Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::db_connect() should be compatible with vB_Database::db_connect($servername, $port, $username, $password, $usepconnect) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Strict Standards: Declaration of vB_Database_MySQLi::select_db_wrapper() should be compatible with vB_Database::select_db_wrapper($database = '', $link = NULL) in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 1095

Deprecated: Non-static method vB_Shutdown::init() should not be called statically, assuming $this from incompatible context in /home/arkabahc/public_html/forum/includes/class_core.php on line 2294
Arka BahÇe Forumu - Güzelleme (Şiir)
Arka BahÇe Forumu

Arka BahÇe Forumu (http://www.arka-bahce.org/forum/index.php)
-   Müştemilat (http://www.arka-bahce.org/forum/forumdisplay.php?f=73)
-   -   Güzelleme (Şiir) (http://www.arka-bahce.org/forum/showthread.php?t=15)

buena vista 21-03-2006 19:50

Memleketim
 
Memleketimi seviyorum:
Cinarlarinda kolan vurdum, hapishanelerinde yattim
Hicbir sey gideremez ic sIkIntimi
Memleketimin sarkilari ve tütünü gibi...
Memleketim:
Bedrettin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya..
Kursun kubbeler, fabrika bacalari.
Benim o kendinden bile gizleyerek
Sarkik biyiklari altindan gülen halkimin eseridir.
Memleketim:
Sen dünyanin en güzel,
En hakli kavgalarindan birini yapansin.
Ve ben o kavgayi
Ve ben seni severim..
N.Hikmet Ran

Ramo 25-03-2006 11:08

Bahar, Gelme ÜstÜme!
 
*
Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin, afrodizyakların en etkilisi, sevdanın suçortağısın.
Yapma bunu bana!
Bahar, yalvarırım çek git işine!
Salma üstüme çiçeklerini, aklımı çelme!
Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.
Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...
Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem...
Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek...
Yapma bunu bana bahar,
Böyle üstüme gelme!
Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı...
Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime...
Kalbimin buzları erimiş.
Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir...
bir de sen çıldırtma beni...
Krizdeyim ben... Tembelliğin sırası değil, uyamam sana...
Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol.
Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar beni...
Bulutların üşüşmesin başıma...
Girme kanıma benim... yoldan çıkarma!..
Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin, afrodizyakların en etkilisi,
Sevdanın suç ortağısın.
Kıyma bana!..
Biliyorum çünkü, yine kandırıp yeşillendireceksin aşka; gövdemi azdırıp sonra birden çekip gideceksin.
Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir kuraklığın ortasında terk edeceksin...
O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman...
Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin uçuştuğu günbatımları...
Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan...
Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında...
Yeşerttiğin çiçekler yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz...
Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden... yüreğim viraneye...
Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da...
Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.
İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar...
İş açma başıma...
Git işine!
Yoldan çıkarma beni!
*
Can Dündar

buena vista 01-04-2006 18:14

Felek ne cömert asagilik insanlara!
Han hamam,dolap degirmen, hep onlara.
Kendini satmiyan adama ekmek yok:
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!

Ö.Hayyam

buena vista

alihoca 06-04-2006 23:20

Dostları Olmalı İnsanın

Dostları olmalı insanın,
Aynen gemilerin limanları gibi
Zaman zaman uğradığın
Yükünü boşalttığın
Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda

Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
Geri döneceğin günü bekleme umuduyla
Bazan rüzgara o açmalı yelkenini
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
Halatlarını çözmeli
Seni çok
Ama çok özlemeli

Dostları olmalı insanın,
Ermiş, bilge hayatı ezbere okuyabilen
Düşünmediklerini düşündüren
Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
Gerektiğinde senin’çün ateşi yutabilen

Yolunu ışıtan ustan olmalı,
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini
Sana vermeli soğuk bir kış gününde
Üzerindeki tek gömleğini


Oğuzkan Bölükbaşı

Arka'daş 08-04-2006 16:25

Felek doğruyu eğriyi tartaydı,
Her işine güzel demek kolaydı.
Böyle mi yaşardı iyiler dünyada,
Evrenin özü doğruluk olaydı?

Hayyam

Arka'daş 08-04-2006 16:33

Gök yaban gülleri döküyor eteğinden
Bir çiçek yağmuruna tutuldu sanki çimen
Gül şarap dolsun kadehimin lalesine
Mor buluttan yere yaseminler düşerken.
@ @ @
Geçmiş günü beyhude yere yad etme
Bir gelmemiş an için de feryad etme
Geçmiş gelecek masal bütün bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbad etme

Hayyam

Master 08-04-2006 20:04

Yaşayan kaç dostunuz kaldı ?

"30'unu geçtikten sonra en zor iş, yeni dostlar edinmek galiba ?" diyor
Aleksand.
Bir kornişon atıyor ağzına. Bir kadeh votka ile boğazını ıslatıyor
ve devam ediyor ;
"Ama daha zoru, sahip olduğun dostlukları muhafaza etmek sürdürmek"


Ruslar Votka adabına değer verir.
Bizdeki gibi votkayı kola veya limon suyu ile içenleri bu ŞEREFLİ İÇKİYE
HAKARET ETMİŞ sayar. Votka'ya buz istemekse İHANET ile özdeştir.
Erbabına sorarsanız, votka oda sıcaklığında muhafaza edilir,
buzlukta bekletilen küçük kadehler'de sek içilir.

Aleksandr diyor ki :
"Vokta özel bir içkidir. Şarap veya konyağın aksine, ağızda değil
boğazda hissedilerek içilir. Yani votka, dostluk gibidir. "


Ağzı, boğazı anlıyorum da, sonrasına aklım yatmıyor.
Gerçekten de konyağın şarabın hoş tadını, kokusunu, rayihasını
ağızda duymak, damakta çalkalayıp içmek iyidir.
Votkanınsa tadı parlak değildir, dilinizle damağınızda hissederseniz
sevemezsiniz.

İdeal olan, kadehi fondipleyip boğazınıza devirmektir.
Önce boğazdan aşağı inen, sonra ağızdan dışarı çıkan yangını
hissetmektir işin sırrı.

Dostluk ile votkanın ilişkisini soruyorum Aleksandr'a.
Bir matematik formülünü açıklar gibi anlatıyor :
"Tanımadığımız insanlara şarap gibi davranırız.
Önce bir yoklar sonra yavaş yavaş içimize kabul ederiz.
Oysa dostları biliriz, acı da söyleseler dert etmeyiz, doğrudan içimize kapı açarız.
Votka'yı böyle içeriz işte !..."
"Her Türk şair ise, her Rus da bir filozoftur" diyor Aleksand.

Dostlukları, 30'undan sonra kaybedilen dostları, önce seyrekleştiren
sonra biten yazışmaları, unutulan doğum günlerini, yenilenen telefon
defterlerine artık alınmayan eski dostları
..
Ağzımda buruk bir votka tadıyla...
Yeni dostluk teşebbüslerinde hep eksik kalan bir şeyler olduğunu,
yıllar ötesine uzanan ortak öyküler olmadıkça elde hep prefabrik dostluklar
kaldığını düşünüyorum.

Ben derin sularda dolaşırken, arkadaşım Aleksand kadehleri
doldurmakla meşgul.
Limiti aşmışım zaten.
"İçmesen de dolu kadehi kaldırmalısın" diyor.
"Bizde, dostuyla kadeh tokuşturmadan içene alkolik derler !"
"Şaşa" diyorum, kısa adıyla seslenip, " peki o halde bizim rakı ne
olacak?

"Yüzünü buruşturuyor, şeytan görsün der gibi elinin tersiyle havaya
bir fiske savuruyor.

Sebebini biliyorum.
Tüm Rusların en keyifsiz çocukluk anısı, zorla içirilen anasonlu bir
öksürük şurubudur.
Rakı, işte o melun şurubu hatırlatır.
O yüzden rakı ile Ruslar arasında dostluk olacak iş değil.
"Bizden votkayı alalım, sizden de Türk kahvesini. Dost kalalım. Ama
rakıyı unutalım ! " diyor.
Kaç zamandır rakı içmediğimi düşünüyorum.
Ve kaç zamandır kaç eski dostun sesini
duymadığımı...

"Çok zaman, hatırlayamadığım kadar çok uzun zaman.
Ve hatırlayabildiğim kadar az insan..."

Nazım Hikmet

Emaille yollayan dosta tşk ederim...

Arka'daş 09-04-2006 12:31

Şiiristan

Bir yer var orada ikimiz için
Orada, bildiğin gibi şiiristanda
Evler Yunus'un evleri
Yollar Emrah'ın yolları
ve Hayyam'dan birer rubai gemiler limanda

Deniz bildiğin gibi Orhan Veli'den kalma
Mevsimse Yahya Kemal'in sonbaharı
Nedim'dir seyreylediğin bir elde mey, bir elde gül
Çeşmeler Karacaoğlan'ın
Dağlar Küroğlu'nun dağları

Tarancı'nın kuşları havada dönen
Kadınlar Haşim'in kadınları görüyor musun?
Yeter bir nabız gibi vurduğun bende
Bana bir şiir ver güzelliğinden
Bütün şiirler senin olsun

Şiiristan sultanı, devletlü gönlüm emreylesin yeter ki
Güzelliğinden nice ülkeler kurulur
Yoksan gece ve ölüm
Varsan el sürdüğün herşey şiir
Ayak bastığın her yer şiiristan olur.


Ümit Yaşar Oğuzcan

Arka'daş 09-04-2006 15:50


berrak 10-04-2006 22:37

Üstüme gece çökmüş
Ama içim ışıl ışıl
Beklerim ta sabaha kadar
Beklerim de geceyi değiştiremem.
Gecenin gücü beni aşar
Her şey anını bekler
Haydi gel, senin zamanın artık
Yürüsene benimle...
Sessizlikte insan
Belki aradığını duyar
Ama her kulak işitmez.
Bir kişi bulur
İkincisi tohum eker
Sonra yeşillenir çiçekler
Her şey zaman ister
Haydi gel, senin zamanın artık
Yürüsene benimle.
Yanımda dur
Usulca koluma dokun
Ama ellerim senin olsun
Yüzüme bak
Sana anlatacak
Çekinme, güven bana
Her şey sevgiyle başlar...
--------------------------
muhtemelen bülent ortaçgil
--------------------------


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:56 .

Telif Hakları vBulletin v3.5.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
Tercüme ve Tasarım : Arka & Bahce