MİLLETVEKİLLERİ gelmediler ve "Çevre Yasası" görüşülemedi.
Niçin?..
Çünkü ağaçlar seçmen değil.
Ne derenin oy hakkı var, ne deredeki kurbağanın sandığa gidip oy kullanma olasılığı.
Onlar da doğanın korunmasına önem vermiyorlar.
Eşeklerin seçme (belki de seçilme) hakkı olsaydı, eminim Genel Kurul’a doluşacaklardı, belki de "Aziz eşeklere bedava tedavi ve kömür parası verilmesi hususunda" önergeler verilecekti.
Ama onlar seçmen değiller.
Ne göller seçmen, ne ırmakların oy hakkı var.
Onların doğayı-çevreyi sevmediklerini, ormanı, denizi, gölü korumak gibi bir dertlerinin olmadığını hepimiz biliriz.
Eğer olsaydı, ormanlar böyle siyasi kararlarla peşkeş çekilmiş, tüm denizler ve göller foseptiğe dönüşmüş olmayacaktı.
*
Ama bir duysalar ki doğadaki bitkiler, canlılar oy kullanacaklar... O zaman oturumu yöneten başkan uyaracaktır onları:
"Sayın üye, sayın üye... Efendim leğenin içine kurbağa doldurup Genel Kurul’a getirmeniz doğru değil efendim... Ayrıca ’varaak... varaakk’ diye konuşmaya kalkmanız da iç tüzüğe aykırı..."
Muhalefet sözcüsü oturduğu yerden:
"Sayın Başkan, Maliye Bakanı bizim tavşanımızı yürüttü..."
Başkan:
"Sayın üyeler, sayın üyeler, lütfen efendim ’niye bana katır demediniz’ diye tartışmayalım... Kim kime ne isterse der... İşte şimdi ben horoz taklidi yapıyorum, bakın başlıyorum..."
Sayın üye kürsüden:
"Arkadaşlar... Saygıdeğer kurbağa diliyle yaptığım konuşmadan sonra, şimdi geçiyorum çulluk diline..."
Başkan:
"Sayın üye, sayın üye... Lütfen efendim, sıraların arasında deve yürüyüşü yapmanızı anladım ama sincaplarla bütünleşeceğim diye ahizeye tırmanıp oturmanız içtüzükte yok, lütfen efendim..."
Muhalefet sözcüsü:
"Maliye Bakanı tavşanımızı....."
Başkan:
"Sayın üye ’ben devekuşu oldum’ savınızı anlıyorum. Tamam da ’burayı da göl yapacağım’ diye salonun ortasına....."
Bekir COŞKUN
bcoskun@hurriyet.com.tr