Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Medya Yorumları - Sayfa 41 - Arka BahÇe Forumu
Arka BahÇe Forumu  

Geri Dön   Arka BahÇe Forumu > Nadas Alanı > Dünya Hali > iç-dış politika
Kullanıcı ismi
Şifreniz
Kayıt ol SSS Üye Listesi Takvim Arama Bugünkü Mesajlar Bütün Forumları okunmuş kabul et


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Medya Yorumları
Konudaki Cevap Sayısı
741
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
443110

Cevapla
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
  #401  
Eski 27-06-2009, 17:17
Master - ait Avatar
Master Master bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kalamış
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 6.503/2290
5427 Mesaj ına 23007 Kere teşekkür edildi
Arrow .......

27 Haziran Cumartesi 2009 Can Dündar Ada

Asimetrik harp mi? Kiminle?

Genelkurmay Başkanı bu soruyu yanıtlamadı. Herkesin bildiği, ama ancak bazılarının yazabildiği cevabı açıkça yazalım burada:
“Fethullah Gülen cemaatiyle...”
Ayrıntılarda boğulmuş gibi görünen meseleye kuşbaşı bakmakta yarar var:
Gülen cemaati ile TSK arasında nicedir bir örtülü savaş yaşanıyor.
Org. Başbuğ’un tabiriyle “asimetrik harp...”
* * *
MGK’nın internet sitesinde “asimetrik harp” şöyle tanımlanıyor:
“Yarattığı ani ve hazırlıksız durum nedeniyle ülkelerin siyasi, sosyal ve ekonomik sistemlerinde istikrarsızlıklara neden olan, düşük seviyede kuvvet ve teknoloji kullanarak etkin olmayı amaçlayan tehdit algılaması...”
“Asimetrik” derken, savaşan tarafların güçlerinin eşit olmadığı anlatılmak isteniyor.
Zayıf taraf, açığını kapatmak için güçlü tarafın zaaflarını buluyor ve kullanıyor.
11 Eylül saldırısında Washington’unki “güvenlik zaafı”ydı.
Bir başka zaaf, siniri bozulan “rakibin sertleşme temayülü” olabilir ve bu da onu hataya zorlayabilir.
* * *
“Harbin” iki tarafının da sicilinin pek temiz olmadığını söylemek gerek...
Psikolojik harpte enstrüman olarak kullandıkları basının karnesi de parlak sayılmaz.
Ama yine de sonuç, hiç fena değil:
Türkiye’yi 2 hafta “bir kâğıt parçası”yla oyalamayı ve burada da saflaştırmayı başardılar.
“Kâğıt parçası” denilen bu “faili meçhul belge”yi önemsemediğim sanılmasın.
Unutulmamalı ki, Şemdin Sakık’ın “PKK ile işbirliği yapan gazeteciler”e ilişkin uydurma ifade tutanağı da “bir kâğıt parçası” idi, ama ona dayanarak Genelkurmay’ca çıkarılan andıç, tarihi lekelemişti.
6 Eylül 1955’te “Atamızın evine bomba kondu” haberini manşete koyan Yeni İstanbul gazetesi de “bir kâğıt parçası” idi. Sonuçta o “kâğıt parçası”, 6-7 Eylül faciasını yaratarak Türkiye’nin kaderini değiştirdi.
* * *
Org. Başbuğ’un açıklamasının satır altlarında hepimize artık doğal gelen, ama aslında dehşet verici bir “iç savaş”ın izleri var:
Org. Başbuğ, “Belge ayın 4’ünde bulundu, 12’sinde bir gazeteye servis edildi” derken muhtemelen soruşturmayı yürüten polisi ve(ya) savcılığı ima ediyor.
Polis ile asker, yani devletin iki silahlı gücü arasındaki derin itimat krizi ve içten içe süren nüfuz mücadelesi nicedir biliniyordu.
Şimdi bu mücadeleye askeri savcılık/sivil savcılık bilek güreşi ekleniyor.
“Taraflar”, kendi yargı kanallarıyla birbirlerine kılıç çekiyor.
Dövüşte ring olarak, yine “tarafların medyası” kullanılıyor.
Sızdırmalar, demeçler, blöfler, restler, savunma ve saldırılar hep basın aracılığıyla yapılıyor.
* * *
Bu kavganın kötü yanı, yeni başlamış olması, barışın çok uzak görünmesi, yakında daha şaibeli atakların beklenmesi değil; bu noktadan sonra tarafların uzlaşması durumunun da kuşku yaratacak olması... Çünkü o zaman da “İşin üzerini örtmekte anlaştılar” kuşkusu doğacak.
O yüzden ben (de kavganın taraflarına mesafeli duran az sayıdaki meslektaşım gibi) nicedir her belgeye, her habere, her tayine, her makaleye, her demece yukarıda anlattığım “bilek güreşi” çerçevesinden bakıp anlamaya çalışıyorum.

Size de tavsiye ederim

+++++++++++++++

Minik Not : “...Biz ona bineriz hedefimize doğru gideriz, istediğimiz istasyonda demokrasi treninden ineriz
__________________
''Gelişmekte olan bir ülke enflasyonu düşürebilir.. Yolsuzlukları azaltabilir.. Bütçelerde kısıntıya gidebilir.. Özelleştirme yapabilir..Ama yine de zenginleşemeyebilir! Çünkü bilgi değil,yalnızca mal üretiyordur." Juan Enriquez
Alıntı ile Cevapla
Master kullanıcısına teşekkür edenler
account (28-06-2009), alihoca (02-07-2009), neron (29-06-2009), su (28-06-2009)
  #402  
Eski 28-06-2009, 15:56
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Hakkinda iddiada bulunulan silahli kuvvetlerin kendi kendisini yargilayip verdigi (hic beklenmedik!) karari sevincle karsilayip.....Sevinci fazla belli olmasin diye "12 Eylulu yargilama"onerisini ortaya atan.....Sosyalist Enternasyonel uyesi Ana muhalefet partisi Baskaninin halet-i ruhiyesini M.Barlas (Kendisinden pek hazetmesemde) guzel ozetlemis....

-------------------------------------------------------------------------
Bütün Çinliler ve bütün darbeler birbirine mi benzer?
Bir arkadaş grubu ulusların farklı özelliklerini tartışıyordu.
Biri başından geçen bir olayı şöyle anlattı:
- Geçenlerde bir Japon'la konuşuyordum. Ona bütün Japonların birbirine benzediğini söyledim. Çok garip bir tepki verdi. Meğer yabancıların Japonlara ve Çinlilere "Hepiniz birbirinize benziyorsunuz" demesi, ırklarının aşağılanması biçiminde algılanırmış bu toplumlarda.
Bunları dinleyenlerden biri söze karışıp bu konudaki kendi deneyimini şöyle anlattı:
- Ama bir Çinli de bana "Siz beyazlar hepiniz birbirinize benziyorsunuz" demişti...
Dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın AK Parti'ye "12 Eylül'ün yargılanmasının önünü açacak Anayasa değişikliğini yapalım" içerikli teklifine ilişkin gelişmeleri izlerken, bizim askeri darbelerin ve müdahalelerin birbirine ne kadar benzediğini düşündüm.
Örneğin bazılarına göre 27 Mayıs iyidir, 12 Eylül kötüdür.
Bazıları 28 Şubat'ın arkasında durur, 12 Mart'ı beğenmez.
27 Nisan e-muhtırası veya 9 Nisan belgesi de bu tür tartışmaların odağında değiller mi?
Bu açıdan mesela 12 Eylül'ün, 28 Şubat'a veya 27 Nisan'a benzediğini söylemek de cuntacılar tarafından darbelerin aşağılanması biçiminde algılanır mı?

Çeşitli darbe modelleri
Aslında bunların hepsi silahlı kuvvetlerin şu ya da bu şekilde sivil silahsız siyasete müdahalelerinin tarihleridir.
Tabii bir de "Yargı darbeleri" tarihimiz var ki, onda da birbirine benzeyen sayısız durum sıralanabilir.
Ama Deniz Baykal bugüne kadar ne 28 Şubat'ın, ne de 27 Nisan'ın soruşturulup sorumlularının yargıya gönderilmesi konusunda bir öneri seslendirmiştir. Ayrıca Baykal'dan 28 Şubat döneminde silahlı kuvvetlerin de bir Sivil Toplum Örgütü olduğu çağrışımını yapan yorumlar duyulmuştur.
Ancak galiba bu kafa karışıklığında Baykal'ın "12 Eylül'ü yargılayalım" içerikli önerisine de şükretmemiz gerekiyor.
Çünkü bugünkü sivil siyasete karşı ve demokrasi dışı girişimleri örtmek ve Ergenekon avukatlığı yapmak için, gündemi sadece 12 Eylül 1980'e kadar geriye taşımak istemektedir.
Ya "31 Mart'ı yargılayalım" benzeri bir öneri ile güncel gündemi 1908'e, 1909'a taşımayı önerseydi AK Parti'ye?
Deniz Baykal Akdenizli olduğu için Karadeniz fıkralarının kahramanı Temel'in yaptıkları ona uymayabilir.
Ama bu fıkralardan birindeki Temel'in davranışını, bu "12 Eylül'ü yargılayalım" çıkışına benzetebiliriz.

İstanbul'a gelinir mi?
Bu fıkradaki Temel İstanbul'da bir suç işlemiş ve yakalanıp yargı önüne çıkmış.
Yargıç Temel'e "Yaptıklarını anlat bakalım" deyince, Temel başlamış anlatmaya:
- Karlı bir kış günü Trabzon'un Of'unda dünyaya gelmişim. Babam şefkat dolu çalışkan bir insandı. Annem de beni çok severdi. Okula başladığım yıl yedi yaşındaydım. Öğretmenimizi çok sevdim. Ama dersler zor geldi bana...
Yargıç Temel'in anlattıklarını hayretle dinlerken birden sinirlenip bağırmış:
- Bırak artık Trabzon'u, İstanbul'a gel artık!
Temel şöyle bir bakmış hâkime...
Sonra elinin işaret parmağı ile gözünün altına bastırıp "Pışşık" yapmış,
- İstanbul'a geleyim de beni mahkûm edesin değil mi, demiş.
Evet... Biri kalkıp Baykal'a "Bugüne gel... 28 Şubat'ı, 27 Nisan'ı ele al" dese, herhalde o da "Pışşık" yapacaktır.
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (02-07-2009), Emin (02-07-2009)
  #403  
Eski 29-06-2009, 05:56
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Kirk yil once yayinlanan bir cizgi roman espirisi,gunumuz Turkiye'sinde yasaniyor....Suclanan kurum kendisini yargiliyor....Yayinlara yasak koyuyor...Ve bizlerde bunu alkisliyoruz...

Neden;

Cunku olay artik bir amaca yoneldi.....Demokrasi cignensin....Hukuk devleti ayaklar altina alinsin.....Ekonomi coksun.....Yeterki bunlar gitsin....Bu ugurda gozler o kadar donmuski bindigimiz dali kesmekte tereddut bile etmiyoruz.....LAZIO



Ha şunu bileydin !!!!!
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
Emin (02-07-2009)
  #404  
Eski 29-06-2009, 06:04
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Aylin niye hapiste Aylin !!!!
Cocugunu polisin vurdugu aile 15 üyesi ile neden gözaltında ?
Ölmek üzere olan ergenekon rektörü nün yanına karısı neden alınmadı, da adam mekan degiştirirken o kadar baskıdan sonra evine yollandı ?
hangi belediyeler hangi belediyelere neden baglandı neden ?
yerim senin arkadaş bursu ile okumuş oglunun gemicigini üstünede vergisiz pırlanta serpiyim bari !!!

Demokrasi imiş !!!
Sadece Aylin nerede onu anlat Aylin'i !!!


Neden;

Cunku olay artik bir amaca yoneldi.....Demokrasi cignensin....Hukuk devleti ayaklar altina alinsin.....Ekonomi coksun.....Yeterki bunlar gitsin....Bu ugurda gozler o kadar donmuski bindigimiz dali kesmekte tereddut bile etmiyoruz.....LAZIO


Adam sıfatı ile gezenleri adam eden o dal kesildikce, o adamsılar, ben de testereyi bileyleyecem diye çırpındıkça, benim endişem sadece odur ki, yere düşünce o dal, sadece onların biryelerine degil hepimizin bir yerlerine kaçacak.
Alıntı ile Cevapla
AnnE kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (02-07-2009), ar_de_ (30-06-2009), Emin (02-07-2009), LAZIO (29-06-2009), Master (29-06-2009), neron (29-06-2009)
  #405  
Eski 29-06-2009, 19:46
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Iki arada bir derede

Simdi efendim…..Benim bir sirketim var…..Sirketimin vergi kacakciligi yaptigi ile ilgili iddialar ve sahtemi gercekmi oldugu belli olmayan belgeler var……Ve ben cikiyor diyorum ki “Verin bana belgeleri,benim sirketimin maasli hukukculari incelesinler ve karara baglasinlar”….

Boyle bir yaklasimin adalet ile,demokrasi ile hukuk ile…… hadi hepsinden vazgectim mantikla izzah edilebilir bir yonu varmi?......Yok ama asker yaparsa akan sular durur……

Turkiye’de ilerici gecinen bir cok aydinin kafasi fena halde karisik…..Yukardaki ve buna benzer olaylarin dogru olmadigini onlarda biliyor ama asagi tukurseler sakal yukari tukurseler biyik…..Askerin politikaya karismasina karsi gibi yapip,ates puskurdukleri iktidara yakin gorunmemek gibi bir ikilem icindeler…..Isleri zor dogrusu…

“ Orduyu yipratmayalim” ile “Ama onlarda yapiyorlar”arasi bir laf kalabaligi arasinda ne sis yansin ne kebap bir durus sergiliyorlar….

Sanki Turkiye’de hic hukuksuzluk,yolsuzluk yoktuda bu iktidarla basladi,meger biz Isvicrede yasiyorduk da farkinda degildik…….Turkiye bir yalnisi baska bir yalnisla cozmeye calismanin acilarini gecmiste yasamadimi?......

Tekrar yaziyorum bu iktidardan ve onun temsil ettigi degerlerden gercekten kurtulmanin tek yolu var…….Halki kazanmak….

Artik sirtini sivazlayarak mi?....…Adam yerine koyarak mi?….…Rusvet vererek mi?.....Vaatde bulunarak mi?……..Bagnaz Amerikali’ya siyah baskan sectirtmeyi beceren Amerikali PR sirketini Turkiye’ye getirerek mi?......... bilemem ama ne yapip yapip bu halki yaniniza alamaktan baska care yok……Bunun disinda cozum aramak elli kusur senedir oynanan orta oyununun devamindan baska bir sey degildir……..Ismail Dumbullu,nun ruhu sad olsun…..LAZIO
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
account (30-06-2009), Emin (02-07-2009)
  #406  
Eski 01-07-2009, 07:52
meraklı - ait Avatar
meraklı meraklı bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: Koşuyolu
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 287/1518
251 Mesaj ına 1077 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Cumhuriyet kaçıyor, irtica kovalıyor……
…..
İktidardaki arkadaşların yandaşı Haşim Kılıç başkanlığındaki Anayasa Mahkemesi’nin kararı var:
“İrticai faaliyetlerin odağı iktidardadır.


İşte şimdi; gerçek olan irtica, gerçek olmayan bir belgenin hesabını soruyor sizden...
İzliyor, kovalıyor, yakalıyor, sorguluyor...

“İrtica” var mı?...
Var...
Merkezi nerede?..
İktidarda...
Peki “irtica belgesi” var mı?..
Yok...
Ama ne yapacaksınız, Türkiye cinnet geçiriyor...

Kimsenin aklına “Yani irtica yok da belgesi mi var?” diye bir soru gelmiyor...

………….(Bekir COŞKUN –Hürriyet )



Eskiden Osmanlı döneminde yeniçeriler vardı; dünyaya nam salmış yaya-kılınc Osmanlı sınırlarını genişleten o zamanın İslambol unda saygınlığı, gücü ve hakkaniyeti ile baş eğdiren…

Ve o zamanlarda, Sultan Selim tahta çıkmazdan önce bir Genç Osman vakası yaşanmıştı. Eğer tarih sayfalarının kokusunu içinize çekmeyi severseniz ara ara, mutlaka kısmen de olsa bilirsiniz, saray entrikalarının, bugünkü TC İktidarı içindekilerden pek de farklı olmadığını…

Ozamanlar yeniçerilerin ocakları, Bektaşi Erenlerinin öğretileriyle yetişmiş akıllı uslu saygılı sevgili yağız gençlerden oluşurdu. Gözü kara, önce vatan sonra canan muhabbetini yaşayan, sorumluluk duygusu had safhada… Sadece Bektaşiler mi vardı, Mevleviler de vardı ve dahası başka ocaklar da…

Neyse ben anlatmaya çalıştığımı fazla dağıtıp da kendimi de boş kova durumuna düşürmeden kısa keseyim. Sultan Selim zamanında bazı iktidar hırslıları, Nizam-ı Cedid adı altında, yeniçerilerin nafakasından keserek , biraz da saray ın kesesini açarak kurdukları bu ilk birlik ve sonra ordu ünvanını alan bu askerler, esnaf ahalisi de yeniçeri olan, o zamanın İstanbul unda ,saraya karşı fikir ve eylem üretenleri sindirme, halktan fazladan vergi toplama işlerinde kullanılmak üzere bir Fransız komutanın himayesinde hazırlandılar.

Sonuç yeniçeriler – içlerinde Kürtlerde vardı, Çerkeslerde, Lazlar da vardı Tatarlar da- bu küfür nazarındaki oluşumlara dayanamadı ve zamanın yeni çeri ayaklanmalarının ilkleri başlamış oldu.

Efenim nerden nereye akacağım _haklısınız çok fazla uzattım ama Bekir Coşkun un yazısını okuyunca, ister istemez şu ERGENEKON muhabbetini izledikçe , Başbakan efendimiz bir nizam-ı cedid halinde polis teşkilatını öne çıkartınca tü kaka ayıp fikirlerimin de kıpraşmasını engelleyemiyorum içimde….

Gerçi bizim ahali yeniçeriden olmadı, saygı, sevgi ve sorumluluk mezhebini ise hala öldürmemiş olduğunu umarak, sadece düşünüyorum; keseyi doldurmanın sonu yok da , keseyi doldurmana yardımcı olan gerçek ahali yok olduğunda o keseyi nasıl dolduracaklar …. Çok merak ediyorum…

Şimdilik hoş kalınız..............
__________________
meraklı: üzerine vazife olmayanla ilgilenen.. Herşeye burnunu sokan..."merak ediniz, öğreniniz ki yeni ufuklarda başarı sizin olsun."
Alıntı ile Cevapla
meraklı kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (02-07-2009), Emin (02-07-2009), janus (01-07-2009), Master (01-07-2009), neron (02-07-2009)
  #407  
Eski 02-07-2009, 05:13
Emin - ait Avatar
Emin Emin bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Bulunduğu Yer: Antalya
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 305/762
198 Mesaj ına 2281 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Vergi kaçırmayan şirket var mı ki

Sayın LAZIO,

El emeği yazılarınızı kısa zamanıma rağmen okuyorum.

Zamanınızı ayırıp burada düşüncelerinizi bize okuttuğunuz için de gerçekten teşekkür ederim.

