"Zaman Kaybolmaz. İlber Ortaylı Kitabı" Ortaylı'yı anlatıyor,
''Kırk Ambar Sohpetleri'' Ortaylı anlatıyor
İlber Hoca’nın Tarih Kurumu üyeliğini engellemek için oy sandığını kaçırmışlardı
TÜRKİYE İş Bankası Kültür Yayınları, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın hayat hikáyesini yayınladı. Nilgün Uysal’ın üç sene boyunca uğraşarak hazırladığı "Zaman Kaybolmaz. İlber Ortaylı Kitabı" isimli 626 sayfalık eser yarın piyasaya verilecek ve son dönem Türk tarihçiliğinin bu büyük isminin etrafındaki hayran kitlesi, onun hayat macerasını doğumundan itibaren öğrenme şansına sahip olacak.
Ben, burada İlber Hoca’nın kitapta sözünü ettiği ve herbiri haber yahut akademik araştırma konusu olabilecek hadiselerden bahsedecek değilim ve kitapla ilgili olarak sadece iki hususa dikkat çekmek istiyorum:
Bu kitap, genç ama yetenekli bilim adamlarına dünyanın önde gelen álimlerinden olmalarının ve yarım düzine dili konuşabilmenin yolunu ayrıntılarıyla gösterirken, diğer taraftan da Türkiye’nin İlber Ortaylı gibi bir álime sahip olmasının sadece tesadüflerden kaynaklandığını anlatıyor. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Kırım’ın Ortay beldesinden mülteci olarak yollara düşen entellektüel ve asil bir ailenin Viyana’da vatansız olarak dünyaya gelen çocukları, daha sonra tesadüfen Türkiye’ye yerleşiyor, Türk vatandaşı oluyor, herşeyi merak ediyor, durmadan okuyor, araştırıyor ve devletten hiçbir destek görmeden bütün imkánları kendisi yaratıyor, belki bir yerde şansı da yaver gidiyor ve neticede Prof. İlber Ortaylı ortaya çıkıyor.
Kitabın verdiği en önemli mesaj, bence işte burada: Bugün "İlber Ortaylı" adında dünya çapında bir bilim adamına sahipsek, bunu sadece tesadüflere borçluyuz. Zira savaş yıllarında Kırım’dan ayrılan aile Türkiye yerine herhangi bir batı ülkesini seçmiş olsaydı, şimdi "İlber" isminde Avrupalı yahut Amerikalı bir allámeyi Türkçe’ye tesadüfen tercüme edilecek olan eserlerinden tanıyacak ve eminim, çok hayıflanacaktık!
"Zaman Kaybolmaz"ı okuyanlar hayret verici böyle birçok hadiseyle karşılaşacaklarına eminim ama kitapta yeralmayan bir hadiseyi de ben söyleyeyim: İlber’in Türk Tarih Kurumu’na üye olmasını engellemek için bir seçimde oy sandığı bile kaçırılmıştır ve İlber kuruma hálá üye kabul edilmemiştir!
İlber ile çalışmanın ne kadar zor olduğunu gayet iyi bilen ve eserin yazılma aşamasında birkaç defa tesadüfen bulunmuş bir kişi olarak, "İlber Ortaylı Kitabı"nı hazırlayan Nilgün Uysal’ı şimdi "cennetlik" görüyorum. Ama, kitabın sonundaki sayfalar dolusu eser listesindeki kitapların ve makalelerin sahibi olan aziz dostum İlber’e de "Son 20 senede çok gezdin, çok eğlendin, artık otur, eskisi gibi eser ver ve sonraki nesillere dillerde dolaşan hikáyelerinin yanısıra başka eserler de bırak" demeden edemiyorum.Murat Bardakçı
"Tarihin sedası hoş olmaktan çok gök gürültüsü gibi hacimlidir ve bitmeyen bir yankıyı andırır. Geçen altı asır, komşu yirmi küsur halkın ve en başta bizim tarihimizdir; ona sıcak bir ilgi, bilimsel bir araştırma ve düşünce ile yaklaşmamız gerekir." İlber Ortaylı