Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Medya Yorumları
Tekil Mesaj Gösterimi
  #4  
Eski 04-08-2006, 08:51
AnnE - ait Avatar
AnnE AnnE bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Suriçi
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 606/518
314 Mesaj ına 5527 Kere teşekkür edildi
Tanımlı Anadolu'dan

Şu fındık gürültüsüne içinde yaşayanlardan bir bakış.

Giresun IŞIK Gazetesi'nden ;



FINDIK DALDA, FINDIK ÜRETİCİSİ SOKAKTA

Emniyet müdürü de kızakta…
Zapsu yerinde duruyor ama Ordu Emniyet Müdürü görevinden alınıyor.
Erdoğan fındıkla ilgili sorulara “orantısız şiddet-kontrolsuz güç” kullanarak cevap veriyor.
Olağanüstü İslam Konferansı Örgütü toplantısı için Malezya'ya hareketinden önce Esenboğa şunları söyledi:
“Talimatı ben verdim: Medyayı anlamakta zorlanıyorum. Bir emniyet müdürünü birimiyle ilgili bakanımız açığa alıyor veya görevden alıyor, hemen bakıyorsunuz birileri avukat oluveriyor. Soruyorum, bir vali, emniyet müdürüne talimat verecek, ve valinin verdiği talimata emniyet müdürü tamamıyla ters bir cevapla rest çekecek. Ve bu emniyet müdürü orada duracak. Ve düşünün ki bir taraftan otobüs kuyrukları Akçaabat'a dayanıyor, öbür taraftan Samsun'a dayanıyor. Bu talimatı veren benim. Bizzat aradım ve 'Bu trafik açılacak' dedim. Bu esnada iki kişi öldü. Bunun bedelini, haberleri yapan gazetelerde okuyabilecek miyiz. Niye öldü bu insanlar; çünkü trafik kapalıydı. İnsanlar hastaneye yetiştirilemedi, ambulansta öldüler. O gün bütün o çevrede bütün düğünler iptal edildi. Olay aynen Diyarbakır'da olduğu gibi kadınlar, çocuklar yol ortasına konuldu. Trafik kesildi 8 saat, 9 saat...
Gaz, su sıkıp dağıtacaksın: Emniyet müdürünün görevi nedir? Saat 10.30'da yapılanı, talimatı vali bey kendisine verdiği zaman yapmaktır. Su sıkacaksa o zaman sıkacak, biber gazı sıkacaksa o zaman sıkacak. 'Gücün yetiyorsa gel yap' ne demek. Sen halkının güvenliğini sağlamak göreviyle mükellefsin. O görevini yapacaktı. Kimse halkınla karşı karşıya gel demiyor ki. Kamu düzenini bozanların karşısına çık diyor.
Görevden alma adil: Bölge komutanı Tuğgenerali de hemen arattım. Kimle, (Jandarma Genel Komutanı) Fevzi (Türkeri) Paşayı aradım... Bakanımı aradım, valimi aradım. Sabah 5'e doğru trafik açılabildi. Asla burada adil olmayan bir şey yapılmadı.”
İki günsonra Ordu İl sağlık Müdürü açıklama yaptı, “O gün iki ölüm oldu, ikisi de şehir merkesinde ve boğulmadan, o gün ambulansta ölüm olmadı” dedi.
Şimdi ey millet..
Diyarbakır’ı konuyla Erdoğan irtibatlandırdı, biz değil..
Madem öyle, karşılaştırmalı sonuçlara da katlanmalıdır..
Diyarbakır’da “Newwrooz” da bir hafta hayat durdu.. Kaç ölüm oldu ambulansalar çalışmadığı için, kaç düğün iptal edildi hesabı var mı?
Güvenlik güçlerine “kışla ve karakollardan çıkma” diye talimat verildi. Sokak teröriste teslim edildi.
Ordu’da ne diyor Başbakan; “Saat 10.30’da suyu sıkacaksa sıkacak, biber gazı sıkacaksa sıkacak..”
“İzinli gösteri” zaten saat 11’de başlamıştır ey millet..
Yâni Ordu’da; Zapsu mağduru fındık üretcisine, Diyarbakır’da teröriste günlerce gösterilen hoşgörü en baştan, bir dakika bile gösterilmeyecektir. Saat daha 11’de tek lâf etmeden basacaksın biberi, basacaksın suyu..
