Tekzip Değil Ama Ona Benzer Bir Şey
Kadirşinas Ali Hocam,
(İç ses: Yoksa Küfürşinas Ali Hocam mı, deseydim.)
Kalabalık cümlelerin içine sıkıştırdığım şeylerin fark edilmesi çok hoşuma gidiyor ama böyle abartılı sözlerle karşılaşınca şaşırıyorum.
Gerçekten şaşırıyorum…
Hocam sen de biliyorsun, bazen susmak bile küfür sayılmaz mı...
Bak şimdi…
Yazımda: “Ne diyeceğimi bilemedim, sustum. Sadece içimde birikmiş ve sıkışmış havayı burnumdan saldım” demiştim ya…
İşte sen bu ifademe yazında bilmem kaç kez “helal olsun, büyüksün” demişsin…
Bu cümlenin meali şöyle: “O an için hangi küfrü edeceğimi şaşırdım, hem etsem n’olacaktı, ne değişecekti sanki, karşımda yaşını başını almış, beş doğurduğundan da payına düşenleri yüreğinde toplamış bu garip kadına küfretsem elime ne geçecekti… Bu düşüncelerime rağmen gene de küfürden beter bir biçimde yüzümü ekşitip, burnumdan tıslayarak öyle bir hava çıkarttım ki, o kadar olur…”
Sevgili hocam gözünün çapağını sileyim, abartma beni, ben de edna bir kulum. O günü hatırlayınca utanıyorum, üzülüyorum ama ne gelir elden oldu bitti; geldi geçti.
Hani diyorsun ya: “… benzer durumlarda sevdiklerine din iman bi mintan sövüp, yeri göğü yıkacak şekilde böğüren, kendimi düşününce nasıl utandım biliyor musun?”
Utanıp utanmamana bir şey diyemem ama kim bilir, belki de en doğrusunu sen yapmışsındır; hem kendini rahatlatmışsındır, hem de ettiğin sözler kimseye batmamış, kimseyi acıtıp, incitmemiştir.
Bazen deriz ya: “Filan adam anama sövse zoruma gitmez lakin feşmekan adam ‘merhaba’ dese; sanki gözümün önünde anama tecavüz ediliyormuş gibi gelir.”
Ah keşke, dediğin gibi yüreğim ve yüreklerimiz güzel olsa…
Sanırım olmayacak, gerçekleşmeyecek dileklerden biri de budur...
|