SOYADI kanunu çıkınca ağa "Kurdoğlu" soyadını almış, bir süre sonra da teftişe çıkmış, önüne gelene soruyor:
"Ben kimim?"
"Ağamızsın!"
"Adım nedir?"
"Raşit'tir!"
"Peki soyadım!"
"Kurdoğlu!"
Herkes bilmiş de yaşlı bir köylü soyadına takılmış, çıkaramıyor. Ağa da üzerine gidince özür dilemiş:
"Vallahi ağam, bir heyvanın oğlisin ama hangisinin bilemirem!"
Kıssadan hisse...
Soyadı "Aslanoğlu" olsaydı, değişir miydi?
* * *
KRAL emretmiş:
"Gidin bunları asın!"
Muhafızlar ikisini bağlayıp götürürlerken, biri ileri geri söylenmeye başlamış. Ne kral ne kraliçe kalmış, öbürü yalvarmış:
"Yapma yahu, bu gidişle başımızı belaya sokacaksın!"
Kıssadan hisse...
Nereye gittiğimiz belli de, bazıları hâlâ "Aman dikkat, başımız derde girmesin!" diye akıllarınca tedbiri elden bırakmıyorlar.
Tıpkı idare-i maslahat etmek gibi...
Bir gün "idare" elden gidecek, "maslahat" elde kalacak...
h.pulur@milliyet.com.tr