Dinliyorum
Öyle şarkılar vardır ki,
Bir ucu sözlerde ,bir ucu taa uzaklarda size ait bir bilinmeyen özel gizde. Alır götürür uçurumlara,en derinlere,sizde bir özeli bir bilinmeyeni taşır sıcak yüreğinize, suskanlaşır yüreğiniz,kapanır gözleriniz,dalar gözleriniz ufkun ince sarı çizgisine. Sevgilim Yeşil eriğim benim Ben içine hapsolmuş çekirdeğinim senin Hapiste günler ağır geçer diyorlar Olsun be ben vazgeçtim hürriyetimden Yeter ki yetim bir çocuk gibi bırakma yüreğimi Zira sensiz bu can bir yüktür yüreğime Kaldır öpülesi alnını ve bak bana Gördün mü gülüm bir tek gözlerim değişmedi yine Bir tek gözlerim Açılır açılır gözleri gülümün İçlerinde yeşil çam ağaçları Uyanışların en tazeleri Odamızdan geçer gülüm seninle Uyanışların en tazeleri Odamızdan geçer gülüm seninle Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Geceleri hep peşinden koşar Göğsüme takıp yönümü bulduğum Kalp verdin onur verdin Yetmezmi deli fişeğim Kalp verdin onur verdin Yetmezmi deli fişeğim Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Benim en büyük kudretim Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek Hatta şu an ıslak şehrimde geceliğinle balkondasın Bende dokunmaya çalışıyorum ince parmaklı ellerine Kaldır öpülesi alnını ve bak bana Yoroz değil kararan Yüzümde ışığından ayrılmanın kederi Birazda işte geldik gidiyoruzun hüznü var Ama gördün mü gülüm Bir tek gözlerim değişmedi…yine Bir tek gözlerim Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Feriğim fidanım feryadım Hey benim zizil parmak Memleket gözlüm Volkan Konak |
Azİza
Muhteremler
Aziza Mustafazadeh İstanbul Bostancı 'da konser verecekmiş. Kacırmayın, sesi görün. http://www.biletix.com/event.htm?id=JPMD9 http://www.arka-bahce.org/forum/show...&postcount=493 |
reklmaın iyisi kötüsü
http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2008/04/02
bu haberi okuyunca aklıma meşhur atasözü geldi. Hani bahtsizlar için denir ya '' gökten halka yağsa benim başıma dik düşer '' diye. Şimdi bunu uyarlamaya kalksak şöyle mi olacak ; '' gökten kondom yağsa benim başıma dolusu düşer !!!; |
Memleketin hali karşısında kendimi müzige vereyim dedim.
Şu aralar kafamı en acaip taktığım album , bir üstteki mesajda promosyonundan bahsedilen albumdür ki, bu albumdeki sosyal mesaj bugüne kadar hicbir yerde verilememiştir. ( Verilemeyen mesajdır, karıştırmayalım.) albumdekı parcalarım sıralanışındaki sosyal mesaj, vakti zamanında AST oyuncuları tarafından bile verilememiştir : Parca 1 : KONDOM Parca 2 : YOKSA Parca 3 : VERMEM |
Fahir Atakoğlu Hüsnü Şenlendirici Sarı Zeybek
|
Alıntı:
Fahir Atakoğlu Hüsnü Şenlendirici iyi, Sarı Zeybek harika ama...... Sorun şu ki memleket Türkiye youtube kapalı !! http://www.beatfiltering.com/ üzerinden youtube a girdikten sonra zDEdEM8WKPA uzantısını search ederek ilgili videoyu izleyebilirsiniz. |
Sokak müzisyenleri..
|
seks ...seks...