Hazır buraya gelmişken birkaç cümle yazayım.

Alıntı:
LAZIO´isimli üyeden Alıntı
Simdi efendim…..Benim bir sirketim var…..Sirketimin vergi kacakciligi yaptigi ile ilgili iddialar ve sahtemi gercekmi oldugu belli olmayan belgeler var……Ve ben cikiyor diyorum ki “Verin bana belgeleri,benim sirketimin maasli hukukculari incelesinler ve karara baglasinlar”….

Teşbihte hata olmazmış, eyvallah.

Fakat teşbih buram buram zorlama kokunca “Sadece Türkiye’de değil, demek ki Türkiye’nin dışındaki “aydın”ların da kafası karışıkmış” gibi bir cümle kursam umarım alınganlık göstermezsiniz.

Alıntı:
LAZIO´isimli üyeden Alıntı
Tekrar yaziyorum bu iktidardan ve onun temsil ettigi degerlerden gercekten kurtulmanin tek yolu var…….Halki kazanmak….

Artik sirtini sivazlayarak mi?....…Adam yerine koyarak mi?….…Rusvet vererek mi?.....Vaatde bulunarak mi?……..Bagnaz Amerikali’ya siyah baskan sectirtmeyi beceren Amerikali PR sirketini Turkiye’ye getirerek mi?......... bilemem ama ne yapip yapip bu halki yaniniza alamaktan baska care yok……Bunun disinda cozum aramak elli kusur senedir oynanan orta oyununun devamindan baska bir sey degildir……..Ismail Dumbullu,nun ruhu sad olsun…..LAZIO

Çözümlemeleriniz de ilginç geldi bana.

Yalnız “adam yerine koyma” seçeneği dışındakiler fazlaca “ruh kızartıcı.” Kaldı ki, mevcut iktidar diğer seçeneklerinizi ve seçeneklerinizin türevlerini elinden geldiğince uyguluyor zaten.

Hem, halkı adam yerine koyma işi tek taraflı da değil, halkın da kimi adamdan sayacağı çok önemli; halkımız şimdilik bunları adam yerine koyuyor ve inanamıyorum ama acayip seviyor.

Halk bu, sağı solu belli mi olur.

İnsanın deneyesi geliyor; Evren’in önerisi halkoyuna sunulsa, belki %92 çıkmaz ama %70’in altına da düşmez diye düşünüyorum.
Alıntı ile Cevapla
Emin kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (02-07-2009), AnnE (02-07-2009), ar_de_ (02-07-2009), dentist (02-07-2009), LAZIO (02-07-2009), Master (02-07-2009), meraklı (02-07-2009), neron (02-07-2009)
  #408  
Eski 02-07-2009, 19:48
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Bir ihtimal daha var....mi?

Sayin Emin,

Fikirlerimin fazla populer olmadigini biliyorum…..Dusuncelerimi diger platformlarda yazdigimda……”Libos”,”yobaz” ile “vatan” haini arasinda genis bir yelpazede cesitli iltifatlara bolca mazhar oldum…...Onun icin yukarida bana yonelttiginiz son derece medeni elestirinin basimin uzerinde yeri var……O acidan musterih olun…..

Tesbihte hata olabilir ama bu neticeyi degistirmez……Yapilan uygulama yalnistir,hukuksuzdur,antidemokratiktir……Sadece bu son olayla sinirlida degil….Benim burada Turkiye’deki birtakim aydinlara yonelttigim elestiride sudur;….

Cikip “Bu ve buna benze ruygulamalar dogrudur,boylede olmasi gerekir”….deseler…Bana gore yalnistir ama fikirdir.....kabul edemem ama saygi duyarim…..Diyemiyorlar cunku senelerce bu tip uygulamalardan cekmis ve karsi cikmislar…..ayrica isin ucunda “korunmasi gerekli”aydin karizmasida var laf aramizda….

Ne yapiyorlar?....Bence en yakismayanini…..Uc maymunlari oynuyorlar…..Ote yana bakiyorlar…..Yok sayiyorlar…..Kem kum ediyorlar…..Laf kalabaligina getiriyorlar…..

Diger konuya gelince…….

Kalici ve gecerli cozum halk ve onun iradesi sandikdir……Buraya kadar hemfikirsek devam edeyim…..

Bunun icin ne gerekiyorsa yapilmali…..Halki dislamak,assagilamak,hor gormek,yok saymak yapilan ve yapilabilecek en buyuk yalnis ve israrla yapilmaya devam ediliyor……..

Evet dediginiz dogrudur…..Dile getirdigim yontemler iktidar tarafindan uygulaniyor…..Vaat ve rusvet bu iktidar tarafindan kullanildigi gibi gecmis iktidarlar tarafindanda kullanilmisdir bu sartlar altinda gelecek iktidarlar tarafindanda kullanilacaktir…..”Kim ne verirse on lira fazlasini verecegim”demek….Hemserilerine hazine arazisi dagitip belediye parasi ile altyapi goturmek…..Iki anahtar vaad etmek….Komur yardimi yapmak…….Bu Turk siyasetinin gercegi,oyunun kuralidir….Dogrumudur degildir……Gercekmidir gercektir…..

Ama esas onemlisi halka kendini anlatabilmek……Ataturk’un dinin alternatifi olmadigi…..Laikligin din dusmanligi anlamina gelmedigi…..Kemalizm adi altinda fasist fikirlerni satmaya calisan kendini bilmezlere inanilmamasi gerektigi……gibi bir cok konuyu halka anlatmak gerekir….Mesakkatlidir ama gorunurda baska yol yok……..

Otuz kusur sene once siyahlarin,beyazlarla ayni cesmeden su icemedigi ABD’de bir siyah baskan secildi….Ustelik babasi Musluman (Kendisininde oldugu soylentileri ayyuka cikmis)…..…Nasil oldu?.....…

Uc sene suren calismalar…..PR sirketleri……..binlerce gonullu…….milyonlarca telefon mesaji……..internet uzerinden muthis bir bagis organizasyonu…………en ucra kasabalarda “Tow-hall meeting”denilen binlerce sohbet toplantilari……….evlere ziyaret…………secimde insanlari sandiga goturecek transport calismalari……..

Biz ne yapmisiz?.....Meydanlarda bayrak sallayip,Anitkabire gitmisiz……Ha birde 368 gibi bir hukuk ucubesi icat etmisiz……Olmayincada gobegini kasiyan,bidon kafali halki assaglayip,sucu demokrasiye atmisiz……Artik oturup aynaya bakmanin ve ozelestiri yapmanin zamani gelmedimi?.....LAZIO

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (02-07-2009), dentist (02-07-2009), Emin (07-07-2009), meraklı (03-07-2009)
  #409  
Eski 02-07-2009, 23:32
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Alıntı:
LAZIO´isimli üyeden Alıntı
Sayin Emin,

Fikirlerimin fazla populer olmadigini biliyorum…..

Sevgili LAZIO;

Yazdığın ve yazıştığımız diğer platformlardan kişiliğin gibi fikirlerinin de sağlam bir omurgası olduğunu sadece ben değil sanırım tüm Arka BahÇe Dostları biliyordur.

Özeleştiri olarak yazdığın konularda da haksız olduğun söylenemez. Hatta diyebilirim ki bu eleştirilere az yada çok tüm dostlarımız katılıyordur.

Bana gelince; Senin de bildiğin ve olumlu katkıda bulunduğun ''Sebep-Sonuç İlişkisi Açısından; 12 Eylül ve 28 Şubat'' gibi inceleme ve günlerce süren tartışma yazıları ile TSK'yı eleştirdiğimi sanırım hatırlıyorsundur.

Her ne kadar ilgi görmese de aynı yazıyı ''Tarih Notları'' adı altında açmış olduğum başlığa da koyduğum için burada da tekrar okuyup inceleyebilirsin.

Diyeceğim;
Burası silme ayrık otu gibi insanlarla dolu olduğu için yazdıklarını aykırı, cevapları da karşı yazılar olarak alma lütfen.

Başta TSK, CHP olmak üzere seksen küsür yıllık Cumhuriyetin üretebildiği tüm sivil toplum kuruluşlarına eleştiri yönelten biri olarak;

Demokrasi denemesi diyebileceğimiz Meşrutiyet İlanlarına karşı 31 Mart Vakasından başlayarak ''Karşı Devrim'' cephesini oluşturmuş ve akabinde Cumhuriyet Türkiyesini yıkmak için ''Cihat'' başlatıp sürdüren Tarikat ve onun legal illegal uzantıları ile

Aynı ''Eleştiri'' saflarında yer aldığımı görünce huylanmıyorum desem yalan olur.

Sadece huylanmakla kalsam iyi, üstüne;

Şah Rıza Pehlevi Diktasına karşı savaşan ve bu ilkel dikatoryaya karşı verilen haklı savaşta, Mollalarla aynı cephede birlikte vuruşan İran Devrimcileri aklıma ve bir de onların hazin sonları gözümün önüne gelince bi fenalık basıyor ki sorma gitsin.



Selam ve sevgi ile
Alıntı ile Cevapla
alihoca kullanıcısına teşekkür edenler
account (03-07-2009), dentist (03-07-2009), Emin (07-07-2009), LAZIO (03-07-2009), Master (03-07-2009), meraklı (03-07-2009), neron (03-07-2009), Süvari (03-07-2009)
  #410  
Eski 03-07-2009, 23:11
LAZIO LAZIO bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2009
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 111/62
83 Mesaj ına 243 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Sevgili Ali Hocam,

Demokrasi ve hukuk devletini istemenin ve savunmanin ilerici,aydin ve modern kesim yerine,gerici,tutucu ve bagnaz kesim ile paralellik gostermesi Turkiye’ye mahsus mizahi bir celiski degilmi?........Bundan bende cogu zaman rahatsizlik duyuyorum ama,ya goruntuyu kurtaracagiz yada inandiklarimizi savunacagiz.......

Ceyrek asir bir diktatorun elinde cile cekmis bir halkin “denize dusen yilana sarilir” reaksiyonu gosterip mollari iktidara getirmesinin……ne kadar tenkit edersek edelim,ne kadar kesintilere ugramis olursa olsun az bucuk parlamenter demokrasi ile isi idare edebilen Turkiye’de gerceklesebilecegine ben inanmiyorum…….

Yukarida Sn Dohol’e cevaben yazdigim gibi,bence, abartili bir seriat tartismasindan hem iktidar,hem muhalefet,hem burokrasi hemde medya nemalaniyor …….Konuyu sicak tutmak hepsinin isine geliyor….Olan gene arada korkutulup,pistirildigi icin hak ve hukuktan vazgecmeye razi olan halka oluyor…..

Ancak,

Diyelim benim gorusum yalnis……diyelim Turkiye’de gercekten potansiyel bir seriat tehlikesi var…..Diyelim Turkiye gercekten gun gelir Iran olabilir…..Buna karsi mucadele verilmesi gerek…..…Boyle bir mucadeleyi halkin,alabildigin kadarini,yanina alarakmi yapmak daha akilci?…….Karsina alarak mi?........Neticede herkesin,boyle bir tehlike karsisinda, bel bagladigi Silahli Kuvvetlerde halkin bir parcasi degil mi?.....Sevgiler......LAZIO
Alıntı ile Cevapla
LAZIO kullanıcısına teşekkür edenler
alihoca (04-07-2009), Emin (07-07-2009)
Cevapla


Konuyu Toplam 1 üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş arama yap
Modları Göster

Yetkileriniz
Yeni konu açabilirsinizdeğil
Yanıt gönderebilirsiniz değil
Eklenti gönderebilirsiniz değil
Mesaj düzenleyebilirsiniz değil

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Gitmek istediğiniz klasörü seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:35 .


Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce