Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Yaşanılmaz ülke Türkiye.
Arka BahÇe Forumu

Arka BahÇe Forumu (http://www.arka-bahce.org/forum/index.php)
-   Gözlem-Tespit (http://www.arka-bahce.org/forum/forumdisplay.php?f=72)
-   -   Yaşanılmaz ülke Türkiye. (http://www.arka-bahce.org/forum/showthread.php?t=314)

nedo 12-03-2007 06:56

Yaşanılmaz ülke Türkiye.
 
Alıntı:

İddiaya göre, eniştesi Bahadır Keskin'in de içinde olduğu otomobili kullanan Akın Alabur ağır şekilde seyrediyordu. Doğan da yol isteyince, el kol hareketleriyle başlayan gerginlik tırmandı. Alabur ve Keskin, otomobili Doğan'ın aracının önüne çekerek durdu. Çıkan kavgada Bahadır Keskin bıçağını çekti. Ardından saldırganlar, İbrahim Doğan'ı denize atarak kaçtılar.

Doğan'ın eşi polis karakoluna yardım çağırmak için giderken, Soncay Doğan da çırpınan kardeşine yardım için soğuk denize atladı. Ağabeyini kolundan tutan Soncay Doğan bir süre akıntılarla boğuştu. Ancak gücü tükenince kendini bıraktı. Bu sırada olay yerinden geçen sporcu Ferit Can da iki kardeşi kurtarmak için suya atladı. Ancak onun çabaları da sonuç vermedi. Yaklaşık bir saat süren çabaların ardından İbrahim Doğan'ın cesedine ulaşıldı. Boğaz'a sürüklenen Soncay Doğan'ın cesedi ise sabah yeniden başlatılan arama çalışmaları sırasında bulundu.

Bu satırlar bugün alacağınız Milliyet Gazetesi'nden. Aynı şekilde şunlar da öyle;

Alıntı:

Türkiye son bir ay içerisinde açık kanalizasyon çukuruna dördüncü kurbanını verdi. İstanbul'da Dilara Dumru (5), Kocaeli'nde Tuğçe Özbilgili (2), Ağrı'da da Cem Yıldız'ın (5) ardından dün de Adana'da Tayfun Kuzu (6) onarım için kazıldıktan sonra ağzı açık bırakılan kanalizasyon çukuruna düşerek hayatını kaybetti.

Gene bir haber sitesinde, son bir kaç yılda yaşları 8 ila 10 arasında değişen 100 kadar çocuğa tecavüz ettiği öğrenilen bir sapığın yakalandığını okudum dün. Ailelerin sadece 10'u şikayet etmiş polise.

Hergün yaklaşık 20 kadar tecavüz haberi düşüyormuş ajanslara ve bu, polise gidenlerin sadece %30'u imiş. Yani her gün 70 vaka polise başvuruyor. Bu yukarıdaki sapığın durumu baz alınırsa, polise başvuranlar da tecavüz edilenlerin %10 u. Yani ülkemizde günde ortalama 700 tecavüz vakası yaşanıyor.

Polislerimiz, polis olamayacak kadar şişman, yaşlı ve eğitimsiz. "Organize İşler" filminde dolandırılan aile deki anne, "Sadece biz masumlar polisten korkuyoruz nedense" diyor. Ne kadar anlamlı değil mi?

Mahkemelerimiz, tecavüzcüleri, katilleri aramıza salıyor. Davalar uzuyor, gerekli cezalar verilmiyor.

Psikologlara sorarsanız; Egomuz, Törelerimiz, Kültürümüz. Artık ne derlerse desinler, bu sorunların asıl temeli, "Kaybedecek birşeyleri olmayan insan" fazlası. Ertesi gün gideceği iyi getirisi olan bir işe sahip yada üniversitenin 3. senesinde mühendis olacak bir genç olmuyor bu olayların zanlıları.

"Gene de bunlar kötü yanları abartma" diyorsan eğer yazımı okurken. Bir de şu satırları oku;

Alıntı:

Sene 2000, 16 yaşındayım, o gün olduğumuz öss denemesi'nin sorularını kontrol etmek için arkadaşımın evine gidiyorum. 3 kişi yolda göz göze geldiğim için beni çeviriyor. Hemen yakınlardaki tren yolunun yanına, çalılıklara götürüyorlar. "Bizim kızı senmi tavladın?" diyorlar, "Hayır" diyorum. Kısa boylu olan, en çok soruna yatkın olanlarına dönüyor: "Bu mu o, eminmisin?" diyor. "Evet evet bu" diyor o'da. "Hayır" diyorum "tanımıyorum hiç birinizi." Yarım saat süren tartışmanın ardından sigara veriyorlar. Sigar içiyoruz.

Çok geçmeden kısa boylu olan gümüş, üzerinde gül deseni olan bir silah çıkarıyor. "Bak olum, aranıyoruz zaten biz, söyle sensen" diyor bana. "Kaçarsan eğer sırtından vururum, 2 metre gidemezsin" diyor. Gayet soğukkanlıyım. Aslında o kadar ki ben bile şaşıyorum bu duruma. Bir yarım saat de psikolojik savaş veriyorum. En sonunda bir şekilde bırakmalarını sağlıyorum beni. Şans mı yaşıyor olmam bilemiyorum. Bu hatıra aklıma 10 kere ya geldi ya gelmedi şimdiye kadar. Eğer o çocuk silahı göüsüme tutarken tetiğe basmış olsa, şimdi burada olmayacaktım. Bu kadar ucuz mu insan hayatı?

Bunlar benim o seneki notlarımdan, KENDİ yaşadıklarım.

Gene geçen sene E-5 Kozyatağı üstünde sebebini anlamadan 90 model tanus'u ile iki maganda yolumu kesmeye çalıştı, camdan sopa ve döner bıçağı çıkardılar, küfürler ettiler dakikalarca sıkıştırdılar. Bu olay yaşanırken yanımda kız arkadaşım da vardı. Yavaşlayıp uzaklaşmalarını sağlamak için frenlerken arkamdaki ticari araç şöförü yürüsene diye bağırarak kornaya basıyordu. O anda içimdeki duyguları; Kin, Nefret ve Öfke kelimeleriyle yazıya dökebilirim ancak. 2 hafta kadar bu yaşadığım aklımdan çıkmadı. Duygularımı anlatmam mümkün değil. Evet belki yaşıyor olmam bu sefer de arabadan çıkmama bağlı?

1 hafta önce gece 2 de sinemadan gelirken eski model bir mercedes takıldı peşime. 4-5 sokak takip ettiler. En sonunda evimin yakınlarında ara sokağın birine park edip kontağı kapatarak saklandım. Göremediler ve bir iki tur atıp gittiler. Muhtemelen araçtaki 4 kişide sarhoştu.

Bunlar başıma gelenlerin bir kaçı. Yakınlarımın başına gelenler, haberlerde hergün gördüklerim... Gece 12'de bir avrupa ülkesinde metro'dan çıkıp otelinize yürürken, dilini bilmeseniz, sokakları tanımasanız da en ufak bir ürperti yaşamaz, korkmaz ken... Kendi doğduğunuz ülke onlarca senedir yaşadığınız şehir... Gündüz vakti... Sizin memleketiniz... Yaşanılmaz ülke Türkiye.

Emin 15-03-2007 18:37

Yaşayacağımız Kadarıyla
 
Alıntı:

nedo´isimli üyeden Alıntı
...Kendi doğduğunuz ülke onlarca senedir yaşadığınız şehir... Gündüz vakti... Sizin memleketiniz... Yaşanılmaz ülke Türkiye.


"Yaşanılmaz Ülke" dediğin bu topraklarda, her şeye rağmen, ısrarla ve inatla kuyruğu dik tutmaya özen göstererek, huzursuz da olsak, gerine gerine olmasa da, gerile gerile, ecelimiz gelene kadar yaşayacağız, Sayın nedo.

Lizzy 15-03-2007 21:37

Yıllar önce,tüm gemileri yakıp başka br memlekete yerleştiğimde bir baktım ki iki ay sonra şöyle bir dörtlük karalamışım:Ey kıro,magandalar-Sizi bile özledim-Bilmiyorum ne zaman-Bitecek bu hasretim? Kısa süre içinde arkama bile bakmadan,içim sevinçten taşarak dönüp geldim.Ve yemin ettim,bir daha asla diye...
Şimdi delirsem de sıkça,kafamı taşa vurasım gelse de ve hatta bazan vursam da...Aferin bana,iyi ki gelmişim diyorum.Kendimi aldatmaysa bu,kabulümdür...
İşte ilk adımlarımı attığım sahil yolu.işte ilkokulum.Vapurla Boğazı geçerken ta uzaktan görülen doğduğum evin kırmızı çatısı.İşte sevgilimle ilk buluştuğum çay bahçesi.İşte aynı gün annemin bizi yakalayıp kulağımı çektiği otobüs durağı.İşte Bebek otobüs durağının karşısındaki yağmurdan saklandığım içi oyuk ağaç.İşte Osman bakkalın artık yenilenmiş dükkanı.Anılar ve mekanlar.Onlar yoksa hiçbirşey yok.Ben de yokum...

bikmisbroker 16-03-2007 12:01

Alıntı:

nedo´isimli üyeden Alıntı

Bunlar başıma gelenlerin bir kaçı. Yakınlarımın başına gelenler, haberlerde hergün gördüklerim... Gece 12'de bir avrupa ülkesinde metro'dan çıkıp otelinize yürürken, dilini bilmeseniz, sokakları tanımasanız da en ufak bir ürperti yaşamaz, korkmaz ken... Kendi doğduğunuz ülke onlarca senedir yaşadığınız şehir... Gündüz vakti... Sizin memleketiniz... Yaşanılmaz ülke Türkiye.


Tuylerim diken diken oldu bu yazini okurken NEDO..
Hadi bizden gecti de, Turkiyeye gelmek icin can atan, arkadaslari ile bulusup gezmek icin Turkiyeye gelecegi gunleri iple ceken, 21 yaşindaki CANOş'um OGLUM var.

6 senedir (yukarda yazdigin) Turkiye şartlarindan/gerceklerinden UZAK yaşayan civanim var..

Ben ne yapacagim? Nasil koruyup kollayacagim bu genci, bu haydut sehirde?

MORALiMi bozdun, dibe vurdum..

ŞEN 16-03-2007 14:17

En son geldiğinizde 4 kişi toplanmıştık hatırlarsan sevgili Babo. Siz bir anınızı anlatmıştınız restaurantta geçen. Bende size o bişeymi abi biz hergün neler yaşıyoruz demiştim.

Ben artık gazete okumuyorum. Televizyonda haber ve dizi seyretmiyorum. Trafikte ise mecburen bulunuyorum ama herhan flim kopabilir.

Sevgiler, Saygılar.

alihoca 16-03-2007 15:01

Ülkemiz dikensiz gül bahçesi olsa ne güzel olurdu.
Hiç olmazsa elimizi kanatmadan, acıtmadan,
Gül görür, gül koklar, gül gibi yaşar giderdik...

bikmisbroker 16-03-2007 16:05

Alıntı:

alihoca´isimli üyeden Alıntı
gül gibi yaşar giderdik...


Gül gibi yaşamayi bir kenara biraktik, ADAM gibi sokaga cikabilsek yeter sevgili Ali Hocam..

bikmisbroker 16-03-2007 16:07

Alıntı:

Lizzy´isimli üyeden Alıntı
Yıllar önce,tüm gemileri yakıp başka br memlekete yerleştiğimde ...

Gemileri yakmak problem degil, unutulmayan, her zaman bellegimizde yasayacak olanlar ise LiMANLAR..
Bellegini, LiMANLARI da yok edebilirmisin??
Mumkun degil..

1 Tas corba, 1 kasik yemek ile heryerde karin doyar,
Bellegimdeki guzel ulkemde bu olaylar bana koyar,
Coluguma Cocuguma "Bak senin dogdugun bu guzel topraklar"
Diyemedikten sonra...
NEYE YARAR?? .. NEYE YARAR??

AnnE 16-03-2007 20:23

Beni bekleme kaptan ;
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı
Kubbeli
Mavi bir liman
Beni o limana çıkaramazsın.



Yaşanılmaz ülke ha ...!!!
Nedo çocuk ; sen o ülkede yaşadın yaşıyorsun; kaybedeceklerinin, ulaşamayacaklarının, elinin altında olupta kullanmayı aklına getiremediklerinin değerini, kaybetmeden bilemezsin ay çocuk.

Anlaşılan kaçmak için kılıf arıyorsun .
Kaçanlara, kaçırılanlara sor onu.
Alacağın cevap eminim ki seni tatmin etmeyecek ve çekip gideceksin bu lanet olası şehirden.
Geride buraktığın sadece özleyeceklerin olacak .
Git Nedo.
Hoşça git.
Aklın burada kalmayacak ama aklından hiç çıkmayacak.
Hoş git.
Korkma seni kimse tutamaz.
Geride de senden başka seni çağıran olmayacak...
Bir de o bir daha yaşanılamaz anılar.

Lizzy 16-03-2007 22:14

(Burası şiir alanı değil,biliyorum.ama gündeme çok iyi yakışacağını düşündüm.)



'Bir başka ülkeye,bir başka denize giderim'dedin,
Bundan daha iyi başka şehir bulunur elbet
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya,
Bir ceset gibi gömülü kalbim...
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem,nereye baksam,
Kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün
Boşuna bunca yılı tükettiğim ülkede...

Yeni bir ülke bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir...
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede kocayacaksın.
Aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp aynı şehre geleceksin sonunda,
Başka birşey umma...

Bineceğin gemi yok.
Çıkacağın yol yok.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada,bu köşecikte,
Öyle tükettin demektir tüm yeryüzünde.

KAFAVİS


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:45 .

Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce