Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Notlar - Sayfa 10 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Notlar
Konudaki Cevap Sayısı
143
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
73364

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #91  
Eski 27-10-2007, 08:06
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Ulan Hoca ;

Senin ilacın bende ,lakin arada şu ikibinküsur kilometre olmasa!!!

NOT : Şimdi bir cümle yazarak kaçmak bize yakışmaz, bari adı geçen hastalıkla ilgili biraz malımat kopi-peyst edelim :


Kuru Göz Hastalığının Tanısı Nasıl Konur?
Göz hastalıkları hekimi, genellikle muayene ile bu hastalığın tanısını koyabilir. Ancak
bazen, gözyaşı miktarını ölçen testler gerekli olabilir. Schirmer testi, belli koşullar
altında, göz yaşı miktarını ölçmek için kullanılan, alt göz kapağına özel bir kağıt
yerleştirilerek yapılan bir testtir.
Bir başka yöntem de, bir damla ile (fluorescein veya rose bengal) göz yüzeyindeki
kuruluğun paternini tespit etmektir.
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (21-12-2007), meraklı (27-10-2007)
  #92  
Eski 27-10-2007, 09:43
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Cherry Sevgili Ali Hoca....

Anladığım şu ki ''R'' planında yok...Ve yine anlıyorum ki '' Eski Tüfek '' durumu hafif durgunlaşmış... Hatta görüyorum ki.... ''Sağlık '' için şifayı da ''ben'' aradığımdan...Gerçekten Hayırlısı...

Minik Not : Yazmamanın nedeni yanısıra, Okuyor olmanın sevinci ile...
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (28-10-2007), dentist (27-10-2007), meraklı (27-10-2007)
  #93  
Eski 27-10-2007, 11:37
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Tanımlı ruh /plan/ yaşam ???

Muhterem AnnE'm,

Adı geçen hastalığın varlığı kişilere oldukça acılı anlar yaşatsa da , görüntüsü de pek bir antipatik olmaktadır... Akamayan gözyaşlarının iç cidarlarda ve kanallarda yarattığı yanma, dış bölgelere vuran kızarıklık ve ödem ile de hayli tuhaf ve acınası görüntülere maruz bırakmakta...

Bununla birlikte "ne de soğukkanlı" ibaresinin yerleştirildiği durumlar var ki, aslında zat o ara hüngür zırıl ağlamayı arzu etse de, içi katmer katmer katılıp kalsa da bunu başaramamanın getirdiği durum itibarıyle de bazan tenkit bazan saygı alır....

Ve alihocam, yahu bırakın dünya dönüyor ama "R" planları ama "bzj" planları zaten işe yaramıyor...Maksat ruhsuz olmakta...

Neyse , üç cümlecik de ben atayım dedim...

Hadi kalınız efenim sağlıcakla...........
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (28-10-2007), dentist (27-10-2007), Ramo (27-10-2007)
  #94  
Eski 28-10-2007, 00:47
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Güzel AnnE’m;

İsteseler, yüreği yanan anaların feryatlarını dindirmek için askerlik şubesinde kuyruğa ilk sıradan girebilmek için bilmem kaç bin kilometreyi uçarak gelebileceğini ama hayırlı hayırsız demeden cepheye göndereceğin yavrucağın için yüreciğinin titrediğini bilmez miyim?

İlacın Sende olduğunu ve o ilacı kendi yüreğinin kanayan yarasına değil de heeep sevdiğine sürdüğünü bilmez miyim?

Senin yüreğini tanımadan önce kendini fedakâr sanan biri…bilmez mi hiç?


Sevgili Master;

Plan yok değil, var. Hemi de otuziki kısım tekmili birden olanından. ‘A’ sından başlayıp ‘Z’ sine kadar sıralı bir düzene, neden-sonuç ve alternatifleri üzerinde günler aylarca kafa patlatılmış olanından var.

Ama bir fikri hareket, bir kadro dahası ve önemlisi örgüt olmadan yapılan plan’lar nihayetinde benim gibilerin kafasını kurt gibi kemiren bir işlevden başka bir işe yaramıyor maalesef.

Sevgili Meraklı;

Sana belki merak edersin diye kısa bir özet yaparak sesleneyim.

Bu başlığın ilk inceleme türü yazısında malum zihniyetin fikri önderlerinin en önde geleninin, 1 Mart Tezkerisi’nin oylama öncesi ve sonrasını içeren tezkere karşıtı yazıları ile ufki kapasitesini incelemeye çalışmıştım.

İşin garibi malum zihniyet gibi MHP dahil olmak üzere CHP ve yazılı yada görsel medyamızın ünlü ünsüz aydınlarının ezici bir çoğunluğu tezkereye karşı idi.

İçerde PKK, dışarıda KYB ve KDP’nin liderleri Barzani ve Talabaninin de tezkereye karşı olması ise işin daha da bi garip başka tarafıydı.

Platodata, Matriks ve Hissenet gibi forumlarda ‘Mou Antlaşması’ gibi açmış olduğum başlıklarda dilimin döndüğü aklımın yettiğince tarihi ve siyasi gerekçelerini sunarak tezkereyi savunmaya çalıştım.

Özetin özeti, ABD emperyalizminin saldırılarına karşı ağlayacak olan Iraklı analara karşı neredeyse işbirlikçi gibi algılanmadık desem yalan olur.

İnsanların görüş ve algıları bir yana ‘Tezkere TBMM’ince reddedildikten sonra millet kutlama yaparken, bize düşen yine yüreğimizin en karanlık inziva köşelerine çekilip, olacak olanlar karşısında çaresizlik, üzüntü ve keder düşmüştü..

Bilenler bilir aylarca sessizleşerek olayı da biraz fazla abartmıştık.

İşte AnnE’mizin güzel tespit ile; körpe fidanları vurulup yüreğine köz düşen anaların feryatlarına ne kadar üzülsem de, Tezkere zamanında kuruttuğum göz pınarları nedeniyle, göz yaşı dökenlere katılamamanın, paylaşamamanın acısını da sorma gitsin.

Kasların sertleştiği, sinirlerin yay gibi gerildiği, yanan yüreklerden fışkıran duyguların akıllarla egemen olduğu şimdiler de mi?

Oluşan koroya katılamamanın üzüntüsünü (de) taşıyarak sesiz köşelerde boş ve bön bakışlarla bakınıp duruyoruz, diyelim gitsin.


‘Allah kurtarsın’ demekten başka çare yok gibi ama bakalım artık…
Alıntı ile Cevapla
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler
account (28-10-2007), buena vista (28-10-2007), dentist (28-10-2007), flz (28-10-2007), korhan (04-11-2007), Master (28-10-2007), meraklı (28-10-2007), neron (01-11-2007), Ramo (28-10-2007), Süvari (27-11-2007)
  #95  
Eski 24-07-2009, 21:54
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
LAZIO´isimli üyeden Alıntı
Sevgili Ali Hocam

Turk Silahli Kuvvetleri hakkinda ortaya atilan iddialara, kimin inanip kimin inanmadiginin bir onemi yok.…Boyle bir tartismada zaten,seninde belirttigin gibi, abes……Onemli olan gercek bir demokratik hukuk devletine inaniyormuyuz?.....….
Simdi soruyorum……Bagimsiz,sivil mahkemelerde yargilanmis aklanmis yada icindeki curukler ayiklanmis bir Ordu’mu yipranmistir…..Yoksa hakkindaki iddialar ayyuka cikmisken bunlar hakkinda islem yapilmamis ve devamli saibe altinda kalacak bir Ordumu?........LAZIO
Sevgili LAZIO;
Medya yorumları medyayı bağlayacağı için ve cevap hakkı olamayacağı için bir mahzuru yoksa burada cevaplayayım.

Arka BahÇe’ye yazdığın ve alıntıladığın tüm yazıları gözden geçirdikten ve malum TSK eleştirilerine hitaben,
Alıntı:
alihoca´isimli üyeden Alıntı
...Özeleştiri olarak yazdığın konularda da haksız olduğun söylenemez. Hatta diyebilirim ki bu eleştirilere az yada çok tüm dostlarımız katılıyordur.

Bana gelince; Senin de bildiğin ve olumlu katkıda bulunduğun ''Sebep-Sonuç İlişkisi Açısından; 12 Eylül ve 28 Şubat'' gibi inceleme ve günlerce süren tartışma yazıları ile TSK'yı eleştirdiğimi sanırım hatırlıyorsundur...
Şeklinde cevapladığımı ve sadece ben değil birçok dostunda sana katıldığını zaten söylemiş biri olarak nerede ve neden ayrışıyor olabileceğimiz üzerinde durmak gerekiyor sanırım.

Demokratik Devlete inananların TSK’nın eleştirilerine neden tepki verdiği konusuna girmeden, öncelikle eleştiri kelimesinin hangi anlam ve amaçlarla kullanıldığının tespit edilmesinin önemli olduğuna inanıyorum.

Eleştiri kelimesinin hangi tanımına bakılırsa bakılsın içeriğinde doğruya, iyiye ve güzele ulaşmak için yanlışların ortaya çıkarılması gibi bir YAPICI anlayışa ulaşlır. Ve Seninde belirttiğin bin yıllık süreçten geçen batı demokrasilerinde devletin en temel yapı taşlarından olan ordunun daha iyiye ulaşması için, üslubundan yöntemine kadar aynı yapıcı bir yaklaşım vardır.

İşte ayrıştığımız nokta tamda burası sanırım.

Alıntısını yaptığın yazar ve kesimin bu eleştirileri nihayetinde demokratik bir devlete ulaşmak amacı ile yapıp yapmadığıdır söz konusu olan.

Efendim TSK’nın yaptığı her yanlışı savunan kesimler var!

Evet var ve Allah onların belalarını versin diyeyim de en azından ortak bir nokta oluşturarak başlayalım.

Ama onların yanlışları bile bugün iktidar gücünü ele geçirenlerin TSK, YÖK, TÜSİAD, Anayasa Mahkemesi ve Yargı Kurumları vb kurum ve organlara; amaçlı, planlı, sistemli bir yaklaşım içinde oluşlarını örtbas eder mi?

En azından geçmişi az buçuk okuyan, bilen, düşünen beyinler için etmemeli..

Bugün darbeye karşıyız diye yola çıkanların 12 Eylül darbesi ile meydanların Ülkücü ve solculardan yollarının temizlenip, meydanların teslim edildiği ortamlarda neden darbeye karşı çıkmadıklarını da düşünmek gerekir.

Başbakanlığa tarikat liderlerini çağırdı diye Erbakan Hükümetine ve Sincan Belediyesinin radikal bir gösterisi sonrası Sincan’da tank yürüten çevik salakları olmasa ve Erbakan yasaklanıp adeta masumlaştırılarak iktidardan indirilmese bugünkü ‘AKP kurulabilir miydi acaba?’ diye de düşünmek gerekir.

Şimdi,
12 Eylül yönetimin yeşil kuşak politikası gereğince, uslu Müslüman çocuklar denerek sırtı sıvazlanırken, ülkücü ve solcular işkence tezgâhlarından idam sehpalarından geçirilirken ve isimsiz mezarlara gömülürken darbeye övgüler yazanların, şimdilerde getirdikleri eleştirilerin amaçları, niyetleri ve nihai hedefleridir tartışma konusu…

‘Efendim, ben bunların niyetlerinden, amaçlarından ve hihai hedeflerinden şüphe duymuyorum, inanıyorum!’ diyene de en azından saygılıyım diyeyim.


Sağlıcakla kalman dileği ile
Alıntı ile Cevapla
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler
buena vista (25-07-2009), dentist (25-07-2009), Emin (27-07-2009), Master (25-07-2009), neron (27-07-2009), serdarkus (25-07-2009)
  #96  
Eski 26-07-2009, 12:17
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sevgili Ali Hocam,

AKP iktidari Turkiye icin bir sansdi……diyecegim….Fazla ragbet gormeyecek ama yinede diyecegim……Belirli kesimler arasinda kopru olmasi,ucurumlarin kapanmasi,hosgoru ortami yaratilmasi acisindan bir sansdi……Ancak biz bu sansi kullanamadik…..

Neden kullanamadik?;
Beynimize yasamimiz boyu monte edilmis chipler yuzunden……Daha onceleri “Bu kis kesin koministler gelir”,”Kurtler Kurtce konusur,sarki soylerse memleket bolunur”,”Turk parasi konvertbl olursa ekonomi coker”….gibi soylemler ile defalarca devreye girmis bu chiplerin dugmesine tekrar basildi……”Seriat gelecek….Iran olacagiz”…….

Bu korku chipleri devreye girince bakiniz neler yapmisiz;

Halkin oylari ile iktidara gelmis bir siyasi partiyi kapatmaya kalkmisiz……

Orduyu goreve cagirmisiz…..

Iktidara oy veren insanlari sabah aksam assaglayip,hakaret etmisiz…

Basini baglayan genc kizlarin egitim haklarini ellerinden almak icin ugrasmisiz…..

Yirmi kusur senedir uygulanan Cumhur baskanligi secim kriterini,hukuki katakulli ile,degistirip adaylarinin Cumhurbaskanligini onlemeye calismisiz…..

Vede:

Ordu icinde ozel birimler kurulup,yargisiz binlerce kisinin olduruldugu…..kargasa cikarip hukumeti devirmek icin orayi burayi bombaladigi……..Mafya ile isbirligi yapip cinayetler isledigi....iddialarini gormezden gelmeye kalkmisiz….

Bu iddialari gormezden gelmenin asil sebebi,bu chipler tarafindan yonlendirilen beynimizin; “Bu korktugum ve nefret ettigim iktidardan kurtulmak icin ordu bize lazim……Iddialar ne kadar korkunc olursa olsun kurcalamiyalim”durtusudur…….Bircok insanin agzina sakiz olan “Darbeye karsiyiz ama ordumuzu yipratmiyalim”lafinin tercumesi budur…..

27 Mayis,12 Mart,12 Eylul’u yapan orduya atis serbest……..Bu gunku iddialar karsisinda sus pus……Bunun baska bir izzahi varmi?

Beynimizdeki bu chiplerin guc kaynagi korkudur,guvensizliktir,nefrettir…..Onu oraya monte edenler bunu iyi bildiklerinden bu duygulari devamli canli tutmaya calisirlar…Hislerimizi bir tarafa birakip mantigimizla dusunmeye basladigimizda bu chipler guclerini kaybedecektir……

Butun bunlari yazarken beni uzen nokta gunahim kadar sevmedigim bir zihniyeti mudafaa eder durumda kalmak……Ancak ne yapayim,vicdanim ve demokrasi anlayisim baska turlu dusunmeme engel oluyor…,,,Sevgiler…...LAZIO

----------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (26-07-2009), Emin (27-07-2009)
  #97  
Eski 26-07-2009, 17:35
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sevgili LAZIO;

Benim uzun zaman önceden dilime yerleşip kalan bir sözüm var. ‘Güzel Ülkemde art niyetli yanlış kişiler doğru şeyleri söylüyor’ maalesef diye.

Cumhuriyetin ürettiği bu kurumların yıllar içinde oluşan yanlışları demokrat diyebileceğimiz kesimler tarafından sağlıklı ve yapıcı eleştirilerle sağlıklı işleyiş oluşturulmasına katkı sağlanamadığı gerçeği inkâr edilemez bir şekilde ortadadır. Böyle olunca sistemin yanlış ve eksikliklerini dillendirmek ve doğaldır ki kullanmak maalesef yanlış niyetlilere kalmıştır.

İşte benim zaman zaman ‘aydın ihaneti’ diye seslendirdiğim olgu içinde bu yanlışlar da yer alır..

Tekrarlayacak olursam; en baştan beri söylediğim eleştirilerin yersizliği değildir. Eleştiri getirenlerin amacı seksen yıllık cumhuriyetin ürettiği eksik ve kusurlu kurumlara olan halkın güvenini önce sarsmak sonra yıkmaktır. Bu kelimenin tam anlamı ile bir gri propaganda yani psikolojik savaştır. Ve bu neredeyse yüzyılı aşan bir süreç de planlı ve sistemli bir şekilde sürdürülmektedir.

Ve bu söylemimin medya tarafından şişirilen içi ve içeriği boş bir ‘’korku’’ gazı olmadığı ihtimalini yabana atmamak gerekir. Yakın diyebileceğimiz siyasi tarih içinde yer alan meşrutiyet gibi demokratik hareketlere karşı ilk defa 31 Mart Vakasında yapı olarak karşımıza çıkan karşı devrim hareketinin, bugüne kadar sözde yasaklı tarikat ehilleri tarafından planlı ve sistemli olarak yürütülüşünün tarih, yer, olay, belge bazında bunu tespit edebilmek olasıdır.

İşte bu tespitin demokrat diyebileceğim kesimlerin Dr. Prof ve ünlüleri tarafından sistemli ve titiz bir araştırma ürünü olarak olay yer ve belge ile desteklenerek yürütülemediği ve bu gerçeğin kof politikacılar tarafından seslendirilmesi, bilgi belge kanıt desteksiz bıktırıcı seslendirilmenin de zaman içinde yalın gerçeğin maalesef ki inandırıcılığını yitirmesini yol açtığını görürüz.

Bakın tarikatların yasaklanışının, İslam Âlemi içinde Türkiye Cumhuriyeti Devrimini farklı ve özgün kılan, deyim yerinde ise devrimin bugüne kadar kalıcılığını sağlayan en önemli olgulardan biridir diyebilirim. İster Pakistan, ister İran, Irak ve Mısır örnekleri incelendiğinde bu basit gerçeğe ulaşmak mümkündür.

