Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Kıssadan Hisse Hikayeler
Tekil Mesaj Gösterimi
  #3  
Eski 23-03-2006, 15:13
dentist - ait Avatar
dentist dentist bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 1.058/2200
469 Mesaj ına 3880 Kere teşekkür edildi
Tanımlı

Nenenin mektubu

Amanın yavrım, ben öyle duyuyom, o kocuman memleketlerde cicili
bicili, boyalı moyalı, şıngırdak fıngırdak, kirpikleri takma ,saçları
sokma, onlan bunlan düşüp kalkma, gözleri elde, etekleri belde, artanı
da yerde, sıska mıska, şıbıldak gibi bazı, çirkin mirkin hanımlar,
gızlar oluveriyomuş... amanın onlara tutuluveren de, yanıveren de deme
yavrım. alceen gızın soyu sopu belli, saçı sırma telli, eline el
değmemiş, kötü süt emmemiş, sevisi derinde, eti budu yerinde olmalı.
dizine otuttuvedin mi kucağın dolmalı, domuz hem evlenince pazara
kadar değil, mezara kadar varmalı. eee hanım dediğini alaya kattın mı,
koluna taktın mı yakışmalı, duvara attın mı yapışmalı. bu sözlerimi
eyi dinle bakem, bi kulağından sok da öte kulağını tıka, çıkıvemesin
len. senin nazlı eminen ne güne duruyo?
geçenlerde ekmek ediyodum. açcık hamurum kaldıydı. emine gelivedi.
''koley gelsin ninem'' diye artanını da o edivedi sağolsun. maşallah
bi olmuş hopur hopur. dilim dağı taşı gırkbin kere maşallah... amanin
artanı da o edivedikten sonra iki süpürgü çalıvedi avluya, malların
altlarını kürüyüvedi. ben de ah benim ak topanım, gövercinim, kalem
kaşlım, nazlı gülüm, mor zümbülüm, al bürgülüm, bol görgülüm, naha
allah seni allı başlı gelinler edivesin, muradına er, gonca güller
der, naha evlerine sarı sarı buğdeyler yağıvesin deye birçok dualar
edivedim. giderken de senin hesabiyetine şööle ''e gelinim olmecen mi
len?... sarmeştim de iki yaneceğinden şappudu şuppudu öpüvediydim.
amanin misler gibi kokuyo len. ee öpmek falan deyince o gül yüzün
gülüyo de mi? seni gavurun piçi seni! emi güzel yavrım, yokluğun köz
oluyo yüreğimde.

Dün ağşamüstü kırmızı fistanımı geydim de şööle cami duvarına doğru
yukarı çıkıyodum. elimi ardıma kodum. bizim zartlak osman pencereyi
açmış , ben de şööle oturdum. bir de iradyoyu sonuna kadar açtıttırmış
da havaları dinliyon deyyodum.. beni görüvedi, 'nineee!' dedi.
''eeey!'' dedim. ''gel de bi açcık oynayıvee'' dedi. ''beni mi deyyon
a oğlum'' dedim. ''heee'' dedi. ''uleeenn ''dedim, ''benden geçti gari
a yavrım, sen o garını, gıygıdı ibram'ın gızını bi cıscıbıldak soy,
köyün delikanlılarını ünle, onların garşısında böyle şakkudu şukkudu
bi oynatıve!'' iyi dememiş miyim len? sen olmayınca yokluğun köz oluyo
yüreciğimde. gel gari yavrım. yollara bakıttırma, gözümüzden yaş
akıttırma. gel gari yavrım, gel gari! he heey...

Özay Gönlüm
Alıntı ile Cevapla