdele rozetini uzatırken, delikanlı öne eğilir ve Yardım edebilir misiniz?' diye mahcup mahcup sorar.


Bu öyküyü Türkiye Meme Vakfı'ndan Dr. Can Gürbüz gönderdi. Öykünün altına bir de not düşmüş:
'Bir mumun, diğer mumu yakarak Aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey
yoktur.. Lütfen bu hikâyeyi Yayarak diğer mumları da aydınlatın... Tüm
aydınlıklar kadınların olsun...'
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (23-03-2008), ar_de_ (22-03-2008), buena vista (22-03-2008), dentist (22-03-2008), neron (25-03-2008), su (03-06-2008)
  #26  
Eski 28-03-2008, 20:05
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Karın bölgesi neden yağlanıyor?

ANKA

Diyet Uzmanı Oya Yüksek, son dönemlerde göbek bölgesi yağlanmalarının önemli bir sorun haline geldiğini belirterek “Nedenleri arasında yüksek şekerli yiyecek alımının fazla olması, hareketsizlik ve insülin dengesizliği bulunuyor" dedi. Memorial Tıp Merkezi Diyet Uzmanı Oya Yüksek yaptığı açıklamada, son dönemlerde görülen göbek bölgesi yağlanmalarının kalça-basen bölgesi yağlanmalarından daha büyük bir sorun haline geldiğini belirtti. Dyt. Yüksek, lokal yani bölgesel olarak tabir edilen bu tür yağlanmaların zayıf kadınlarda dahi görülebildiğine dikkati çekerek “Nedenleri arasında ise yüksek şekerli yiyecek alımının fazla olması, hareketsizlik ve insülin dengesizliği geliyor" dedi. Kandaki şekeri kontrol eden bu hormonun kandaki seviyesinin oldukça önemli olduğunu belirten Dyt. Yüksek, “İnsülin metabolizması bozulduğu zaman kan şekeri seviyelerinde ve bununla birlikte diğer kan değerlerinde bozulmalar ve özellikle bel-karın bölgesinde yağlanmalar oluşur. Bununla birlikte alınan yüksek karbonhidrat da bu rahatsızlığı tetikler" diye konuştu.

KORUNMAK İÇİN DİYET VE EGZERSİZ ŞART

Karın bölgesindeki yağlardan korunmak ve kurtulmak için diyet ve egzersizin önemine dikkati çeken Dyt. Oya Yüksek, “Yüksek karbonhidrat yerine daha düzenli dağılmış öğünler tercih edilebilir. Karbonhidrat alımında ise karışık karbonhidrat diye tanımlanan esmer tahıl ürünleri tüketilebilir" dedi. Dyt. Yüksek ayrıca salata ve yemeklerde zeytinyağı veya kanola yağı kullanılabileceğini ve öğün aralarında fındık ya da cevizin de tüketilebileceğini sözlerine ekledi.
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (29-03-2008), ar_de_ (29-03-2008), zumbul (01-04-2008)
  #27  
Eski 01-04-2008, 15:25
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5526 Kere teşekkür edildi
Tanımlı mühüm bilgi

GAZ ÇIKARMAYLA İLGİLİ GERÇEKLER:

• Ortalama bir yellenmede yüzde 59 nitrojen, yüzde 21 hidrojen, yüzde 9 karbondioksit, yüzde 7 metan ve yüzde 4 oksijen bulunur. Kötü kokuyu çıkaran ise bu karışımının yüzde 1'inden daha az bir bölümüdür.

• Çıktığı anda gazın sıcaklığı 37 derecedir.

• Çıkış anında gazın hızı yaklaşık olarak saniyede 3 metredir.

• Bir insan günde ortalama yarım litre gaz çıkarır.

• Kadınlar da erkekler kadar gaz çıkarır.

• Çıkan gaza kokusunu veren hidrojen sülfittir ki, yediklerinizdeki sülfat oranı ne kadar yüksekse yellenmeniz de o kadar kötü kokacaktır. Gaz çıktığında özellikle kötü kokulu olmasını sağlayan gıdalar arasında fasulye, lahana, peynir, gazoz ve yumurta yer alıyor.

• Bir insan günde ortalama 14 defa gaz çıkarır.

http://www.guncel.net/guncel/2008/03...-anatomisi.htm
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
account (01-04-2008), Master (01-04-2008), neron (01-04-2008), nomeames (01-04-2008), su (03-05-2008), Süvari (01-04-2008), zumbul (01-04-2008)
  #28  
Eski 01-04-2008, 23:58
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Red face İlgili sayfadaki ilgili haberler

Önce üstteki yazıyı okuyup sonra ilgili haberlere bakınca bir hoş oldular.


gaz.png
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (03-04-2008), Master (02-04-2008)
  #29  
Eski 02-05-2008, 10:29
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Yiyin agalar yiyin.

Malumunuz üzere bu ara sağlıklı beslenme pek revaçta.

İşin ilginci onuda yiyin bunuda yiyin türünden yazılar ortada dolaşıp duruyor.