Karşı devrimin en yıkıcı ayağı olan örgütü tarikatlar olaak belirledik diyelim. Demokratik devrimin devamı için tarikatların halk desteğinin sonlandırılmasının zaruretinin de altını çizdikten sonra demokrat kesimlerin görevi de az çok ortaya çıkar sanırım.

İşte burada; Uğur MUMCU’NUN tarikat siyaset ticaret adlı kanıtlı belgeli araştırma ürünü kitabın; demokrat kesimlere düşen görevler ve aydın sorumluluğuna en önemli ama SON örnek olarak kalışı, bizler için çok önemli ipucudur.

Diğer taraftan bir demokrat olarak batı ülke ve devletlerinin bugünkü ulaştığı seviyeyi görüp üzülmemek dahası kızmamanın mümkün olmadığını biliyorum. Ülkesine aşık her bilinçli yurttaşın yer yer kapıldığı isyan duygusunu paylaşan biri olarak anlıyorum diyebilirim.

Ama ne var ki gezip gördüğümüz hayran kaldığımız ülkelerin aynı yollardan ve yüzyıllarca süren acı, kan ve gözyaşı dolu süreçlerden geçtiği unutulmamalıdır. Bu sürecin her ülke ve devletin farklı koşul ve şartlarda oluşan ve bu farklı koşullarda verilen mücadeleleri sonucunda üretilen ÖZGÜN modeller olarak ortaya çıkışı da göz ardı edilmemelidir.

İşte bu gerçeği yani demokratik devrimin her ülkede oluşan farklılıklarını nedenleri ile ortaya koyarak seksen yıllık Cumhuriyetimizin oluştuğu koşul ve Avrupa Demokrasilerinden farklı koşularını doğru incelemelerle tahlil edebilmeliyiz. Bunun sonucunda da kendi koşullarımıza uyan özgün modelimizin ne olabileceği üzerinde yoğunlaşmalıyız.

Sorunları yanlışları ve eksiklikleri karşı devrimciler yeterince ve örgütlü, sistemli bir şekilde yaparken, hiçbir örgütü kalmayan demokrat kişi ve kesimlere düşen çözümün bir parçası olabilmek için çalışmaya başlamaktır.

Bunu da birbirimizi suçlamadan, kırmadan, kaybetmeden, anlamaya çalışarak, hoşgörü ile yaklaşarak, ayrıştığımız değil birleşebileceğimiz asgari müşterekler tespit ederek ve zaman geçirmeden başlatmalıyız.

Diye düşünüyorum.

Bu başlık altında,
Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Demokratik kesimlerin tavırlarının yanlışlığını,
''Sol Elim Acemi Elim'' adlı Can Dündar eleştirilerini de kaleme aldığımı hatırladığımı eklemiş olayım.


Saygı ile
Alıntı ile Cevapla
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler
DENİZ (14-08-2009), Emin (27-07-2009), LAZIO (26-07-2009), Master (26-07-2009), neron (27-07-2009)
  #98  
Eski 26-07-2009, 19:51
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sevgili Ali Hocam,

Yazdiklarinin tamamina katiliyorum......Belkide bu sancili donem Turkiye'nin zincirlerini kirmasina,kabuk degistirmesine,sirtindaki kamburlari atmasina vesile olacak.....Bununla ilgili bazi olumlu isaretler var gibi...

Bu arada Sn Master,eline saglik,yukariya Ugur Mumcu'nun bir videosunu koymus....

Rahmetli soyle diyor;

Din somurusu yaparak iktidar olanlarin sonu husrandir...(Ornekler vermis).......Bunlar sandikta yok olmaya mahkumdur....Halka guvenin.....

Son senelerde Turkiye'de yapilan yalnislar bundan guzel ozetlenebilirmi?.....Sevgi ve selamlar.....LAZIO

------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (27-07-2009), Emin (27-07-2009), Master (26-07-2009)
  #99  
Eski 14-08-2009, 01:41
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

AKP 2002 secimlerini kazanip tek basina iktidar olunca,Turkiye'de bir kesim,memleketin birkac yil icinde seriatla yonetilecegine,kadinlarin zorla carsafa sokulacagina falan inanmis daha dogrusu inandirilmisdi......