Kamu düzeni o zaman bozulmamıştı ki..
Peki Diyarbakır’da yüzü maskeli “kamu düzenini bozanlar”la vali yardımcınızı; “sizi kutluyorum” diyen belediye başkanının maiyetinde, sol gerisinde görüşmeye neden gönderdiniz?
Orada neden biber gazı, su sıkılmadı?
“Olay aynen Diyarbakır'da olduğu gibi kadınlar, çocuklar yol ortasına konuldu. Trafik kesildi 8 saat, 9 saat...” diyor Başbakan..
Diyarbakır’da; “yol ortasına konulan çocuklara” polisler tarafından çikolata verildiğini gösteren kayıtlar halâ ellerdedir.. Teröristlere aynı polisler, gazla değil “sapanla” karşılık vermişlerdir..
Gülmeyin…
Neden Karadeniz’de çocuklara çikolata verilmedi?
Neden Karadeniz’de göstericilere sapan değil de biber gazı-su revâ görülüyor?
Diyarbakır’da Belediye başkanı’nın sol gerisinde yüzü maskeli teröristle “görüşen”, teröristi incitmeyen, karşı çıkmayan Vali yardımcısı yerinde kalıyor..
Ama Ordu’da halkıyla görüşen, incitmeyen Emniyet Müdürü görevden alınıyor..
Erdoğan olaya müdahil olarak Emniyet Müdürüne telefonla emir vermeye kalkan Akepe’li Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmaz’dan hiç bahsetmiyor..
O Ordu (Giresun, Trabzon)’un Akepe’li milletvekilleri mâdem meseleyi çözmek istiyorlardı, neden vaktinde Zapsu’dan randevu taleb edip, hazretin boş vaktini aramadılar görüşebilmek için?
Erdoğan olaya Akepe’li vekillerin gözüyle bakıyor..
Şimdi onlara inandığı için, “doğruyu söyleyen” Ordu İl sağlık Müdürü’nü de görevden alacak mıdır?
Onlar Akepe MYK’da bilgi verirken; “Mitinge sadece fındık üreticilerinin katılmadığını, emniyetin verdiği bilgiye göre çok sayıda illegal örgütün de bu mitinge destek verdiğini kaydetmişler. Mitingin yapıldığı meydanın iddia edildiği gibi 80 bin kişi almayacağını, en fazla 25-30 bin kişilik bir kapasitesi olduğunu dile getiren Ordu Milletvekilleri, miting sırasında uluslararası yolun 10 saat boyunca kapatılmasının yol açtığı zararları” anlatmışlar.
De ki mitinge illegal örgütler katıldı..
Diyarbakır’dakiler legal miydi?
Peki neden tam bir senedir fındık üretcisini Zapsu’ya muhtaç edip tansiyonun önlenemez boyutlara yükselişini engellemediniz de ortamı illegal örgütlerin tahrikine açık hâle getirdiniz?
O gün o meydanda 100.000 kişi vardı beyler, 20 bin değil..
100.000 aç insan.. Bir senedir devletten parasını alamayan insan.. Bir ay sonra harmana-pazara inecek olan mahsülünün para etmeyeceği korkusunu yaşayan…
Ev bark sahibi, çocuk okutan, çocuk evlendirecek olan….
Hastası olan..
Her gece ocakta çorba kaynatmaya, baca tüttürmeye mecbur…
Yaşamaya mecbur 100.000 insan…
Ve devlete, devletine saygılı…
Giresun ve Ordu’nun bütününde fındık tek üründür efendiler.. Alternatifi yoktur.. Kocaeli yarımadasında her şey yetişirken oralara fındık ekim izni verilmesi ne iştir?
Ve bir senedir Giresun ve Ordu’da “çarşı”, memurun, emeklinin maaşı ile dönmektedir.
Giresun ve Ordu’nun Akepe’li vekilleri bunları bilmiyordurlar mıdır da Başbakan’a gidip anlatmamaktadırlar bir senedir?
Meydanın kaç kişi alacağını hesaplayacaklarına bir kilo fındığın bu sene kaça mal olduğunu hesaplayıp iletseler; MYK’da onu anlatsalar ya..
Geçen sene 7 milyon’la açılan piyasa 4 milyona kadar düşmüş, Erdoğan ‘ın parti kongresi için Karadeniz’e her gelişinde de birer milyon kaybederek iki milyona inmiştir.
Akepe’li vekiller sekiz aydır halkın arasına çıkamamaktadırlar ki bunu bilsinler..
Zapsu’nun, kendilerini halkın içine çıkamaz hâle getirdiğinin farkında değil midir bu vekiller?
Fiskobirlik Başkanı’na gizli telefon edip “arkandayız” demeleri yetmez.. Tepkiyi partide göstermeliler.
2007 mahsülü pazara inmeden biber gazı stoklamadan önce halkın duygularını-ihtiyacını düşünün..
Fiskobirlik’ten bana ne.. Siz halledin.. Kötü yönetim varsa gereğini yapın.. Suç varsa cezasını verin..
Fiskobirlik Yönetim Kurulu’na istediğiniz seçilmedi diye oynayan kaprisinizin cezasını vatandaş çekiyor.
Ordu Emniyet Müdürü’nün görevden alınması kıymetli okuyucu, sanıyoruz ki bölgedeki diğer kamu görevlilerine “ders” olmuştur.
Bundan sonra böyle bir olay olduğunda…
Daha izinli gösteri başlamadan vereceklerdir gazı, basacaklardır suyu..
Yapmayın efendiler..
Türk Polisini milletiyle karşı karşıya getirmeyin..
12 Haziran 2006 tarihli ve “Türk Polisini Kim Koruyacak?” başlıklı yazımızda dört örnek vermiştik..
(Olay 1) Yıl 2004. Aylardan Temmuz. Yer; Van İl Merkezi.
Van Emniyet Müdürlüğü basılıyor, polis tokatlanıyor, gözaltındaki bir şahıs “kurtarılıp” çıkarılıyor. Bölge milletvekili olan Milli Eğitim Bakanı gözaltına alınan şahsın babasına “geçmiş olsun” diyor.
Olay 2) Aynı yıl, bir ay sonra.. yer; Diyarbakır şehir merkezi..
Polis “Hevsel bahçeler”inde saklanan PKK’lıları ablukaya alır. 6 gün “girilemez”. Bu süre içinde Belediye Başkanı suç mahalline giderek Emniyet Müdürü ile tartışır. Yakasına yapışır.
Emniyet Müdürü bir süre sonra istifa eder.
Emniyet Müdürü istifa eder ama Vali yerinde kalır.. 2006 Newrooz’unda şehirde her türlü halt yenir fakat “olay” olmaz. Polis teröristlere “sapan”la karşılık verir. Göstericilerin önündeki çocuklara “çikolata” dağıtır. Diyarbakır’ın bayan emniyet müdür muavini kepenk kapatanların açması için sokak aralarında araba ile anons yaparken “Diyarbakır vatandaşı” deyimini kullanır.
Olay 3) Yıl 2006. Haziran ayı. Akepe Edirne Milletvekili Ali Ayağ'ın oğlu, Şile'de trafik cezası nedeniyle 4 polisle tartışır. Milletvekili baba, Emniyet Genel Müdürü Aydıner'i telefonla arar. 4 polis açığa alınır.
Olay 4) Yıl 2006. Haziran ayı. Yabancılara gayrimenkul satışı, Anayasa mahkemesi’nin koyduğu sınır geçildiği için durdurulan Hatay’ın Altınözü ilçesinde bir asker kaçağı gözaltına alınır. Akepeli Belediye Başkanı Cahit Alkan Emniyet Amirliğini basar. İlçe Emniyet Amir Vekilinin makam masasına vurarak camı kırar. “Seçmenimi serbest bırak” der.)
Olay 5) Ordu…..
Hepsinde de “seçilmiş” siyasiler, en hafif deyimiyle “polisin görevine müdahale” etmişlerdi.
Vatandaş polisin görevine müdahale edince başına neler geldiğini biliyorsunuz..
Peki seçilmişler müdahale edince..
Polis “sürülüyor”, “açığa alınıyor”, “kızağa çekiliyor..”
Yapmayın efendiler..
Türk Polisi milletinin emrindedir, rejimin ve devletin bekçisidir.
Yıpranması, devletin yıpranmasıdır..
Devlete yazık ediyorsunuz
Alıntı ile Cevapla