Şehit kaldırımda ölüyor
Siyah beyaz bir fotoğraf…
Yanından geçenler durup bakamıyorlar, çünkü görmüyorlar.
Pazar yerinden arta kalmış, olağan kent dağınıklığın bir parçası gibi…
Bostancı postanesinin karşısındaki sokağın girişinde, ağaç dikmek için kare şeklinde bırakılmış toprak parçasının üzerine iki parmak eninde bir çıtanın üzerinde terkedilmiş duruyor.
Gösterilerde kullanılmış bir şehit asker fotoğrafı.
Üzerinde adı soyadı yazıyor.
Bir başka silah arkadaşının fotoğrafını ise biraz daha ilerde görüyorum. Fotoğrafı taşıyan çıta da yok. Objektife kederli biçimde bakan gözleriyle ince karton üzerindeki portresi var.
Son katliamlarda öldürülmüş erlerin, askere gitmeden önce resmi işlemlerde kullanılan vesikalık fotoğrafları son zamanlarda ellerde taşınıyor:
-Şehitler ölmez/ vatan bölünmez!
Oysa “ölmez” denilen şehitler ölüyor.
Nasıl?
Büyük kentlerin merkezi caddelerinde yapılan gösterilerde onların fotoğrafları eller üzerinde taşındıktan sonra, işi bitmiş kağıt parçası gibi fırlatılıp bir kaldırım köşesine atılıyor.
Her şeyin “imaj” üzerinden ifade edildiği günümüzde Güneydoğu Anadolu dağlarında ölen gençlerin isimleri ve resimleri aynı hoyrat çizgi üzerinde sarfediliyor.
Onlara ihtiyaç var.
Genç bedenlerini “vatan savunmasında” feda ettikten sonra fotoğrafları büyük kentlerdeki “milli birlik ve beraberlik” gösterilerinde yer alıyor.
Dağlarda kalan canların körpe bedenleri bayraklı tabutlara konulduktan sonra ailelerine gönderiliyor. Fotoğrafları ise eller üzerinde taşındıktan sonra yerlere atılıyor.
Büyük bir ihtimalle eğer sağ-salim teskere alabilselerdi, yine İstanbul"un kaldırımlarında seyyar satıcılık yaparak gizli işsizlik zincirine ekleneceklerdi. O zaman kaldırım üzerlerinde hiçbir değerleri olmayacaktı. Sadece belediye görevlileri geldiklerinde koşarak kaçacaklardı.
Şimdi ise belediyelerin düzenledikleri gösterilerin “baş taşı konukları” haline getiriliyorlar. Bu manevi saltanat ancak bir miting boyunca sürebiliyor.
Sonra tekrar onlara layık görülen yere, kaldırıma bırakılıyorlar.
Fotoğrafların üzerinde gördüğüm isimleri yazmıyorum. Cenaze törenlerinde “bir oğlum daha var onu da vereceğim” diyen zavallı ana-babalar, içtenliklerinin bir kez daha hançerlendiğini öğrenmesinler.
Gençleri dağlarda pkk öldürdü, bir de şehitleri kaldırımlarda öldürmeyin!