Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Teeee bessüm - Sayfa 48 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Müştemilat > Tebessüm
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Teeee bessüm
Konudaki Cevap Sayısı
625
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
248826

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #471  
Eski 11-03-2009, 07:10
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Smile 20’nci yılda

Evliliklerinin 20 yılı geride kalmıştı. Geceydi, yataklarına uzanmışlardı. Kadın birden kocasının oldukça uzun bir zamandır yapmadığı biçimde dokunmaya başladığını hissetti.

Adamın parmakları boynunda gezindi, yavaşça sırtına doğru inmeye başladı. Boyun ve omuzlarından küçük dokunuşlarla geçen el usulca göğüslerinden birine, sonra diğerine ilerledi, tam göbeğine gelince durdu.

Kadın elin sol kol içinde gezindiğini, yeniden göğsünü yandan kavradığını belini yumuşacık sarmaladığını, kalçalarına doğru ilerleyen hafif baskının bacaklarına kaydığını hissetti.

Sonra birden her şey durdu. El çekildi, ortalık sakinledi. Bu okşamalarla iyice heyecanlanan kadın cilveli bir sesle, “Sevgilim, harikaydı. Niye durdun?” diye sordu. Adamın cevabı kısaydı: “Uzaktan kumandayı buldum.”

http://haber.gazetevatan.com/haberde...ryid=4&wid=142
Alıntı ile Cevapla
neron kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (22-04-2009), AnnE (12-03-2009), ar_de_ (18-03-2009), buena vista (12-03-2009), Master (20-03-2009), meraklı (11-03-2009), Ramo (11-03-2009), serdarkus (12-03-2009), su (21-03-2009)
  #472  
Eski 20-03-2009, 03:56
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Talking Yok böyle bir şey değil var İşte....

Yılmaz Özdil
yozdil@hurriyet.com.tr




Sıkboğaz etme birader, bi ara alırız


Yumurta kapıya dayandı...


Vatandaşın TC numarası yok!

*

Ben kendi payıma, anca geçen hafta değiştirdim nüfus cüzdanımı... Sevgili kızım "yuh artık" demeseydi, gene değiştirmeyecektim. Çünkü...

*

Bu proje, 1972’de başladı.

Taaa 1972’de.

İsmi pek havalı...

Mernis.

Ay üssü alfa gibi bi şey yani.

Sanırsın uzaya roket fırlatıcaz.

*

Neyse...

1972’de başladı.

1976’da Devlet Planlama’da şekillendirildi.

1980’de ODTÜ’ye verildi.

1983.

1986.

1990.

1995.

Bu zaman zarfında neler oldu biliyor musunuz?

Hiç!

1996’da fizibilitesi yapıldı.

15 sene sonra...

1997’de ödenek ayrıldı!

1999’da bilgisayarları alındı.

1 sene bilgisayara baktılar...

2000’de yazılımları yapıldı.

2 sene personel eğitildi.

Geldik 2002’ye...

Pilot uygulama başladı!

Ankara Kırıkkale’de.

*

"Astronot" olucaz, galiba uzaya roket fırlatıcaz zannettik ama, 30 sene sonra ola ola "pilot" olabildik yani!

*

2003

2005

2008

Kanun çıktı.

TC numarası mecburi.

*

Sallayan yok tabii...

*

Proje başladığında işe girenler, emekli oldu çünkü... Proje başladığında başbakan olan Ferit Melen, 21 sene önce öldü. Üstelik numarasız öldü!

*

Ve, 2009...

Ahali haliyle soruyor:

"Kardeş, bu no’yu mo’yu seneye alsak olmaz mı?"
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (20-03-2009), buena vista (22-03-2009), janus (20-03-2009), meraklı (20-03-2009), PINAR (20-03-2009), Ramo (20-03-2009), su (21-03-2009)
  #473  
Eski 25-03-2009, 05:21
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow Seçim sözlüğü

Yılmaz Özdil
yozdil@hurriyet.com.tr


Seçim sözlüğü


Oy: Verdiğin.

Oylum oylum: Aldığın.


*

Oya: Seçim öncesi vaat.

Oyuk: Bütçe.

Oyma: Seçim sonrası zam.

Oymakbaşı: Başbakan.

Voyvoda: IMF.

*

Boya:

Hamdolsun, teğet geçecek.

Foya:

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana.

*

Oyuncak: Gemicik.

*

Toy: Genç seçmen.

Koyboy: ABD Büyükelçisi.

*

Voy babo: TRT Şeş.

*

Goy goy: Yandaş medya.

Soytarı: Yalaka.

*

Hoyrat: Ananı da al git!

Soylu: Son Osmanlı Padişahı.

*

Ayak oyunu: Demokrasi.

Oynak: Şak CHP’li, şak AKP’li.

Troyka?

Müteahhit, bürokrat, milletvekili.

*

Soygun: Düzen.

Kamuoyu: Düzülen.

*

Soydaş?

Soygun Düzeni Anonim Şirketi!

*

Koyun: Seçmen tipi.

Kepenek: E koyuna çoban şart tabii.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (25-03-2009), janus (25-03-2009), meraklı (25-03-2009), neron (25-03-2009), Ramo (15-04-2009)
  #474  
Eski 15-04-2009, 09:38
account account bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 144/5159
85 Mesaj ına 596 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Güvercin

İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı,
Birinci ihtiyar:
-'Su güvercinlere ne zaman yem atsam,siyasetçileri hatırlıyorum'dedi.
Diğer ihtiyar:
- Neden.... Diye sorunca ekledi;
'Yerde dolaşırlarken elimizden yiyiyorlar,havalanınca kafamıza sıcıyorlar...'
__________________
Buyuk ve onemli kararlar kisiseldir.
Alıntı ile Cevapla
account kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (22-04-2009), AnnE (15-04-2009), ar_de_ (15-04-2009), buena vista (16-04-2009), chem73 (15-04-2009), janus (15-04-2009), Master (15-04-2009), meraklı (16-04-2009), neron (15-04-2009), PINAR (02-11-2010), Ramo (17-04-2009), Süvari (15-04-2009), zumbul (15-04-2009)
  #475  
Eski 16-04-2009, 13:50
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Thumbs up Şeyhmusun çilesi

Diyarbakır'da Şehmus okula gelir, tabii bizim Şehmus ilkokul talebesi, ama her tarafı yara bere içinde, hoca sorar,
'Şehmus oğlum ne oldu sana', Şehmus der, 'Babam dövmiştir'.
Hoca sorar, 'Niye oğlum',
'Valla bilmiyom hocam akşam evde yatıyık biraz sonra babamın sesini duyuyom, Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy Şehmus uyudin mi diy, ben de yok buba uyumadım diyrem oda geliy beni doviy.'

Bunun üzerine hoca, bak Şehmus bu gibi durumlarda uyumasan da ses
etmemek lazımdır der. Şehmus kafa sall ar eve gider, ertesi gün okulda Şehmus daha fena dövülmüş olarak gelir. Bunu gören hoca merakla gider yanına ;
'Şehmus ne oldi kim yapti' der. Şehmus der ki
'Bubam yapmıştır.'
'Niye Şehmus ne oldi', Şehmus anlatır.
'Hocam akşam evde yatıyık biraz sonra yine babam in sesini duyuyom, Ali uyudun mi ali den ses çıkmiy Veli uyudunmi e Veliden de ses çıkmiy Mehmed uyudin mi Mehmedden de ses çıkmiy şehmus uyudin mi diy, ben de uyumadım ama hiç ses etmedim. Bunun üzerine anam ile bubam bir gıpraşmaya başladiler anlamadım ne oliy, biraz sonra anam dedi ki, la ihsan ben geliyom, bubam da haticem ben de geliyom dedi, ben de ula nereye gidiyonuz ben de Geliyom dedim...

Hoca derki; "oğlum bunlar anne baba, gider gider gelirler. Sen hiç bozuntuya verme. Uyuyo gibi yap". peki demiş Şehmus. Ertesi gün bir bacak kırık.
"Bu sefer ne oldu? '' der hoca.
"Hocam, dediğin gibi yapmişem.Hiç ses çıkarmamişem. En son bubam anamın arkasına geçti, 'ben çocuk isterem, ben çocuk isterem!' diye bağırmaya başlayınca; ben de fırsat bu fırsat demişem. Geçtim bubamın arkasına, ' Ben de bisiklet istereeeeem !!!! ''...............

__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (16-04-2009), alihoca (22-04-2009), buena vista (16-04-2009), janus (20-04-2009), Master (16-04-2009), neron (16-04-2009), nomeames (16-04-2009), Ramo (17-04-2009), Süvari (16-04-2009), zumbul (16-04-2009)
  #476  
Eski 19-04-2009, 10:13
buena vista buena vista bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 895/3266
652 Mesaj ına 4322 Kere teşekkür edildi
Tanımlı İntihar..

POLİS müfettişi incecik güzel sekretere sormuş:

Patronun neden kendini pencereden aşağı attı?

"Bilemiyorum" demiş fıstık kız... "Bana her zaman çok iyi davranırdı. 2 ay önce bana çok pahalı bir vizon kürk aldı, geçen ay da spor bir araba..."

Eeeeee?

Bugün 3 karatlık çok kıymetli pırlanta bir yüzük hediye etti ve 'Sana sahip olabilmem için daha ne bedel ödememi istersin?' dedi

Peki, sen ne cevap verdin?

Ben sadece 'Ofisteki diğer adamlar gibi bir saatliğine 50 dolar verseniz yeter' dedim!
Alıntı ile Cevapla
buena vista kullanıcısına teşekkür edenler
account (19-04-2009), alihoca (22-04-2009), dentist (19-04-2009), janus (20-04-2009), Master (19-04-2009), meraklı (20-04-2009), neron (19-04-2009), serdarkus (05-05-2009)
  #477  
Eski 29-04-2009, 11:00
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Smile Haham Aklı

Ülkenin birindeki büyük şehirlerden birinde bir kilise, havra ve cami tesadüf birbirine nerdeyse komşu mesafesindeymiş.. Zamanla papaz, haham ve hoca arkadaş olmuşlar. Üçü de kendi dinince ibadetini yaptırır, sonra bir arada vakit geçirirlermiş. Gel zaman git zaman, yaz aylarında avluda kâğıt oynamaya başlamışlar. İnsan azmaya görsün, bir süre sonra bu oyunları kumara dönüşmüş... Oysa yaşadıkları ülkede kumar kesinlikle yasak...!

Sonunda müzevirin biri ihbar etmiş "hocaları" ve polis baskın yapıp toplamış muhteremleri. Papaz, İmam ve Haham toparlanıp oyun kâğıtlarını saklayıvermişler. Komiser kendinden emin önce sorgulamış papazı :
- "Sen din adamısın, yalan söylemek sana yakışmaz, söyle, kumar oynuyordunuz, değil mi..?"

Papaz işin nereye varacağını kestirip inkâr edivermiş oracıkta...! Komiser inanmamış getirttirmiş İncil'i kiliseden :
- "Öyleyse Mukaddes kitap üzerine yemin et" demiş. Papaz bir kere hayır demişken, şimdi itiraf ederse büsbütün kötü olacağını da bildiğinden,
"Ne yapayım," diye düşünüp, "şimdi yalan yere yemin eder,
sonra kiliseye gidip günah çıkartırım, Allah'ım da beni affeder..."
Elini kitaba basıp yemin edince, komiserin yapacak iki şeyi kalmış,
Dönmüş hocaya :
- "Bak hoca efendi, bilirim islamiyette yalan söylemek çok günahtır.
İtiraf et ; kumar oynuyordunuz, değil mi..?"
Hoca düşünmüş, "evet" dese hem papazı ele verecek, hem de kendisi güme gidecek. "Papaz bizden daha kıdemli, inkar ettiyse bir bildiği vardır.
Arkadaş uğruna işleyeceğim bu suçu Allahım elbet affeder" diye düşünüp
kendini avutup, basmış yemini...
Sıra Haham Salamon 'a gelmiiiiiştir...
Komiser bu son kozu da kaybetmek istemediğinden, bütün hışmı ile :
- "Söyle Haham efendi," demiş, "Sakın inkâr etme, kumar oynuyordunuz,
değil mi..?"
Haham ellerini teslim olurcasına kaldırmış...

- "iyi de komiser bey..... kiminle..?"


__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (30-04-2009), alihoca (12-05-2009), ar_de_ (04-05-2009), Gozlemci (14-05-2009), Ramo (29-04-2009)
  #478  
Eski 04-05-2009, 18:47
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
omg.gif Ses ayarı ......

Papaz bakar şaraplar eksiliyor, takip eder ve Zangoç'un yaptığını öğrenir. Seslenir..
- Zangoç efendi, uzun zamandır günah çıkartmıyorsun.
- Doğrudur sayın peder işler işte der.Papaz
- Olmaz öyle, gel bakalım kafese.
Papaz sorar:
- Papazın şaraplarını kim içoor?
- Duyulmoor.
- Yahu nasıl duyulmaz?
- Duyulmoor işte.
Papaz daha yüksek sesle:
- Zangooooç, papazın şarapları kim içooor.
- Duyulmooor.
- Nasıl duyulmaz aramızda bir karış yok.
- Buradan duyulmoor işte
-Peki yer değiştirelim sen seslen bir de bakalım.

Zangoç ve papaz yer değiştirirler. Zangoç ses denemesi için sorar:

- Papaz efendi Kahyanın karısını kim götüroor?
Papaz cevap verir:

*- Hakketten duyulmoor .. !!




Mini-cik yorum-cuk : Acep İktidarın şaraplarını götüren kim ....????
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
account (05-05-2009), alihoca (12-05-2009), ar_de_ (07-05-2009), buena vista (05-05-2009), Gozlemci (14-05-2009), janus (05-05-2009), Master (04-05-2009), serdarkus (05-05-2009)
  #479  
Eski 08-05-2009, 04:01
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow Geniş Tebessüm.....

Sahte aydın gömleği giyenler kulak versin
Mesul diyen şu halkı yiyenler kulak versin
‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyenler kulak versin
Kıbleye karşı yaptı alayınız çişini Sizin gibi aydının 7’den 70’ini

Alayınız Nobellik bir Orhan Pamuk’sunuz
Ve hatta bana göre ondanda yamuksunuz
Türk’ün canı yandı mı, gözleri yumuksunuz
Kör olur görmezsiniz, Ermeni’nin geçmişini
Sizin gibi yazarın 7’den 70’ini

Meşhur bir Atasözüdür, domuz gönü post olmaz
Ermeni’den dost olur ama sizden dost olmaz
Bir ülkede ihanet bu kadar serbest olmaz
Ah dostum bulmak zor Türkiye’nin eşini
Sizin gibi aydının 7’den 70’ini

İsmail Türüt

+++


Anayasa değişikliği 20 maddeden 10 maddeye düşürüldü. Vazgeçilen en önemli değişiklik ise Gül'ün önerisiyle oldu. İşte yeni paket;

Cumhurbaşkanın görev süresini 7, milletvekillerinin görev süresini 5 yıl olarak düzenleyen ve anayasaya geçici madde olarak eklenmesi planlanan değişiklikten vazgeçildi.

AKP’nin Meclis gündemine yeniden getirmek istediği anayasa değişikliği çalışmaları tamamlandı, ancak başta Erdoğan olmak üzere Cumhurbaşkanının görev süresini düzenleyen madde Gül'ün isteğiyle paketten geri çekildi.

Dün akşam saatlerinde Meclis’te bir araya gelen, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya ve Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, anayasa değişikliği paketini yeniden görüştü.

Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla cumhurbaşkanının görev süresinin 7 yıl olmasını düzenleyen değişiklikten vazgeçildi.

GÜL DE İSTEMEDİ PAKET 10 MADDEYE İNDİ

Öte yandan, AKP kulislerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ünde kendisi ile ilgili tartışma konusu olan görev süresinin anayasa değişikliği paketinden çıkarılmasını istediği ve görev süresi ile ilgili tartışmalara girmek istemediği öğrenildi. Başbakan Erdoğan da Pazartesi toplanan MYK’da anayasa değişikliği paketinden bazı maddelerin çıkarılmasını istemişti.

Geçen hafta MYK toplantısında Erdoğan’ın, 20 maddelik anayasa değişikliği paketini fazla bulması üzerine hukukçu kurmaylar, pakette değişikliğe gederek Meclis gündemine getirecekleri anayasa değişikliğinin 10 maddeyi geçmemesi karara bağlandı. Paketten YAŞ ve HSYK kararlarına ilişkin düzenlemeler de çıkarıldı.

AKP’nin önümüzdeki günlerde tek başına meclis gündemine getireceği Anayasa değişiklikleri şöyle:

PARTİLERİN KAPATILMASI

AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliği paketinin ilk ve en önemli maddesi siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıran düzenleme olacak. Venedik kriterlerinin esas alınarak yapılan düzenlemede; “Siyasi partilerin uyacakları esaslar' başlıklı 69. madde değiştiriliyor.

Buna göre; siyasi partilere kapatma istemiyle açılan davalarda “odakö tanımı değişiyor. Şiddete ve teröre karışmadığı sürece hiçbir parti kapatılmayacak. Kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın yetkisini daraltacak; ya da bu yetkiyi tamamen ortadan kaldıracak formül de hazırlandı. Bu çerçevede yapılan düzenlemeyle; siyasi partilere kapatma davası açabilmek için TBMM’nin veya belirlenecek bir kurulun onay vermesi koşulu getirilmesi planlanıyor. Evrensel ölçüler esas alınacak. Şiddeti siyasi bir araç olarak kullanmadığı sürece partiler kapatılmayacak.

ANAYASA MAHKEMESİ’NE KİŞİSEL BAŞVURU HAKKI ?

AKP’nin hazırladığı anayasa değişikliği paketinin “olmazsa olmazlarıö arasında yer alan diğer bir madde ise; anayasa mahkemesine kişisel başvuru hakkı. Mevcut uygulamaya göre, yasaların anayasaya aykırılığı gerekçesiyle; Anayasa Mahkemesi’ne sadece muhalefet partisi 110 milletvekilinin imzasıyla ve mahkemeler başvurabiliyor. Düzenlemeyle bireysel başvurunun önü açılıyor. Bireysel başvurular ise insan hakları boyutunda olabilecek.

OMBUDSMANLIK-

Anayasa’ya ilk kez girecek düzenlemeler arasında yer alan kamu denetçiliği ya da ombudsmanlık maddesi de anayasa değişikliğinin olmazsa olmaz maddeleri arasında yer alıyor. “Kamu denetçiliği de ilk kez anayasaya konan hükümler arasında yer alıyor. Taslak metinde, “Gerçek ve tüzel kişilerin kamu yetkisini kullanmasından doğan şikayet ve taleplerini incelemek üzere kamu denetçiliği kurulabilir. Kamu denetçisi incelemelerini ilişkin yıllık raporlarını TBMM´ye sunar. Kamu denetçisinin görev ve yetkileri kanunla düzenleniyorö hükmü yer alıyor.

TÜRKİYE MİLLETVEKİLLİĞİ-

Türkiye Milletvekilliği ile yüzde 10 barajı esnetiliyor. Bu sistemle yüzde 1 alan parti bile en azından 1 milletvekili ile Meclis’te temsil edilebilecek. Belirlenecek sayıda kontenjan ile partiler seçimlere Türkiye milletvekilliği listeleri ile girecek.

YARGI YOLU AÇILIYOR

Anayasa Mahkemesi’yle ilgili olarak “mahkemenin kuruluşu' başlıklı 146, “üyeliğin sona ermesiö başlıklı 147, “görev ve yetkileri' başlıklı 148, “iptal davasıö başlıklı 150, “dava açma süresiö başlıklı 151, “anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesiö başlıklı 152, “Anayasa Mahkemesi’nin kararlarıö başlıklı 153. maddeleri değiştirilecek. Bu kapsamda, mahkemenin üye sayısının arttırılarak bir kısmının TBMM tarafından seçilmesi, yapısının iki daire olarak yeniden düzenlenmesi, mahkemenin türban düzenlemelerinde olduğu gibi anayasa değişikliklerini iptal edemeyecek şekilde denetim yetkisinin sınırlandırılması gibi düzenlemeler üzerinde duruldu. Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısı 21’e çıkarılıyor. Üyelerin üçte biri Meclis tarafından seçilecek.

KİŞİSEL VERİLEN KORUNMASI

Anayasa’ya ilk kez girecek ve aynı zamanda “ulusal program" yer alan bir diğer düzenlemede “kişisel verilen korunmasıö hakkında ki madde. Bu çerçevede; Kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenleme ilk kez anayasaya girecek. Buna göre, "Herkes kendisiyle ilgili kişisel bilgilerin korunması hakkına sahip olabilecek. Ancak kişinin rızası, kanunun öngördüğü meşru bir sebebe dayalı olarak kullanılabilecek. Kendisi hakkında toplanmış olan ya da kayıtlarda yer alan bilgilere erişme bunlarda düzeltme yaptırma, bu bilgilerin amaçları doğrultusunda kullanıp kullanılmadığını öğrenme hakkına sahip olabilecek" hükmü, yeni bir düzenleme olarak metne girecek.

ÇOCUK HAKLARI

Çocuk Hakları ile ilgili hükümler de ilk kez Anayasa’ya girecek düzenlemeler arasında yer alacak. Birleşmiş Milletler sözleşmelerindeki güvencelerle, çocuk hakları ayrı bir düzenleyeme tabii tutulacak.

AKP’de anayasa değişikliğinin en fazla 10 madde olarak Meclis gündemine getirilmesi planlanıyor

+++++


Yargıtay: Halk, Anayasa Mahkemesi'ne gitmesin


Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Anayasa değişikliğine hiçbir zaman karşı olmadıklarını belirterek, "Ancak bu değişiklikler Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi olan temel ilkelerini belirleyen değiştirilemez hükümlerini zedeleyecek, zafiyete uğratacak nitelikte olmamalıdır" dedi.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi Dekanlığınca merhum Prof. Dr. Bülent Tanör'ün anısına düzenlenen "Türkiye'nin Anayasa Gündemi" konulu konferansın açılışında konuşan Gerçeker, demokrasinin bir özgürlükler rejimi olduğunu söyledi.

Gerçeker, bunun hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerinin hayata geçirilmesiyle sağlanabileceğine işaret ederek, çağdaş ülkelerde demokrasinin gelişiminin anayasal devlet anlayışına ulaşmış bulunduğunu, amacın da bireysel özgürlüklere anayasal güvenceler sağlamak olduğunu vurguladı.

Anayasal demokrasinin "sınırlı devlet", yani siyasal iktidarın birey hak ve özgürlükleri lehine sınırlandırması anlamına geldiğini kaydeden Gerçeker, "Yasama, yürütme ve yargı erkinin birbirinden bağımsız olması, iktidarın anayasal çerçeve içerisinde kullanılması ve paylaşılması amacıyla olup bu organların birbirlerine üstünlüğü anlamında değildir" diye konuştu.

Aksi yaklaşımların yasama organında çoğunluğa sahip bulunan yürütme erkini de elinde bulunduran siyasal gücü "sınırsız bir iktidar anlayışına" götürme tehlikesi oluşturacağını ifade eden Gerçeker, gündemdeki anayasa değişikliği tartışmalarına da değindi.
Gerçeker, "Anayasa değişikliğine hiçbir zaman karşı değiliz. Ancak bu değişiklikler Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesi olan temel ilkelerini belirleyen değiştirilemez hükümlerini zedeleyecek, zafiyete uğratacak nitelikte olmamalıdır" dedi.

Temel hak ve özgürlüklerin tam bağımsız bir yargı sistemi kurulmasıyla gerçekleşebileceğini dile getiren Gerçeker, "Tam bağımsız yargı da yargı sisteminin kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak yürütmenin, yasamanın hiçbir etki ve müdahalesinin söz konusu olmadığı bir sistem olarak kurulması suretiyle sağlanabilir" diye konuştu.

Yargının yetkisini millet adına kullandığını hatırlatan Gerç eker, demokratik meşruiyet sağlama gerekçesiyle yasama ve yürütme tarafından yüksek mahkemelere, yargı kurumlarına üye seçilmesi düşüncesinin yargı bağımsızlığıyla bağdaşmadığını kaydetti.
Gerçeker, şöyle konuştu:

"Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Adalet Akademisi ve Adli Tıp gibi yargı kurumları tam anlamıyla özerk olarak düzenlenmelidir. Teftiş Kurulu, HSYK'ya bağlanmalı, HSYK'nın kendi sekreteryası olmalı, hakimlik sınavları HSYK tarafından yapılmalı ve Adalet Bakanlığının hakim ve savcılar üzerindeki idari vesayeti kaldırılmalıdır."

Yüksek mahkemelerin altından kalkamayacak derecede büyük bir iş yükü ile karşı karşıya olduğunu, personel yetersizliği ve fiziki altyapı sorunları bulunduğunu anlatan Gerçeker, güvenli ve hızlı bir yargı sistemi için bu sorunların çözülmesi gerektiğini söyledi.

"Toplumun adalete olan güveni azaldıkça oluşan boşluğu yasa dışı oluşumların doldurduğunun görünen çok acı bir gerçek olduğunu" ifade eden Gerçeker, şöyle dedi:

"Yüksek mahkemeler olarak Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yetkisi verilmesine kesinlikle karşıyız. Bunun yargının sorunlarına bir çözüm olmayacağı gibi davaların daha da uzamasına neden olacağı, sorunları daha da artıracağı başka ülkelerde yaşanan deneyimlerle bilinen bir gerçektir."
Gerçeker, bireysel başvurunun söylenenin aksine yargısal bir denetim mekanizması olacağını, bunun da Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin üzerinde yeni bir yüksek mahkeme yaratılması anlamına geleceğini söyledi.

Bu yetkinin verilmesinin Anayasa Mahkemesinin üye sayısını artırarak bir kısım üyelerinin de TBMM tarafından seçilmesinin gerekçesi olmaması gerektiğini belirten Gerçeker, "Yargı bağımsızlığına aykırı ve yargı sistemimizi allak bullak edecek, alt üst edecek bu uygulamayı kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.

Bireysel başvurunun yüksek mahkemeler tarafından Anayasa'nın 90. maddesi de gözetilerek yargısal denetim sırasında değerlendirildiğini ifade eden Gerçeker, Anayasa Mahkemesine bu yetkinin verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolunu kesmeyeceği gibi daha da artıracağını ifade etti.

Gerçeker, bugün Anayasa'ya aykırı, yasalara aykırı uygulamalara ilişkin, yargının siyasallaştığına ilişkin her kesimden eleştirilerin var olduğunu ifade ederek, "Bir yetki karmaşası içinde bunların üzerine yeterince gidilememektedir. Bugün yargıda 3 başlı bir sistem vardır. Bir tarafta HSYK, bir tarafta Adalet Bakanlığı, bir tarafta yüksek mahkemeler... Bütün bunlar neyi gösteriyor? Özlenen, istenen bir yargı bağımsızlığının, yargı birlik ve bütünlüğünün olmadığını gösteriyor. Yargıyı daha da siyasallaştıracak düzenlemelerden mutlaka kaçınılmalıdır" diye konuştu.

Konuşmasında Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk'un "Bilim der ki siyaset soylu ve özverili bir kamu hizmetidir. Ama bir tutamcık siyaset yargıya karıştırılırsa virüse dönüşür, yargı hastalanır, kirli adalet salgılar" sözüne atıfta bulunan Gerçeker, Davos Ekonomik Forumu'nda açıklanan bir rapora göre Türkiye'nin yargı bağımsızlığında 64. sırada olduğunu söyledi.
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (08-05-2009), alihoca (12-05-2009), ar_de_ (08-05-2009), dentist (10-05-2009), meraklı (08-05-2009), neron (08-05-2009)
  #480  
Eski 12-05-2009, 13:14
neron - ait Avatar
neron neron bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 139/3021
68 Mesaj ına 527 Kere teşekkür edildi
Red face Krize fıkralı çözüm

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/11632673.asp?gid=229

Küresel kriz nedeniyle, hem övgülerin hem de yergilerin odağında yer alan bankacılar, krizden çıkış formülünü buldu.


İnternet üzerinden hem patronlar hem de bankalar arasında dolaşan fıkra, krizin çözümü olarak değerlendiriliyor…



İşte dillere dolanan kriz fıkrası:



“Mevsim yaz, aylardan Ağustos...

Riviera kıyısında küçük bir kasaba. Yaz sezonu ancak yağmur yağıyor ve kasaba bomboş. Herkesin borcu var ve kredi ile yaşıyorlar.

Şans eseri otele zengin bir Rus geliyor ve resepsiyona 100 dolar bırakıyor. Ancak odayı beğenmezse parasını alıp gideceğini söylüyor ve yukarı çıkıyor.

Otel sahibi parayı alır almaz kasaba olan borcunu ödüyor

Kasap, 100 doları hemen kaparak toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor

Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren son defa birlikte olduğu kadına götürüyor.

Kadın parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu ödüyor.

Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100 dolarını geri alarak kasabayı terk ediyor.

Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor.



Ancak tüm kasaba borçlarından kurtuluyor ve geleceğe ümitle bakıyor… “
Alıntı ile Cevapla
neron kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (12-05-2009), ar_de_ (15-05-2009), Gozlemci (14-05-2009), Master (12-05-2009), meraklı (13-05-2009), serdarkus (12-05-2009)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Açık
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 17:01 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce