Güzel Dostum;
Tam sıvışacakken kaçamadık vesselaam.
Şimdi konuyu alıp taa feodalizme ve tarım toplumundan kent-kapitalist topluma vardırmak var ya,o da kıvırmanın başka bir türlüsü sanılacak diye korkarım.
Alakasız gibi gelecek ama Gençlerbiriği Başkanı Sn Cavcav'ın güzel ülkemizin en büyük buğday ve un (kibarcası)spekülatörü olduğunu söylesem ATA'dan bir fenerli olarak pislik attığım sanılabilir.Oysa Ankara da olmanın ve spor ilişkileri ile başlayan ilişkilerin avantajını kullandığı için Sn Cavcav'ı suçlamak aklımda dahi geçmez inan.
Nihayetinde çiftçiyi Seninde değin gibi oy deposu gören anlayışımız -ki buna sistemde diyebiliriz- sürdükçe bu fırsatı ganimet sayan birileri elbette çıkabilir.Bir çiftçi çocuğu olarak söyleyebileceğim bir başka şey,aynı sistem sayesinde o çok ağlayan çiftçimizin yüzlerce dönüm arazisi için verdiği vergi gülünç ötesidir.
Bugün AB Ülkelerinde asgari arazi büyüklüğü onlarca hektar büyüklük ile ölçülebilir.Bunların sahipleri mirasla dahi bu arazileri verimsizliğe yol açacak şekilde bölüp parçalayamaz haldedir.Bizde büyük sermayenin tarım işine el atması ise ancak üç beş yıl diyebileceğim bir zamanla sınırlıdır.
Nasıl şehirlerde ki her mahallede üç beş kasap,bakkal,berber vb esnaflar aslında bir verimsizliği ve gizli işsizliği saklıyor ise.Köylerimiz de bundan hiiç farklı değildir.On dönüm arazisi olanın motor almaya kalktığı bir ortamda amale,ırgat bulamanın mümkünatı olmuyor haliyle.Kaldırdığı üç beş bin havayi buğdayı da bekleşen borçlar nedeni ile ziraate-ofise vermeyi bile bekleyemeden tüccar dediklerimizin köy kasaba şubelerine kaptırırlar.
Eh tüccarların vekil-bakan ilişkileri sonrasında da fiatlar-destekler-gümrükler ile dış Dünyadan uçuk hale gelir.Benzer fiat kıyaslamasını şeker pancarı açısından incelesek durum daha da vahimleşir ki,açmış olduğun teknik analiz başlığını katlederim diye korkarım.
Sonuçta en başa dönüp kısaca diyebilirim ki,bugün köylü diye andığımız kesimin aynı-ama birleştirilmiş büyüük topraklarda işçi olmasının çaresi (ne kadar acıtıcı olsa da hatta bu uygulamadan zarar göreceklerden biri olduğum halde) bulunmalıdır diyebilirim.
Doğudaki ağalık-şıhlık düzeni ile benim kastettiğim büyük toprak sahipliği aynı gibi görünse de farklıdır.Çünkü birisi feodal toplumun uzantısı olarak büyük toprak sahipliğini,diğeri ise kapitalist toplumun modern tarım yapılanmalarını anlatır.
Ekonomiden farklı alanlara daha da fazla dalmadan susayım dilersen.
Saygılarımla
|