Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Notlar
Konu: Notlar
Tekil Mesaj Gösterimi
  #9  
Eski 06-03-2006, 16:56
alihoca alihoca bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 361/2464
166 Mesaj ına 2501 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Can AnnE'm;

Haddine mi düşmüş Güzel AnnE'me kızmak. Olsa olsa, o da belki anlatamadığı için, beceriksizliği için kendine kızar ancak.

Sn Gemici örneği için söyleyecek olur isem, robert kolejin bahse konu parasını yememek içmemek koşulu ile verebilecek insan sayısının kaç olabileceğine de bir ihtimal tanımak lazım.Hatta kendi adıma yüreğimden geçeni söyleyeyim dilersen. Centin hesabını yapan biri olmama karşın; Eğer ikiz cadılarım Robert Koleji kazansın o parayı gerekir ise dilencilik ederek bulacağıma şerefim üzerine Seni temin ederim.

Ayrıca konuyu yakinen bilmeme rağmen hiç üşenmeden Sevgili Gemici'ye telefon ettiğimde; Robert Koleje girebildiği puanla, Galatasaray Lisesine ve seçeceği herhangi bir Devlet Fen Lisesine de rahatlıkla girebileceğini teyit etti. Yani devlet fen liselerinde yıllık dolar vermeden görülebilecek bir eğitimi hak edebilecek bir bilgi düzeyine ulaştırmaktan söz etmek istemiştim.

Bugün bu koşulları okus pokus yapıp düzeltemeyeceğimizi benden daha iyi bildiğine inanıyorum. Yukarıda ki yazıyı çok fazla bilimsel terimlerle boğmamaya özen göstermeye çalışırken dahi eğitim, öğretim,öğrenim tanımlarına basitçe değindim.Anlatmaya çalıştığım eğitim dediğimiz kavram sadece örgün eğitim kurumları ile sınırlayamayacağımızdır.

Ukalalık yapmış olmamak adına azıcık değindiğim, daha anne karnına ilk düştüğünde başlayan bir eğitim süreci söz konusudur. Bu sürecin ancak ölüm hali ile son bulduğu ise bir başka gerçektir.

Anne baba sakarya savaşını bilmek zorunda değil dersen de,hadi haksızsın demeyeyim. Ama öğrenme süreci için de bir ön hazırlık olan, hazırbulunuşluluk ve tekrar, pekiştirme aşamasının önemini de anlamak zorundayız. Aksi halde öğretmenden haftalık çalışma takviminde ayrılan seksen dakika ile Sakarya, Büyük Taarruz ve Mudanya Ateşkes Antlaşmasını öğrenciye öğretmesini, hatmetmesini beklemek, sadece beklemek olur. İşlemek dersen haklısın. Zaten işlenen-işlenmekte olan konunun, kazanılmış bilgiye dönüşerek öğrenildiği ve kalıcı olabilmesinin sağlanıp işin okulda bittiğini-biteceğini sanmak yanlış olur.

Orada ayrıca veli için, Sakarya Savaşını bilmez ise derken, anlatmayı beceremediğim bir başka husus şudur. Ana sınıfından başlayarak öğrenci belirli bir çalışma; sorumluluğu, biçimi, zamanlama, planlama, alışkanlık ve en önemlisi bilginin, öğrenmenin, başarmanın tadına varıncaya kadar aile bu çalışmaya eşlik etmelidir demek istemiştim.

Bahse konu süreç sağlıkla geçildikten sonra artık; Sn Gemici'nin oğlunun derslerine yardım oranı artık minimuma inecektir. Hatta belli bir yerden sonra oğlum-kızım artık yeter noktasına olayın taşındığını meslek hayatımda yaşadığım yüzlerce örnekte gözlemlediğime inanın lütfen.

Günlük okulda kalınan altı ayrı öğretmenin girdiği altı saati ve uyku için dokuz saati çıkardığımız zaman bu çocukların ne yaptıkları ve ne yapmaları üstüne cevaplar aranması gerekir.

Hiperaktiflik konusunun bilimsel tanımlamaları tamam. Ama burada ki en azından İstanbul ve diğer şehir merkezleri için eksiklik, rehberlik servisleri, psikolojik danışmanlar değildir. Hatta İstanbul'da öğrenme güçlüğü vb sorunlu öğrenciler için, uzman okulların ve yine uzman eğitim kadrosunun da mevcut olduğunun altını çizeyim. Ama burada velilerimizin çoğunluğunun bu okullara benim oğlum deli değil gibisinden türlü nedenlerle göndermek istemeyişidir.

Okul ve sistem her ne ise; bugün arkadaşını döven, çalışmasını engelleyen, çığlık atan, hırsızlık yapan, yazılılarda sürekli boş kağıt veren, defter, kitap getirmeyen, ders işlenirken sürekli konuşan, devamsızlık için sürekli idari izin yazmak zorunda kalın öğrenci velilerini her dilediğinin olduğu bir yer halindedir.

İstisnasız söyleyeyim. On-on iki yaşanda sadece bir-iki çocuk her türlü rehberlik, danışman, idari tedbire rağmen bir öğretmeni esir alabilmektedir. Öğretmeni boş verdim inan, kaderini seveyim çeksin.

Ama o sınıftaki çalışan, terbiyeli, okumak, öğrenmek, bilgi peşinde çocuklara ve onların bir anlamda katliamına ciğerim çook yanıyor bilesin.

Bunca yazdıktan sonra, beni yine işletiyor olabilir mi? gibi hınzır bir düşünce de aklıma gelmedi desem yalan olur.
Yine dolduruşa geldimse de idare edin artık.

Sağlıcakla kalman dileği ile.
Alıntı ile Cevapla