#201
|
||||
|
||||
Haftayı kapatırken:
Haftanın özetini gereksiz olmasa da anımsatmakta fayda görüyorum. Neden mi?
İrina hanım... İrina dan daha güzel bir neden olamaz zaten. İrina nın sonunda beni arayarak yeter Süvari herkes hakkımda atıp tutuyor yada yanlış düşünüyor bir anlat şunlara demesi ile silkindim. -Annem zaten yazmış Svg İrina. Daha halen mi anlamıyan var. +O okadar enteresan şeyler yazıyorki arada kaynayıp gitmiş ''DİKKAT'' den yoksun çok kişi var. -Ne yapsınlar İrina dedim iş güç kolay mı herkes bizim gibi boş gezmiyor. DİKKAT de dağılıyor. +Sabahın 4 ü gecenin körü ne zaman baksam ışığın yanıyor be Süvarim gündüzde o gürültü toz toprak sen mi boşsun. Ötesi yok canım biraz da ye paranı hep koşturmak çocuğunun 18 ini göremeyeceksin bu gidişle. -Tamam İrina sus yazacam söz yeterki uzatma seni kırarsam Annem de beni kırar... +Aslan şovalyem yaz... -Ben zırhsız Süvariyim. Zırh delikanlı adamı bozar. Malum biz Türklerin canları tatlı değildir... +Bir söz geçiyoyordu Süvariciğim ''Her vade için stop los'' 39314 Bunuda epey irdelemşti bahçe sahibi... ANCAK burada biraz mola veren piyasayı izlemeyi sürdürmüş altına kayarken de satış yapmamıştı. Zararı bilmediğinden stoplossu pek kullanmazdı aslında; ama yazmıştı geçen hafta. -Evet İrina benim gibi eksik dalga sayıcılarıda burada (38 binlerde) bile dibin olabileceğini belirtmişti hatırlanırsa. +İşte orada beni hemen gönderdiğini sandılar oysa ben daha yerleşmemiştim bile nereye gideceğim daha burdayım. -Biliyorum İrina zaten hafta başı bu mesaj ile güne başlamıştık. ''Günaydın RİSK ALMAK İÇİN 37703'' Geçen haftalardaki ''İzliyoruz'' lafından ne kadar gına geldiğini ve kayıpların da sadece izlemeyenlerde olması ayrı bir dert idi. http://www.arka-bahce.org/forum/show...&postcount=206 Bu mesaj yazılırken 39 binlerin üzerindeydi piyasa. Ardından o akşam ''Gün Sonu PORTFÖY HAZIRLIĞI ORTA VADE '' diye flaşlar patladı. Aksilik ertesi günde dip oldu. Bu şartlarda senin yerini de genişleteceğini ilan etmişti zaten. Hatta sana sürpriz yapmıştık beraber CarreferSA ya gidip tüm eşyalarını ve yaklaşık EN AZ 2 ay seni idare edecek erzak ve AKsesuarı bir çırıda almıştı. Ben de sormuştum haliyle (aramızda kalsın) neden TÜP lü bir ocak, adak KOÇ u, pİŞirme tencereleri almadık. Onları da sen ve diğerleriniz alın İrina yı bilirsin dedi fazla şey alırsam onu temelli tutacağım diye korkar buralarda. Sonuçta ne kadar sevsede zaman Türkiye de temelli kalınacak dönem değil. +Gerçekten çok düşüncelidir. Sağolsun kal dese kalırım ama malum benim de bekleyenlerim var. -Neyse en sonda bu sabah yine ''EK ALIM İÇİN 37581 TUTUNMALI '' dedi İrina. Seninde HAZİRAN ortalarına kadar buralarda olacağını Annem zaten duyurmuştu halen nerde karışıklık var anlamadım Svg. İrina +Dertleşelim dedim be Süvarim maksat görmek bakarsın temmuzda bilemedin Ağustosda giderim görüşemeyiz brkaç ay yanmayayım görüşmeden ayrıldığımıza. -Aklıma da hiç ayrılamam derken kavuşmak hayal oldu şarkısı geldi. Yok yok İrina burda erkenden hasret acısına gerek yok... ''Yakındakine bundan daha ne kadar uzak bakılabilirki İrina'' gün gün kayıtlar orda. Boşuna telaşlanma anlaşılmayan birşey yok. Kimse seni göndermedi göndermeyecekde... ah kadınlar... |
#202
|
||||
|
||||
Arka BahCe
Biraz geç anladılar değerimizi ama olsun hiç olmamasından iyidir, filmimiz yakında sinemelarda....
ads.png http://www.istanbul.net.tr/istanbul_...ay.asp?id=1099 |
#203
|
|||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||
Sabahın dördünde kesişmeler....... Aslan şövalyem..... Hiç ayrılamam derken.... Bilmem ki bunlar, hesabının verilmesi gerektiği düşünülerek söylenmiş sözler midir ? |
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (29-05-2006) |
#204
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
Karanfil eziyeti
Değerli Ali Hocam geçenlerde karanfil konusunda öyle bir yazı yazmıştı ki okuyunca dumura uğramıştım. Cevap verme hakkımı saklı tutmuştum. Sadece bu konuyu deşelemek istemiyorum. Yazılarımın içine yedire yedire değineceğim. Evet, 3 Nisan tarihinden beri bir naylon serayı zilyedimde bulunduruyorum. Yeri gelmişken bu kelimeyi açıklamam gerektiğine inanıyorum çünkü ben de tam olarak ne anlama geldiğini bilmiyordum. zilyet -di : isim, Hukuk Arapça, Sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci. Emekli paramı dolayısıyla elimde olan tüm varlığımı borsada yeteri kadar hırpaladıktan sonra çekip, bir miktar da borçlanarak 60 bin Yeni Türk Lirasına içinde “yığma bina” diye tabir edilen iki küçük ve eğreti evle birlikte önünde yaklaşık iki dönümlük naylon sera bulunan yeri ki, bu yer hazineye ait, tapusu mapusu yok, sadece elektrik ve su aboneliği ile sondaja ait elektrik aboneliği olan bir yerdir, almış, hukuki deyimle de zilyetliğime almış bulunuyorum. Aldığım bu yerde karanfil ekiliydi. Yaza girişte maliyetleri kurtarmadığı için kesim işine son verilen bu karanfillerin Mayıs ayında sökülüp, bir sonraki ekime hazırlık işlemleri başlıyor(muş.) İşte, her ne kadar dikimi bana ait olmayan bu karanfillerin söküm esnasında artık zilyetliğime geçmiş bulunması nedeniyle elime budama makasını aldım ve uzun süre dayanabilecek olanlardan bir miktar kesmeye başladım. Keserken “su iti” oldum terden. Sonra ayıkladım, boylarını ayarladım ve bir kocaman kovaya koyarak soğuk oda deposu aradım. Henüz beni kimse tanımadığı için araya aracılar koyarak böyle bir deposu olan bir hayır sahibi de buldum. Bir taşla birden fazla kuş vurma sevdam yüzünden yani evlenmek üzere olan bir arkadaşımın nikah töreninde de dağıtılmak üzere, kesim tarihimden itibaren 10 gün süresince o nikah arifesi gününü beklemek zorunda kaldım. Çünkü göndereceğim karanfillerin hepsinin gideceği yer Ali Hocamın dediği gibi “şehir” değil bir “ülke” olan İstanbul’du. *** Boylarını yeniden ayarlayıp, usturubuna göre demetledim, paketledim ve terminalin yolunu tuttum. O firma senin, bu firma benim dolandıktan ve parasıyla da olsa yalvar yakar olduktan sonra bir otobüs firmasına zorla verebildim ve bu şaşırtmaca davranışımın anlamını bilecek değerli kişilere solmadan erişmesi için kazasız belasız yolculuklar diledim. Çile sırası kadirşinas Ali Hocamdaydı ve bu eziyeti yeteri kadarıyla çektirdiğimi düşünüyorum. Kısa özeti böyle olan bu işin bir yazıda dile geleceğini umuyordum ama Ali Hocamın anlattığı gibi değil. O, öyle bir Antalya ve sera tarif etmiş ki dayanamadım ve bu yazımı yazmak zorunda kaldım. *** Aman Hocam ne kaloriferi, ne kamerası; hepi topu bir naylon sera ve o naylonların üçüncü yılı, demirleri paslı, fıskiyeleri kireçlenmiş, hortumları patlak, ip bağlanan baş demirlerinin kaynakları çatlak, etek naylonları yamalı, yanakları yırtık bir sera! Şu sıralar fide dikimine hazırlıklarla uğraşıyorum ama buradaki yığma eve, zor bela, doğup büyüdükleri yerden sökerek getirdiğim 80’li yaşlardaki anne, baba ve halamın Antalya Devlet Hastanesindeki muayene ve tedavilerinden zaman bulabildiğim kadarıyla, tabii. Bu konu ile ilgili teşekkür edenlere elbette ki ben de teşekkür ediyorum ama yazılarını büyük bir hazla okuduğum kişilere “burada bir dost adayınız var” demek istediğim için böyle bir tuhaflık yapmıştım. İki küçük açıklama: Bir; Antalyalı değilim. Geçen yıl emekli olduktan sonra 10 Haziranda buraya geldim. Memleketim; adının her geçtiğinde birçok kişiyi bilinen nedenlerle tedirgin eden Tunceli’nin Pertek ilçesidir. İkinci küçük açıklama ise; o karanfilleri ben Ali Hocamın dediği gibi “yüreğimdeki seradan” göndermiştim. |
Emin kullanıcısına teşekkür edenler | ||
#205
|
|||
|
|||
Sevgili Emin,
Güzel İnsan; Bu Arka BahÇe bir garip yerdir. Çeliğine çift su verilmiş çift taraflı Bursa Bıçağı gibi keskin yazdıklarına bakma Sen. Yürekleri çook yufkadır. Bazen bir kelime, bazen kıyıda köşede kalmış bir resim, kimi zaman da güzel bir yüreğin sunduğu bir deste karanfil ile; Sn Master'ın mahcup, Sn AnnE'mizin gürültüyle getirip bastırdığı saklı göz yaşlarının belirivermesine yeter de artar bile. Senin yüreciğinde ki seradan sunduğun karanfiller ile bu tuhaf insanların gözlerine, seslerine yansıyan teşekkür duygularını, tekrar görmemi, duymamı sağladığın için, Sana ne kadar teşekkür etsem azdır. Değerli Babana ve Halana Allahtan acil şifa dileklerimle Saygılar sunuyorum. |
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler | ||
bikmisbroker (31-05-2006), buena vista (11-06-2006), Emin (31-05-2006), neron (31-05-2006), Süvari (31-05-2006) |
#206
|
||||
|
||||
Ahali ;
Her ne kadar Alihocam , damar siyasasını elden bırakmıyaraktan , buranın piyasalarda kaşınanlar alemi olduğunu alayımıza inkar ettirip, Aliye kıvamında bir duygu seli içinde bizleri çağıl çağıl çağlatma hevesinden kurtulamasa da , meseleyi kendi mecrasına çekmek için aşağıdaki mevzuuyu anlatarak, konuyu toparlamak istemekteyim. Şimdi sizler, yukardaki cümleyi birkaç kere daha okuyup, ne demek istemediğimi anlamaya çalışırken, ben yavaş yavaş anlatmaya başlayayım.Bu arada ilk cümleyi anlayan olursa, özel mesajla bana da izah etsin. Efendim , Aleattin Keykubat abimiz, ( şu yaşıma geldim ,Alaattin mi ,aleattin mi, alattin mi bir türlü çözemedim ya neyse.), vüzerasını, ordusunu, yalakasını toplamış, Anadolu'da dolanırken , Pertek'le Hozat arasındaki ZEVE köyünde bir mola verir.Derdi piknik mi yapmaktır, karıkız oynatmak mıdır, garibim Dersimlilere hava basmak mıdır , bu konuda sarih bir tarihi malumata ulaşamadım. Ha bu arada , Pertek'e neden Karakuş , Zeve'ye neden Dorutay denmeye zorlanır , bu mesele de başka bir meseledir ki, ben en iyisi bu meseleyi şimdilik mesele haline getirmeyeyim. Neyse Ahaliciğim , Aleattin'in badigardları, konuşlanılan mevkiin etrafında dolanırken, ilerde içinde ışık fışkıran bir çadır görürler.Ve gidip '' patron , ilerde acaip bir çadır var , kıl kaptık, bir icraat yapalım mı ?'' diye sorarlar. Alaattin 'de gidin bakın , kelek bi durumsa içindekileri getirin der, giderler. Giderler , çadırda yaşlı bir amca, bir seccadesi, ufak bir toprak güveci, bir torba arpadan başka bir halt yok.Derler , kimsin sen ? Amca der , ben bir Adem evladıyım , adım Hıdır Sultan.Derler , Alettin seni ister.Amman der Dede, hiç olur mu ? taa nerelerden gelmiş, buyursun, başımızın üstünde misafirim olsun.Ohha be amca derler, Koca sultan , veziri, ordusu, kılı yünü senin buraya gelir mi , gelse sen nerede ağırlayacan o kadar adamı ? Gelsin , evladım der , Tanrı misafirinin sayısı, sorgusu olmaz. Fesüpanallah deyip giderler, Alattin'e ve anlatırlar.O da kim lan bu lavuk der, şuna yarın bi uğrayalım da kafa bulalım. Sabah toplar teşkilatı, Hıdır'ın çadıra dayanır. Hıdır, buyur eder alayını.Alaattin dumura uğrar, nasıl uğramasın ki , içeri giren seccadeye oturuyor , her oturandan sonra seccadenin köşesinde bir kişilik boşluk.Derken, Hıdır '' acıkmışınızdır, buyrun fakir güvecimizden birşeyler yiyin'', ve güveç onca vüzera, asker arasında dolandıkça boşalmıyor, yendikçe artıyor. Hele der, Hıdır, şu atlarınızı da bir yemliyeyim, alır, arpa torbasını, bütün atlar dilediğince arpayı yer , torba boşalmaz. Olanlardan kafayı çizen Alaattin , Dedenin elini öper ve Resul , Munzur ve Delil isimli üç elemanını, Dede ye hizmet etmek üzere orada bırakır ve çeker gider. Neyse ahaliciğim, hikayenin bundan sonrası malum , bu toprağın her yerindeki hikaye. Bir yerlerde Pertek lafı geçince aklıma geliverdi.Ama esas olarak , Alihocam'a bu forumun gerçek kuruluş amacını hatırlatmak üzere yazdım. Bilmem anlatabildim mi ? |
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler | ||
alihoca (31-05-2006), bikmisbroker (31-05-2006), buena vista (11-06-2006), Emin (31-05-2006), neron (31-05-2006), zumbul (31-05-2006), Ömmes (02-06-2006) |
#207
|
||||
|
||||
Pardon ama BU haberden öte .......
31.05.2006 13:19:57 TURKIYE'NIN MUZAKERE POZISYONU BELGESI'NDEN "EGITIM SISTEMI LAIKTIR" IFADESI CIKARILDI / CNN TURK
CNN TURK, 'TURKIYE'NIN EGITIM SISTEMI LAIKTIR' IFADESININ SON DAKIKADA AB ILE MUZAKERELERIN CERCEVESINI BELIRLEYEN MUZAKERE POZISYON BELGESI'NDEN CIKARILDIGINI ILERI SURDU. CNN TURK'UN HABERINE GORE; SOZ KONUSU IFADE BELGEYE, DANISTAY SALDIRISININ ARDINDAN AB GENEL SEKRETERLIGI TARAFINDAN 'GUCLENDIRICI' UNSUR OLARAK EKLENMISTI. ANCAK BASMUZAKERECI ALI BABACAN, GECTIGIMIZ CARSAMBA GUNU ANKARA'DA YAPILAN TOPLANTIDA "YENI BIR UNSUR DEGIL, GEREK YOK" DIYEREK IFADEYI BELGEDEN CIKARDI. CERCEVE BELGE DAHA SONRA BU HALIYLE BRUKSEL'E GONDERILDI.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez |
#208
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
yeni bir unsur olmadığına göre, oldu olacak ANAYASA'dan da çıkaralım...
__________________
ASLANLAR KENDİ TARİHLERİNİ YAZMADIKÇA, ÇOBANLARIN YAZDIĞI TARİHLE AVUNUR - AFRİCANİSM - |
#209
|
||||
|
||||
Master Beyin yukarıda yazdığı mesele ile ilgili yorumlarım saklı kalmak kaydı ile, şu açıklamayı yapmama luzum hasıl olmuştur :
Grup ANEMİ nin adının, grup AnnEmi şeklinde telaffuz edilerek , malum eserlerinin bana maledilmesine hiç mi hiç gerek yoktur. Bu açıklama, sanat eserlerini koruma yasası çerçevesinde yapılmıştır. |
#210
|
|||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||
satın kağıtları boşuna guruba bizde girermiyiz diye heveslenmişiz
__________________
............................ |
Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Konu Seçenekleri | |
Modları Göster | |
|
|