Simdi......Aradan yedi yil gecti duruma bir goz atalim;

Birileri "Ordu Valisi umumi helalardan pisuarlari sokturdu....tamam iste geliyorlar" doldurusu yaparken.....Bakalim neler oluyor;

Efendim Bodrum'da sabahlara kadar mastika,mastika geceler devam ediyor.....
Istanbul'da Raina ve bilimum gece klupleri her aksam dolup tasiyor.....
Yabanci sermaye,buyuk seriat tehlikesi altindaki Turkiye'ye akin etmis ne bulursa aliyor (Ozellikle finans kesiminde faizssiz Islami bankacilik yapmak herhalde amaclari).......
Kemer tatil koylerinde ustsuzler degil ustunu giyenler yadirganiyor.....
Konya Turkiye'nin en fazla raki tuketen ili.....
Madonna geliyor Iglesias gidiyor.....bir trafik bir trafik.......

Iste yedi yildir adim adim seriata yaklasan Turkiye'nin goruntusu bu.....


Bu bana hani ithalatin yapilmadigi......Tup gaz,yag,benzin vs icin saatlerce kuyrukta beklenen....Insanlarin yurt disina uc senede bir cikabildikleri....Uzerinde yabanci para veya sigara bulunanlarin tutuklandigi Turkiye'de "Kominizm geliyor" yaygarasi ile insanlarin ellerinden tum demokratik haklarinin alindigi gunleri hatirlatiyor...

Ayni filmi tekrar seyrediyoruz......Filmin adi "Olumle korkut sitmaya razi et" .....Pehlivan tefrikasi gibi bir turlu bitmek bilmiyor.....LAZIO

-------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (24-08-2009)
  #100  
Eski 14-08-2009, 05:30
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Muhterem Lazio Bey ;

Bakalım neler oluyor paragrafınızda, aynı cümleleri farkı formlarda tekrarlayarak, 70 kusur nufuslu memlekette ppm mertebesindeki bir insan guruhunun yaşam tarzının misal göstermeniz, Iran'da pahalı arabalarda başı ''az'' baglı kızları tv haberlerinde gösterip İran aslında cok çağdaş bir ülke canım denmesine ne kadar benziyor farkında mısınız ?

Biri sizi aynı 10-15 bin insanın dolandıgı Reina-Bodrum-Kemer-Kurucesme Arena 'dan felan uzaklaştırıp, Gazi OsmanPaşa, Düzce,Ünye, Pozantı, Muratlı,İnegöl,Beytulşebap,Pınarbaşı,Ayaş, Evreşe, Mut felan gibi bu ülkede olan bir takım yerlere de götürse cok iyi olacak, hem temiz hava alırsınız hem de zihniniz açılır.

O sizin, '' Iste yedi yildir adim adim seriata yaklasan Turkiye'nin goruntusu bu '' cümlenizdeki Türkiye görüntüsü dediginiz şey, aslında, hergün göstere göstere Türkiye'de şeriatı halkın beyninde meşru hale getiren görüntüdür aslında.

Neyse, siz de vitrine bakmaya devam edin. O vitrinden içeri girmeyin sakın. Orada, bir lokma için cocugunu satanları, iki lokma için kocasını aldatanları felan görme riskiniz var.Cuma saaati resmi hayatın durdugu şehirleri, mimlenmemek için kapanan çarsıları felan görmeyin ha, ayıp olur.

Sakın üniversite sınavına giren cocuk sayısının azalmasının kaynagının, insanların egitimden umudunu kesmesi ya da cocugunu universite masrafını karsılayamayacak olması ve Yök'ün içine zıctıgı universitelerin birer egitim degil maskaralık yuvası haline getirildigini düşünmeyin.

Düne kadar kısa dönem askerlik yapmak isteyen universite mezunlarının yedek subay maaşı alabilmek için uzun döneme ( keşke daha da uzun olsa ) diyerek saldırmaları iyi bişey dimi canım.

Siz işemek için oturacak yer aramaya devam ediniz. Yanlız dikkat edin, cok uzun süre o pozisyonda oturunca dizleriniz uyuşabilir. Bu beyin uyuşmasına benzemez daha tehlikelidir. Beyin uyuşmasının sağlıga fazla zararı yok , insanı mutlu hissettirir görüldügü gibi ; fakat diz uyuşmasından sonra biraz sendeleyerek daha fazla boka basma riski vardır.

En derin hörmetlerimle
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
account (14-08-2009), alihoca (24-08-2009), DENİZ (14-08-2009), hazan (14-08-2009), neron (14-08-2009)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:07 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce