|
Alıntı: |
|
|
|
|
Emin´isimli üyeden Alıntı |
|
|
|
|
|
|
|
...............
2005 yılının Haziran ayında, bulunduğun yerden sen kalk ve sokağın ötesindeki bahçeye doğru akıver… Artık su mu içecektin ya da öte taraftaki bahçede rızkını mı arayacaktın, sevdiğinle mi buluşacaktın? Nasip değilmiş, sen git bir arabanın tekerine karnını çiğnet.................
|
|
|
|
|
|
Sevgili Emin anlatınızda ki kara yılanın ölümüne üzüldüm.
Bi toplantıda duymuştum bilmiyorum yalan gerçek , doğanın kendi içinde müdahalesi olmadığı takdirde bir çift fare 450 gün sonunda 1.milyon nüfusa ulaşıyormış.
İnsanoğlu gereğinden hemide çok çok fazla doğaya müdahalesi sonucu gelecek büyük sorunlara şimdiden gebe. Toplumsal hayatımızda olduğu gibi doğamızdaki canlı tür azalış tehlikesinin acaba farkındamıyız!!!
Yırtıcı kuşları, çakalları, tilkileri ve yılanları insanoğlu gereğinden fazla yok etti sonuçmu anadoluda bazı bölgelerde tarlalar domuz ve fare hucumuna uğradı. Bahçelerde koca koca ağaçların kökleri farelerin kemrilmesinden devrildi gitti.
Çoluk çocuk büyük çoğunlukta yılan 'a karşı antipati var nerde görülürse çoğunlukla atasözlerimize yanlış bir şekilde soktuğumuz gibi başı ezilmektedir. Hiç düşünmeyiz doğaya bu şekilde müdahale hakkı bize verilmişmidir, keyfi yaptıklarımızın doğaya maliyetini hiç düşündük mü?
Hayatta en kızdığım şeylerden birisidir yılan öldürmek, çevremde bildikleri için tarlaya işçi götürdüğüm zaman ilk mesajım bu tarlada yılan öldürmek yasaktır.
Hiç unutmam bir keresinde işçinin biri yılan görünce heyecandan bağırarak nerdeyse bayılmak üzereyken koşup yanına gittiğimizde bizim kara yılan onun bağırtısından ondan çok korkarak ordan çoktan uzaklamıştı.
Doğada tüm renkler varsa zenginiz, renkler azaldıkça fakirlik başlar, gelecekte bugünkünden daha çok yılan ve yırtıcının doğamızda yaşayabilme umudunun gerçekten var olması en büyük dileğim.
Sevgili Emin yazınız vesilesiyle bana bu sevgiyi tekrar anımsattığınız için teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılarımla