Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Kutlamalar...
Tekil Mesaj Gösterimi
  #3  
Eski 17-06-2007, 06:49
bikmisbroker - ait Avatar
bikmisbroker bikmisbroker bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Feb 2006
Bulunduğu Yer: Kanada
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 590/835
107 Mesaj ına 2990 Kere teşekkür edildi
bikmisbroker - MSN üzerinden Mesaj gönder
Tanımlı Terk-i Mekan etmis bir babaya...

19.07.2004
Ayşe ARMAN
Terk edip gitmiş bir babaya mektup

e-posta


İpek S.’nin mektubunu ben çok geç gördüm. Kendisinden özür diliyorum. Bir şekilde okunmamış iletiler arasında yer almış ve haftalarca orada kalmış.

Dün gece birden okudum. Ve mahvoldum. Sizinle de paylaşmak istedim. ‘Bir ara yayınlarsınız, belki babam ona olan duygularımı okur ve arar. Kim bilir belki de döner...’ diye yazmış. Her şeyin İpek S. nasıl istiyorsa öyle olması dileğiyle...

AH be baba!

Her geçen gün sana olan aşkımı dindirmeye, azaltmaya çalışıyorum.

Beni sensiz bıraktığın, senelerdir aramadığın için sana kinlenmeye çalışıyorum.

Kötü olayları, kırgınlıkları hatırlamaya zorlayıp kendimi, senden bu ‘kayıp zamanlar’ın hıncını alabilmek için planlar yapıyorum.

Doğum gününü umursamamaya çalışıyorum.

Resimlerine bakmamak için çaba sarf ediyorum, ben senin yüzünü unutmaya uğraşıyorum!

Ne annemle ne kardeşimle konuşuyoruz senin hakkında.

Herkesin içinde fırtınalar kopsa da senin özlemin yüzünden, çaktırmıyoruz birbirimize, ama benim fırtınam yıllar geçtikçe kasırgaya, boraya dönüşüyor...

Ne zaman meltem esecek artık içimde...

Sorarım sana...

* * *

Ama kolay olmuyor baba...

Durup dururken kokun geliyor burnuma...

Beni kucaklayışını hatırlıyorum.

Sakallarını hissediyorum yanağımda.

Anında geçmişe gidiyorum.

Birlikte alışverişlerimizi, tenis oynayışımızı ve her seferinden kavga ederek korttan ayrılışımızı, rejim yapma kavgalarımızı, seninle iş çıkışı buluşmalarımızı ve o zamanlar dünyanın sonu geldi sandığım şikayetlerimi dinleyişini, erkek arkadaşlarımı kıskanmamı, beni yurtdışına uğurlayışını, askerdeyken seni ilk gördüğüm anı (ne kadar da komiktin sıfıra vurulmuş saçlarınla, ne kadar da büyükbabama benzemiştin!)...

* * *

Ah baba ah!

Anlatmakla bitmez o değeri ölçülemez dakikalarımız, günlerimiz, aylarımız, seyahatlerimiz...

Nasıl kıydın sevgimize, hayallerimize, geleceğimize?

Nasıl beni bu acımasız hayatta yalnız bıraktın?

Nasıl el verdi vicdanın kendimi bu kadar çaresiz hissetmeme?

Nasıl ben yokmuşum gibi devam edebildin hayatına?

Nasıl 12 yıl 6 ay 15 gündür hiç merak etmedin beni, tombik kızını...

* * *

Hayatta onaylamayacağın bir adamla evlenince dönersin sandım.

6 yıl evli kaldım, dönmedin.

Piranalar sardı iş hayatımı, ortaya çıkarsın sandım, gelmedin.

Ülkeyi terk ettim, havaalanında ‘Gitme kızım!’ diye arkamdan bağırırsın sandım, sesin çıkmadı.

Geri döndüm, umursamadın.

Baba, 30 yaşındayım.

Usandım, yıldım her doğum günümde senin telefonunu beklemekten, sürpriz paket yolu gözlemekten...

Eridi duygularım her sene biraz daha senden ses çıkmadıkça...

Senden alamadığım hıncımı önüme çıkan adamlardan aldım baba.

Seni örnek aldım hep ilişkilerimde.

İlk önce kendimi çok sevdirdim, sonra nefret ettirdim.

Hepsini denedim.

Acaba giderler mi, beni terk ederler mi diye yıldırmaya çalıştım.

Tabii ki gittiler baba.

Ama üzülmedim.

Çünkü ben alışığım.

Onların ne ayrıcalığı olabilir ki, sen bile beni bırakıp gittikten sonra...

* * *

Ben sevmeyi unuttum baba.

Seninle beraber tükendi tüm sevgim.

Üzüntülerim, şaşkınlıklarım, çaresizliklerim bitirdi sevgimi.

Ama ben taş gibi kuvvetli ve kaya gibi dayanıklıyım. Hálá ayakta ve mutluyum. Ne bana, ne kardeşime, ne anneme kimse dil uzatamaz, üzemez, kıramaz.

Giderken bana ne söylemiştin:

‘Onlar sana emanet...’

Evet öyleler.

Ama biliyor musun, kazık kadar oldum hálá çözemiyorum:

Ah be baba...

Bunu bana nasıl yapabildin?

12 yıl 6 ay 15 gündür tombik kızını nasıl hiç merak etmedin... (İpek S.)
__________________
YATIRIM, sonu yanliş giden SPEKÜLASYONDUR
EGER, zamaninda spekülasyondan cikamazsaniz
MECBUREN yatirimci olursunuz..George SOROS
TEKNiGE iNANMA TEKNiKSiZ KALMA. Bikmisbroker
Alıntı ile Cevapla