Adına da bakıp aldanmayın.. yeni değil, eski.....Biraz da nostalji :;ohohoh
http://www.bigumigu.com/haber.asp?hid=4027 |
'' Sevgi,derinliğinin ne kadar olduğunu ayrılık zamanına kadar bilmez '' H Cibran
|
Dinlemek istediğiniz parçaya tıklayınız.
http://www.gramofonkoleksiyoncusu.co...isi.php?id=102
Munir Nurettin SELÇUK Kalamış Munir Nurettin SELÇUK Dönülmez Akşamın Ufkundayız Safiye AYLA Muhabbet Bağı Safiye AYLA Sarı Kurdelem Sarı Hamiyet YÜCESES Kadifeden Kesesi Hamiyet YÜCESES Çile Bülbülüm Çile Müzeyyen SENAR Feraye Müzeyyen SENAR Ben Giderim Batuma Abdullah YÜCE Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Izdırap Abdullah YÜCE Bir Sigara İç Oğlan Sabite Tur GÜLERMAN Bahar Pembe Beyaz Olur Behiye AKSOY İnleyen Nağmeler Behiye Aksoy At Kadehi Elinden Zeki MÜREN Bir Muhabbet Kuşu Zeki MÜREN Manolyam Zeki MÜREN Pencerenin Perdesini Secaattin TANYERLİ Sana Nerden Gönül Verdim Secaattin TANYERLİ Papatya Raj KAPOOR Avare Aliye AKKILIÇ Ay Dolanaydı Gün Dolanaydı Nezahat BAYRAM Dedim Gız Yaşın Nedir Muzaffer AKGÜN Ceviz Oynamaya Geldim Odana Mediha DEMİRKIRAN Karam |
Sezen ...
GİDEMEM ...
Bazen daha fazladır her şey Bir eşikten atlar insan Yüzüne bakmak istemez yaşamın O kadar azalmıştır anlam O zaman hemen git radyoyu aç Bir şarkı tut Ya da bir kitap oku mutlaka İyi geliyor Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor bir gün Ayrılıktan kaçılmıyor Hem çok zor hem de çok kısa bir macera ömür Ömür imtihanla geçiyor Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir Acının insana kattığı değeri bilirim, küsemem Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir Bir şiirden, bir sözden Bir melodiden, bir filmden Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor ( aktaranın notu : sevgi; sessiz, çıkarsız, kibirsizdir ... ve yaşamda herşey olması gerektiği gibidir :) ) |
ninni ...
Candan Erçetin'in son albümündeki "Ninni" isimli şarkı. Lütfen
şarkının sözlerini dikkatle takip ediniz. Şarkı ilk başladığında şaşırıp kapamayın lütfen. Tamamını dikkatle dinleyin. Dinleyin ve paylaşın lütfen :) Uyusunda büyüsün ninni Tıpış tıpış yürüsün ninni Dertlerini sürüsün ninni Oğlum kızım uyusun ninni Evvel zaman içinde kalbur saman içinde Çok ! da uzun olmayan belli bir zaman önce Çok da uzak olmayan çok güzel diyarın birinde Bereketi dillerden düşmeyen bir köy varmış Denizi de bilirmiş dalga bilirmiş bu güzel köyün insanı Yağmurda yürür karda kayar ama güneşli günleri severmiş Meze yaparmış bu köylüler iki kadehe tüm acılarını Böylece birden unutuverirmiş geçmiş dargınlıklarını Aslına bakacak olursan çok zenginmiş tarlaları Ama nedeni bilinmez bu köylüler her daim fakir Yokmuş galiba köydeki kargaların bunda bir etkisi Böyle gelmiş böyle gidermiş Ne de olsa alın yazısı Dayanamamış biri sonunda kargalara baş kaldırmış!!! Hakkımızı yiyorlar diyip bütün köyü ayaklandırmış Sonunda başa çıkmış köyü istila eden kargalarla Ama kendisi de göçüp gitmiş tabii eninde sonunda Uyusunda büyüsün ninni Tıpış tıpış yürüsün ninni Dertlerini sürüsün ninni Oğlum kızım uyusun ninni Ardından ağlamış köydeki herkes çok uzun yıllarca Ağlarken ağlarken köy unutmuş kargaları tamamıyla Üzülüp dövünüp dururken birden övünmeye başlamış Ancak övünüp durduğu sadece hatıraymış Günün birinde köyün üstüne kapkara bulutlar yerleşmiş Kimse bulutları kargaların getirdiğini fark etmemiş Köydekiler yaz yağmurudur gelir geçer zannetmişler Ama bu kara bulutlar kopacak fırtınanın habercisiymiş Kargaların çalacağı emekten medet uman bazı kurnazlar Köylüye ninniler söyleyip apaçık hedef şaşırtmışlar Soytarısıyla yalancısı bu köyün bir gün gelmiş elele vermiş Bildik beyaz camın içine girip siyah yalanlar söylemiş Onların baktığı yerden bütün köy çok aptalmış Çünkü aptal olmasalar böyle aldanmazlarmış Değil mi ki bütün köy olana bitene ses çıkarmadan bakmış O zaman başlarına gelenlere müstahaklarmış Ah ne güzel ninniymiş bu cehalet Herkes dalıp uyumuş niyahet Top atsan uyanmazmış ne rehavet E benim köyüme ee ee Aslında köyün akıllısı çokmuş Alimi dedesi filozofu çokmuş Var diye bas bas bağırıyorlar ama hiç ! birinin söz hakkı yokmuş Çünkü bilene düşünene yazana kargaların itirazı çokmuş ve onlardan öğrendikleriyle kurnazlar herkesi uyutmuş Güzel köyüm ne zaman uyanırsın Bu duruma ne kadar dayanırsın Sanmaki uyurken kazanırsın Hadi köyüm ne zaman uyanırsın??? http://www.dailymotion.com/video/xbk...nni-2009_music |
I wish you were here...
We're just two lost souls swimming in a fish bowl...
How I wish, how I wish you were here... http://www.dailymotion.com/video/x7d...ere-here_music |
.
|
hep gavurca olmaz :)
|
eski ...
güzel sözler... güzel beste...
http://www.dailymotion.com/video/xe0...rah-eski_music Eski bir şiir, eski bir hikaye Eski bir ezgi var aklımda Herkes hayattaydı bildiğim herkes Hiç korku yoktu, yoktu aklımda Eski bir kitap, eskimiş resimler Eski bir şarkı var aklımda Sevdiğim birini hiç kaybetmemiştim Kaybetmek yoktu, yoktu aklımda Sıradan basit bir günün uğruna Hiç dua etmemiş, hiç yalvarmamıştım Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin Nasıl böyle kaldın Büyürken eskimeyen, eskisede değerlenen Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin Nasıl böyle kaldın Yoksa sende sadece öyle duranlardan mısın? Eski bir oyun, eski bir sokakta Eski bir hırka var omzunda Aşka inanırdım, her hücremle Hiçbir yük yoktu, yoktu omzumda Sıradan güzel bir günün uğruna Hiç dua etmemiş, henüz yalvarmamıştım Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin Nasıl böyle kaldın Büyürken eskimeyen, eskisede değerlenen Sen nasıl başardın yüzyıllık ağaç gibisin Nasıl böyle kaldın Yoksa sende sadece öyle duranlardan mısın? |
gamsız
GAMSIZ
Beste: Orhan Atasoy-Istvan Leel Össy Söz: Orhan Atasoy-Istvan Leel Össy Gamsız yaptı dünya beni Kadere razıyım ben Yorgun ve şikayetsiz Her şeye hazırım ben Ekmeksiz soğansız hayatın tadı yok Benim olmayan güzelin adı yok Olsun varsın biz gene de memnunuz Bu dünyada olmazsa ahirette huzur buluruz Yolsuz yaptı dünya beni Yolları görmez oldum En sonunda anladım Sus oldum sus pus oldum Ekmeksiz soğansız hayatın tadı yok Benim olmayan güzelin adı yok Gaddar dünya arsız mı yaptın bizi Hep beraber bulduk mertebemizi Olsun varsın biz gene de memnunuz Bu dünyada olmazsa ahirette huzur buluruz http://www.dailymotion.com/video/xd7...e-gamsyz_music bu şarkıyı referandumda "yetmez ama evet" diyecek olan "yurdum insanı" na ihtaf ediyorum :) |
doğadan çaldığın yeter , doğa için çal ...
http://www.dogaicincal.com/index.asp?sayfa=anasayfa
az önce farkettiğim bir site . 2 yıl önce " Stand by Me - Around the World " linki verilmişti bahçede. müziğin dünyadaki en muhteşem icatlardan biri olduğunu düşünmüştüm. müzik aynı yöntemle, "uzun ince bir yoldayım" la, benim ülkemde, benim sanatçılarımla yapılınca doğal olarak içimde daha farklı hisler uyandı. umarım siz de beğenirsiniz :) |
me and my monkey ...
http://www.dailymotion.com/video/x2b...onkey-li_music
aktaranın notu : çok uzun zamandır dinlemediğim bu şarkıya rastladım bugün bir yerde. tebessüm sayfasına "mutluyum... mutlusun ... mutlu..." yazısını ekledikten sonra üstüne bu şarkı dinlenir diye düşündüm.bir arkadaşım "şarkı neşeli gibi görünüyor ama imalar çok çarpıcı, sorgulatıcı, hatta acı verici" demişti yıllar önce. robbie williams tan beklemediğimiz güzellikteydi sözleri ve müziği. insan büyüyünce öğreniyor oyunda yığınla maymunlarımızın - maymunluklarımızın olduğunu... umarım oyunumuz sona ermeden mutluluk vereceğini sandığımız bağımlılıklarımıza "hoşçakal" diyebiliriz :) |
me and my monkey eki.
şarkıyı foruma ekledim tüm bağımlılıklarımdan kurtulma niyetimle epey bir dinledim. bilmem kaçıncı tekrardan sonra farkettim ki bu kez de trompetin o muhteşem ezgisine takılmışım :) insan böyle bir yaratık işte :)
trompeti daha iyi dinleyebileceğiniz link : http://www.dailymotion.com/video/xw1...onkey-li_music hikayeyi anlatan klibin linki : http://www.dailymotion.com/video/x3q...y-monkey_music |
|
one ...
U2 sevmem ama "one" şarkısı güzeldir. "biriz ama aynı değiliz" der nakaratta.
aynı olmamız gerekmez. çeşitliliktir "bir" olunduğunda o "bir" i rengarenk yapan. koca bir demet çiçek gibi ... :) http://www.kliptonik.net/u2-one-vide...b4e87821d.html |
dinliyorum ...
eğer seyretmediyseniz öneririm : the fountain - kaynak
seyredemezseniz de üzülmeyin filmin müziğini dinlediğinizde aynı hisleri yaşıyorsunuz : Clint Mansell - Death is the Road to Awe |
http://www.youtube.com/watch?v=dRrzVgPUXt8
YİNE Mİ ÇİÇEK ? kur masayı madam despina kirli beyaz muşamba örtüleri ser çek sediri asmanın altına yanında bir ince müzeyyen abla yine mi güzeliz, yine mi çiçek? hamdolsun taze mi bitti topik canın sağolsun amanın yine mi güzeliz, yine mi çiçek? hamdolsun altınbaş kadehe yağ gibi dolsun gece çok genç, arzular şelale haber etsek o yare gelse bomonti'den şereflendirse bizi olsak teyyare söz: meral okay müzik: ara dinkjia nurlar içinde olan güzel kadının ; Meral Okay ın anısına paylaşmak istedim.... (ve de gider ayak hatırlattığı matematik köyüne bir bakmanızı : http://www.matematikkoyu.org/ ) |
..........
|
Güneş.....
|
Yalan Dünya.... Tüm sevenlerine .....
|
Neşet Ertaş, kültürümüzün önemli temsilcilerindendi. Allah rahmet eylesin.
Zeki Müren ve Neşet Ertaş, yeri kolay kolay doldurulabilecek sanatçılar değiller. Umarım bu ülke onlara yaklaşabilen yeni sanatçılar yetiştirir. |
Berkant....
Samanyolu
“Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek, dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek” filan ama... Hiç merak ettiniz mi, şehirde değil, kerpiç haneli köyde dünyaya gelen Berkant, ortaokuldayken, piyano çalmayı nerden biliyordu? * 74 yaşında rahmetli oldu... Teee 65 sene evvel, ilkokuldayken, memleketin yüzde 90’ında radyo bile yokken, mızıka ve akordeon çalmayı kimden öğrenmişti? Henüz 14 yaşındayken, Frank Sinatra, Dean Martin, Nat King Cole şarkılarından oluşan repertuvara nasıl sahip olabilmişti? Dedim ya, 1938’de köyde dünyaya gelen çocuk... 18 yaşındayken orkestra kurmayı, hangi vizyonla akıl etmişti? Saksafon çalmayı? * Çünkü... * Babası Hasan Akgürgen’in Köy Enstitüleri’ndeki görevi nedeniyle Ankara’nın Hasanoğlan Köyü’nde dünyaya gelmiş, ilkokula Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde başlamış, babasının tayini gereği, Bilecik’e Denizli’ye gitmiş ama, ailesi tarafından hep “köy enstitüsü ruhu”yla büyütülmüştü. * Berkant’ın temel eğitimini aldığı Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde... Tarih derslerini Ordinaryüs Profesör Enver Ziya Karal, zooteknik derslerini Profesör Selahattin Batu, ekonomi derslerini Profesör Muhlis Ete, kültür-edebiyat derslerini Sabahattin Eyüboğlu, ziraat derslerini Profesör Kazım Köylü, coğrafya derslerini Profesör Ferruh Sanır veriyordu. Peki ya müzik derslerini? Âşık Veysel ve Ruhi Su! * Ankara Konservatuvarı’nın saygın ustaları, klasik müzik öğretiyordu. 1945 senesinde, Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nün enstrüman demirbaşı şöyleydi: 259 mandolin, 55 keman, 37 bağlama, 8 akordeon, 3 piyano, 3 davul, 1 metronom, 1 pikap... “Harika çocuk”lar Suna Kan ve İdil Biret, enstitüye misafir getiriliyor, köy çocuklarını teşvik için yaşıtlarından keman ve piyano dinletiliyordu. Âşık Veysel ve Ruhi Su ise saz çalmasını öğretiyordu. Benim canım Veyselim, enstitü bahçesine kiraz fidanı dikmiş, seneler sonra ziyaret edip kollarını açarak kiraz ağacına sarılmış, nasıl boy verdiğini hissetmişti. * Resim yapıyorlar, voleybol oynuyorlardı. Sinema salonu vardı. Tiyatro salonu vardı. * Bedri Rahmi Eyüboğlu bir hatırasını şöyle anlatmıştı: “Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ne gitmiştik. Okulun hayvanlarını barındıran ahırda bir çocuk gördüm. Gece nöbeti ona düşmüş, elinde kitap vardı, dalmıştı. Shakespeare okuyordu. Okuduğunu nasıl kavradığını, ertesi gün oynadıkları piyeste gördük.” * Mozart, Vivaldi, Beethoven dinliyorlar; Gorki, Tolstoy, Zola okuyorlardı. Moliere’in Kibarlık Budalası’nı, Sofokles’in Kral Oedipus’unu, Gogol’un Müfettiş’ini sahneliyorlardı. Mesela, bir mezuniyet töreni programı sırasıyla şöyleydi: İstiklal Marşı, bağlama konseri, türküler, mandolin konseri, şiirler, keman konseri, piyano konseri, koro, Anton Çehov’un Bir Evlenme Teklifi, diploma takdimi, topluca zeybek... * Tüm zamanların, gelmiş geçmiş en şöhretli şarkısı Samanyolu’nu ölümsüzleştiren, dede’den torun’a nesiller boyu âdeta marş gibi ezberleten Berkant, işte bu ruh’un Türkiye’ye armağanıydı. * İşin ekstra enteresan tarafı... Romantizm tarihimizin en önemli şarkısının adı Samanyolu ama, şarkının içinde tek kelime Samanyolu geçmiyor. Tıpkı, eğitim-öğretim tarihimizin en önemli parçası Köy Enstitüleri’nin, dörtdört’lük olduğu söylenen imamlı-tarikatlı eğitim sistemimizin içinde geçmemesi gibi. * Özetle. Samanyolu dediğin... Görmek isteyene. Görmek istemeyene... Teleskop versen, hikâye. Yılmaz Özdil |
İlber Ortaylı ve David Gilmour vede Meis
Biz Meis diyoruz, Yunanlılar Meges, etrafındaki küçüklerin içinde en büyüğü göya bu. Avrupa Castellorizo diyor. Venediklilerin üs olarak kullandıkları kaleden kalma bir isim ve bugün resmiyet de kazandı. Aslında kaleyi haçlı seferlerinden sonra teşekkül eden savaşçı rahip tarikatı (Saint Jean Şövalyeleri) kullanmış, merkez üs Rodos’a çok yakın. Kaş’ın hemen karşısında yer alıyor. En aheste deniz aracıyla bile yarım saatte ulaşılıyor. Yunan anavatanın en doğu ucu diyorlar. Ada ruhani bakımdan doğrudan İstanbul Fener Patrikhanesine bağlı, nüfus kışın birkaç yüz. Yazın kalabalıklaşıyor.
Avustralya’ya kadar yaşamlarını uzatmış hemşehriler adaya geri dönüyorlar. Suyu bir yerlerden geliyor, tarihi sarnıçların yetmediği belli, sebze-meyve Kaş’tan, havaalanı var. Haftada iki kez Rodos’tan gelen geminin uğradığı bir köy bu, dış dünyaya Kaş üzerinden bağlanıyor. Kaş’a göre turistin paralısı buraya, benim Romalı dostlarım Spadafore’ler gibi, adada yazlıkçı küçük İtalyan kolonisi de var. Kaş ne yapsa aynı turist kitlesini çekemez. Çünkü 30 yıl evvelki sempatik Kaş’ı betonlaştırdık. Meis (Castellorizo)’te ise herhangi bir şey ilave edilmesi bile yasak. Eski binaların restorasyonu ve sıvası çok sıkı denetim altında. Serbestçe yapılabilecek tek şey ağaçlandırma. Son krizden sonra harcamalar bizim tarafa göre yarı yarıya ve adaların müşterileri Castellorizo’da dahil daha ziyade Türkler; şimdilik her iki tarafta da bir memnuniyet havası var. Castellorizo Yunanistan’a 1948 de katılana kadar Türkler sonra Venedikliler sonra gene Türkler sonra 1915’te doğu Akdeniz’i kontrol etme gerekçesi ile Fransızlar, nihayet İtalyanlar ve harbin sonunda da İngilizlerin işgali ile renkli bir tarih yaşamış. Alışılmış ulusçu Yunan tarihçiliğinde adalardaki Osmanlı hakimiyetini baştan kara ele almak adet idi, son on yıldır Osmanlı araştırmalarında uyanan ilgi ve genç Yunanlı tarihçilerin ustalaşması üslubu değiştirdi. Şimdi herhangi bir kitabı aldığınızda; adadaki idarenin Demogerentos “İhtiyarlar Kurulu”na ve merkezden gelen yöneticilere bırakıldığını yazdıklarını görürsünüz. Osmanlı dönemindeki özerk yönetimden söz ediyorlar, adanın imtiyazlı yönetiminden söz ediyorlar. Maktu denen belirli miktardaki vergiyi kurul toplardı. Eğitim ve ruhani işler ve kiliselerin cemaatinin yönetimi patrikhaneye tabi idi. 1910’da İkinci Meşrutiyet döneminin artan merkeziyetçiliği dolayısıyla adadaki bazı imtiyazlar kaldırılmaya ve mecburi askerlik hizmeti getirilmeye çalışılınca galiba adalılar ilk gerçek ayaklanmayı göstermiş ve bu uygulamalardan vazgeçilmiş. Bugünün Castellorizo’su Bugün Meis (Castellorizo) Adası’na Kaş’tan bindiğiniz tekneyle Eminönü-Kadıköy seferi kadar bir sürede ulaşıyorsunuz. Karşınıza çıkan körfezin yani limanın girişinde adaya adını veren küçük haçlı kalesi ve karşıda “katoukia” denen uzun patika yol ile tırmanılan manastır ilk göze çarpanlar. Bunların arasında asıl ilginç olanı limandaki cami; 1169 hicri 1755 tarihli, bu 18’inci asır camii ilk elde buraya yerleşen küçük yeniçeri birliğinin ve ticaretle uğraşanların uğrak yeri olmalı; bugün müze. Adada sağda solda tıpkı Kaş’ta olduğu gibi Likya kaya mezarları var ve aynı eski kıyı kasabası Kaştaki gibi (bugün betonlaştığı için kaybolan) iki-üç katlı sempatik evlerle şehrin manzarası tamamlanıyor. Limandaki balık lokantasında hizmet eden aile üyelerinden biri belediye meclisinin de üyesi. Avustralya’dan gelen Kostas, Kaz Bar’ı işletiyor, İtalyan işadamlarından biri ve adalı eşi Konstantina limanın en gösterişli evine sahip. Adada öğleden sonra tatlı bir rüzgar eser (Meltemi), adayı yaşanır hale getiriyor. Bitki örtüsü hafif ağaçlandırma dışında ada çorak. 14 Ağustos gecesi adanın en bilinen olayı Panagiria yortusu için şehir meydanında bir eğlence vardı, belediye bir tezgah kurmuş, meşrubat, bira, su ve şiş kebap dağıtıyor, tezgahın arkasında adanın sempatik Belediye Başkanı Pavlos Panagiris şef garsonluk yapıyor. Meydanda horon dönüyor, papaz bir köşede ve herkes orada, İtalyan prensesi Ascania, adadaki birliğin albay ve yarbayı ve eşleri, öbür adalardan gelenler hepsi bu çemberin içinde; çeşitli katmanlar el ele dans ediyorsa ve bedava bira buldum diye Taksim Meydanı’na gelenler gibi cıvıtmıyorlarsa; bazı şeylerin elli yıl ilerde olduğunu düşünmek gerekir. Sadece monoton bir müzikle el ele tutuşup horon yapmakla kalmadılar, bizim harmandalına, çiftetelliye benzeyen dansları adanın okumuşu da balıkçısı da ortaya çıkıp mükemmel yaptı, komşular kadını erkeği ile folklorlarını mükemmel yaşatıyorlar. Bizde kaybolan Karagöz de öyle. Karagiozis tıpkı bizim 18’inci asrın Karagözü gibi toplumsal ve siyasal bir tenkit aracı olarak devam ediyor. Bunu bizim de sürdürmemiz gerekirdi. İtalyan dostumuz Ascania “Şimdi Madam Merkel bu eğlenceyi görse ‘Verdiğimiz paraları saçıp savuruyorlar’ derdi, aklı o kadar işte” diyor, haklı. Horon çekenlerin arasına bir ara ben de katıldım, demokrasi kültürü için çok ciddi kurumlar ve gelişmeler lazım, ama hep bir arada edepsizlik yapmadan horon çekmeyi bilmek de gerekli bir adet, o akşam bunu gözledim. Komşudaki kriz burada yok ama orada olan çevreyi koruma, yaşamayı bilmek gibi bazı şeyler de yok http://www.youtube.com/watch?v=ecVBjg8rM6U Minik Not : Dört senem Kaş ta geçmişti.. Göz olmak için..... |
kaderine küskün ama içten tebessümlerini dostlarından esirgemeyen güzel insanlar var bu dünyada ... benim farkında olduğum şansın umarım onlar da farkındadırlar .
Sting - Shape Of My Heart http://www.youtube.com/watch?v=nVYFOlVB-Uo |
Göksel i sevenler için yeni şarkılarından ...
Yalnız Kuş http://www.youtube.com/watch?v=5dSW4...eature=related |
Eskiler bir bir gidiyor. Sıra Kamil Sönmez'e gelmiş!
Allah rahmet eylesin. http://youtu.be/A0Eh5EnWk8E?t=4s |
Allah doğrusunu bilir ..Ben helal ettim...
http://www.youtube.com/watch?v=LoaB4gwQEpk
http://www.youtube.com/watch?v=IPQ2d8TvmFM .Müslüm Gürses: 'Hayat bana zordu ama güzeldi hakkınızı helal edin' |
Allah rahmet eylesin....
|
Her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar.....
Anason (Pimpinella anisum), maydanozgiller familyasından 50-60 cm uzunluğunda bir yıllık otsu bitki türü. Anavatanı Doğu Akdeniz'dir.
Anason, anason bitkisinin tohumlarından elde edilir. Rakı gibi alkollü içkilere çeşni katmak için kullanılır. Anasonun tatlımsı tadı ve özgün kokusu içinde bulunan "anethol" denilen yağdan gelir. Anethol alkolde çözünür, ama su oranı arttıkça çökelir. Bu nedenle anasonlu içkiler suyla karıştırıldığında beyaz olur. Anason, tatlılarda da kullanılan bir baharattır. Ayrıca kedi köpek mamalarına tat vermek için de kullanılır. Faydaları : Bir/gün yasaklanacak kadar çoktur..... http://www.youtube.com/watch?v=6I3P6y7DO4c |
Bugünler de....
|
İçtik Elhamdülillah Yunus EMRE
|
Gök kubbede hoş seda
|
Bu İş Çok Zor
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:31 . |
Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka &
Bahce