Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Tekil Mesaj Gösterimi - Ser'den, Sera'dan.
Tekil Mesaj Gösterimi
  #104  
Eski 15-12-2006, 13:36
Emin - ait Avatar
Emin Emin bağlı değil
.
 
Üyelik Tarihi: Mar 2006
Bulunduğu Yer: Antalya
Mesajlar/Teşekkür sayısı: 305/762
198 Mesaj ına 2281 Kere teşekkür edildi
Tanımlı El-Eş-Tiri

Alıntı:
serdarkus´isimli üyeden Alıntı
Beri tarafta tam bir sene önce yazılmış cevabını bekleyen yazı var ama bu başka…

Doğru mu anladım bilemiyorum ama eğer bir sene önce yazdığım yazıya bir gönderme ise bu anlamlı söz, ben cevap beklemeden ve içtenliğimle yazmış, buna rağmen bugüne kadar olan yazılı sohbetlerimizle o yazımın karşılığını fazlasıyla almış bulunuyorum.

Ama ağanın eli tutulmayacağı gibi, Serdarkuş abimin de kalemi tutulmaz, ne zaman isterse o cevabi yazıyı yazar, sadece ben değil hepimiz zevkle okuruz.

Alıntı:
serdarkus´isimli üyeden Alıntı
Forumlarda eleştiri hiç yazmadım sayılır, prensibim değil.

Kavramları kavrayabilsem ben de uzak duracağım, esasında duruyorum ama zaman zaman insanın dili şişiyor, iki üç satır diye başladığın yazı bazen sündükçe sünüyor.

Zaman zaman ve de ister istemez bu sevimsiz gibi algılanan eleştiri işini yaparken çoğu zaman bu sözcüğe “ele alıp eşelemek” gözüyle bakarım ama tırnak yarası bırakmadan ve tırnak arasına pislik doldurmadan yapabilmeyi umarım, gayret de gösteririm elimden geldiğince, gene de kantarın topuzunu kaçırır ve karşımdakilerin insafına bırakırım.

Dediğiniz gibi, yazmamanın veya söylememenin kolaylığına sığınmamak zor, lakin biraz zoru zorlamak gerek, bana göre.

Bakın bu “bana göre” sözü bile nasıl bir kurtuluş, nasıl bir sığınma, nasıl bir beladan uzak durma, nasıl bir ‘benim eşeğim kancık olsun’ duruşudur?

Bugüne değin, bu arka bahçede incitilmedim.

İncittim, farkındayım bazı okurdaşları ama onlar tarafından incitilmedim.

Bu yüzden burada zaman ve fırsat buldukça, hissem, hisselerim olmasa da uğruyorum; on, on beş fani (sanal) kişiyle de yazılarımızın satır aralarında buluşuyoruz.

Şimdilik yetiyor ve de artıyor.

Piç edilen onlarca konu başlığı görmen ve arka bahçenin oluşmasında da bu erekle bir araya gelinmiş olunması konusu da ele alıp eşelenecek konulardan biridir elbette.

Görebildiğim, izleyebildiğim kadarıyla, şimdilik hır gür yok. Gelen geliyor, yazan yazıyor, okuyan okuyor herkes kendi aleminde, dünyasında vakit geçiriyor; bahçe bakımlı kırmızı örümcek, thrips, yeşil kurt yok.

Bahçe sahipleri, artık onlar her kimse, bahçenin yeşil kalması için Azot ağırlıklı gübreleri, dallarının sağlamlaşması için Potasyum ağırlıklı gübreleri, çiçek ve lezzetli ürünler verebilmesi için de Fosfor içerikli gübreleri ihmal etmemeleri gerekiyor.

Kalsiyum, Magnezyum, Kükürt, Mangan, Bor, Çinko, Bakır, Molibden, Klor gibi iz elementleri de sizin, bizim gibi katılımcılar imkânları ölçüsünde bahçeye taşırlarsa bahçe cennet bahçesine döner, diye düşünmekteyim.

Gelelim, yazınızın ikinci bölümüne.

Neyse, onu da yarın veya bir sonraki gün ele alıp eşeleyeyim.
Alıntı ile Cevapla