Kalp için badem yiyin bağırsaklar için lahana yiyin bol bol su için peşinden yemek yiyin sonra nar suyu içmeyi ihmal etmeyin ,peşinden posalı meyva yiyin aman kanser riski azalsın sonra biraz uyuyun kalkın yemeğe devam edin bunları yaparsanız ölmezsiniz hiç!!!!

Spor yapın spor diyen yok .

Benden duymuş olmayın ama ne yerseniz yiyin bu yazıyı okuyanların büyük kısmı en iyi ihtimalle 50 yıl sonra ölmüş olacak.


Neyse mutlaka ben dengeli besleceğim diyenlere güzel bir adres....

www.beslenmebulteni.com
__________________
“Çalışmadan, öğrenmeden,yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getiren milletler önce onurlarını sonra hürriyetlerini daha sonra da geleceklerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
dentist kullanıcısına teşekkür edenler
account (02-05-2008), buena vista (02-05-2008), Master (02-05-2008), meraklı (02-05-2008), neron (05-05-2008), nomeames (02-05-2008), Ramo (02-05-2008), su (03-05-2008), zumbul (02-05-2008)
  #30  
Eski 02-06-2008, 19:25
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Bel ağrısında ameliyat en son çare ..

Dr. Murat Kınıkoğlu

muratkinikoglu@yahoo.com

Geçen hafta bel ağrısı nedenlerinden bahsetmiş, ağrıların genellikle omurganın iki tarafındaki kalın kas demetlerinin spazmına bağlı olabileceğini söylemiştim. Bel ağrılarının yüzde 90’ı bir süre içinde kendiliğinden geçer. Bu yüzden lüzumsuz tetkikler yaptırmamaya, mideye zararlı ağrı giderici ve antienflamatuar ilaçlar kullanmamaya dikkat etmeniz çok önemlidir. Elli yaşından küçükseniz, bel ağrısı ile birlikte ayda dört beş kiloyu geçen zayıflamanız yok ise, ağrılarınız dayanılmayacak kadar şiddetli değilse yirmi günlük bir süre beklemek için uygundur. (Bel ağrısı çocuklarda sık görülmez, başka hastalıklarla karışabileceğinden doktora daha erken müracaat etmek uygun olur.)

1. DİKKAT! Beli ağrıyanlara sert bir zeminde kımıldamadan yatmayı önermek adet olmuştur. Çalışmalar hareketsiz kalmanın yanlış olduğunu göstermiştir. Bel ağrısı durumunda ağrı oluşturacak hareketlerden kaçının ama olağan gündüz aktivitenizi de sürdürmeye çalışın.

2. İLK 72 saat soğuk uygulaması yararlı olabilir. Eczanelerde satılan soğuk jel paketlerinden yararlanabilirsiniz. Üçüncü günden sonra sıcak uygulamak daha doğru olur.

3. AĞRINIZ çok şiddetli olmadıkça ilaç almayın. Şiddetli ağrılarda, midenize dikkat ederek antienflamatuar bir ilaç (ibuprofen ve acetaminophen) alabilirsiniz ancak bu ilaçların mide kanamasına neden olabileceğini unutmayın.

4. SERT yerde mi yumuşak yerde mi yatalım?

Nerede yatarsanız yatın. Çalışmalar sert yataklarla yumuşak yataklar arasında bir fark olmadığını gösteriyor. Gece uyurken rahat bir yerde, en az ağrıya neden olacak pozisyonda, mümkünse bacaklarınızı karnınıza toplayarak yatmanızı öneriyorum. Sırt üstü yatma alışkanlığınız varsa diz kapaklarınızın altına bir minder koyarak dizlerinizi yukarı kaldırmanız yararlı olur.

5. 50 yaşından büyükseniz ve ayda dört kilodan fazla kilo kaybınız varsa, ağrılarınız 20 gün geçmesine rağmen azalmayıp artıyorsa doktora gitmenizde fayda var.

6. BEL ağrısı ile birlikte bir ayakta uyuşma veya güçsüzlük varsa, idrarınızı tutamıyorsanız hemen doktora gidin.

7. CERRAHİ müdahelede iyi olma, şikayetlerin tamamen geçme garantisi yoktur. 78 vakalık bir çalışmada ameliyat edilenlerin yüzde 11.6’sında enfeksiyon başta olmak üzere önemli komplikasyonlar gelişmiştir. Bu nedenle ameliyat son çare olmalıdır. Operasyon önerildiğinde bir başka doktorun daha fikrini almanızı öneririm.

8. AĞRILARINIZ geçmesi, belinizin rahatlaması, ağrının tekrar gelmeyeceği anlamına gelmez. Bu yüzden uzun dönemde, spor ve uygun egzersiz programları ile bel kaslarınızı güçlendirmeye çalışmanız çok önemlidir.
AKSAM
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
janus (25-08-2008), Master (02-06-2008), meraklı (03-06-2008), su (03-06-2008)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:36 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce