Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Guruba gush’bakışı.... - Sayfa 29 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Bahçıvanlar > Fidanlık
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Guruba gush’bakışı....
Konudaki Cevap Sayısı
14167
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
625430

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #281  
Eski 06-08-2006, 18:45
hakan hakan bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 277/289
95 Mesaj ına 639 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
darius´isimli üyeden Alıntı
0.63 den biraz IHLAS aldım.

oh pardon ,yanlış topik...


Tam o sırada bende ihlas satmıştım. 3 ün birini yapıyor diye.

Kaç lottu sakın benim ihlaslar olmasın

Kaptırdık eyimi.
Alıntı ile Cevapla
  #282  
Eski 07-08-2006, 22:12
Trusty - ait Avatar
Trusty Trusty bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: London, On.Canada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 58/44
0 Mesaj ına 411 Kere teşekkür edildi
Talking Beddua...!

Alıntı:
alihoca´isimli üyeden Alıntı
Ehh Be, Babo'm;

Gelmez olay dı, deseem olmaz.

Repçi Nine neyin dedin bi gavurca sayfayı bize tıklattn.
Şu mübarek Kandil Gecesinde her hal hayırlı bi şey vardır dedik. Çoluk çocuk sevabına bi bakalık dedik.

Açtık ki ne görelim. Bi sürü cıbıldak kadın videosu. Hanımdan yediğim zılgıta mı yanayım, sanki azmış gibi şu kandil gecesinde girdiğim günahlara mı yanayıım.

Kaçak göçek işlerde basılasın İnşallaaah, deseeem olmaz.
Nassı beddua edeyim şimdi sana?

Et et, beter olsun koftehor...
__________________
Mantikli olmak lazim.
Alıntı ile Cevapla
  #283  
Eski 07-08-2006, 22:15
Trusty - ait Avatar
Trusty Trusty bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: London, On.Canada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 58/44
0 Mesaj ına 411 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Ihlas...

Alıntı:
darius´isimli üyeden Alıntı
0.63 den biraz IHLAS aldım.

oh pardon ,yanlış topik...

Sormak gibi olmasin ama, niye aldin, baska kagitmi yok ?
__________________
Mantikli olmak lazim.
Alıntı ile Cevapla
  #284  
Eski 17-08-2006, 16:52
Emin - ait Avatar
Emin Emin bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Bulunduğu Yer: Antalya
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 305/762
198 Mesaj ına 2281 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Tok misafir, tok ev sahibi pazarlığı.

Alıntı:
bikmisbroker´isimli üyeden Alıntı

"24 tam saatten aşağı olmaz! Bilesin! Bu ataş verme işi!"


Deyivermiş yazısında sevgili Emin,
Ehh Tam da BORSACI işi bu iş, sevdim ben
Pazarlık başlıyor, ben de diyivereyim 24 Dakikadan fazla olmaz!! Bu ataş alma işi..
Bakalım nerede bitecek pazarlık??


Yahu abi, insaf merhamet; tam 34 günlüğüne Güneşin Doğduğu yere geliyorsun ve burada geçireceğin 48960 dakikadan sadece 24 dakikasını bana ayıracağını söylüyorsun. Böl bakalım bu iki rakamı nasıl bir oranla karşılaşacaksın!

Pazarlığın böylesine ne denir bilmiyorum!

Bak, ne diyeceğim abi! Aşağıdaki yazımı iyi oku ve nasıl bir teamül veya içtihat oluştuğunu gör ve otur dal, düşün öyle konuş, lütfen!

“14 Ağustos 2006 saat 10.30’da: “Ben buradayım, Antalya’dayım,” dedi. 12.30’da bir okul binasında karşılaştık, sarıldık, öpüştük yıllardır görüşemiyormuş gibi bu hiç görmediğim kibar insanla.

15 Ağustos 2006 saat 20,30’da ayrıldık. Birbirimize anlattıklarımızın uzun süre aklımızdan çıkacağını sanmıyorum. 32 saatlik beraberliğimizde sadece 6 saatlik uyku ayırdı bizi.”


Ateş, soba, kül, duman derken fıkra gibi bir anlatı geldi aklıma.

7 yıl Erzurum’da kaldım, özellikle esnaflarla çok sohbet ettim, biraz da işim gereği. Pek sevildiğimi söyleyemem. Fazla haksızlık etmek de istemiyorum kendime, gene de severlerdi. Ne de olsa başımı orada bağladılar, enişteleri oldum.

Kalorifersiz ev pek yoktur memurların oturduğu yerlerde ama nasılsa bir memur sobalı bir ev kiralamış, tayin olduğu Erzurum’da.

Kış ayı da yaklaşınca ki, pek uzaklaşmaz zaten kış, bizimkisi düşmüş bir soba alma telâşesine.

O sobacı, bu sobacı dolaşıp, piyasa araştırması yapmış.

Özellikle Eskişehir yapımı, güzel, emaye, döküm kömür sobalarının, kuzinelerinin fiyatlarını yazmış aklının en görünür yerine.

Derken, acilen paraya ihtiyacı olduğunu başından bilmediği bir sobacıya girmiş.

Adam, gelen bu müşterinin alıcı olduğunu gözünden anlamış, kaçırmak istememiş. Benim gördüğüm kadarıyla özellikle belli bir yaşın üzerindeki esnaflar öyle müşteriye kolay kolay yağ çekmezler. Bu konuda tecrübelerim de var.

Hadi yeri gelmişken sobacı olayının arasına bu yaşanmışlığı da sokayım.

Taşmağazalar denilen yerden yürüyoruz, yanımdaki arkadaşım vitrinde gördüğü bir kazak mıydı, başka bir şey miydi şimdi hatırlamıyorum, neyse biz kazak diyelim; dikkatini çekmiş ki, hemen dükkâna girdi, ardından da ben.

Uzun bankonun ardında yaşlıca bir adam oturuyordu.

—Selamünaleyküm Hacim.

—Aleykümselâm.

Ama yerinden kalkmadı selamı alırken bile. Sadece oturduğu sandalyeden eğildi biraz.

İçeriden de görünen vitrindeki kazağı göstererek fiyatını sordu, adam da fiyatını söyledi gene oturduğu yerden.

Her boyu, başka renkleri olup olmadığını sordu, o da o kazaktan tek bir tane kaldığını söyledi. Bizimkisi:

—Sene zahmet Hacim, onu hele bi yendir bağam, deyince, vallaha da billaha da gene oturduğu yerden kalkmadan o amca aynen şöyle dedi, üstelik tehdit eder gibi:

-Bağh, beni yorma, alacağsan yendirim!

Neyi anlatıyorduk, sobayı.

Birinin paraya birinin de ucuz ve kaliteli bir sobaya gereksinim duyduğu iki insan başlamışlar pazarlığa.

Sobacı habire malının kalitesini övüyor, paraya ihtiyacı olduğunu açık etmeden.

Epeyce bir süre pazarlık etmişler anlayacağınız, sobacının kibarlığı da yavaş yavaş tükeniyormuş.

— Ağabeci, sen misafirimiz sayılırsın, sahan bunu en son şu fiyata bırağhıram, cet dolaş, fırlan cel, ecerçi habu fiyati veren çığarsa onlardan al, yoğh çığmasa ele cel al, babam.

Gerçekten de çok uygun bir fiyatmış. Sobacının önerdiği bu son fiyatın paraya sıkışılmazsa önerilecek bir fiyat olmadığını, stop loss yapıp, kol kestiğini anlamış anlamasına ama; bizim memur fırsat bu fiyat diyerek sobanın yedek kovası, boru ve dirseklerini de almak koşuluyla fiyata razı olduğunu kabul edip, coşkuyla sobacının elini sıkmaya başlamış.

Sobacı bitmiş.

Sobacı tükenmiş.

Sobacıya bir haller olmuş.

Gene de başından beri sürdürdüğü kibarlığından mümkün olan en az tavizi vererek, pazarlık için tutulan elden de ittirerek kurtulmaya çalışırken:

— Yoğh, sene gadir olur! İstisen içi ton da çömür alim, bi de her sabah evize celim, sobayi de ben yağim.
Alıntı ile Cevapla
Emin kullanıcısına teşekkür edenler
bikmisbroker (17-08-2006), serdarkus (17-08-2006)
  #285  
Eski 17-08-2006, 18:01
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Fakirlik basa bela..Zaman fakiri iseniz hele..

Efendim, ne demisler? "Fakirlik basa bela" nedir Fakirin derdi? Parasizlik.. Cok basit ve TEK kelime.. Izahi Kolay ama Fakir olan kisinin o TEK KELiME ile anlattiklari Az buz sey degildir.. Bir de O FAKiR'e sor!!
PARASIZLIK haaa.. Bir baslar anlatmaya.. Ve Yerden GOGE kadar haklidir da ustelik!!!
Kim anlar Fakir'in FAKiR liginden? Ancak diger bir FAKiR anlar anlatilmak isteneni.. Bir baskasi "ANLADIM" dese bile o kelimedeki vurgulamanin siddetini anlayabildigini hic ama hic zannetmem..

Bizimkiside bu hesap, bizimkiside ZAMAN FAKiR ligi ya zaten? Yoksa bende bilirim 24 dakika yerine 2.4 Gun kalmayi! Yoksa bende bilirim yan gelip YIKILMAYI..

"Cagrildigin yere Erinme, Cagrilmadigin yere GORUNME" diye bir atasozumuz de var ustelik?? Her yazisinda 1 Atasozu yazan Dostlarimiza Bir nisbet yaparak pazarliga devam edelim bari..

Hisse net de off topicdde birisi bir baslik acmis;Sizin en iyi Cigkofteciniz hangisi? adi altinda Merakda bu degilmi hemen daldim Topic'e (ehh ne de olsa bir diger uzmanlik alanimiz) herkes her kafadan birseyler yazmis, ama bir arkadasimizda "ETSiZ" cigkofte ile ince ince dalgasini gecmis, ve de yazisinin sonuna eklemis, "Cig Kofte ETSiZ olmaz!!"

Olur mu Olmaz mi? Ben ce BAL gibi olur!! Neden bal gibi olur derseniz, FAKiR lik den dolayi BAL GiBi olur! Orada yazdigim yaziyi buraya tasiyayim da sizleri daha fazla merakda birakmayayim...
Alıntı:
bikmisbroker´isimli üyeden Alıntı
Cig Kofteyi (Ovunmek gibi olmasin amma) iyi yaparim, Yillardir nereye gitsem, hemmen istekler baslar.
FAKAT, gunun birinde yine Elazigli bir hemsehrim, ETSiZ cigkofte yapti, (ehh tabii bizde bu isi biliyoruz ya? Soylene soylede tadina baktik..) Aman aman.. Erbabinin elinden cikan ETSiZ cigkofte muhtesemmm..

Haa Cig Koftenin neden etsiz oldugu hususuna gelince; Malumunuz Kollesterollusu var, GUT lusu var, Kilolusu var, velhasil her turlusu var, simdi zannedeceksinizki bu arkadas bu amacla (perhizde olanlar icin kollesterolu olanlar icin v.b) ETSiZ cigkofteyi icat etmis..

ONUN da hikayesini dinledim AGZIM acik kaldi..
Meger Bu ETSiZ cigkofteyi yapan Elazigli arkadas zamaninda Istanbulda Universitede okurken, TALEBE yurdunda kalirmis, ehh baba parasi ile de gecinmeye calisirmis (bahsettigim yillar 1960 li yillar yalniz dikkat edin) Biraz da yemeye icmeye ve de Gezmeye duskun bir arkadas oldugundan (Simdiki meslegi ve gelir durumu cok iyi masallah) AYIN 15'inden sonra gelen para bitermis..

Talebe olarak, her sene okul baslarken Elazigdan Istanbula Talebe yurduna beraberlerinde getidikleri TEK madde 1 CUVAL BULGUR oldugundan, Ay sonuna dogru paralar tukenince baslarlarmis (o parasiz halleri ile) Bulgur dan yapilan yiyeceklere yuklenmeye..

Kemik suyundan SADE Bulgur pilavi, Bulgur Corbasi, Mercimekli Bulgur pilavi, Kimyonlu Baharatli Bulgur Pilavi, KISIR, derken Canlari 2 duble RAKI cekincede PARAYI rakiya (Oyle ya onlerinde 2 secenek var, Ya RAKI alacaksin ya da ET??) yatirip, ETSiZ Cigkofteyi iCAT edivermisler.. Cok da MANTIKLI, cunki ET siz cigkofte oluyor amma, RAKISIZ cigkofte YAVAN kaliyor!!

Gercek hikayesi bu..

Demek ki simdi de Etiler gibi LUKUS bolgelerde "Vejeteryan" lar icin Cig kofte adi altinda yapilip, satiliyor haaa?

Vay anasini sayin seyirciler??

(Not;Meraklisina=ETSiZ cigkoftede ET yerine kullanilan malzeme SOMUN ekmeginin ici, bayat ekmeklerin icini ufalayip ET yerine kullanmislar)



Simdi Emin Kardesin hesabina gelirsek;48960 dakikadan 24 dakikaya 2000 de 1 demektir. Isin matematigine girersek, bir de grafik ciziktiririm ona gore ha!!
Ben zaman fakiri olmayacaktim ki, sen de HASB-I hal goresin.. Gel ortada bulusalim sunu 1 saat yapalim Emin kardes Ne dersin??

ZamanFakiriBikmisbroker
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (17-08-2006), serdarkus (18-08-2006)
  #286  
Eski 18-08-2006, 07:05
coser coser bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 3/285
2 Mesaj ına 2 Kere teşekkür edildi
Tanımlı çiğ köfte

günaydın, çiğ köfte yemek adına ,etsiz yiyenlerdeniz.yeterli beslenme yapamadığımız için de anlatılanları anlamakta güçlük çekiyoruz.ne de olsa memuruz.sağlık ve esenlikler dileğiyle.kolay gelsin.
Alıntı ile Cevapla
coser kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (18-08-2006)
  #287  
Eski 21-08-2006, 17:46
serdarkus - ait Avatar
serdarkus serdarkus bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 317/1236
52 Mesaj ına 2228 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Günün sorusu:

"Küçük yatırımcının hakkı ne oldu?

TÖRÜNER: DEVLET, BORSAYA AÇIK ŞİRKETLERE EL KOYMASIN

Devlet, batık banka operasyonu sırasında, bu bankaların borsadaki iştiraklerine ve şirketlerine de el koymuştu. Milliyet'in cumartesi günkü haberine göre, el konulup kapatılan bu kuruluşların toplam piyasa değeri 2 milyar dolara, bunların halka açık bölümü ise 515 milyon dolara yakın. Bu el koymalarla, 200.000'e yakın yatırımcı mağdur edildi.

Devlet el koyduğu bankaları ve şirketleri satıyor. Ama, elde ettiği parayı ne şirket sahiplerine ne de borsa yatırımcılarına veriyor. Küçük borsa yatırımcısı ne yapacağını şaşırmış durumda. Son çare olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran Borsa yatırımcıları var.

Bu sorun, doğrudan doğruya hükümeti ilgilendiriyor. Aslında, borsa yatırımcısını korumak durumunda olan kurum, Sermaye Piyasası Kurulu. Ama, banka ve şirket el koymaları sırasında Sermaye Piyasası Kurulu'na sorulmuyor. Sorunu yaratanlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu olunca, sorunların çözümü de bu kurumlara kalıyor. Bunlar da, borsayı ve borsa yatırımcılarını göz ardı edince, sorunun çözümü doğrudan hükümeti ilgilendiriyor.

İflas masası sorunu
Devlet kurumlarının, özel şirketlere ve özellikle de borsaya açık şirketlere el koyması son derece yanlış. Bunlar için, önceden yapıldığı gibi "iflas" yoluna gidilmeli. Herkes de, zararının bir bölümünü kurulacak "iflas masası"ndan almalı. Bu kural, bütün dünyada böyle uygulanıyor.

Ancak, bizde şirketlerin iflas ettirilmesi yoluna gidilse bile, sorun çözülemiyor. Çünkü, yasalara göre, "iflas masası"nda devlet, öncelikli alacaklı. Yani, bizde yıllardır ve hala "devleti kişinin üzerinde gören" yasal düzenleme var. Kısacası, borsaya açık şirketler iflas etse veya ettirilse bile, "iflas masası" kurulduğunda önce devlet alacaklarını tahsil edeceği için, diğer şirket alacaklılarına ve küçük yatırımcıya hiçbir şey kalmıyor.

Küçük yatırımcıyı mağduriyetten kurtarmak istiyorsak:
a) Bundan sonra, borsaya açık şirketlere devletin el koymasını engelleyici yasalar çıkarmalıyız.
b) Halen el konulmuş bulunan şirketler için de "iflas masası" kurulmasını sağlayacak yasal düzenleme yapmalıyız.
c) "İflas Masası"nda devletin öncelikli alacaklı olması durumlarını düzenleyen yasaların ilgili maddelerini iptal etmeliyiz.
d) Devletin öncelikli alacaklı olmasını durumunu iptal eden yasaları "geriye dönük" olarak uygulamalıyız.

Zaten, Avrupa Birliği uyum süreci sırasında, devlete öncelik tanıyan bu uygulamalar kalkacak. Devleti koruyan düzenlemeler nedeniyle, IMF, bankaların iflasını değil, bankalara el konulmasını istemişti. Bu sayede, küçük yatırımcı mağdur oldu ama bankalara kredi açan yabancı bankalar, paralarının tümünü, Devletten önce tahsil ettiler. Zaten, batık hesabı aslında bu yüzden çok kabardı.
.......

Haber Girişi: 21.08.2006 - 16:53 "
__________________
eNiyi sistem, uygulayabildiğindir..
Alıntı ile Cevapla
  #288  
Eski 22-08-2006, 18:41
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Böyle bir sey olur mu?

Halay sırası” yüzünden cinayet

A.A

Bursa'nın İnegöl ilçesinde, “halay sırası” yüzünden çıktığı bildirilen kavgada, birbirlerini bıçaklayan iki arkadaştan biri öldü, diğeri yaralandı.

Dün akşam birlikte alkol aldığı arkadaşı Mehmet Doğan'ın (35) yanından ayrıldıktan sonra Mahmudiye Mahallesi Güverte Sokaktaki kahvehaneye giden İsmail K. (32), bir süre sonra olay yerine gelen Doğan'ın daveti üzerine kahvehaneden çıktı.

İkili arasında kahvehane önünde başlayan tartışmanın yumruklaşmaya dönüşmesi üzerine Mehmet Doğan, İsmail K'yı bacağından bıçakladı.

Doğan'ın elinden bıçağı alan İsmail K. de aynı bıçakla arkadaşını karnından yaraladı.

Mehmet Doğan, ambulansla götürüldüğü İnegöl Devlet Hastanesinde tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Olayın ardından motosikletiyle hastaneye giden ve tedavisinden sonra gözaltına alınan İsmail K'nın bir gün önce katıldıkları bir düğünde halay çekmek için kalktıklarını, Mehmet Doğan ile sırasını kaptığı için tartıştığını, tartışmanın devamında bu olayın yaşandığını söylediği bildirildi.
Alıntı ile Cevapla
  #289  
Eski 24-08-2006, 10:13
serdarkus - ait Avatar
serdarkus serdarkus bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 317/1236
52 Mesaj ına 2228 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Günün sorusu ve haberi:

"Gülben Ergen hamile kalmak için ne yaptı?
İşte yurdum insanının hurafe düşkünlüğüne magazin dünyasından son örnek. Ünlü şarkıcı Gülben Ergen klip çekimlerini bahane ederek 'efsanevi su'dan içmek için Malezya'ya uçtu.
24 Ağustos 2006 10:40

Gülben Ergen'in Malezya Sırrı!
Albüm fotorafları için Malezya'nın Pulau Dayang Bunting adasına gittiği zannedilen Gülben Ergen'in asıl amacı çok farklı çıktı. Gülben'in amacı adanın Türkçe isminde saklı.

Çekim için Nisan’da Malezya’nın Pulau Dayang Bunting adasına (Hamile Bakire Adası) giden Gülben Ergen buradaki........
......
Vatan


Bu haber 1043 defa okunmuştur "

İhlas Gayrimenkul satıldı
İhlas Holding, İhlas Gayrimenkul'deki yüzde 30.39 oranındaki payını, Yeşil İnşaat Gayrimenkul Yatırım Hizmetleri A.Ş. firmasına ve ABD'de yerlesik Rudolph Younes isimli gerçek kişiye eşit oranlı olarak borsa dışında sattı.
24 Ağustos 2006 10:29

İhlas Holding A.Ş. tarafından Borsa'ya gönderilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Daha once 01.08.2006 tarihli ozel durum aciklamasi ile, istiraklerimizden Ihlas Gayrimenkul Yatirim Ortakligi A.S. 'de sahip oldugumuz hisselerin satisi icin Yesil Insaat Gayrimenkul Yatirim Hizmetleri A.S. ile gerekli gorusmelerde bulunmak uzere M. Haluk Sur ve Isik Gokkaya'nin yetkili kilindiklari hususlari aciklanmisti. Bahsi gecen grupla yapilan gorusmeleri degerlendiren yonetim kurulumuz 23.08.2006 tarihli yonetim kurulu toplantisinda, 33.162.529,95 YTL nominal sermayeli, Ihlas Gayrimenkul Yatirim Ortakligi A.S. unvanli sirkette sahip oldugumuz % 30.39 oranindaki toplam 10.077.750,00 YTL nominal tutarli sermaye payimizdan ....
.....

Bu haber 203 defa okunmuştur."
__________________
eNiyi sistem, uygulayabildiğindir..
Alıntı ile Cevapla
serdarkus kullanıcısına teşekkür edenler
bikmisbroker (24-08-2006), dentist (24-08-2006)
  #290  
Eski 24-08-2006, 19:22
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı

Alıntı:
19.yüzyılda Almanya'nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu. Fransızlar, her sene nehrin Almanlardaki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabi. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar.
Mektupta söyle demektedir:
"Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyetin de halifesisiniz. Bizi bu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkani sağlayın."
Çöküs faslına girildigi bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kafi bulur ve cevabi bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır.
Şaskina dönen Almanlar, çuvalı alip mektubu okurlar: "Fransızlar korkak adamlardır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kafidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin.
Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kafidir."
Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar. Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar.
Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanların sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur:
"Osmanlılardan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz.
Zulüm sona ermiştir."

Bu olay, Mülhaymlilarin gönüllerinde taht kurmuştur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar. Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutlarlar. Bu olay Osmanlı'nın sadece bir yeniçeri kıyafetiyle Almanları Fransızların elinden ve talanından nasıl kurtardığını gösteren maziden elmas bir tablo olarak kalmaktadır...

Dun gece ruyamda iHLAS aliyordum..
Kan ter icinde uyandim..
Bir tarafim acikmi kalmisti ne?
Bir zamanlar 28-30 binlerden alip sattigimiz iHLAS, bizi FRANSIZ yaptin be!!
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla
bikmisbroker kullanıcısına teşekkür edenler
Ramo (24-08-2006), serdarkus (24-08-2006)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:59 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce