Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Kıssadan Hisse Hikayeler
Tekil Mesaj Gösterimi
  #103  
Eski 01-10-2009, 11:48
ar_de_ - ait Avatar
ar_de_ ar_de_ bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 133/1013
108 Mesaj ına 737 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Herşey Verdiğin Anlamdan Ibaret .....

KÜÇÜK BİR TEBESSÜM

Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi.

Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.

Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.

Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe basında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.

Fakir adam öyle ama öyle minnettar oldu ki. İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titresen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.

Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı.

Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar. Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu.

-ALINTI-


PENCERE

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş. Kadiın kocasına ´ Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor.´ demiş. Kocası ona bakmış, hiçbir şey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş. Kadın, komşusunun çamaşır astığını gördüğü her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş. Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış ´Bak´ demiş kocasına ´ çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?´

´Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim´ diye cevap vermiş kocası. Hayatta da böyle değil midir ? Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır. Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya davranmadan önce zihin durumumuza bakmak ve ´iyi´ olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir ...

-ALINTI-


BAKIŞ AÇINIZDA FARKLILIKLAR OLUŞTURUN

Hayvanat bahçesindeki tek kangurunun, kapatıldığı yerden çıkıp, bahçede dolaştığını gören yetkililer, hemen bir önlem aldılar. Kangurunun zıplama yeteneği bildiklerinden, onun bulunduğu bölümün çevresindeki tel örgü duvarı iki metre daha yükselttiler.
Fakat sabah uyandıklarından, kangurunun yine dışarı çıktığını ve hayvanat bahçesindeki yollarda gezindiğini gördüler.
Yetkililer, aldıkları önlemin yetersiz olduğunu anladılar ve iki metre yükselttikleri tel örgülerin boyunu iki metre daha yükselttiler.
Fakat ertesi sabah, bu önlemin de yeterli olmadığını gördüler. Çünkü kanguru, kapatıldığı bölümden yine çıkmış, hayvanat bahçesinde yine özgürce dolaşıyordu.
Başka bir önlem düşünemeyen hayvanat bahçesi yetkilileri, çareyi yine tel örgülerin yüksekliğini artırmakta buldular. Kangurunun kaldığı bölümü çevreleyen tel örgülerin yüksekliğini bu kez on beş metreye çıkardılar.
Hayvanat bahçesinde kangurunun yanındaki bölümde kalan deve, komşusunun çevresindeki tel duvarın hemen her gece yükseltilmesi karşısında daha fazla dayanamadı ve sordu:
Kanguru kardeş, bu durumun sonu ne olacak böyle?
Senin bölümün çevresindeki tel örgünün boyunun yükseltilmesi ne zamana kadar sürecek dersin?
Kanguru bir yandan gülerken, bir yandan da deveyi yanıtladı:
Yetkililer bahçe kapısını geceleri kilitlemeyi öğreninceye dek!..

-ALINTI-


YAPTIKLARINIZIN FARKINA VARIN

Kimya hocası bir deney sırasında öğrencilerine ders vermek amacıyla, 'Hiç gözlem yapmıyorsunuz.Ezbere hareket ediyorsunuz.Yaptıklarınızın farkına varın ve ona göre hareket edin' dedikten sonra masanın üzerinde duran iğrenç kokulu sıvının içine parmağını daldırdı ve ağzına götürdü.Öğrencilerden de yaptıklarını aynen tekrar etmesini istedi.Öğrenciler,isteksiz bir şekilde ama karşı gelmemek için söyleneni yaptılar.Yapar yapmaz da hepsinin yüzlerinde acı dolu bir ifade belirdi.

Bunun üzerine öğretmen öğrencilerini yeniden uyardı:
'Bir daha söylüyorum:Gözlem yapmıyorsunuz.Eğer dikkatli bakmış olsaydınız,ağzıma götürdüğüm parmağın sıvıya batırdığım parmak olmadığını fark ederdiniz...'

-ALINTI-


ÖNYARGILAR GÖRÜŞÜMÜZÜ KAPATABİLİR

Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın vardı. Kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başladı.

Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmazdı. Her ne kadar vahşi bir hayvan olsa da, oldukça uysallaşmıştı. Gelincik kadını çok sevmişti.

Birkaç ay sonra, kadının çocuğu doğdu. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak oldukça zordu.

Günler geçti. Kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kaldı. Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardı. Kadın, gelincik bebeğine zarar verir mi diye, aslında endişeliydi… Ama mecburdu. Aradan biraz zaman geçti ve anne eve geldi. Gelinciği ve kanlı ağzını gördü! Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırdı ve oracıkta öldürdü hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyuldu. Anne odaya yöneldi…. Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış yılanı gördü.

KEN BLACHARD


BAKIMA MUHTAÇ BİRİ

Dr. Paul Ruskin, öğrencilerine yaşlanmanın psikolojik belirtilerini öğretirken onlara şu olayı okur: “Hasta ne konuşuyor, ne de söylenenleri anlıyor. Bazen saatlerce anlaşılmaz şeyler geveliyor. Zaman, yer ya da kişi kavramı yok. Yalnız, nasıl oluyorsa, kendi adı söylendiğinde tepki veriyor. Son altı aydır onun yanındayım, ne görünüşü için bir çaba sarf ediyor ne de bakım yapılırken yardımcı oluyor. Onu hep başkaları besliyor, yıkıyor ve giydiriyor. Dişleri yok, yiyeceklerin püre halinde verilmesi gerekiyor. Gömleği salyalarından dolayı sürekli leke içinde. Yürümüyor. Uykusu sürekli düzensiz. Gece yarısı uyanıp çığlıklarıyla herkesi uyandırıyor. Çoğu zaman mutlu ve sevecen, fakat bazen ortada bir sebep yokken sinirleniyor. Biri gelip onu yatıştırana kadar da feryat figan bağırıyor.”

Bu olayı okuduktan sonra, Ruskin öğrencilerine böyle birinin bakımını üstlenmek isteyip istemediklerini sorar. Öğrenciler bunu yapamayacaklarını söylerler.

Ruskin, kendisinin bunu büyük bir zevkle yaptığını ve onların da yapması gerektiğini söyleyince öğrenciler şaşırırlar. Daha sonra Ruskin hastanın fotoğrafını dolaştırmaya başlar. Fotoğraftaki doktorun altı aylık kızıdır...

Dr. Ruskin, Amerikan Tıp Birliği Dergisindeki makalesinde, gülünç bir yanlış anlamanın insana nasıl tamamen farklı bir perspektif kazandıracağını anlatmaktadır.

ALLEN KLEIN


BAKIŞ AÇISI

Vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş.Ardından klubüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş.O sırada yanına bir kadın yaklaşmış.Vincenzo´yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeğini olduğunu,bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını onun her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış, bir çırpıda.Kadının anlattıkları Vincenzo´yu çok etkilemiş.Hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış.Çeki kadına uzatmış. O sırada kadına "umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" demiş.Ertesi hafta Vincenzo klupte öğle yemeğini yerken Golf derneği´nin birüyesi yanına yaklaşmış ve "otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler" demiş."Evet" demiş Vincenzo, "bunun nesi garip ?"."Garip değil tabi ki" demiş adam," ama size bir haberim var o kadın bir sahtekarmış.Sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparırmış. Korkarım sizden de koparmış." Vincenzo şaşkınlıkla " yani ölümü beklenen bir bebek yok mu ?" demiş."Yok" demiş adam."İşte bu hafta duyduğum en iyi haber" demiş Vincenzo. İşte buna bakış açısı farkı diyoruz. Kimi parasını kaybettiğine üzülür ama kimi de Vincenzo gibi ölümü bekleyen bir bebek olmamasına sevinir.Aynı pencereden dışarı bakan iki kişiden biri sokaktaki çamuru, diğeri gökyüzündeki yıldızları görebilir.Seçim bizlere aittir.

-ALINTI-


DUYGUSAL VE ZİHİNSEL KELİMELER

Bir söz senin içine işlediği zaman, zihninde farklı bir iklime, farklı bir yaklaşıma, farklı bir vizyona neden olur. Aynı şeye başka bir isimle hitap et, ve göreceksin: Bir şey hemen değişir.

Duygusal kelimeler var ve zihinsel kelimeler var. Zihinsel kelimeleri gitgide bırak. Daha ve daha da çok duygusal kelimeleri kullan. Politik kelimeler var ve dinî kelimeler var. Politik kelimeleri bırak.

Hemen çatışma yaratan sözler var. Sen onları söylediğin an, münakaşa olur. Öyleyse asla mantıksal, tartışmacı dili kullanma. Sevginin, şefkatin, aşkın dilini kullan; böylece münakaşa olmaz.

Eğer kişi bu yönde farkında olmaya başlarsa, olağanüstü bir değişimin meydana geldiğine tanık olur. Eğer kişi yaşamda biraz dikkatli olursa, birçok ıstırap önlenebilir. Bilinçsizce kullanılan tek bir kelime uzun bir mutsuzluk zinciri yaratabilir.

Ufacık bir değişim, sadece çok küçük bir dönüş ve o, birçok fark yaratır. Kişi çok dikkatli olmalı ve mutlaka gerekli olduğu zaman kelimeleri kullanmalıdır. Bulaşık kelimelerden kaçın. Taze, tartışmaya yol açmayan, tartışmacı değil ama doğrudan senin duygularının ifadesi olan kelimeleri kullan.

kişi bir kelime uzmanına dönüşebilirse, kişinin bütün hayatı tümüyle farklı olacaktır. Eğer ki bir söz ıstırap, kızgınlık, çatışma, ya da tartışmaya neden oluyorsa, bırak onu. Onu taşımanın ne anlamı var? Onu daha iyi bir şeyle değiştir.

En iyisi sessizliktir. Sonraki en iyiler ise şarkı söylemek, şiir, aşktır.

OSHO
Alıntı ile Cevapla